Turgenyev’in “Babalar ve Çocuklar”ı Üzerine – Ö. Aydın Süer

Turgenev, Babalar ve Çocuklar’ı 1860’da, Kırım Savaşı’nın serf Rusyası’nın güçsüzlüğünü ve geriliğini gösterdiği bir sırada yazmıştır. Bu savaşın yenilgi ile sonuçlanması, Rus toplumunda başlayan bölünmelerin de belirginleşmesine neden olmuştur. Bir yanda Çernışevskiy ve Dobrolübov’un önderliğini yaptığı, Rusya’nın kurulu düzende hiçbir ilerleme gösteremeyeceğini, köklü bir değişimin gerekliliğini savunan demokratlar, diğer yanda halktan kopuk, ayrıcalıklı yaşamlarını sürdüren, toplumda olagelen değişimleri fark edemeyen, rahatlarını kaçıracak her türlü değişikliğe cephe alan soylu toprak beyleri ve çarlık yönetimi bu bölünmede iki ana grubu oluşturmaktaydı.

Turgenev’in romanı işte böyle bir ortamdaki düşünsel çatışmaları yansıtmaktadır. Roman ilk kez 1862?de, tutucu bir dengi olan “Russkiy Vestnik”de yayımlanmıştır. Rus yazınında Babalar ve Çocuklar kadar üzerinde tartışılan ve değişik biçimlerde yorumlanan başka bir roman yoktur denilebilir. Örneğin romanın yayımlandığı “Russkiy Vestnik” dergisinin yazıişleri müdürü M. Kat- kov, Turgenev’i Bazarov’un üstün yönlerini abartmakla suçlarken, demokrat “Sovremennik” (Çağdaş) dergisinin yazarı M. A. Antonoviç, Turgenev’in romanda Bazarov’un kişiliğinde genç kuşağı acımasızca, hatta yıkıcı bir biçimde eleştirdiğini öne sürmüştür. Turgenev’in aile dostu, tüm kitaplarını basılmadan önce eleştiren Annenkov, Bazarov?un kişiliğinde yıkıcı bir Moğol, bir Cengiz Han gördüğünü açıklar .(1)

Tanınmış eleştirmen Lunaçarskiy ise Bazarov?un Rus yazınının ilk olumlu kahramanı olduğunu belirtir.

Günümüzde de sürmekte olan bu suçlama ve tartışmaları daha iyi değerlendirebilmek için romanı birkaç kez dikkatle okumak, ?babalar? ve ?çocuklar?ın özelliklerini o dönem Rusyası?nın tarihsel ve toplumsal koşulları ışığında yansız bir biçimde gözden geçirmek, en önemlisi de, yazarın romanı ve kahramanı üzerine neler düşündüğünü bilmek gerekmektedir.

Romanın başında Turgenev bizi köyle ve köy yaşamıyla tanıştırmaktadır: ?… yarı yarıya göçmüş ve kararmış damların altındaki ufak birkaç kulübeden oluşmuş köyler… sıvaları yer yer dökülmüş, tuğladan ya da ahşap kiliseler… yolda rastladıkları köylüler de pılı pırtı içindeydiler ve cılız, bitkin atlara binmişlerdi… zayıf ve pis inekler, açlıktan kurumuş, hendeklerin kenarındaki otları hırsla kopartıyorlardı.?2 (2) İşte köy yaşamı bu denli iç karartan çizgileri yansıtmaktadır. Soylu çocuğu Arkadiy bile bu görünüm karşısında ?Hayır,… burada refah diye bir şey yok; ne bolluktan bir iz var ne de çalışmadan. Bu böyle gidemez, tümden değişmesi gerek… Ama nasıl yapacağız bunu, neresinden başlamalı işe?? diye düşünmekten kendini alamaz.

