Niccolo Machiavelli ve İnsan Doğası Üzerine – Gülçin Sağır

NICCOLO MACHİAVELLİ VE İNSAN DOĞASI ÜZERİNE(1) – GÜLÇİN SAĞIR(2)

“Bilinmeyen suları ve toprakları araştırmak bir denizci için ne kadar tehlikeli ise, her keşif sahibi için de bu yol bir o kadar tehlikelidir: yine de ben yeni bir yol açmaya karar verdim, ilerlemekte epey zorlanacak olsam da…”(3)
N. Machiavelli

“İktidar Tehlikelidir.”
H. Bahadır Türk(4)

Nıccolo Machiavelli 3 Mayıs 1469’da İtalya’nın Floransa şehrinde doğmuştur. Floransalı olması Machiavelli’nin politik düşüncelerinin şekillenmesinde oldukça etkili olacaktır. Babasının oğlu Machiavelli ’ye ölmeden önceki vasiyeti onun politik söylemlerinin eyleme dönüşebilmesi noktasında dikkat çekmektedir. Bu vasiyet ‘’Mutlu yaşayın ve az harcayın’’ olmuştur. Bu evrede Machiavelli mutlu yaşamak ya da mutlu yaşama fikrini tüm İtalya’nın ulusal kaderine entegre ederek bir fikir ideoloğu haline geldiğini söylememiz mümkündür. Onun yaşamındaki dönüm noktalarından birisi babasının da vesayetindeki sözü siyasi bir hedef haline getirmesiyle birlikte, 1498’de Floransa Cumhuriyeti’nin ikinci yazmanı olarak sarayda göreve başlamasıyla olmuştur. Fakat Soderni ailesi ile kurduğu yakın ilişkiden dolayı monarşi yanlısı olan Medici ailesi kentte yönetimi ele geçirince, Machiavelli’yi sürgüne yollamışlardır. Yine de Machiavelli ülkesinin siyasal yaşamında etkin roller üstlenerek İtalya’nın parçalanmışlığını kurtarmaya çalışmaktadır.(5)

1469-1527 yılları arasında İtalya’nın Floransa kentinde yaşayan Machiavelli döneminin politik kopukluklarını dile getirmiştir. Kendine has bir söylem ile Prens(6) kitabını yazan düşünürün nihai amacı; tarih bilimin temellerinden yararlanarak İtalya’nın ulusal birliğini sağlamaktır. Bu nokta Prens kitabını önemli hale getirmektedir. Nihayetinde Prens kitabını incelediğimizde Machiavelli ulusal birliğin sağlanması yolunda birçok tavsiye vermekte ve bir nokta da insan doğasına dikkat çekmektedir. İyi bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini belirtirken sıklıkla “erdem” ve “şans” yani “Virtù” ve “Fortuna” kavramlarını kullanmaktadır. Bu kavramlar da insan doğasının belli parametrelerini oluşturan nitelik ve nicelik bakımından insan doğasına yön veren ana argümanlardır.

Raslantı, talih ya da Machiavelli’nin deyimi ile fortuna kavramını insan doğasıyla ilişkilendirmemiz mümkündür. Adını Roma mitolojisindeki talih tanrıçası Fortuna’dan alan bu kavram, insani olmayan ama insanın işlerine iyi veya kötü şans olarak müdahale eden bir güce işaret eder. Talih Tanrıçası Fortuna, Yunan Mitolojisinde genellikle kör olarak temsil edilir. Böylece rastlantının mutlak olduğuna dikkat çeken Tike’ye karşılık gelir. Machiavelli’nin kitabında Prens’in başlıca niteliği olan Virtù Machiavelli ’ye göre fortunanın içinde ve onun vesilesi ile uygulanabilir. Fortuna, acilen cevap verilmesi gereken bir dış zorunluluktur. Böylece, politika sahnesinde yer alan bireylerin öngörülemez durumlarla karşı karşıya olduğunu anlatmaktadır. Dayatılan bir irade, politik eylemin başarısı için tek başına yeterli değildir. Fortunaya gerektiğinde karşı gelmek ve onun önünde diz çökmemek gerekir. Aksi takdirde fortuna kendi yasasını dayatır. Bu anlamda Machiavelli düşüncesindeki virtu, insanın fortunaya kendi iradesini dayatma yetisi olarak da anlaşılabilir. Ama bu, dayatma bir zorlama olarak adlandırılmamalıdır. Machiavelli burada zorlamadan ziyade esnekliği öne çıkarır. Ve politikacıların koşullara uyum sağlama becerisi, yani kendi yasasını fortunaya dayatma yetisi olarak tanımlar.(7) Fortuna tüm yönetimlerin kökeninde yer alan, hiç önemli değilmiş gibi gözükse de aslında yönetimlerin sıçrama ya da düşüş noktası olan temel figürlerden biridir.

