Etiket: Tekin Yayınevi

Herkesin Bir Deniz Gezmiş Öyküsü Vardır (Aykırı Öyküler) – Atilla Keskin

Deniz Gezmiş’in arkadaşı olduğumu duyanlar bana hep, ‘kendilerinin başından’ geçen Deniz Gezmiş öyküleri anlatırlar. Şimdiye kadar rastgeldiğim benim yaşımda veya benim yaşıma yakın bir çok insandan Deniz Gezmiş öyküleri dinlemişimdir. Halkımızın efsane yaratma olayını çok duymuştum. Deniz öykülerinde de bu efsane yaratma olayı çok canlı olarak tekrar tekrar karşıma çıktı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya” adlı kitabın yazarı Emrah Cilasun ile söyleşi

Türkiye devrimci hareketinin önder kadrolarından İbrahim Kaypakkaya 18 Mayıs 1972 tarihinde Diyarbakır’da işkenceyle katledildi. “Ser verip sır vermeyen” Kaypakkaya’nın bilinmeyen yazılarını “Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya” adıyla kitaplaştıran yazar Emrah Cilasun ile Kaypakkaya’yı konuştuk. Tekin Yayınevi’nden çıkan kitap Kaypakkaya’nın yazıları ve mücadelesine yer veriliyor. Kaypakkaya’nın bilinmeyen yazılarını uzun yılları kapsayan titiz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aziz Nesin’li Anılar – Ataol Behramoğlu

Aziz Nesin büyük bir yazardır. Mizah (gülmece) yazınının dünya ölçüsünde eşsiz bir ustasıdır. Gülmece öğeleriyle duygululuğu, her ikisiyle de toplumsal işlevselliği bağdaştırmayı başarmış ender bir ustadır. Ona ilişkin anılarımı, gözlemlerimi, izlenimlerimi kimi kez eleştiriden de yoksun olmayan düşüncelerimi ve 1980’lerdeki yurt dışı sürgünümde bana gönderdiği mektupları içeren bu kitapçık, bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Buluşmalar (İnsanlar, Kentler, Kitaplar) – Stefan Zweig

Stefan Zweig, Buluşmalar’da modernitenin sancılarından, Rus işçilerinden, Rio sokaklarından, Amerikalılaşan Paris’ten, Parisleşen Viyana’dan, tekdüze hale gelen dünyadan, yaldızları dökülmüş, çelik rengini almış yüce geleneklerden, patlayan savaşlardan, bir fısıltı halinde söylenen benlik kavgalarından bahsederek sizi bir karar almaya zorluyor: Her şeye rağmen, insanı kurtarır mıydınız?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gönül Çatalcalı’nın Tutunmak’ı – Düriye Ayyıldız

“Ya düşündüğün gibi yaz, ya da yazdığın gibi düşün.” G.Ç. Gönül Çatalcalı’nın daha önce üç öykü kitabı yayımlanmıştı: Hiçbir Şeyin Beklentisi (2006), Yedi Yeşil Fil (2009) ve Güvercin Beyazı (2011). İsimsiZ adlı ilk romanından sonra yeni öykü kitabı “Tutunmak”, Nisan 2016’da Tekin Yayınevi’nden çıktı, TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nda dumanı üstündeydi.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kaderin Bir Cilvesi – Hasan Öztoprak

İstanbul üzerine kim bilir ne cümleler kuruldu şimdiye dek, ne sözler edildi, ne hikâyeler anlatıldı. Her defasında bu büyülü şehir biraz daha keşfedildi. Ama her yazarın keşfi başkadır. İstanbul’da zaten buna olanak verir. Hasan Öztoprak da İstanbullu bir yazar. Romanlarında İstanbul’u mekân tutmuştur. 10 yıl aradan sonra yazdığı bu dördüncü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sayısız (Savaş Tanrısına Sunulan Kurbanlar, Yeni Dünyanın Esirleri: Mülteciler) – Elvis Peeters

“Gerçek tüm çıplaklığıyla ortadaysa ona ilave edilecek fazla bir söz yoktur.” Aylardır bu gerçek daha da soyunuyor gözlerimizin önünde, modern dünyada savaş tanrısına sunulan kurbanlar, yani mülteciler, yani ülkesinden sürülenler, yani evsiz barksız bırakılanlar, yani hayatsız, susuz, soluksuz kalanlar. Peki, biz hangi gerçekliğin içinde yaşıyoruz? Bizim rahatımız kaç kişinin uykusuzluğuna,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aşk Birdenbire, İmge Birdenbire – Zafer Köse

