Kategori: Vedat Günyol

Rousseau’nun en çok değer verdiği yapıtı: Toplum Sözleşmesi

Toplum Sözleşmesi 1756-1760 yıllarında yazılmış, 1762’de basılmıştır. Sainte-Beuve’e bakılırsa, Rousseau’nun en çok değer verdiği yapıtıdır bu. Rousseau bu kitabı için, “Epeyi önce, gücümü tartmaksızın yazmaya kalkıştığım, ama o gün bugün bir yana bıraktığım daha geniş bir yapıttan alınmıştır.” diyor. Rousseau’nun yazmayı tasarladığı bu geniş yapıtın adı Politik Kurumlar olacaktı. Toplum

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yabancı – Albert Camus

(*) Camus denilince, edebiyat alanında ilk akla gelen yapıt, 1942 yılında yayınlanan “Yabancı”dır. Konusu çok basittir. Öyküdeki her şey çok kısa bir zaman aralığında olup biter. Cezayir’de, bir rastlantı sonucu, bir Arap’ı öldüren orta sınıftan bir Fransız, Mersault, kendisini adım adım ölüme götüren süreci kayıtsız biçimde izler. Diğer kişilerin adı anılsa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Arthur Miller’in “Cadı Kazanı” adlı oyunu – Serkan Fırtına

Tiyatroya uzun yıllardır nitelikli eserler yayımlayarak hizmet veren Mitos Boyut yayınları, hem yeni eserler hem de tiyatronun klasikleşmiş yapıtlarını sunmaya aralıksız devam ediyor. Son olarak dram sanatının Amerikalı büyük ustası Arhur Miller’ın “Cadı Kazanı” adlı yapıtı, kitapçı raflarındaki yerini aldı. Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’un nitelikli ve unutulmaz çevirisi ile

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cadı Kazanı – Arthur Miller “zulmün ve şiddetin doruğa çıktığı bir dönem”

1692 yılında ABD’nin Salem kentinde cadılıkla suçlanan bir grup insan, mahkeme kararıyla idam edilir. Cadı Kazanı, zulmün ve şiddetin doruğa çıktığı bu dönemi anlatır. Anlatılanlar, özgür düşünceye yaşama hakkı tanımayan birtakım bağnaz Hıristiyan’ın, dini inançları kullanarak, toplumsal düzeni ve hukuku ele geçirmelerinin ibret dolu hikâyesidir. Arthur Miller (1915-2005), insanlık tarihinin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Akıl ve Akıldışılık

İnsanın dini aklıdır, aklı olmalıdır, diyorum. Aklı olmayan, yani aklını kullanmayan, kullandırılmayan kimsenin saygıya değer dini yoktur, olamaz da. O insan ancak çok eskilerden kalma cennet cehennem masallarıyla beşli, akıldışı inançların kulu kölesidir. Peki, insan ne zaman aklını kullanma yetisine, onuruna ulaşabilir?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Blanqui: Beni ‘Yaşamak hakkınızdır’ demekle suçluyorlar.

Politikaya batmış çıkmış bir insan düşünün ki, 76 yıllık yaşamının toplam 37 yılını aralıklarla cezaevlerinde geçirmiş, devrim davası uğrunda yılmadan, usanmadan giriştiği eylemler yüzünden. Bu devrimci, Auguste Blanqui adlı (1805-1881) büyük devrimcidir. Ansiklopediler, ondan “Fransız politika adamı, Blanquisme denen silahlı eyleme dayalı ütopik sosyalist akımın kurucusu” olarak söz ederler.

OKUMAK İÇİN TIKLA

İnsanlık değeri ve erdem kavramı üzerine

Einstein’e göre, şu bu insanın değerini anlamak için kendi benliğinden ne ölçüde ve ne bakımdan sıyrılabileceğini aramak gerek. İnsanın kendi benliğinden ne denli sıyrılıp kopabileceğini anlamak için de, yanında yöresinde çevresinde yaşayan insanlarla olan ilişkilerinde ne ölçüde ödün verdiğine, verebildiğine bakmalı derim.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vedat Günyol İçin Çağrışımlar – Cemal Süreya

1) Orda bir adam var. Vapurdan iniyor; Karaköy’deki posta kutusunu açıyor; sonra merdivenleri ikişer ikişer çıkarak kalabalığa karışıyor. Yaşına karşın dimdik bir adam. Yüzü sanki bir yazarın değil de bir gökbilim profesörünün yüzü. Bertrand Russell’i de anımsatıyor biraz. İdealist filozof Russell’i değil, hani şu mahkemesi olan Russell’i. Var öyle bir adam. Var

OKUMAK İÇİN TIKLA

Albert Camus ve Edebiyata Yön Veren Kitapları

20. yüzyılda Fransa’ya ve dünya düşünce yaşamına damgasını vurmuş sayılı birkaç aydından biridir Albert Camus. Düşünce dünyamızın, Bertrand Russell, Einstein, Sartre gibi yüceleri yanında, romanları, tiyatro yapıtları, politika yazılarıyla, tutumu, davranışı, yaşamıyla çıkarsız bir aydın örneğini vermiş bir insan olarak özel bir yeri var Albert Camus’un yüzyılımızda. Varoluşçuluk ile ilgilenmiştir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Camus ve Yabancı – Vedat Günyol

XX. Yüzyıl Fransasının, dahası, dünyasının düşünce yaşamına damgasını, dünyamızın, Bertrand Russell, Einstein, Sartre gibi yüceleri yanında, romanları, tiyatro yapıtları, politika yazılarıyla, tutumu davranışı, özel genel yaşamıyla, çıkarsız bir aydın örneğini vermiş bir insan olarak özel bir yeri var Camus’nün, yüzyılımızda. Albert Camus’nün dünya görüşü, yaşamın anlamsızlığından, saçmalığından kaynaklanan bir anlayış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilmece – Albert Camus “Bir şey, adı konduğu anda yitirilmiş değil midir?”

Göğün tepesinden düşen güneş dalgaları, çevremizdeki kırda sıçrayıp duruyor kıyasıya. Bu patırtı karşısında susuyor her şey. Karşıda Luberon Dağı soluk almadan dinlediğim bir donmuş sessizlik yığını sanki. Kulak kabartıyorum: Uzaktan gelenler var bana doğru; gözle göremediğim dostlar çağırıyor beni; sevincim büyüyor, eskisi gibi. İşte, yeni bir mutlu bilmece her şeyin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gargantua – François Rabelais

Rönesans’ın başlangıcını müjdeleyen yazarlardan biri olan François Rabelais, baba-oğul iki dev olan Gargantua ve Pantragruel’in maceralarını anlattığı beş ciltlik eseriyle Fransız ve dünya edebiyatına damgasını vurmuştur. Gargantua, bu külliyatın en bilindik eseridir. Obur dev Gargantua’nın hayatını doğumundan başlayarak anlatan bu roman, realizmi fanteziyle, Rönesans bilgeliğini müstehcen esprilerle buluşturuyor ve okurların

OKUMAK İÇİN TIKLA