HEMŞİN – İbrahim Karaca

Hemşinliler, Doğu Karadeniz?de gürül gürül yeşilin içinde pek de farkına varmadığımız, küçük ama renkli bir topluluk.

Hemşin?le ilgili bugüne kadar yapılan kapsamlı bir bilimsel çalışmaya raslanmıyor. Etnik kültür veya köklere değinen çalışmaların, genellikle bir noktadan sonra kırılmalara uğrayıp bilimsel tavrın dışına düştüğünü görüyoruz. Bu kırılma noktalarının bir yanında çoğu kez milli hassasiyetler, öte yanında ise etnik duygusallık öne çıkıyor. Tüm bu tablo içerisinde bu çalışma, Hemşin kültürü konusunda hem bir ilk olma iddiasını taşıyor hem de gerek coğrafya konusunda gerekse Hemşin dili, tarihi ve kültürü konusunda bilgiler sunuyor. Beş bölümden oluşan kitabın ?Bir Avuç Hemşin? adını taşıyan ilk bölümü, yazarın Hemşin?e ilişkin gözlemlerinin yanı sıra Hemşin konusunda bugüne dek yapılmış çalışmalardan da bir derleme niteliği taşıyor. Kitabın ikinci bölümü, yöresel ağza ilişkin örnekler sunan görüşme kayıtlarına ayrılmış. Hemşin diline ilişkin küçük çaplı bir sözlük kitabın üçüncü bölümünü oluşturuyor. Bunu, Hemşin?de söylenen kimi manilerden oluşan dördüncü bölüm izliyor. Kitabın son bölümü ise yöreye ait fotoğraflara ayrılmış.

Sadece Türkiye’de değil dünyada yapılmış ilk ve tek Hemşince müzik albümü ?Vova? albümü müzisyenlerinin, Hemşinliler ve Vova albümü üzerine Semra Çelebi?nin Radikal Gazetesi?nde 14 ocak 2006 tarihli söyleşisi:

?Çoğumuz ilk defa duysak da Rize’nin Çamlıhemşin, Çayeli, Pazar, Ardeşen ilçeleri ile Artvin’in Hopa ve Borçka ilçelerinde yaşayan insanların bir bölümü kendilerini ‘Hemşinli’ olarak ifade ediyor ve yüzlerce yıldır o topraklarda Hemşince konuşuluyor. Ancak Ermenicenin bir lehçesi olarak kabul edilen bu dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Bu nedenle de iki Hemşinli mali müşavir Hikmet Akçiçek ile Ersin Çelik, müzisyen Mustafa Biber’i de yanlarına alarak, bu dilin unutulmasına karşı Vova’yı yapmaya karar vermişler. Onları aynı noktada buluşturansa yine dünyadaki ilk ve tek Hemşince film olan Özcan Alper’in Momi’si olmuş.
Vova, “Kimdir” anlamına geliyor ve bir anlamda “Hemşinliler kimdir?” sorusuna bir cevap niteliği taşıyor. Ada Müzik’ten çıkan albümde Hemşince ve Türkçe 13 türkü bulunuyor, bölgeye has enstrümanlardan Karadeniz kavalı, tulum, kemençe, duduk kullanılıyor. Lazca albümlerinden tanıdığımız Birol Topaloğlu da tulum çalıyor. Ersin Çelik askerde olduğu için katılamadı ama Hikmet Akçiçek ve Mustafa Biber’le, Hemşinliler ve Vova albümü üzerine konuştuk.

Siz Hemşinli olmadığınız halde neden böyle bir albümde yer aldınız?
Mustafa Biber: Varolup da yok sayılmaya karşı bir şeyler yapmak gerektiğini düşünüyorum ve bu yönlü müzikal çalışmalar yapmayı tercih ediyorum. Ben varlığının bilincinde olup sesini yükseltenin yanındayım. Bu amaçla bu albümde yer aldım. Bunu sadece bir albüm olarak değil yaşamın kendisi olarak görüyorum. O ezgilerden çok etkilendim, bu da beni olumlu yönde motive etti. Elimden gelen her şeyi sunmak istedim.

Neredeyse yok olmaya başlayan bir kültürün dilinde türküler söylüyorsunuz. Sizce albümün Hemşince’nin unutulmamasına bir katkısı olacak mı?
H.A: Doğrudan bunu söylemek pek mümkün değil. Ama en azından bu albümden sonra insanlar Hemşince türküler söylemeye başladı. Anne babalarının konuştuğu dilde bir albüm çıkması Hemşinli gençleri etkiliyor.
M.B: Türküyü ezberlemek o dilin unutulmaması için yeterli değil. O dilin yaşatılması gerekir. Ama ben bile bu albümle birlikte Hemşince öğrenmeye başladım.

Albüm kapağı da oldukça ilginç. Temal’i Muzafferin Garmi Dodgesi’nin bir hikayesi var mı?
Albüm kapağında şöyle dedik; “Vova; Temal’i Muzafferin Garmi Dodgesi’ne doluşup çıkılan yaylalardan, kaval ve tulum sesleriyle horona durulan Hemşin köylerinden ve genç kızların hüzünlü ezgilerine gaz lambasının eşlik ettiği günlerden sesleniyor.” Temal’i Muzaffer’in Garmi Dodgesi, yani Temel’in oğlu Muzaffer’in kırmızı kamyonu, albüme kapak oldu çünkü bu, ‘anonim’ bir kamyon. Ortak kullanılan ve tomruk taşıyarak gelir elde edilen ilk araç olan bu kamyon, Hemşinlilerin simgesi gibi. Hemşinli olup da bu kamyonla hikâyesi olmayan yoktur. Garmi Dodge’nin üzerinden birçok Hemşin türküsü yükselse de bu kamyonların artmasıyla Hemşinliler ortak üretimi bıraktı ve türküler de giderek azaldı. Yani Temal’i Muzafferin Garmi Dodgesi hem o günlere özlemi hem de hüznü ifade ediyor.
H.A: Türk kökenli veya Ermeni kökenli olmak Hemşin kültürünün yok olma gerçekliğini değiştirmiyor. Tarihçiler de bu konuda kesin bir yargıya varmamışlar. Bununla uğraşmak yerine bizim de yaptığımız gibi bu kültürün yok olmaması için uğraşmak gerekiyor. Ben Türk veya Ermeni ırkından olduğum için ne övünürüm ne de yerinirim. Hemşinlilerin büyük çoğunluğu kendilerini Türk olarak görürler. Resmi söylemin de etkisiyle Ermeni olmak istenmez. Ama benim böyle bir derdim yok. Çok açıktır ki Hemşince Ermenice’nin bir lehçesidir.

Kimanagk ta? Hozaigk: Duyuyor musunuz? Buradayız.”

Dünyanın ilk ve tek hemşince müzik albümünü dinlemek için tıklayınız

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here