Bazarov?un kişiliğini ele almadan önce ?babalardan, yani Kirsanov?lardan, özellikle de Pavel Petroviç Kirsanov?dan söz etmek gerekir. Kırk beş yaşlarında, İngiliz gibi giyinen, Avrupalı gibi davranan, sık sık yabancı kökenli sözcükler kullanan yakışıklı bir adam, bir general çocuğudur. Davranışları ve konuşmasıyla Baza- rov?u güldürmektedir. Bazarov ?köy yerinde o ne züppelik? diyerek duygularını belirtir. Bazarov?a göre o, ?eski bir kalıntı?, ?eski bir romantik?tir. ilkeleri ise elini kavuşturup oturan bir adamın kendi kendini haklı göstermesinden ibarettir. Gençliğinde sosyetenin sevgilisi olmuş, daha sonra bir kadına vurulmuş, peşinden yıllarca koşmuş, gençliğini boşa harcamıştır. Geçmişini yitirmekle de her şeyini yitirmiştir, çünkü geçmişten elinde hiçbir şey, ne bir eş, ne bir çocuk, ne de olumlu bir yapıt kalmıştır. Yaşamının bu karanlık döneminde kardeşi Nikolay Petroviç?in çiftliğine yerleşmiştir. Özellikle İngilizce kitaplar okumakta, yaşamını Avrupalı gibi düzenlemeye çalışmaktadır. Eski kafalı toprak sahiplerini ılımlı görüşleri ile korkutmakta, ama yeni kuşak temsilcilerinden de uzak durmaktadır, ancak çevresindekiler ona, eski çapkınlığından, her zaman en iyi otelin en iyi odasında kalmasından, nereye gitse yanında gümüş bir tuvalet çantası ve portatif banyo küveti taşımasından dolayı saygı göstermektedir. Sözün kısası o, Rusya?daki serf düzeninin ürünü olan asalak, halktan kopuk bir bey örneğidir. Görünüşte köylüleri sever, ama onlarla konuşurken yüzünü buruşturup kolonya koklar. Bazarov?a göre o işe yaramaz bir adamdır ama, Galignani?yi okuyup ayda bir köylünün birini kırbaçtan kurtardığı için kendisini gerçekten bir eylem adamı sanmaktadır.

Amerikalı yazın tarihçisi V. Yefremov, Turgenev?in, Kirsanov?ların kişiliğinde insancıl, akıllı ve kültürlü soyluların ve beylerin en iyi temsilcilerini çizdiğini öne sürmektedir.(3) Ona göre Kirsanov?lar olumlu tipler, Bazarov ise arsız ve bencildir. Yefremov bu yargıya varırken, Turgenev?in kendi yarattığı tipler için neler düşündüğünü bilmezden gelmektedir. Turgenev, Kirsanov?lar üzerine 14 Nisan 1862?de K. K. Sluçevskiy?e yazdığı mektupta şunları belirtir: ?Romanım tümüyle ilerici bir sınıf olarak soylulara karşıdır. Pavel Petroviç?in, Nikolay Petroviç?in çehrelerine bakınız. Zayıflık, uyuşukluk ve darkafalılık. Estetik duygu beni, konumu daha iyi açıklığa kavuştura bilmem için, soylu sınıfın özellikle en iyi temsilcilerini seçmeye zorladı: Kaymak böyle ise, süt nasıldır??

Zaten romanın sonunda Pavel Petroviç?in kendisi için söylediği sözler çok ilginçtir: ?Beni bir soylu züppe olmakla suçlayan Bazarov?a hak vermeye başlıyorum. Hayır, aziz kardeşim, ne derler, ne düşünürler kaygısını bırakalım artık. Biz yaşını başını almış insanlarız; bu dünyanın gösteriş merakını bir yana bırakmanın zamanıdır, bak göreceksin, bunun karşılığında mutluluk kazanacağız.? Bu sözler Pavel Petroviç?in kendi yaşam ve düşünüş biçimini yadsıdığını kanıtlamaktadır.

