Etiket: Fırtına

Fırtınanın İçindeki Zihin: Kral Lear ve Freud’un Bilinçdışı Çatışmaları

Doğanın Kaosu ve Zihnin Fırtınası Shakespeare’in Kral Lear eserinde fırtına, yalnızca fiziksel bir olay değil, aynı zamanda Lear’in iç dünyasındaki çalkantıların bir yansımasıdır. Fırtınalı kır mekanları, Lear’in krallığını, ailesini ve nihayetinde benliğini kaybettiği bir dönüm noktasını temsil eder. Freud’un psikanalitik kuramına göre, bilinçdışı, bastırılmış arzular, korkular ve çatışmaların bir arenasıdır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fırtına – William Shakespeare. (Can Yücel’in yorumuyla)

Fırtına ilk, 1623’de, Shakespeare oyunlarının I. Folio (Cilt) basımı arasında yayımlandı. Çeviride kullandığımız metin de o metin. Yazılışı 1610 sonlarına, ya da 1611 başlarına rastlıyor olmalı. Üslubu, biçimi, genel tınısı, bu doğrultudaki öbür kanıtlara değinmeden de, oyunun Shakespeare’in son dönemine ait olduğunu, ve “Romances” denen oyunlar grubu içinde yer aldığını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiirinde ?Kavga? ? Mustafa Özmen

Ne zaman bir karamsarlık çökse içime, aklıma 40 kuşağı şairleri gelir. Rıfat Ilgaz, A. Kadir, Enver Gökçe, Ömer Faruk Toprak? Bu güzel insanları düşündükçe karamsarlığım dağılır. Bu insanların yaşadığı topraklar karamsarlığa gebe olmasa gerek. Binbir yokluğa, baskıya karşın nasıl ayakta durulabileceğini gösterdiler. Hem yaşam kavgası, hem ekmek kavgası, hem sanat

OKUMAK İÇİN TIKLA

Berrin Taş Şiiri 4 – Mustafa Özmen

Platon’un bilindik adalet tanımı şuydu; ?Adalet, güçlünün işine gelendir.? Günümüz adaletinin de uyguladığı budur. Bu adalet kavramı; soğuk mahkeme duvarlarını, yasaları, düzmece tutanakları, gözaltıları, hukuksuz dava süreçlerini çağrıştırır. Bu dava süreçleri ancak ?güçlünün? adalet anlayışıdır. Bu süreçler gelip geçicidir. Bir de insanlığın adalet süreçleri, adalet tanımları vardır. Bu sürecin en

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fırtına / Bahoz – Kazım Öz

“‘Bahoz / Fırtına’, Türkiye sinemasında devrimci karakterleri anlatan ilk filmdir.” Zahit Atam “Benim bu filmde 1991-1992 dönemini anlatmak isteyişimin sebebi şudur: Bu yıllar Kürtler açısından bir dönüm noktasıydı. Sadece ulusal açıdan Kürt bilincinin şekillendiği bir dönem değildi; aynı zamanda, dünyaya bakış açısında da bir bilinçlenmenin başladığı, bu bilinçlenmenin Kürtlere yayıldığı

OKUMAK İÇİN TIKLA