Zaten Herkes Bir Denizdir Doğuştan! Onur Behramoğlu’nun son kitabından yola çıkan sözler. SÖYLEŞİ: ZAFER KÖSE Sanat uzun hayat kısa. “Sanat” derken “hekimlik” kastedilerek Hipokrat tarafından söylenen bu söz, yüzyıllar boyunca anlamı genişleyerek yaşıyor. En çok da bir insandan daha uzun yaşayacak yapıtlar üretmekle, kültür sanat çalışmalarıyla ilgili kullanılıyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zaten Bir Aradayız – Zafer Köse

Zaten Herkes Bir Denizdir Doğuştan: Onur Behramoğlu’nun kitabında Fazıl Hüsnü, Leyla Erbil, Nihat Behram, Cemal Süreya, Nâzım ve diğer dostlarla buluşuyoruz. Ne büyük, ne derin bir sözdür, “Güzel insan.” Elbette boy bosla ilgili değil bunun anlamı. Fiziksel bir konu değil ama yine de somut biçimde algılanabilir. En çok yüzlerde yansır

OKUMAK İÇİN TIKLA

Freud: Dostoyevski’nin bütün yaşamı; çok bilinçli, hatta mazoşist bir boyun eğmeyle öfkeli bir karşı çıkma arasında gidip gelmiştir.

19 Ekim 1920 Viyana IX. Bölge Berg Sokağı 19 Çok Saygıdeğer Doktor Bey (Stefan Zweig), Şimdi biraz sakinliğe kavuştum. Yollamış olduğunuz ve ilk haftaların yoğun çalışmaları arasında büyük bir zevkle okuduğum güzel kitabınız için size teşekkür etmeyi bir görev biliyorum. Anlatımınızdaki ustalıkla duygusallığın bir araya gelişi okuru tatmin ediyor, ona

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gök ve Yer Arasında – Jidi Majia

Dünyanın en çok sayıda insanını barındıran uçsuz bucaksız Çin coğrafyasındaki sekiz milyonluk Yi halkının içinden çıkarak şiirin evrensel okyanusunda özgün ve seçkin bir konuma ulaşan bu şair, ait olduğu coğrafyadan ve kültürden dünyaya seslenirken, şiirin, insanı, yaşamı, ağacı, kuşu, toprağı, geçmişi, şimdiyi, geleceği, varoluşumuza ilişkin her şeyi nasıl kucaklayabileceğini kanıtlıyor…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir “deneysel roman” ya da “romansal deneme” – Gönül Çatalcalı

“Göz ucuyla bakılan, bakıldığı yerde bırakılan, bırakıldığı yerde unutulan bir adamım ben… R. G.” Rıdvan Gecü, ‘89 doğumlu genç bir yazar. SÜNEPE adlı ilk romanını okumak istedim. Genç yazarların neler yazdığını merak ediyordum çünkü. Öyle ya, çağdan, teknolojiden dem vurulduğunda ilk olarak gençler akla geliyordu ve telefon, internet bağımlılıkları üzerine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ellinci sanat yılında Ataol Behramoğlu ile “şiir” dedik (söyleşi)

‘İç sesimin tınısı değişmedi’ Elli yılı devirmiş bir şair olarak gözünü açtığı, şiire başladığı, sürdürdüğü ve günümüzde vardığı dünyaları ortaya koyan bir toplam “Yarım Yüzyıldan Şiirler”. Duygusu, geçmişi, kültürü, motifi, coğrafyasından süzdükleriyle Türk Şiirinin ve direncin şiiri Behramoğlu’nunki. Bu bağlamda “Yarım Yüzyıldan Şiirler” kitabı; “1959’dan 1963’e…”, “1963’den 1965’e…”, “1965’den 1970’e…”,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kentsel İsyanı Anlamak – Munise Nur Aktan

Beşiktaş’ın Boğaz’ı gören en güzel köşesi değildi belki ama İstanbul’da Anadolu yakasında oturanlara özgü Kadıköy sevdasına bana ihanet ettiren ilk yerdi. Üniversite yılları, sevgiliye sığınmak ve buruk çayla ısınmaktı Hasır. Mezun olmaya yakın “hassas” bir bölgede olduğu için yıkılma kararı verildi. Hemen arkasına kondurulan lüks bir otelin görüntüsünü de bozabilirdi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kimliğim: İnsan – Ataol Behramoğlu

4 Mart 1995 tarihli ilk köşe yazımdan 8 Ocak 2000’e kadar Cumartesi ve Pazar yazılarımdan yaptığım seçmelerin oluşturduğu bu kitap benim için ayrı ve özel bir değer taşıyor. Her şeyden önce bu anlamda ilk göz ağrımdır… Yeni bir basım için sayfaları karıştırırken üzüntü ve özlemle karışık bir duygular sarmalında kaldım…

OKUMAK İÇİN TIKLA