Virtù sözcüğü Latince virtus’tan türetilmiştir. Virtus ise ‘’erkeklik’’, ’’erkeksilik’’ anlamına gelen ‘’viril’’, ‘’virilite’’ gibi sözcükleri ortaya çıkaran Latince ‘’vir’’ kökünden gelmektedir. Virtus, erkeksi bir güçtür. Fakat bu güç barbarlık belirtisi sayılan cesaretin tam zıttıdır. Virtù bir disiplindir. Virtus sözcüğü, sadece başıboş bir erkeksi güce işaret etmez. Felsefede kullanılan anlamıyla erdeme karşılık gelir. Virtù, insanların kendi iradeleri dâhilinde harekete geçirebilecekleri güç, kabiliyet, cesaret gibi kişisel yeteneklerin tümünü içeren bir kavramdır.(8) Machiavelli ’de Virtù uzun süreli bir devletin oluşmasını sağlayan, öznel koşullarda ki özgüllüğün ta kendisidir. Machiavelli İtalya’nın birliğinin sağlanması için aradığı yazgıyı batıda dolaşıp duran Virtù da aramaktadır. Ona göre Virtù tarih boyunca değişmeden kalır.(9) Bu haliyle Machiavelli erdemli olmak ile erdemli davranmanın sonuçları arasında bir dizi zorunluluğu siyasal olan ile düşünmektedir.(10) İnsanların nasıl mutlu olacağına dair siyasal kararların alınması, iktidarın ya da egemenin bu noktada siyasete dair nasıl ilişkiler geliştirdiği insan doğası perspektifinden geçmektedir.(11) Örneğin Machiavelli insan doğasını bizlere virtu ve fortuna üzerinden anlatırken kitleler ve yönetici, yönetici ile yöneticinin yardımcıları ya da ülke içerisinde yönetim biçimi ile ortaya çıkan döngü arasında bir dizi siyasal parametreler ortaya koymaktadır. “Kitleler en tutarsız ve en güvenilmez olan şeylerdir. Bir kişiyi ölüm cezasına mahkûm edip arkasından ağladıklarını ve hasret çektiklerini belirtir.” Şeklinde belirten Machiavelli kitlelerdeki kötülüğün ya da iyiliğin insan doğası üzerindeki bozucu etkisinden bahsetmektedir.(12)

Machiavelli bu düzlemde prens de sabit değişmez bir insan doğası perspektifi bizlere sunmaktadır. Yönetilen ile yönetici arasında kitle-egemen ilişkisini anlatırken; Hükümdara hem sevilen hem de korkulan biri olunması zor olduğundan korkulan biri olmayı tercih etmesi gerektiğini önerdiğini görürüz. Fakat bu korku nefrete yol açmayacak bir korku olmalıdır. “Çünkü genel olarak insanlarla ilgili şu söylenebilir: “İnsanlar nankör, değişken, içten pazarlıklı, riyakar, korkak ve çıkarcıdırlar; iyilik yaptığın sürece yanından ayrılmazlar; gerekmediğinde sana kanlarını, canlarını, mallarını, mülklerini, dahası evlatlarını bağışlarlar. Oysa gerektiğinde hepsi arkasını döner.”(13) Machiavelli ‘ye göre insanlar iyilik ve kötülüğü ayırt edemeyen sağduyudan yoksun yaratıklardır. Bunun için de yönetilmeye muhtaçtırlar.(14) Bu yönetici olağanüstü hatalar yapmaz halkın nefretini kazanmazsa sevilen biri olabilir. Hükümdarın yurttaşlar nezdinde nefret ve kin duygusu kazanmaması için onların kamusal ve özel alanlarına müdahale etmemesi yeterlidir.(15)