Birçok araştırmacının dikkatini çekmemiş olmasına karşın, Arkadiy?nin kişiliği ve Bazarov?la ilişkileri oldukça önemlidir. Arkadiy Kirsanov bir soylu çocuğudur. Zayıf ve kolay etki altında kalan bir kişiliğe sahiptir. Kendi çabasıyla bir dünya görüşüne sahip olmak yerine, Bazarov?un görüşlerini körü körüne kabul etmek ona daha kolay gelmektedir. Sözde soylulara karşı olmakla birlikte, hiçbir zaman ilerici bir eylem adamı olamayacaktır. Bazarov bunu hemen fark eder. Kesin bir biçimde birbirlerinden koptuklarında ona şunları söyler: ?Sen bizim acı, sert, yalnız varlığımıza göre değilsin, içinde ne atılganlık, ne de kin var… Senin gibileri, söz gelişi, kalkıp dövüşemezler… ve kendilerini iyi insanlar olarak düşünürler… Ama biz dövüşmek diyoruz da başka bir şey demiyoruz. Bizim tozumuz gözlerini kör eder senin, çamurumuz kirletir… Sevimli bir çocuksun sen; ama çok yumuşak, liberal bir küçük soylusun.? (4)

Zaman Bazarov?u haklı çıkarır. İlerici eylemlerden vazgeçen zayıf iradeli Arkadiy, bu kez de genç karısının etkisi altına girer ve romanın sonunda başarılı bir toprak beyi olarak karşımıza çıkar.
Bazarov romanda Rus toplumunda belirmeye başlayan materyalist dünya görüşünün temsilcisidir. Turgenev, bu yeni insanların ortaya çıkışını fark etmiştir. Bazarov, Turgenev?i şaşırtan bir tip olan doktor D.?den esinlenerek yaratılmış, yani yaşamdan alınmış bir tiptir. Onda Turgenev?in Bazarov?a verdiği yalnızca olumlu özellikler değil, olumsuz, hoş olmayan özellikler de bulunmaktaydı. Bazarov soylu Kirsanov?lardan farklı olarak bir soylu değil, bir ?hekim? çocuğudur. Bu ?hekim? unvanı o devir Rusyası?nda küçümsenen bir sıfattır. Bazarov toplumun aşağı kesiminden gelmiş, kişisel çaba ve iradesiyle yetiştiği çevrenin dar kalıplarından, köh¬ne alışkanlık ve inançlarından sıyrılabilmiş, güçlükle öğrenimini tamamlamış kültürlü bir gençtir. Bu, onun konuşmasında, giyiminde, çevresi ile olan ilişkilerinde hemen ortaya çıkmaktadır. Soyluları kendisine düşman görmekte ve küçümsemektedir. Uşaklar ise ona hemen bir yakınlık duymakta, onun kendilerinden birisi olduğunu anlamaktadırlar. Bazarov toplum olaylarını dikkatle izlemekte, kendisini topluma yön verebilecek bir kişi olarak görmektedir. Rus yazınının, kendisinden önce yarattığı, güçlerini nereye yönelteceklerini bilemeyen kahramanlarından farklıdır. Pisarev, Bazarov?u ?gereksiz kişiler?le kıyaslarken: ?Peçorinlerde bilinçsiz bir irade, Rudinlerde iradesiz bir bilinç vardır. Bazarovlar- da ise hem irade, hem de bilinç vardır; düşünce ve eylem onlarda bir bütün olarak birleşmektedir,? demektedir.

Bazarov ne istemektedir? Ne gibi bir alternatif ortaya koyabilmektedir? Neyi yadsımaktadır? Bazarov serf Rusyası?nın düzenini değiştirmek istemektedir. Ona göre, aklı evveller, ilerici, reformcu denen kişiler hiçbir şey başaramamışlardır. Kendilerini saçma sapan şeylerle, sanat tartışmaları ile, bilinçsiz yapıtlarla, parlamentoculukla, baro ile oyalayıp durmuşlardır. Bazarov?a göre toplumun bütün kurumlarını, otoritelerini, ilkelerini yadsımak gerekmektedir. Bazarov kendilerinin sanıldığı kadar az olmadıklarını, kolay kolay ezilmeyeceklerini ortaya koyar. Onlar ortalığı temizleyeceklerdir, gerisi önemli değildir. Bu düşüncelerde, Turgenev?in ?o bir nihilist olarak adlandırılıyorsa, bunu devrimci olarak okumak gerekir?(5), sözünün anlamı ortaya çıkmaktadır.

