Kategori: Michel Foucault

Bireyleşme ve Neoliberal Öznelik: Direnişin Psişik ve Politik Boyutları

Foucault’nun Modern Öznesi: İktidarın Ürünü Michel Foucault, modern öznenin iktidar mekanizmaları tarafından inşa edildiğini savunur. Birey, neoliberal düzenin bir parçası olarak, sürekli üretken, rekabetçi ve tüketici bir kimliğe zorlanır. Kapitalizm, öznelliği bir mal gibi paketler: İş dünyasının “başarılı girişimcisi”, sosyal medyanın “mükemmel bireyi”. Foucault’ya göre, bu kimlikler özgür bir seçim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gölge ve Öteki: Foucault ile Jung Arasında Bir Karşılaşma

İktidarın Dışlama Mekanizması: Foucault’nun Ötekileri Michel Foucault, iktidarın tarihsel olarak “ötekileri” nasıl dışladığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Deliler, suçlular, hastalar—toplumun “normal” kabul etmediği herkes, birer tehdit olarak damgalanır ve dışlanır. Akıl hastaneleri, hapishaneler, tecrit odaları; bunlar sadece fiziksel mekanlar değil, aynı zamanda iktidarın ötekileştirme stratejisinin somutlaşmış halleridir. Foucault’ya göre,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jung’un Evrensel İmgeleri Foucault’nun İktidar Ağında Nasıl Yeniden Üretilir?

ARKETİPLER EVRENSEL Mİ, YOKSA TARİHSEL İKTİDAR ARAÇLARI MI? Foucault’nun normatif iktidar analizi, toplumsal kabullerin nasıl “doğal” kılındığını gösterirken, Jung’un arketip teorisi bu kabullerin kökenini kolektif bilinçdışının mitik imgelerine dayandırır. Peki ya arketipler, iktidarın kültürel hegemonya aracına dönüşmüşse? Örneğin, “anne” arketipinin fedakârlık miti, kadınları ev içi emeğe mahkûm eden bir norm

OKUMAK İÇİN TIKLA

Søren Kierkegaard, Michel Foucault, Jacques Lacan, Sigmund Freud ve Erich Fromm’un İktidara Bakış Açıları,

Søren Kierkegaard, Michel Foucault, Jacques Lacan, Sigmund Freud ve Erich Fromm’un iktidara bakış açıları, her bir düşünürün felsefi ve psikolojik çerçevesine göre şekillenmiştir. İşte bu beş düşünürün iktidar kavramına dair görüşleri: Her bir düşünür, iktidar kavramını kendi teorik çerçevesi içinde ele alır ve bu, onların iktidarın doğası ve insan deneyimi

OKUMAK İÇİN TIKLA

FOUCAULT’NUN iktidar kuramının ana tezi

FOUCAULT’NUN iktidar kuramının ana tezi şudur: İktidar 17. yüzyıldan beri artık bir hükümdarın kelle alıp-veren iktidarı şeklinde değil, disiplin ve biyo-iktidar biçiminde tezahür etmektedir. Hükümdarın gücü kılıçtan gelir ve tebayı ölümle tehdit eder. “Hayata, yok etmek amacıyla el koyma ayrıcalığı’yla zirveye ulaşır.” Buna karşın disiplin iktidarı, “tabi kıldığı güçlerin kışkırtılması,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Foucault: “Ne olduğumu tam olarak bilmenin gerekli olmadığını düşünüyorum.

Foucault: “Ne olduğumu tam olarak bilmenin gerekli olmadığını düşünüyorum. Yaşamanın ve çalışmanın temel önemini oluşturan şey, başlangıçtakinden farklı biri haline gelmektir. Bir kitap yazmaya başladığınızda sonunda ne söyleyeceğinizi bilseniz, onu yazmaya cesaret edeceğinize inanıyor musunuz? Yazı ve aşk ilişkisi için geçerli olan yaşam için de geçerlidir. Oyun, ancak nasıl biteceği

OKUMAK İÇİN TIKLA

FOUCAULT: Bir entelektüelin rolü

FOUCAULT: Bir entelektüelin rolü başkalarına ne yapmaları gerektiğini anlatmak değildir. Zaten hangi hakla bu role soyunulabilir ki? Entelektüellerin son iki yüzyıldır geliştirebildikleri bütün kehanetler, vaatler, öğütler ve programlar ile bunların şu anda görebildiğimiz etkilerini getirin gözünüzün önüne. Entelektüelin işi başkalarının siyasi iradesine şekil vermek değildir; entelektüelin işi, kendi alanında yaptığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Michel Foucault’u özetleyen tek kelime: “İKTİDAR”

Sizden kıpkısa bir felsefe tarihi yazmanızı istediklerini hayal edin. Ya da devasa bir çeşitlilikle günden güne genişleyen felsefenin kendisini birkaç tweet’e sığdırmanız istenmiş olsun. Bu durumda, her bir önemli filozofun düşüncesini en iyi yakalayan bir tek kelime bulmaya çalışmak iyi bir fikir gibi görünüyor. Platon’un “formları”, René Descartes’ın “zihni” ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Akıl Hastalığı ve Psikoloji – Michel Foucault

1950’li yılların ilk yarısı Foucault için, felsefi çalışma dönemi olduğu kadar, aynı zamanda edebiyatı, psikolojiyi ve psikiyatriyi yakından inceleme fırsatı bulduğu bir dönem de olmuştur. Nitekim 1952 ve 1953 yıllarında sırasıyla psikopatoloji ve deneysel psikoloji alanlarında eğitim görüp diploma almış ve sonra Sainte-Anne Hastanesi’nde Lacan’ın seminerlerine katılmıştır. Michel Foucault, ilk

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyük Yabancı – Dil, Delilik ve Edebiyat Üstüne Konuşmalar – Michel Foucault

Filozofların edebiyat üstüne düşünmeleri her zaman ufuk açıcı ve heyecan verici olmuştur. İyi bir edebiyat okuru olduğunu bildiğimiz, kitaplarında kullandığı kıvrak dil hemen fark edilen Foucault, yeni yayımlanan bu konuşma metinlerinde 1960’larda kafasını en çok meşgul eden meselelerden üçünü ele alıyor: dil, delilik ve edebiyat. Birinci konuşmada deliliğin dil ve

OKUMAK İÇİN TIKLA