Machiavelli’nin Söylevler kitabında belirttiği gibi, yönetimde iken, daha önce zarar verilmiş bir insana sonradan önemli bir görev verilmemesi gerektiği çünkü görevi intikamı için kullanabileceği, bir generalin en takdire şayan yönünün düşmanın planlarını öngörmek olduğunu aktarmaktadır.(16) Bu örneklerde görüldüğü gibi “yönetme sanatı” Machiavelli ‘ye göre tarihteki insanı ve onun doğasını bilmekten geçmektedir. Dünya değişmemektedir ve hep aynıdır. Bu konuda Söylevler ‘in 2. Kitabının önsözünde “bu şeylerin nasıl işledikleri konusunda düşünceye daldığım zaman dünyanın her zaman aynı yönde gittiği ve kötü kadar çok iyinin var olduğu…” diyerek insanlar ve dünya sabit olmasaydı tarihin öneminin pek de olmayacağını belirtmektedir.

Sonuç olarak baktığımızda Machiavelli birçok kişi için söyledikleri kadar söylemedikleriyle önemli bir düşünürdür. Birçok düşünür Machiavelli’e atıf yaparak onun eserlerini irdelemiş ve anlamlandırmaya çalışmıştır. Spinoza’dan(17) başlayarak Montesquieu, Hegel, Marx(18) ve daha başka birçok düşünür Machiavelli’den bahsetmiştir. Örneğin; Gramsci, Machiavelli’i ve Prens kitabını başlı başına ele alarak incelemiştir.(19) Ya da Hegel’in(20) Almanya’nın kurtuluşu üzerine yazmış olduğu notlarda Machiavelli’in Prens kitabından izler taşımaktadır. Her biri de Prens’in üslubundan övgüyle söz etmişlerdir.

Tüm bunları değerlendirdiğimizde Florasanlı keskin zekânın iktidar dinamikleri ile insan doğası arasında siyasal bir tahayyül ortaya çıkardığını görmekteyiz. Machiavelli’nin siyasal doktrinin temellerini muhtemel bir insan doğası fikri üzerine inşa ettiğini; yöneten-yönetilen ilişkisi üzerinden ideal bir devlet düzeni fikri oluşturmaya çalıştığını söyleyebiliriz.(21)

