Etiket: Öykü Dizisi

Çocuklar Gökseldirler – Fadime Uslu

Thomas Mann, Mario ile Sihirbaz öyküsünde ?çocuklar?ın üzerinden bireysel kimliği inşa eden pek çok şeyi bir elbise gibi çıkarıp atar. ?Çocuklar? der sadece. Ne isimleri, ne yaşları, ne cinsiyetleri, ne de kaç kişi oldukları bellidir. Oysa, olay örgüsü boyunca ana babasının peşinde, tatil yöresinde sürekli bir yerlere sürüklenirler. Öyküyü anlatan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sulu Öyküler – Hüseyin Bul

On üç yaşında bir çocuğun babasının sakarlıkları, becerisizlikleri, çaresizlikleri ve bazen komik duruma düşüşleri eşliğinde annesinden ayrılışı, biten bir evliliğin anatomisini ilk önce birinci tekil ağızdan sonra da üçüncü tekil ağızdan anlatışında oluşuyor öyküler. Aslında yazar bunu daha çok öykülerin doğası, konusu ve üslubundan dolayı yapar. Bunları denediği ( yaptığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dikanka Yakınlarında Bir Köyde Akşamlar – Nikolay Vasilyeviç Gogol

İki bölümden oluşan Dikanka Yakınlarında Bir Köyde Akşamlar, daha sonra Petersburg Öyküleri ve Ölü Canlar gibi eserleriyle dünya edebiyatına damgasını vuracak olan Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün ilk kitabıdır. Dikanka yakınlarında bir köyde, köy ahalisi her akşam arıcının evinde toplanıp birbirlerine masallar, hikâyeler anlatır. Yalnızca güzel kızlar ve yiğit delikanlılarla değil, cadılar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gençlik – Joseph Conrad

Polonya asıllı Conrad, İngiltere?ye yerleştikten çok sonra bile ağır bir aksanla konuştuğu İngiliz dilinde verdiği eserlerle kendine İngiliz romancılığında unutulmaz bir yer edindi. Yaşanan her türden olaya kayıtsız kalan bir evrende insan ruhunun karşı karşıya kaldığı sınavları anlatan romanlar kaleme aldı. Onun eserleri, her ne kadar kimi romantik ögeler barındırsa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Salkım Sacak Keldağ?a dair – Ayşe Kaygusuz

Müslüm Kabadayı, Mart 2013?te çıkardığı ?Salkım Saçak Keldağ? ilk öykü kitabıyla, öykü dünyasına merhaba derken, yaşadığı çağın sorunlarını sorgulayarak ve tarih bilinciyle geçmişi bugüne, bu günü de yarına taşımanın sorumluluğuyla yazmış öykülerini. Müslüm Kabadayı, edebiyat öğretmeni ve eleştirmeni olmanın ustalığıyla kullandığı ?dil?i, bilgi ve yaşanmışlık deneyimiyle bütünleyerek, yerli yerine oturtmuş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cunda Öyküleri – Hazırlayan: Kadir Aydemir

27 yazarın kaleminden ?Cunda Öyküleri? Bu kitapta birbirinden farklı, ama oradan geçen, kimi zaman denize değen, kimi zaman adanın boş sokaklarında gezinen Cunda öykülerini bir arada bulacaksınız. Ada meraklıları ve deniz tutkunları için edebiyatta yepyeni bir yolculuk fırsatı… Pek çok yazarın kaleminden birbirinden farklı zamanlarıyla, farklı sularıyla düşlenmiş aynı ada:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hamburg’da Aşk Başkadır – Süleyman Deveci

Ekonomik, politik çıkmazlardan, can güvenliği kaygılarından ya da daha güzel bir yaşam sürme hevesleriyle Almanya’ya göç etmek zorunda kalan Anadolu insanının ”Dünyaya Açılan kapı” olarak adlandırılan Hamburg’da yaşadıkları birbirinden ilginç aşk hikâyeleri… Tertemiz duygularla ölümüne sevenler, kaşla göz arasında birbirlerini aldatanlar, çok eşliliğin ve ihanetin kitabını yazanlar, sevdikleri için her

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kırmızı Küpeler Babil Kulesi – Orhan Kemal

Orhan Kemal denilince akla ilk olarak romanlar gelir. Her okurun yaşamında silinmesi imkânsız izler bırakan, yaşamın kirlettiği dünyaya temiz, ferah bir nefes gibi dolan romanlardır bunlar. Bu nedenle okurlarda yarattığı hayranlık haklıdır ama, bu durumun Orhan Kemal’in öykücülüğüne haksızlık ettiği de bir gerçektir. Usta bir romancı olduğu gibi usta bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sahaf Mendel – Bir Kadının Yirmi Dört Saati – Stefan Zweig

Savaşların tarumar ettiği Avrupa’dan kaçarak ölüme sığınan Stefan Zweig, “Kitaplar, insanları ölümden sonra da birleştiren ve bizi, unutmaya, hayatın bu en büyük düşmanına karşı koruyan biricik araçtır”, diye yazmış. Bu kitapta onun iki başyapıtını bir arada bulacaksınız: “Sahaf Mendel” ve “Bir Kadının Yirmi Dört Saati”. Tüm hazinesi kitap sevgisi ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yakan Sır – Alacakaranlık Öyküsü – Stefan Zweig

