Kategori: Montaigne

Yeniçağ: Descartes ve Montaigne – Zeynep B. Sayın

 I. Jacques Lacan, parçalanmış modern öznenin dünyaya Descartes’tan kalan bir miras olduğunu yazar. Bunun nedeni ise öznenin, onyedinci yüzyılla birlikte, kendini merkez olarak konumlandırma isteğidir. Dünyasal söylemlerin meşruiyeti artık dünyanın dışında bulunan bir tanrı tarafından değil, düşünen öznenin kendi tarafından sağ­lanmalı, insan özgürlüğüne kavuşmalıdır. Kuşkusuz haklı bir istektir Descartes’ın iste­ği; çünkü onyedinci yüzyıl

OKUMAK İÇİN TIKLA

Montaigne: Bilmediğini Söyleyebilme

BİLMEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLME Dünyadaki birçok kötülükler, daha cüretle söyleyelim, dünyanın bütün kötülükleri, bizi bilgisizliğimizi açığa vurmaktan kaçınmaya, reddemediğimiz şeyi kabul etmeye alıştırmalarından geliyor. Her şeyden bilgiçce ve kesinlikle söz ediyoruz. Roma’da bir adet varmış: Bir tanığın gözleriyle gördüğünü söylediği ve bir yargıcın en kesin bilgiyle ortaya koyduğu şeyden bile, bana öyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Montaigne: İyi Amaç Uğruna Kötü Yollar

İYİ AMAÇ UĞRUNA KÖTÜ YOLLAR Doğanın yapıtlarındaki evrensel düzende şaşılası bir bağlaşma ve uyuşma var: Belli ki oluruna bırakılmış ve değişik başların yönettiği bir düzen değil bu. Bedenlerimizin hastalıkları, nitelikleri, devletlerde, hükümetlerde de görülüyor. Krallıklar, cumhuriyetler bizim gibi doğuyor, gelişip parlıyor ve yaşlanıp ölüyorlar. Bedenlerimizin gereksiz ve zararlı akıtlarla dolduğu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Albert Camus: “Kes sesini akciğer! Yavaş yavaş çürüyüşünü duymayayım artık.”

Montaigne’in “Felsefeyle Uğraşmak Ölmeyi Öğrenmek Demektir” başlıklı denemesini okuduğunda Camus, Montaigne’in ölüm korkusu hakkında ortaya serdiği “şaşırtıcı şeyler” (“etonnantes choses”) karşısında yaşadığı hayreti dile getirir. Bu noktada aslında şaşırtıcı olan, Camus’nün bu hususu öznel bir şekilde yanlış yorumlamasıdır. Zira söz konusu denemenin (1. kitap, no. 20) tamamında, ölümü itidalle ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Okudukça Paris, yazdıkça Montaigne – Feridun Andaç

Doğrusu bir ülkeye adım atarken oranın yazarına, diline dair çok şey gelir aklıma. Okuduklarımdır elbette beni gelip bulan, hatta bana rehberlik eden. Ama öyle elimden tutup gezindiren değildir hiçbiri. İstemem de öylesini. Victor Hugo size Paris’i nasıl anlatabilir? Ya da onun anlattıklarıyla Paris sizin gözünüzde nerededir? Ama bir Notre Dame

OKUMAK İÇİN TIKLA

Montaigne’in Denemeler’i yazdığı Kule’sine yapılan geziden izlenimler

İşte, nihayet, güzelim bir parkın içinde yürüyoruz, ormanlık alan, çim açıklık, kalbimde sevinç. Birkaç adım daha atıyorum, Senyör Michel de Montaigne’in kulesi karşımda. Modern denemenin yaratıldığı yerdeyim. Yuvarlak, tombul bir kule. Şatonun arkasındaki dış binaların oluşturduğu karenin bir köşesinde duruyor. Öbür köşedeki kuleye de karısı çekilirmiş bazen. Bey kulesi, hanım

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dünyadaki fenalıkların birçoğu karşı çıkamadığımız şeyi kabullenmeye alıştırmalarından geliyor – Montaigne

BİLMEDİĞİNİ İFADE EDEBİLME Dünyadaki fenalıkların birçoğu, daha cesurca söyleyelim, dünyanın bütün kötülükleri, bizi cahilliğimizi sergilemekten kaçınmaya, karşı çıkamadığımız şeyi kabullenmeye alıştırmalarından geliyor. Her şeyden ukalaca ve kesinlikle söz ediyoruz. Bir Roma geleneği varmış: Bir tanığın gözleriyle gördüğünü söylediği ve bir yargıcın en tartışılmaz bilgiyle meydana koyduğu şeyden bile, bana öyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Hiçbir işe yaramaz ve haddini bilmez yazar bozuntusuyum.” Montaigne