NOTLAR
(1) N. Machiavelli’yi Spinoza ve Althusser üzerinden düşünmemi ve yorumlamamı sağlayan hocam Doç. Dr. Hasan Bahadır Türk’e ithafen
(2) Gülçin Sağır, Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı.
(3) N. Machiavelli, Titus Livius’un İlk On Kitabı Üzerine Söylevler, Çev. Alev Tolga (İstanbul: Say Yayınları,2009) Önsöz, s.377.
(4) Hasan Bahadır Türk, Çoban Ve Kral (İstanbul: İletişim Yayınları, 1.Baskı 2012), s.248.
(5) N. Machiavelli, Hükümdar, Çev. Necdet Adabağ (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IX. Basım 2014), s.xii.
(6) Kitap Türkçeye Prens ya da Hükümdar şeklinde çevrilmiştir. Bu yazıda Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Necdet Adabağ çevirisi kullanılmaktadır. Ayrıca Bkz: Nıccolo Machiavelli, Prens, Çev. A.Tolga, Say Yayınları, N. Machiavelli, Prens, Çev. Teksoy, Oğlak Yayınları.
(7) L. Althusser, İki Filozof Machiavelli- Feuerbach, Çev. Alp Tümertekin (İstanbul: İthaki Yayınları, 1.Baskı Aralık 2010), s.57-58.
(8) Ibid., s.27
(9) Ibid., s.71.
(10) Hasan Bahadır Türk, Çoban ve Kral, op.cit., s.205.
(11) Ibid., s.37.
(12) Ibid., s.39.
(13) N. Machiavelli, Hükümdar, op.cit, s.24.
(14) Ibid., s.55.
(15) Recep Samet Irmalı ve Gülçin Sağır, Liderlik Kültürü Ve İnsan Doğası Üzerine: Yusuf Has Hacib Ve Nıccolo Machiavelli Üzerinden Adnan Menderesi Okumak, Sosyal Bilimler Araştırmalar Konferansı, Adana Çukurova Üniversitesi, 14.10.2016, Davetli Konuşmacılar, Bildiri Metni s.9.
(16) N. Machiavelli, Söylevler, op.cit., s.429-431.
(17) Spinoza’nın Tractatus Polıtıcus kitabı Machiavelli’nin Prens kitabıyla karşılaştırılarak okumamız mümkündür. Bu noktada Spinoza’nın Politik İncelemesinde Machiavelli’nin sıklıkla izlerini görmemiz mümkündür. Örneğin; Beşinci Bölümde Hâkimiyet Arzusundan bahsederken Machiavelli’nin halkın kurtuluşunu insan doğasıyla ilişkilendirdiğini söylemektedir. Spinioza, Tractatus Polıtıcus, Çev. Murat Erşen (Dost Kitabevi, Ankara, 4. Baskı Eyül 2015), s.42.
(18) Marx ve İnsan Doğası için Norman Geras’ın Birikim Yayınlarından çıkan kitabından yararlanılarak insan doğası fikri irdelenebilir. Norman Geras, Marx ve İnsan Doğası, Çev. İsmet Akça- Görkem Doğan (Birikim Yayınları, İstanbul, 2.Baskı 2011).
(19) Gramsci’nin, Machiavelli’nin Prens kitabıyla ilgilenmesinin sebebi Machiavelli’nin İtalya’nın ulusal birliğinin kurulması yolunda kolektif bir iradenin nasıl ortaya çıkarılacağına dair bir soruna odaklanmış olmasıdır. Gramsci ise daha eşitlikçi bir yönetim tarzı ararken Machiavelli’den yararlanmıştır. Bu nedenle, kendi kuramını geliştirmeye çalışırken bol bol Machiavelli ’ye göndermeler yapmayı tercih etmiştir. Prens’in temel niteliği, siyasal bir ideoloji ile siyaset biliminin mitosunu yaşayan bir manifesto olarak var etmesidir. Bkz: Antonio Gramsci, Modern Prens, Çev. Pars Esin ( Ankara, Birey ve Toplum Yayınları, Birinci Baskı, Şubat 1994) , s.1.
(20) Macit Gökberk, Hegel’in Devlet Felsefesi, İstanbul Üniversitesi Felsefe Arkivi Dergisi, Cilt:1, Sayı 2-3,1946, s.101.
(21) Recep Samet Irmalı ve Gülçin Sağır, op.cit., Bildiri Özet s.1.

KAYNAKÇA

Antonio Gramsci, Modern Prens, Çev. Pars Esin ( Ankara, Birey ve Toplum Yayınları, Birinci Baskı, Şubat 1994)
H. Bahadır Türk, Çoban Ve Kral (İstanbul: İletişim Yayınları, 1.Baskı 2012)
L. Althusser, İki Filozof Machiavelli- Feuerbach, Çev. Alp Tümertekin (İstanbul: İthaki Yayınları, 1.Baskı Aralık 2010)
Macit Gökberk, Hegel’in Devlet Felsefesi, İstanbul Üniversitesi Felsefe Arkivi Dergisi, Cilt:1, Sayı 2-3,1946
N. Machiavelli, Hükümdar, Çev. Necdet Adabağ (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IX. Basım 2014)
N. Machiavelli, Prens, Çev. Alev Tolga (İstanbul: Say Yayınları, 2009)
N. Machiavelli, Prens, Çev. R.Teksoy (İstanbul: Oğlak Yayınları, 2010)
N. Machiavelli, Titus Livius’un İlk On Kitabı Üzerine Söylevler, Çev. Alev Tolga (İstanbul: Say Yayınları,2009)
Norman Geras, Marx ve İnsan Doğası, Çev. İsmet Akça- Görkem Doğan (Birikim Yayınları, İstanbul, 2.Baskı 2011)
Recep Samet Irmalı ve Gülçin Sağır, Liderlik Kültürü Ve İnsan Doğası Üzerine: Yusuf Has Hacib Ve Nıccolo Machiavelli Üzerinden Adnan Menderesi Okumak, Sosyal Bilimler Araştırmalar Konferansı, Adana Çukurova Üniversitesi
Spinioza, Tractatus Polıtıcus, Çev. Murat Erşen (Dost Kitabevi, Ankara, 4. Baskı Eylül 2015)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir