Chavez Bizi Bırakma – Noyan Umruk “anlayana sivrisinek saz, anlamayana Venezuela az…”

Neden Chávez, neden Venezuela? Çünkü Venezuela, turnusol kâğıdı; kendini dünya güzeli zanneden kraliçeye asıl yüzünü gösteren ayna. Bölgenizde, dünyanızda, yaşamınızda neler olup bittiğini ya da neyin olup olmadığını kavrayabilmek açısından, günümüzün en ilginç ülkesi. Çünkü Irak ya da Libya’nın işgalinin gerekçesi sayılan yığınla hikâyenin, ikiyüzlülüğe direnmenin örneği Venezuela… Diktatörleri devirmek,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Malva – Maksim Gorki

“Deniz gülüyordu. Kızgın bir rüzgârın hafif esintisiyle titriyor, güneşi göz kamaştırıcı bir parlaklıkla yansıtan küçük kırışıklıklarla kaplanıyor, mavi gökyüzüne gümüş renginden binlerce gülümseme gönderiyordu. Denizle gök arasındaki engin boşlukta, denize uzanan kumsal burunun eğimli kıyılarına birbiri arkasına tırmanan dalgaların neşeli şıpırtısı yayılıyordu. Denizdeki kırışıkların binlerce kez yansıttığı güneş ışığıyla bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Uyuyabilmek – Anton Pavloviç Çehov

Gece, on üç yaşında bulunan dadı Varka çocuğun beşiğini sallıyor ve ancak işitilir bir sesle mırıldanıyor: Uyusun yavrum ninni! Büyüsün yavrum ninni? Mukaddes suret’in önünde yeşil bir kandil yanıyor. Odanın bir köşesinden öbür köşesine bir ip geçirilmiş. Üzerine, birçok çocuk bezleriyle büyük siyah pantolonlar asılmış. Kandilden döşemeye büyük, yeşil bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eflâtun’un Rüyası – Voltaire

Eflâtun çok rüya görürdü; o zamandan beri de daha az rüya görmüş değiliz. Eflâtun insan yaradılışının eskiden ikiz olduğunu; işlediği günahların cezası olarak da erkek, dişi diye ikiye ayrıldığını düşünmüş. Eflâtun matematikte yalnız beş muntazam cisim olduğu için, ancak beş mükemmel dünya olabileceğini ispat etmişti. Onun Devlet’i de büyük rüyalarından

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karanlığa Mektuplar / İstanbul, Gri Kuşların Şehri! – Dağhan Dönmez

Bu şehri Stanbûl ki bî-misl ü bahâdır Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır. Nedim. Rilke, ?Malte Laurids Brigge?nin Notları? na ?Demek buraya yaşanacak yer diye geliyorlar; burası ölünecek yer desem daha doğru.? diyerek giriş yapar. Bu cümleyi okurken İstanbul?u düşünüyorum. Malum, İstanbul?da yaşayanlar sızlanmalarıyla maruftur. Zor bir şehirdir İstanbul. Kaldırımdan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cinayet Şirketi – Jack London

‘Cinayet Şirketi’, eylem ve serüvenin ağır bastığı felsefi bir romandır: Gerçek üstünde erimeyen, ama tam anlamıyla gerçek olarak kalmayan, inanılmaz ile yüce arasında parçalanan gerçek’in irdelendiği bir roman… Jack London, filozofluğa özenen aydın bilgiçliğini ince bir ironiyle taşlıyor, şefe tapınma yutturmacasına sırt çeviriyor, adalete üstün tutulan düzeni yerin dibine batırıyor,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Düello – Anton Çehov

“Yol Gösterici Bir İdea” olmadan sürdürülen hayatları “Çıkmaz Sokaklara” benzetip, bir tür melankoliye kapılan Anton Çehov, yazınsal iklimini gündelik hayatın sıradan, rastgele bölümlerinden kesitler alarak yaratır; bu özelliğiyle “izlenimci edebiyat” tekniğinin de öncüsüdür. Kısa romanı Düello’da, yolu Kafkaslar’da kesişmiş subay, doktor, polis şefi, bilim adamı, diyakos ve bir kadının dünyalarına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eleştiri pek yüz verilen bir tür değil – Sennur Sezer

Eleştiri uzun süredir olumsuz anlamıyla anılıyor. Oysa eleştiri hem yazara hem okura bir eserdeki ögeleri gösterir. Ataç?ın denemeleri, okuru bir eleştiriyi ke-yifle okumaya hazırlardı. Eleştirinin eserden örneklerle desteklenmesi ?nesnel? eleştiri diye adlandırılır. Asım Bezirci?nin başlattığı bu tür eleştirinin sürdüğü de pek savunulamaz. Bir şairin yaşamını eleştirinin değiştirmesinin en güzel örneği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eleştiri, uygarlık düzeyini gösteren ölçütlerdendir – Ahmet Say

Konu müzik eleştirisi olunca, aklıma hep şu özdeyiş gelir: ?Heykeli dikilmiş eleştirmen yoktur!? Neden? Aslında biz değerbilir bir halkız; futbolcuların bile heykelini dikeriz. Ama öte yandan biz, tek başına ?eleştiri? kavramına bile soğuk bakarız. Bence eleştiri, uygarlık düzeyini gösteren ölçütlerdendir. Tarihteki geri toplumlarda eleştiri yoktur: İlk Çağda bir köle, ya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hangi tasvir Ehmedê Xanî?nin? – Zana Farqînî