Düşünceler, Montaigne’in kafasında birbirini izlemektedir; Montaigne, onları kendini hiçbir yükün altına sokmaksızın kâğıda döker; çünkü Montaigne Şatosu’nun efendisi, bu küçük denemeleri bastırmayı aklının ucundan bile geçirmemektedir. “Düşüncelerimi böyle kumaştan kesilme, belli bir plan ya da niyet olmaksızın bir araya getirilmiş desenler gibi ortalığa saçıverdiğimde, ne onları savunma ne de onlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

“bize sırt çevirenlere değil, ellerini uzatanlara yakınlaşması” için Montaigne’nin çocukken yoksul bir ailenin yanına verilmesi

Soylu bir ad, bilincinde olmaksızın kendini hep korumak ve kuşaktan kuşağa iletmek iradesini içerir. Seigneur de Montaigne unvanını taşıyan ilk kişi olan Pierre Eyquem de Montaigne için de 1533 Şubatı’nın son gününde, doğumlarından hemen sonra yitirdiği iki kızının ardından onca özlemini çektiği ilk erkek evlada, yani bizim Michel de Montaigne’imize

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zweig’den Montaigne biyografisi ve kendini bilmenin tarihçesi

Edebiyat tarihindeki hiçbir buluşma, Montaigne ile Zweig’inki kadar büyük değildir. Çünkü biri hayatını sadece kendini bilmeye adayan; bunu, kendinden çağlar önce yapan Sokrates’e öykündüğünü açıkça belirterek gerçekleştiren ve kendinden sonraki tüm yazarları etkileyen Michel Montaigne… Diğeri ise deneme ve edebiyat eserlerindeki derin niteliğin yanı sıra; dünyayı yaptığı savaşlar, başarıya ulaştığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Montaigne ‘nin kütüphanesi

Dordonya’da, Bergerac yakınlarındaki Saint-Michel-de-Monta- igne’deki Montaigne’in kulesi Fransa’da gezilecek en heyecan verici yazar evlerinden biridir. 16. yüzyıldan kalma bu geniş ve yuvarlak kule, babası Pierre de Montaigne tarafından yaptırılmış şatodan 19. yüzyılın sonundaki bir yangından sonra kalan tek şeydir. Montaigne bulabildiği bütün vakti burada geçirir; okumak, düşünmek ve yazmak için

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Nasıl oluyor da yoksullar haksızlığa katlanıyor” – Montaigne

YAMYAMLAR ÜSTÜNE Aklın kurallarına uyarak barbar diyebiliriz Yamyamlara, ama bize benzemiyorlar diye barbar diyemeyiz onlara; çünkü barbarlıktan yana onları her bakımdan aşmaktayız. Savaşları soylu ve yiğitçe bu insanların. Savaş denilen bu insan hastalığını biz haklı ve güzel görebiliriz de onlar niçin görmesinler? Kaldı ki onlarda savaş yalnız değer kıskançlığından ve yarışmasından doğuyor. Yeni topraklar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Düşüncelerini eyleme geçirenin hayata kattığı anlamlı farktır: Michel Sieur Montaigne – Bedriye Korkankorkmaz

Stefan Zweig?ın dilimize çevrilmiş tüm eserlerini okumaya özen gösteriyorum. İnsana verdiği üstün değer beni içten içe kuşatıyor. Günümüz edebiyatında insanın unutulduğunu düşünüyorum. Okuduğum eserlerin birçoğunda insanın derin açmazlarını, anlam arayışlarını, ekmek kavgalarını, ikili ilişkilerin gelgitlerini tüm çıplaklığıyla hissedemiyorum içimde. Kendi açmazlarımı bana acımasızca anımsatan, güçlü sarsıntıları içimde hissettiren ve bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Montaigne – Stefan Zweig

Stefan Zweig, Nazi Almanyası’nda kitaplarının yakılmasının ardından, hümanist düşünür Erasmus’la başladığı içsel yolculuğuna yine bir hümanistle, Montaigne’le noktayı koyar. Montaigne, yazarın 1942’de hayatına son vermeyi seçmesiyle yarım kalan son eserlerinden biridir. Avrupa’yı Avrupa yapan filozof ve yazarları konu alan biyografiler üzerinden kendini anlama ve anlatma yolculuğunun Zweig için son uğrağıdır

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğruluk Kaygısı – Montaigne

Düşünce çatışmaları beni ne kırar, ne yıldırır, sadece dürtükler, kafamı çalıştırır. Eleştirilmekten kaçarız: Oysa ki bunu kendiliğimizden istememiz, gelin, bizi eleştirin dememiz gerekir: Hele eleştirme bir ders gibi değil de bir karşılıklı konuşma gibi olursa. Biri çıkıp bizim düşüncemizin tersini söyledi mi, onun doğru söyleyip söylemediğine değil, doğru yanlış, kendi düşüncemizi

OKUMAK İÇİN TIKLA