Bazarov?a göre, ?Puşkin okumakla bir yere varılamaz?, ?iyi bir kimyacı bir ozandan yirmi kez daha yararlıdır?, ?Rafael beş para etmez?. Bazarov ayrıca Nikolay Petroviç?in çello çalması ile de alay eder. Bazarov?un sanata ilişkin bu görüşlerinde aşırılık göze çarpmaktadır. Bu aşırılığı, düşünce ve anlayışların tam bir değişime uğradığı devrelerdeki aşırılık olarak algılamamız gerekir.
Aynı biçimde, doğayı da başka bir gözle görmektedir. Ona göre doğa, ?bir iş yeri, insan da orada çalışan bir işçidir?. Bu yüzden doğa, Bazarov?a göre romantik duyguların ortaya çıktığı bir yer değil, araştırılmaya, incelenmeye yarayan bir kaynaktır.

Bazarov deneyle ulaşılamayan bilim dışı hiçbir şeyi kabul etmemektedir. ?Gök gürlediği zaman halk îlyas Peygamberin arabası ile gökyüzünde dolaştığına inanır. Ben de onlara uyayım mı?? der. Zaten Bazarov?un en üstün yanı da doğa bilimlerine olan sonsuz inancıdır. Özellikle tıp, zooloji, botanik gibi bilimlerle uğraşması ona bu inancı aşılamıştır.

Bazarov?a göre evlilik de gereksizdir. Arkadiy?e ?Demek hâlâ nikaha önem veriyorsun. Senden beklemezdim bunu,? demektedir.

Bazarov aşkı da yadsımaktadır. Fakat Odintsova ile karşılaştığında bu yanlış inancı da değişime uğrar, güçlü ve tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Bazıları bunu Bazarov?un tam bir yenilgisi olarak gösterseler de, bu aslında en insanca duygunun Bazarov?da da ortaya çıkışından başka bir şey değildir. Aşkında yenilgiye uğrayan Bazarov, kendisini Pavel Petroviç gibi kapıp koyuvermez, kısa zamanda toparlanır. Bu, onun irade gücünün de bir belirtisidir.

Birçok eleştirmen Bazarov?un anne ve babasına karşı acımasızca davrandığını ileri sürerek onu nankörlükle suçlarlar. Bunu ileri sürerken de, Bazarov?un anne ve babasının yanında kalmaktan sıkılışını ve onları biricik oğullarını yanlarında görebilme mutluluğundan yoksun bırakışını vurgulamaya çalışırlar, ilk bakışta gerçek gibi görünen bu durum da tartışılabilir. Bazarov çetin bir yaşam okulundan geçmiştir ve artık anne ve babasının dizi dibinde oturarak onların okşamalarını ve güzel sözlerini bekleyecek yapıda değildir. Bazarov, düşünce ve eylem adamıdır ve yerinde duramayan özgür bir kişiliğe sahiptir. Aslında anne ve babasını çok sevmektedir. Bunu ölürken açıkça belirtir: ?Onlar gibi insanları tüm dünyada mumla arasanız bulamazsınız.?
Bazarov halkı idealize etmez. Fakat onun geriliğini, boş inançlarını ve cehaletini hoş bir şey olarak gören soylulara karşıdır. Bazarov?un ilerici düşüncelerinde de halktan kopukluk göze çarpar. O bireycidir. Örneğin, kendisini hiçbir zaman anlayamayacak olan köylüler için özveride bulunmayı gereksiz saymaktadır. Ama Bazarov gibiler zamanla bu bireyciliklerinden sıyrılacak ve halkla tam olarak bütünleşebilecek olan Solomin gibi aydınların bir habercisidir.

Bazarov romanın sonunda tifüslü bir köylüyü tedavi ederken hastalığa yakalanarak ölür. Burada önemli olan, Bazarov?un yararlı bir işle uğraşırken yaşamını yitirmesidir. Kendisinden önce gelen Rudin, Peçorin gibi kahramanlar hiçbir olumlu etkinlik gösteremeden ölüp gitmişlerdir. Bazarov bu açıdan da onlardan üstündür.