Ehmedê Xanî?nin eserlerinden, düşüncelerinden ya da sanatsal kimliğinden bahsetmeyeceğim. Mesele başka. Ehmedê Xanî?nin birden fazla tasviri ile bir de ona ait olduğu iddia edilen bir ?fotoğraf?ı var piyasada. Hemen başta söyleyelim, Xanî Baba?nın sağlığında çizilen herhangi bir resmi, tablosu veya minyatürü yok. Zaten İslam ulemasının resme karşı nasıl bir tavra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aydın Çubukçu ile eleştirinin yeri, rolü ve önemi üzerine söyleşi

1980 sonrası özel sektör üzerinden şekillenen sanat üretiminin, ?işletmecilik? mantığı ile hareket etmesi sanatın ticarileşmesini beraberinde getirdi. Bu bakış açısının yarattığı etki sanat eserlerinin de birer ?meta? olarak görülmesini sağladı. Artık sanatın ticaretsiz olmayacağını düşünenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Sanat eleştirmenliği de bundan payını aldı. Eleştiri yazıları, eseri değerlendirmekten uzak,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan: Sürgün Yılları – Ahmet Kardam

“Kürd bölgelerindeki özerk yapıyı bozup dağıtmak, bölgeyi tamamen merkeze bağlamak, Osmanlı Yönetimi’nin çok önemli bir çabası olmuştur. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın merkezi devlet bilinci bu konuda çok belirleyicidir. 19. Yüzyılın ilk yarısında ve ortalarında Osmanlı’nın beka sorunu, merkezi devlet anlayışının yaşama geçmesini gerekli kılmaktadır. Kürd bölgelerindeki özerk, otonom yapının korunmasını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Elif Şahin Hamidi

Yazarın Yazıları [catlist tags=”elif-sahin-hamidi”] Elif Şahin Hamidi 1979 doğumlu. 1998 yılında Trakya Üniversitesi EMYO Serigrafi bölümünden ve 2004 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın-Yayın bölümünden mezun oldu. Öğrencilik yıllarından bu yana çeşitli mecralarda muhabir, editör, genel yayın yönetmeni olarak görev yaptı ve “yazma” eylemini hep sürdürdü. Kitap değerlendirme yazıları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Eflatun Ölüm (Behçet Aysan Kitabı ) – Eren Aysan

“Babam ülkesini temsil eden bir yazardı, şairdi. Kısacık yaşamına sayısız ödül sığdırmıştı. Aynı zamanda doktordu, nöro-psikiyatrdı. Hani bugün ülkemizde mumla aranan aydınlardandı. Zaten onu diri diri ateşe verenler yazdığı bir dizeyi okumuş olsalar, değil onu ateşe vermek, boynuna sarılırlardı. Yıllar boyunca mezarına çiçek bırakırken, usulca ağlarken öğrettiği sağduyuyu yitirmemeye özen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Modern Dünyada Gündelik Hayat – Henri Lefebvre

Henri Lefebvre, Modern Dünyada Gündelik Hayat’ı, 1968 tarihli, düşünürün 1946’da yazdığı Gündelik Hayatın Eleştirisi’nin devamı ve 1970 tarihli Kentsel Devrim kitabının ön çalışmaları niteliğindedir. Henri Lefebvre, günlük hayatı tüm çelişkilerin, ‘belirlenmiş yaşam ile yaratıcı yaşam arasındaki çatışmanın, yabancılaşmanın ve çatışmanın alanı’ olarak görür. Ona göre gündelik hayatın tarihi en azından üç kısımdır:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yitik Adanın Öyküsü – Jose Saramago

İber Yarımadası anlaşılmaz bir şekilde anakaradan ayrılmıştır. Dünyanın her yerindeki gazeteler Yarımada’nın o tarihi fotoğrafını kocaman manşetlerle yayınlarken birbirinden ilginç rastlantılarla bir araya gelen beş kişinin her biri de bu kopuşun kendi davranışlarının sonucu olduğunu düşünmektedir. İki atla bir köpeği de yanlarına alarak koyuldukları serüvende, bir karaağaç dalı ile toprağa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kavgalarla Sözlenen Sevda – Adnan Yücel

Adnan Yücel’in 1970’li yılların sonlarında başladığı yazma serüveni, diğer dergi ve gazetelerde çıkan ürünleri dışında somut olarak ilk şiir kitabının yayınlanmasıyla başlar (1979). Yücel’in şiiri özellikle “80 öncesinde gelişen sınıf hareketinden bağımsız düşünülemez. Zaten ilk şiir kitabı bu dönemi yansıtan bir isimle yayınlanır: Kavgalara Sözlenen Sevda ‘Kavgalara Sözlenen Sevda’da şair,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Korkularını bilmeyen adamı cesur saymam, cesareti de beş para etmez, ‘Korkudan korkmak’, Aziz Nesin

“Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim. Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kürtlere kolhozları nasıl anlatırız? – Özkan Öztaş

SSCB?de ?Kürtlere Kolhozları Nasıl Anlatırız?? sorusuyla yola çıkan Ermenistan Komünist Partisi?nin Kürt Birimleri işe Kürtçe eğitim kitaplarıyla başlamışlar. Zaman zaman konu ile ilgili Kürtçe kitapçık veya broşürler çıkarılırken, kimi zaman da Kürtlerin kanaat önderleri bu konuda aracı olmuşlar. Tıpkı Nazım Hikmet?in toprak mülkiyetinin paylaşımı konusunda Bulgaristan?da yaşayan Türklerle temas kurması

OKUMAK İÇİN TIKLA