Şirin’den Rakel’e, Dirençle, Sevgiyle – Zafer Köse
31 Mayıs 1971’de Nurhak’ta öldürüldü Sinan. Şirin’in, Şirin Cemgil’in eşi Sinan…
Devlet eliyle veya devletin göz yummasıyla yaşanan ne ilk ne de son katliamdı bu.
19 Ocak 2007’de Hrant Dink öldürüldü. Rakel’in eşi. Rakel’in ebedi sevgilisinin ardından yazdığı mektup, Hrant’a ulaşamadıysa da, dünyanın sevgililerine ulaştı.
Bu güzel kadınlar için, bu dirençli kadınlar için hayat devam etti elbette. Yüreklerindeki acının ve halklara yoldaşlık etmenin yükünü onurla taşıyorlar, taşıdılar.
Şirin, 2009’da aramızdan ayrıldı. Ölmeden iki yıl kadar önce,Hrant’ın katledilmesinden birkaç hafta sonra, hiç karşılaşmadıkları, tanışmadıkları Rakel’e bir mektup gönderdi. Yoldaşlığın, gündelik ilişkilerin ötesindeki derin anlamını somutlaştıran bir mektuptu bu. Dünyanın her tarafında dostlarımızın bulunduğunu, Nazım’ın dizeleriyle bir kez daha hatırlatan bir mektup!
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz
Zafer Köse
zaferxkose@gmail.com
ŞİRİN CEMGİL’İN MEKTUBU:
Sevgili Rakel,
Sizi tanımıyorum ama acıyı, o gururla taşınan acıyı tanıyorum… Sevgilinin kurşunlanmasının yarattığı o yoğun, o hiçbir yerlere sığdırılamayan acıyı. Ama asla kurşunlanamayacak olan sevgiyi de.
Benim sevgilimi yıllar önce, 1971′lerde Nurhak’ta kurşunlayan ellerle, sizin sevgilinizi 2007′de İstanbul’da kurşunlayan ellerin arkasında duran karanlığı da tanıyorum. Buna karşı duran bizlerin bütün yeryüzünü kaplayan kardeşliğini tanıdığım ve yaşadığım gibi. Yeryüzünde sessiz çığlıkların yansıdığı yerler çok ve sessiz çığlıkları hatırlatan tarihler de saymakla bitmez.
Yıllar öncesinde ve zamanımızda yaşanan soykırımlar, katliamlar, işkenceler, paylaşım savaşlarının bombaları vb. vb. Kendimizin doğrudan yaşadıklarımız bir yana, doğrudan yaşamadığımız insanlığın çektiği acılar bazen bir kitaptan, bir filmden, bir fotoğraftan veya bir müzikten çıkarak ulaşıyor insana. Ya da kendi anılarımızdan, herhangi bir çağrışımla çıkıp geliyorlar karşımıza, gerçeğe tutkulu bilincimizin bir yerinden süzülüp çıkıveriyorlar önümüze. Elbette yalnız acılar değil ulaşan; sevinçler, mutluluklar, devasa üretimler, buluşlar, destanımsı direnişler ve sevgi…
Sizin sevgilinize hitap eden mektubunuz da bir gazeteden ulaştı buraya ve bana. Düşündürdü, kıvandırdı, içimdeki duyguların bazılarıyla rezonanslar oluşturdu. Bunları size ulaştırmak ve ağlayarak okuduğum derin ve anlamlı mektubunuza katıldığımı, acınızı paylaştığımı yazmak istedim.
Tanımıyor da olsam sizi ve çocuklarınızı bağrıma basar, sevgiyle gözlerinizden öperim Rakel. Şunu da eklemeliyim, büyük şair Nâzım Hikmet‘in dediği gibi:
“Çin’den İspanya’ya, Ümit Burnu’ndan Alaska’ya kadar,
Her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz…”
Eşiniz Hrant da böylesi bir ekmek, böylesi bir hürriyet ve böylesi bir hasret için ölümü göze alan tanışmadığımız dostlardandı.
Selamlar… Sevgiler… Dostluklar…
Şirin Cemgil, 6 Şubat 2007
Duisburg/Almanya