Kategori: Haydar Karataş

Zazalar – Haydar Karataş

Bu Zazalık meselesi aslında epeyce karışık ve de bulaşanın başını yakan bir şeydir. Onun için işin o tarafına girmek istemem. Türkologlar onları Türklük içinde görme eğilimindeydi. Yeni Kürt aydınlanması Zazalıkla duygusal bir bağ kurar. Bu nedenle bugün açısından söylenebilecek her cümle taraflı. Zaten benim bu “Aazalık” mevzuunda söyleyeceğim şeyi sakın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Haydar Karataş?tan yazma üzerine 9 öneri!

1. Nasıl yazarım; yazacağım zaman, genelde bisiklete biner kendime ?sessiz? bir kafe aramaya çıkarım. Böyle başlıyor her şey. Yazarken gürültü, patırtı beni rahatsız etmez. Hatta o sesler müzikmiş gibi dahi gelir bana, kendimi güvende hissederim, ancak o gürültüler arasına Türkçe bir kelime karışsın, yazmanın bütün tılsımı bozulur. Sessiz bir evde,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masalın dilinden Dersim tarihi (Giriş)

Dersim Anadolu platosu ile Mezopotamya havzasının gelip son bulduğu yerdir. Dünyanın her yerinde Dersim gibi tartışmalı coğrafyalar vardır. Kimi sosyologlar bu gibi yerlere tampon bölge der. Ben belalı coğrafyalara diyorum bu yerlere. Hindistan ile Pakistan arasında kalan Keşmir böyle bir yerdir, ancak bana sorarsanız Pakistan huzursuzluğunun altında bu kesişme vardır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Benim Dersim Manifestom – Haydar Karataş

1861?de Dersim?e giden Diyarbakır Britanya Başkonsolosu, bölgeyle ilgili uzun bir rapor yazar. O rapordan değil de, Taylor?un kendisiyle aynı dönemde Fransa?nın Diyarbakır Konsolosu Mösyö F. Anori?ye yazdığı bir mektup var. O mektupta: ?Ben onların Pagan olduğunu düşünüyorum, Mamikyanlar (Dersim Ermenileri) bizim Osip Efendi?nin dediği gibi değil; sanki onlar bu Pagan

OKUMAK İÇİN TIKLA

On İki Dağın Sırrı / Bir Göz Ağlarken – Haydar Karataş

Bir göz ağlarken diğer gözün güldüğü görülmüş müdür? Dünya kaç köşeymiş uzun uzun konuşan, konuştuklarını tekrar eden, saplantıyla özlemlerini, evveliyatlarını anlatan Dersimliler. Küçük, sıradan, kayıp giden hatıralar, garezler, kibirlenmeler… Yanlışın, kahırla ufalan hayatın farkında olan Zazalar, Kürtler, Ermeniler, Kızılbaşlar… Candarmalar, paşalar, hükümetler, aşiretler, metruk evler, boşalmış ovalar, inatla geleneğe sarılan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Azınlık Yanından Utanan Edebiyatımız ? Haydar Karataş

Dünyanın bütün edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatının geçmişi de, masal; efsane ve destanlardır. Bana öyle geliyor ki, bir toplumun sözsel, söylence yanı bilinmeden, ruhu da pek anlaşılamıyor. Türkçe edebiyatın sözsel izlerini, ne yazık ki, modern tarihçiler yazılı Türk kaynaklarında bulamadılar, aksine İran ve Çin gibi ülkelerin yazılı kaynaklarında onlara denk

OKUMAK İÇİN TIKLA

Geriye Kalan Ağıttır! – Uğur Beydili

“Geçmiş gelecekten çok daha belirsizdir!” Bu söz ideolojik duruşların, taraf tutmanın ve iktidarların tarihe yaklaşımını çok iyi özetlemektedir.  Dersim meselesi yakın tarihin sırlarından biri(ydi). Gündeme düşmeden kimsenin daha o tarihte ne olduğunu tam bilmediği bir sırdı Dersim. Üzerinde daha önceden yapılan araştırmalara yeni araştırmacılarda eklenince ortaya bir hayli “Dersim meselesi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dersim’iz: Gece Kelebeği – Müslüm Kabadayı

Güzel ülkemizde, çelişkilerle yüklenen bu topraklarda, her şey yangından mal kaçırılırcasına yapılıyor, ne acı. Bu zulümdür, ayıptır. Utanmazlar ve aymazlara sesleniyoruz: Bu ülkede ar, edep nedir bilenler karşısında utanın artık! “Dersim” üzerine yapılan “tartışmalar”ı radyolardan-tv’lerden dinleyen-izleyen, basından okuyan dikkatli yurttaşlar fark etmişlerdir, kuzu postuna girmiş kurtların gerçeklere iki yöntemle saldırdıklarını.

OKUMAK İÇİN TIKLA