Kategori: İhsan Oktay Anar

Puslu Kıtalar Atlası’nda İronik ve Absürd Dilin İşlevselliği

Anlatının Kırılgan Doku Yaratımı İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası adlı eserinde ironik ve absürd dil, anlatının temel taşlarından biri olarak işlev görür. Bu dil, okuyucuyu alışılagelmiş gerçeklik algısından uzaklaştırarak, tarihsel ve toplumsal normların sorgulanabileceği bir zemin hazırlar. İroni, metinde hem bireysel hem de kolektif bilincin çelişkilerini açığa vurur; absürd

OKUMAK İÇİN TIKLA

Unutuşun ve Hafızanın Kırılgan Dengesi: İhsan Oktay Anar’ın Suskunlar ve Zülfü Livaneli’nin Serenad Romanlarında Bellek İncelemesi

Suskunluk Kavramının Anlam Ağı Suskunluk, bireylerin ve toplulukların geçmişle bağ kurma biçimlerini şekillendiren bir olgu olarak, İhsan Oktay Anar’ın Suskunlar romanında merkezi bir tema olarak işlenir. Bu bağlamda suskunluk, yalnızca sessizlik değil, aynı zamanda bastırılmış anlatılar ve toplumsal bellekteki boşluklar olarak tanımlanabilir. Paul Ricoeur’ün unutuş ve bağışlama teorisi, suskunluğu bireysel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yedinci Gün ve Varoluşun Derinlikleri

İhsan Oktay Anar’ın Yedinci Gün romanı, insan varoluşunun karmaşık katmanlarını sorgulayan, çok boyutlu bir anlatı sunar. Roman, II. Abdülhamid dönemi Osmanlısından 1930’lara uzanan fantastik bir yolculukla, İhsan Sait’in gelecekten gelen bir aşk mektubuna yanıt arayışını merkeze alır. Bu yolculuk, yalnızca fiziksel bir hareket değil, aynı zamanda bireyin kendi anlamını arayışının

OKUMAK İÇİN TIKLA

Amat ve Nuh’un Gemisi Üzerine Derinlemesine Bir İnceleme

İhsan Oktay Anar’ın Amat romanı, Nuh’un Gemisi’ni bir imge olarak merkeze alarak insanlık tarihinin, bireyin ve toplumun anlam arayışını sorgular. Bu eser, bir gemi üzerinden evrensel bir anlatı sunarken, aynı zamanda bireyin kendi varoluşsal yolculuğunu da yansıtır. Nuh’un Gemisi, yalnızca bir kurtuluş vaadi değil, aynı zamanda insanlığın hem bir aradalığını

OKUMAK İÇİN TIKLA

İhsan Oktay Anar’ın Eserlerinde Toplumsal Hafıza ve Etnisite: Bir Anlatı Evreni

Tarihsel Belleğin İzleri Anar’ın romanları, tarihsel belleği bir arka plan olarak kullanmak yerine, onu anlatının merkezine yerleştirir. Puslu Kıtalar Atlası’nda, Osmanlı’nın 17. yüzyıl İstanbul’u, yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda kolektif bilincin bir yansımasıdır. Bu bellek, kahramanların hikâyeleriyle yeniden şekillenir; geçmiş, bugünün aynasında kırılır ve yeniden inşa edilir. Anar, tarihsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

İhsan Oktay Anar Edebiyatı, Eril Anlatı Evreni ve Belli Belirsiz Dişil Semboller Dünyası mıdır?

İhsan Oktay Anar’ın romanlarında kadın karakterlerin azlığı ya da neredeyse tamamen yokluğu, onun edebi dünyasında hem tematik hem de felsefi bir derinlik taşır ve eserlerinin yorumlanmasında çok katmanlı bir tartışma alanı açar. Anar’ın eserleri, genellikle erkek karakterlerin domine ettiği bir evrende geçer. Bu durum, Jung’un arketipler teorisi bağlamında incelenebilir. Anar’ın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Burnundan kıl aldırmayan okurun Yedinci Gün’e bakışı – Cem Kalender

Orhan Pamuk?tan sonra edebiyat okurunu en fazla heyecanlandıran yerli yazardır İhsan Oktay. İlk kitabı Puslu Kıtalar Atlası?yla okurla kurduğu rabıta hiç zayıflamamış bilakis her yeni kitabında biraz daha güçlendirerek, az yazara nasip olan ?Çok okunan nitelikli yazarlar? sınıfına dahil olmuştur. Büyük yazarlar okurun beklentilerini yükselttiği için belli bir evreden sonra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yedinci Gün?e dair bir eleştiri – Akın Art

İhsan Oktay Anar?ın altıncı kitabı olan ?Yedinci Gün? yazarın önceki kitapları gibi İletişim Yayınlan tarafından yayımlandı. Yayınevi tarafından önce Eylül ayında yayımlanacağı duyurulan kitabın yayın tarihi, daha sonra 25 Ağustos?a çekildi. Yoğun reklam fâaliyetlerinin yanı sıra, bu tarz pazarlama taktiklerinin de gölgesinde çıkan Yedinci Gün?ü, bu fâaliyetlerden kopuk bir metin

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnzivaya Övgünün Gericiliği: Yedinci Gün – Nevzat Evrim Önal

Altıncı kitabı Yedinci Gün geçtiğimiz aylarda yayınlanan İhsan Oktay Anar?ın eserleri hakkında çok miktarda eleştiri ve inceleme yazıldı. Bu doğal; zira hayli sıra dışı bir biçeme sahip olan Anar, Türkiye edebiyatının ?çok satan? kitaplar üreten yazarlarından biri. Ne var ki; Anar?ın eserlerinin bol miktarda inceleniyor ve eleştiriliyor olması, bu inceleme

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yedinci Gün – İhsan Oktay Anar

Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayâllere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıra dışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asîlleşmesi, erdemlerin ardındaki günâhkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. İnsan olmanın en zayıf ve en yüce yanları, bir hikâyenin dokunuşuyla bir kez daha bilinebilir olacak. İhsan Oktay Anar, bu yeni düşüyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Puslu Kıtalar Atlası – İhsan Oktay Anar

Puslu Kıtalar Atlası, İhsan Oktay Anar’ın yazmış olduğu ilk romandır. Kitap ilk kez 1995 yılında İletişim Yayınları tarafından basıldı. Yayınlandığı andan itibaren hem içerik hem biçim olarak ilgi gördü. Birçok yeni baskısı yapıldı ve eleştirmenler tarafından olumlu değerlendirmelere tabi tutuldu. Bu kitap dolayısıyla Anar için “edebiyatın yeni soluğu” tanımlaması yapıldı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Amat – İhsan Oktay Anar

‘Olağanüstü’ dünyaların yaratıcısı İhsan Oktay Anar yine, tarihin gizemli sayfalarını aralayan, adeta masalsı; ironik ama derin felsefi anlamlar yüklü, şaşırtıcı, sürükleyici bir romanla çıkıyor karşımıza… Aynalar, atlaslar, okunması yasak sır dolu kitaplar, savaşlar, gülleler, yeniçeriler… üç direkli, iki güverteli ve 58 toplu bir kalyonda ilâhî düzeni bozmaya meyyal bir kaptan,

OKUMAK İÇİN TIKLA