Yeraltından notlar
19.yy?ın sonu ve 20.yy?ın başı, kuşkusuz dünyanın hızlı bir değişime ve buhrana sürüklendiği bu yıllar, edebiyat içinde de köklü değişiklikler yarattı. Sistemlerin ve sınırların değiştiği bu dönem, dünyanın hemen her yerine kapitalizmin yerleşmesini ve tüm saldırganlığı ile kök salmasını sağladı. Kapitalizmin güç gösterisi eşliğinde, kapitalist yaşam biçimi ve ahlaki değerleri oturmaya başladığında, bazı edebiyatçılar süreci sadece seyretmekle yetinmedi. Kapitalizmin yaydığı sahte ışığa inat, özgürlüğün ifadesi olan yer altı edebiyatı, ilk tohumlarını atarak oluşmaya başladı.
Adını özellikle 2000?lerde sıkça duyduğumuz bu edebiyat çeşidi, ortaya çıktığı ilk zamandan bu yana, klasik edebiyatın karanlık yüzünü simgelemiştir. Karanlıkta kaldığı ve konuşulmadığı düşünülen, insan psikolojinin derinlikleri, tabu olarak görülen ahlaki değerler, alkolizm ve cinsellik yeraltı edebiyatının temel konularını oluşturmuştur. Varolan sistemi yerden yere vururken, çözüm basamağında daima sınıfta kalınmıştır. Amaç, alternatif bir sistem yaratmak değil, sadece ?karşıda olmak?tır.
Çoğu zaman sade bir roman dilinde yazılan bu eserler, değindiği konular ve bu konuların işlenilişiyle yayınlandığı her ülkede ses getirmiştir.
Fransızca?ya meydan okuyup, Fransızca da en çok kullanılan ?e harfini kullanmayarak ?Kayboluş? romanını yazan Georges Perec, yeraltı edebiyatında dilin kullanımı konusunda çığır açan yazarlardan biri olmuştur.
Chuck Palahniuk, Ola Bauer, Marquis de Sade, Charles Bukowski, Philippe Dijan, Jean Genet, Octave Mirbeau, İain Banks ve İngvar Amjörsen yeraltı edebiyatının yazarlarından bir kaçıdır.
?Bütün dünya normal gözüyordu, ama tümü hayaldi. Başta olağan, sıradan olan, insanlık dışı bir hal alıyor, insanı çıldırtıyordu.?(sh.37)
Kafkavari dönüşümünü karabasanlarla süsleyen ve her geçen gün kaybolanı, adı konmayanı daha çok düşleyen adamın adı Anton Ssliharf?tır. Yeraltı edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Georges Perec?in ?Kayboluş? isimli romanında kaybolan ilk adamdır. Romanın ismini simgelemekten çok kayboluşların başlangıcını ifade eder. Gerisi tabiri caizse, çorap söküğü gibi gelecek ve kaybolanlara her geçen gün yenileri eklenecektir. Masalsı bir anlatım ve inanılması güç bağlantılarla okuru romana bağlayan yazar, -e harfini kullanmayışı ile oldukça zor bir işe imza atmıştır. ?Kayboluş?, farklı kurgusu ve fantastik öyküsü ile ?roman-karşıtı? roman olarak tanımlanır.
Polonyalı bir Yahudi olan Perec?in, 2.Dünya savaşı sırasında kaybettiği asker babası ve Auschwitz Yahudi soykırımında kaybettiği annesi, hayatında da kaybolanlara tanıklık ettiğinin birer göstergesidir. Romanda Anton Ssliharf ile birlikte kaybolan ?e harfi, Perec?in Fransız diline karşı yaptığı başkaldırıyı ifade ederken, aynı zamanda kaybolan anne ve babasını da simgelemiştir. Başka bir iddiaya göre ?Kayboluş? romanında “e” harfini kullanmamasının nedeni, Yahudi soykırımını eleştirerek, kaybedilen insan toplulukları karşısında ki suskun kalışları, fark etmeyişleri ve umursamaz tavırları yermektir.
Kitap yayınlandığı dönemde eleştirmenler bu romanda -e harfinin kullanılmadığının farkına çok sonra varmışlardır. Perec bu gizemli tavrıyla amacına ulaşmış ve dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. İlginç olan kitabın Türkçe?ye çevrilişi sırasında, çevirmen Cemal Yardımcı?nın da romanın aslına uyarak ?e harfini kullanmamış olmasıdır. Anlaşılan işin içinde yeraltı edebiyatı olunca her türlü orijinallikle mantığın hükmü kesinkes iptal olmuştur.
Canan Koçak
Kitabın Künyesi
Kayboluş
Yazar: Georges Perec
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Çeviren: Cemal Yardımcı
Sayfa Sayısı: 319 sayfa
Baskı Tarihi: Aralık 2005
Özgün Dili: Fransızca
Özgün Adı: La Disparition
^e^ harfi değil tüm alfabeyi silseniz, yine de şu soykırım zihniyetini yok edemezsiniz; hele Türkiye’de