Pavel Petroviç?le yaptığı düelloda da Bazarov?un kişiliğinin olumlu yönleri ortaya çıkar. Pavel Petroviç yaralandıktan sonra, ona olan bütün hıncını unutan Bazarov, yarasını tedavi etmeye başlar. Bunu da özellikle Pavel Petroviç?in gururunu incitmeyecek bir içtenlikle yerine getirir.
Bazarov?un romanın sonunda ölmesini Pisarev bize şöyle açıklar: ?Turgenev, Bazarov?un nasıl yaşadığını ve neler yapabileceğini gösteremeden nasıl öldüğünü göstermektedir. Turgenev henüz oluşmakta olan ve yalnızca zamanın ve olayların açıklığa kavuşturabileceği bir tipi tamamlayamazdı.?

Birçok olumsuz yönüne karşın Bazarov yine de soylulardan üstün bir kişidir. Yazarın sempatisi de Bazarov?un yanındadır. Bunu Turgenev?in romanı üzerine yapılan tartışmalara verdiği çeşitli yanıtlardan anlayabiliriz. ?Eğer okuyucu Bazarov?u tüm kabalığıyla, kalpsizliğiyle, acımasız soğukluğuyla sevemediyse yineliyorum ki, ben suçluyum ve amacıma ulaşamadım demektir.(6) Bazarov benim sevgili çocuğumdur, bu akıllı, bu kahraman kişi bir karikatür olabilir mi?(7) Onun benim yarattığım tiplerin en sempatiklerinden olduğunu fark etmiyor musunuz?(8) O iliklerine kadar demokrat, dürüst ve gerçekçidir. ?(9)

Bazarov her şeye rağmen o devir Rusyası?nın ve yazarın anlayamayacağı bir kahramandır. Turgenev onun henüz Rusya?ya gerekli olmadığını, yalnız ve yok olmaya mahkûm bir tip olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Bir soylu olarak, her ne kadar soylu sınıfın çöküşünü ve Rusya?daki toplumsal gelişmeleri izlemekteyse de, Turgenev Bazarov yapısındaki kişilerin Rusya?yı aydınlık günlere götürebileceğine inanmamaktadır. Fakat bu romanda, bazı eleştirmenlerin savunduğu gibi, ?Baba?ların değil, ?Bazarov?larm, yani ?çocukların? yanındadır. Fakat bu yandaşlıkta, soyluluğun getirdiği bir sınırlılığın varlığı da yadsınamaz.

Turgenev, Rusya için yararlı olabilecek gerçek olumlu kahramanı ancak on yıl sonra, Ham Toprak romanının kahramanı Solomin?in kişiliğinde yaratabilecektir.

Notlar
(1) Pis?mo î. S. Turgeneva k Sluçevskomu (Turgenev?in Sluçevskiy?e Mektubu).

(2) İ. S. Turgenev, Otsı i Deti (Babalar ve Çocuklar), Leningrad, 1965.
(3) V. Yefremov, Oçerki po İstorii Russkoy Literaturı XIX. veka (XIX. Yüzyıl Rus Ede¬biyatı Üzerine Gözlemler), Washington, s. 174.
(4) İ.S. Turgenev, Otsı i Deti, Leningrad, 1965, s. 177.
(5) Pis?mo î. S. Turgeneva k Siuçevskomu.
(6) A.G.Y
(7) îz Pis?ma 1. S. Turgeneva k A. P. Filosofovoy (I. S. Turgenev?in A. P. Filosofova?ya Mektubu).
(8) Iz Pis?ma 1. S. Turgeneva k M.E. Saltıkovomu (I. S. Turgenev?in M. E. Saltıkov?a Mektubu).
(9) Pis?mo I. S. Turgeneva k. Sluçevskomu

Kaynak Kitabın Künyesi
19. Yüzyıl Rus Edebiyatı Üzerine Yazılar
Ö. Aydın Süer
Evrensel Basım Yayın / İnceleme Dizisi
Kapak Tasarımı : Savaş Çekiç
İstanbul, 2006, 1. Basım
175 s

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir