Kategori: Mary Shelley

Bilgi ve Güç: Frankenstein ile Prometheus’un Çelişkileri

Canavarın Doğuşu ve Bilimsel Aklın Sınırları Mary Shelley’nin Frankenstein adlı eseri, modern bilimsel aklın hem zaferini hem de kırılganlığını gözler önüne serer. Victor Frankenstein’ın canavarı, insanlığın doğayı kontrol etme arzusunun somut bir tezahürü olarak okunabilir. Jürgen Habermas’ın bilimsel rasyonalite eleştirisi, bilimin etik bir çerçeveden yoksun ilerleyişinin toplumsal ve bireysel yıkımlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsanlığın Ateşi ve Tekinsiz Yaratılar

Ateşin Çalınışı ve İçsel Çatışma Prometheus’un ateşi çalma eylemi, insanlığın bilgiye ve yaratıcılığa olan arzusunun en eski sembollerinden biridir. Bu mit, teknoloji geliştiricilerin süperego ile id arasındaki gerilimi yansıtır: Süperego, toplumsal normların ve etik sınırların temsilcisi olarak, yeniliklerin potansiyel tehlikelerine karşı uyarırken; id, sınır tanımayan yaratıcı dürtüyü, keşfetme ve dönüştürme

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gotik Edebiyatın Özü ve Derinlikleri

Gotik edebiyat, insan ruhunun en karanlık köşelerine, toplumsal çatlaklara ve varoluşsal sorgulamalara uzanan, 18. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan bir edebi akımdır. Bu tür, korku, gizem ve doğaüstü unsurları bir araya getirirken, yalnızca korkutmayı değil, aynı zamanda insanın iç dünyasındaki çelişkileri, toplumsal düzenin kırılganlığını ve evrensel soruların ağırlığını sorgulamayı amaçlar. Gotik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Frankenstein ve Prometheus: Bilginin Çağdaki Yansımaları

Bilginin Peşinde İki Figür Victor Frankenstein ve Prometheus, insanlık tarihinin bilgi arayışına dair güçlü anlatılar sunar. Mary Shelley’nin Frankenstein’ında Victor, doğanın sırlarını çözme hırsıyla hareket eder; modern bilimin sınırlarını zorlayarak bir canlı yaratır. Öte yandan, Aiskhylos’un Prometheus Bound’unda Prometheus, tanrıların tekelindeki ateşi insanlara sunarak onların karanlıktan kurtulmasını sağlar. Her iki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mary Shelley ve bir mağduriyet masalı ‘Frankenstein’

Frankenstein’ın dünyanın ilk bilimkurgu eseri olarak kayıtlara geçtiği de onun yazarının kadın edebiyatçı Mary Shelley olduğu da sıklıkla unutuluyor. Mary Shelley, 30 Ağustos 1797 tarihinde Londra’da dünyaya geldi. 1816 yılında şair Percy Bysshe Shelley’le evlendi. İki yıl sonra en tanınmış romanı olan Frankenstein’ı yayınladı. Shelley, Frankenstein’ın yanı sıra Valperga (1823),

OKUMAK İÇİN TIKLA

Frankenstein’in yaratıcısı Mary Shelley: “Hayallerim; canım sıkkınken sığınağım, özgür anlarımda ise en büyük keyfimdi”

Yazarın, Standard Novels Baskısındaki Önsözü (1831) Frankenstein’ı dizilerinden biri için seçen Standard Novels yayımcısı, benden öykünün ortaya çıkışı hakkında bilgi vermemi rica etti. Ben buna dünden razıydım, çünkü bu sayede şahsıma sık sık yöneltilen bir sorunun cevabını verebilecektim: O sıralarda henüz bir genç kız olan ben, nasıl böylesine dehşet bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Son İnsan – Mary Shelley “apokaliptik romanın ilk modern örneği”

Gotik edebiyat alanı, kadın yazarların sivrildiği bir türdür. Bazı eleştirmenler bu olguyu kadın yazarların özel yaşamlarında babalarından, sevgililerinden ve kocalarından gördükleri baskı, taciz ve zulümden etkilenmelerine bağlarlar. Mary Shelley de 1826’da yayımlanan Son İnsan romanıyla gotik edebiyata özgü bilimkurgunun alt türü olan apokaliptik romanın ilk modern örneğini veren ve bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Frankenstein (Çizgi Roman) – Mary Shelley

Mary Shelley’nin “Frankenstein”ı, ilk olarak 1818 yılında yayımlanmıştı. Yayımlandıktan sonra büyük yankı uyandıran roman, bilimsel gelişmelerin varabileceği tehlikeli aşamayı gözler önüne sermeyi, insan kabiliyetinin dudak uçuklatıcı örneklerini veren yaratının, aynı zamanda nasıl olup da onun cehennemi olabileceğini göstermeyi amaçlıyordu. Shelley’nin öyküsü, gelişen tıp ilminin verdiği imkanlarla yaratılan yeni bir varlığın,

OKUMAK İÇİN TIKLA