Kategori: Mizah

Muzip Tanrı – Jean-Louis Fournier. “Tanrım yıkamakla çıkmayan lekeleri yaratmayı ilk olarak neden ve niçin düşündün?”

Jean-Louis Fournier’nin “Muzip Tanrı”sı: Emekliliğin Sıkıntısından Doğan Kara MizahFransız yazar, televizyoncu ve komedyen Jean-Louis Fournier’nin kaleminden çıkan “Muzip Tanrı”, yazarın bilinen otobiyografik eserlerinden farklı bir kurgusal yapım sunuyor. Kitabın orijinal adı “Satané Dieu !” olarak geçiyor, bu da “Lanet Tanrı!” veya “Kahrolası Tanrı!” gibi anlamlara gelirken, Türkçe başlığın “Muzip Tanrı”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yves Bossart, ‘Her Şeye Rağmen Gülmek’te mizahın felsefesinin olup olamayacağını tartışırken neye, ne zaman güldüğümüzü, gülmenin benliğimizde hangi değişiklikleri tetiklediğini ve mizahın ahlaki sınırlarının bulunup bulunmadığına dair kafa yoruyor.

Gülmeyi, delilik ve hastalık ile mutluluk arasındaki sınır bölgesinde konumlandıranlar çoğunlukta. Özellikle Antik Yunan’dan bu yana, söz konusu yaklaşım bazı farklılıklara rağmen hâlâ revaçta. Bu durum, Hippokrates’in ‘Gülmeye ve Deliliğe Dair’ başlığıyla kitaplaştırılan fikirlerinde de karşımıza çıkmıştı. Demokritos’un tutulduğu gülme “hastalığı” yüzünden Abderalıların yazdığı mektupla resmiyet kazanan meseleye yoğunlaşan Hippokrates,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Her Şeye Rağmen Gülmek / Mizahın Felsefesi Üzerine – Yves Bossart

Mizah hem içinde yaşadığımız dünyayla hem kendimizle aramıza mesafe koymamızı ve fikirlerimizi sorgulamamızı sağlar. Fanatizme karşı güçlü bir silah olmakla kalmaz, özgür düşüncenin gelişimi için de vazgeçilmez önkoşuldur. Felsefeci Yves Bossart Her Şeye Rağmen Gülmek’te okuru mizahın düşünce dünyasında zihin açıcı bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. Neden ve neye güleriz? Güldüğümüzde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gülmeye ve Deliliğe Dair – Hippokrates. ‘Statükocu çizgiyi aşma cesaretini ve bilgeliğini gösterme üzerine’

Hippokrates’ın (Hipokrat) ‘Gülmeye ve Deliliğe Dair’i, ancak delilik ile akılı ayıran çizginin, toplumun genel geçer yargılarının sınırında yer aldığını bilen biri tarafından yazılabilir. Çizginin öteki tarafına geçene deli sıfatını takarak acımak, aslında çoğunluğun kendi varoluş biçimini aklamasından başka birşey değildir. Ama çizgiyi aşma cesaretini ve bilgeliğini gösterebilen de, ciddiyet sayılarının

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali: Türkiye’de tam demokrasi ve tam basın hürriyeti varmış!

Amerikan milletvekilleri kendi hükümetlerinden sormuşlar: “Şu Türkiye’ye para verip yardım edelim, diyorsunuz ama, orası demokrasiden uzak, basın hürriyetinden mahrum bir memlekettir, bu nasıl olur?” Amerikan hükümeti de, siyaseti icabı cevap vermiş: “Yok efendim, Türkiye’de dehşetli bir demokrasi, mostralık bir basın hürriyeti vardır… Paramız ziyan olmaz!” der ya, Amerika bu, malını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Köpek Kalbi – Mihail Bulgakov “Bir Kara Mizah”

Bulgakov Köpek Kalbi’nde sokak köpeği Şarik’in öyküsünü anlatır. Dünya çapında bir bilim insanı olan Profesör Filipoviç, evine götürüp beslediği Şarik’i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. Köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. Şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evlilik – Jane Austen “evlilik ve kadının konumlanışını mizaha alan metinler”

Edebiyat tarihinin en sevilen romanlarına imza atan Jane Austen, dört kült romanından derlenen bu metinlerde, 19. yüzyıl İngiltere’sinde evliliğe neden bu denli önem atfedildiği sorusuna yanıtlar arıyor. İronik yaklaşımıyla, İngiliz toplumunun evlilik merakını, ailelerin, soyluların ve evlendirilmek istenen gençlerin bakışından evlilik “müessese”sini ele alıyor. Flörtler, entrikalar arasında dünyanın pek çok

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir yanı neşe bir yanı endişeli bir öykü, “İyi Yolculuklar”, Özgür Soylu

Özgür Soylu’nun öykülerinin bir yanı neşe, bir yanı endişe. Çünkü o anlattıklarını zeki bir çocuğun gözünden anlatıyor hep. Bir çocuk gibi ayrıntılardaki haksızlığı zulmü de, yaşama sevincini de seziyor/sezdiriyor. En güzeli onun anlatımında nicedir unuttuğumuz halk dilinin sözcüklerini en doğal biçimde buluyoruz. “Küşümlenmek” kuşkulanmanın yerini alıveriyor. Tasalanmayı da kapsayan bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aslan Asker Şvayk – Yaroslav Haşek

Mizah ustası Yaroslav Haşek’in, Aslan Asker Şvayk adlı romanı I.Dünya savaşının hemen ardından yazmış ve savaşı, tüm acımasızlıkları ve saçmalıklarıyla yerden yere vuran bir yergi başyapıtıdır. Savaşa karşı absürd bir manifesto niteliği taşıyan, Yaroslav Haşek’in savaş çığırtkanlığını, militarizmi, devlet buyurganlığını gözünün yaşına bakmadan eleştirdiği kara mizah klasiği olan Aslan Asker

OKUMAK İÇİN TIKLA