“Köpekler yağmuru korkunç bir haber sayarlardı.
haber değil de haberin bir belirtisi sarsıntısı bilirlerdi onu.”
O gece, yağmura eşlik edecek iki kişi olacaktı ve dahası…
Gecenin içinde bir orman, ormanın içinde hayvanlar ve onlara eşlik eden rüzgar,onun yanında yağmur, yağmurun içinde bir avcı, avcının içinde bir yürek (!)
“Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde …”diye başlaması gerekmiyor masalların.Bir masalı herhangi bir kelime de doğurabilir,bazen bir isim ,sadece geçtiği mekan ama en çok yazarın sizde uyandırdığı o his. Faruk Duman’ın Köpekler İçin Gece Müziği adlı yeni romanını tam da böyle.Masalsı bir mekan ve kelimelerin çağrıştırdığı geceye kattığı o büyü.
Orman
Yağmur
Karanlık
Kuşlar
Köpekler
Atlar
Baykuşlar
Ağaçlar…
Gecenin içinde tek başına, başlı başına kocaman bir doğa .
Hasta annesini görmeye giderken ,yolda önüne bir hayvanın fırlamasıyla trafik kazası geçiren Tarık ile eşi Filiz, kendilerini uçurumun tepesinde arabaya sıkışmış halde bulurlar. Ağır yaralı bir halde uçurumun kenarında yardım beklerlerken bir avcı belirir elinde feneri ile…
Bir korku filmi edasında gerilimi fazlasıyla hissettiryor yazar size, bunun için elinde bolca malzemesi varken bunları kullanmaktan hiç çekinmiyor ve ormanı geceye çeviriyor yağmuru da başka bir şeye başka bir şeyi de başka şeylere…
şaşırılan yol
karanlık
şüphe
ve beliren avcı.
Gerilim yanınıza oturup yüzünüze dokunup şimdi nasılsın diye yokluyor sizi.Sözcükler ,müzik olmuş ve kitap size bir şarkı çalıyor yirmi dört saate yakın bir zaman dilimi içinde.Hafif yağmur eşliğinde başlayıp müziğin yağmur ile yükselip düştüğü bazen de rüzgarın şiddetlenip alçaldığı…Sizi geren o müziği kulağınızda hep hissettiriyor yazar.Bir gece müziği senfonisi.
Tarık ile Filiz’in yanı sıra avcının eşi var kulubede bekleyen . Avcı ile aralarında garip bir ilişki vardır Kara Zühre’nin.
“temiz ve günahsız bir insan olduğuna inanırdı. Ama herkes de inanmazdı buna, mesela karısı inanmazdı. Benden bu kadar korkmasaydın, benim günahsız olduğuma belki inanabilirdin, derdi ona.”
Eve geldiklerinde bu gerilim dörtlü arasında artmaya başlar.Yaralı misafirler bulgur , yeni öldürülmüş ve pişirilen tavşan ile karşılanırlar,yanında bolca kan kokusu.
Kulübe de bir çocuk vardır Avcı ile karısının yanına bırakılmıştır bu çocuk. Yazar, kitapta bir sürü şeye dikkat çekiyor ve elimize bir sürü metafor veriyor.Bu da kitabın yönlülüğünü arttırıyor.
“korktuğumuz şeye saygı duyuyoruz ama farkında değiliz”
Kara Zühre’nin kasabada olan olayları masalsı anlatışını dinlerler Tarik ile Filiz; yanan soba,şiddeti azalıp artan yağmur ,kan kokusu ve ne olacağını bilmeme endişesi ile…Kara Zühre anlatır bazen gülümser, ateşe bakar ama en çok Filiz’e…
Metin hacmi az olan kitapta yoğun bir anlatımı hissediyorsunuz ve bana kalırsa Faruk Duman’ın en iyi kitabını okuyor olacaksınız.
“ateş bize kayıplarımızı anımsatır çünkü kendisi başlı başına bütün kayıpların nedeni ve taşıyıcısıdır”
Tekinsiz bir lezzet alıyorsunuz romanda bu tekinsizlik sizi tatlı bir gerilme sürüklüyor olup daha fazlasını istemeye başlıyorsunuz ve daha fazlasını vermeye başlıyor size Faruk Duman
Kitabın arka kapağında Selim İleri size şöyle sesleniyor :
“Hep denir: ‘Doğayı çok severim!..’ Tanımadan, doğayı uzaktan sevmek olası mı? Doğa ‘kimdir’? Doğa ‘sever’ mi? ‘Öç’ alır mı? ‘Başına buyruk’ mudur? Bir ‘avcı’ kimliğine bürünür mü doğa? Sonra ormanlar, sonra yağmurlar… Ürpererek okudum Köpekler İçin Gece Müziği’ni. Her sözcüğü özenle seçilmiş, dili, anlatımı yalın, duru; gerilimi yüksek; her an gerçekliğe dönüşebilecek bir kara masal!”
Tarık ile Filiz sizi ormanın koyu bir gecesine götürüyor Faruk Dumanın ustalığı ile…
Onur Köybaşı
KÖPEKLER İÇİN GECE MÜZİĞİ
Faruk Duman
Can Yayınları
2014, 132 sayfa