“Yakan Sır” ve Alacakaranlık Öyküsü”, dünya edebiyatında yetkin örneklerine az rastlanan, büyükler için yazılmış çocuk ve ergen psikolojisi öyküleri. Stefan Zweig, özgün yazarlık içgörüsü ve Freud ile kurduğu dostluk sayesinde bu zor işin üstünden başarıyla gelerek bizi yetişme çağındakilerin gizemli dünyalarına götürüyor. Yetişkinlerin arasına karışmak ve sırlarını öğrenmek için can

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karışık Duygular – Stefan Zweig

Karışık Duygular, kalp ile zihin arasındaki ezelî çatışmanın yol açtığı kısa fakat karmaşık bir labirent. Stefan Zweig, dünyanın siyah ve beyazlardan oluşmadığını, o parlak biçemiyle bir kez daha hatırlatıyor okurlarına. Başında kavak yelleri esen ve aslında akademik ortama pek de fazla ilgi duymayan genç bir üniversite öğrencisi ile entelektüel açıdan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Salkım Saçak Keldağ – Müslüm Kabadayı

Kartal süzülüşüyle keskin gözleri dolaşıyordu, Keldağ’ın zirvesinden dört bir yana Helali Barış’ın. O dağ ki kıtalara adını vermiş güzelleri kapatmak isteyen Zeus’u, içinden fışkırttığı alevlere boğmuş bir eski volkanın Aşkdeniz’le öpüştüğü enginlere bakardı binlerce yıldır. İki yakayı birleştiren maviliklerinden esen barış rüzgarıyla toprağa kök salıp göğe dallarını uzatan zeytin ağaçları süslerdi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Korku (Uzun Öykü) – Stefan Zweig

Mesleğinde başarılı bir avukatla sekiz yıldır süren mutlu bir evlilik, konforlu bir hayat, sağlıklı çocuklar ve genç bir sevgili… Bir gönül macerasından sonra maruz kaldığı şantaj yüzünden hayatı tuzla buz olan Irene’nin o çok güvenli burjuva dünyası, bir daha eski haline kavuşabilecek midir? Korku, ünlü İtalyan yönetmen Rossellini’ye de esin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ah Biz Ödlek Aydınlar – Aziz Nesin

Türkiye’nin toplumsal topografyasını vermeye çalışırken, bu işi kendi insanlarımla alay ederek, onları gülünçleştirerek, yererek yaptım elbet, çok da kızdım onlara. Ama bütün bunların hepsinden daha çok, hepsinden daha üstün bir duyguyla sevdim onları. Her ne yazdımsa, halkımı gerçekten, özden severek yazdım. “İnsanları sevmek” diye çok klişe bir söz var. Dış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler – Ursula K. Le Guin

Bu kitaptaki on sekiz öyküde Le Guin okuru tekinsiz evlere, tekinsiz konulara, zihnin gerisinde fark edilmeyi bekleyen duygulara, hayata tutunmak için verilen ince mücadeleye, bakış açısını azıcık değiştirdiğiniz anda değişiveren gerçeklere yolculuğa çağırıyor. Durduğu yerde durmayan ücra kasabalardan, kırılmış hayatını toplamaya çalışan yalnız insanların evlerinden, tuhaf ayinlerin yapıldığı yaz kamplarından,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aynadaki Zaman – Cemil Kavukçu

Edebiyatımızın usta öykücüsü Cemil Kavukçu, öyküseverlerin yakından tanıdığı ve tutkuyla izlediği kocaman bir öykü dünyası yarattı. Öykücülüğümüze, daha önce hiç ele alınmamış yepyeni tipler kattı. Taşralı genç erkeklerin dünyasını, olanca yalınlık ve gerçekliği ile anlatırken, insanın kendisi için yarattığı katı evreni tüm içtenliği ile tasvir etti. Aynadaki Zaman, yazarın, kendi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Andib Tertıs – Zareh Yaldızcıyan

Andib Tertıs (yayınlanmamış sayfalarım) adlı bu Ermenice eser Zahrad?ın basılmamış ve kitaplarının dışında kalan, birçoğu gençlik dönemi şiirlerinden oluşmaktadır. Andib Tertıs ayrıca Zahrad?ın gizli kalan yönlerini, çevirmenliğini ve düzyazı ustalığını da gün yüzüne çıkarmakta. Kitapta Zahrad?ın 278 şiirinin yanı sıra başka dillerden çevirdiği 11 şiir ve kendi kaleminden 13 düzyazısı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sonsuz Unutuş – Kadir Aydemir

Yitik Ülke’nin, 80’ler ve 90’lar Kitabı’nın Yaratıcısından Edebiyat Ziyafeti. “Sonsuz Unutuş”, kurulduğu 2000 yılından beri binlerce okura sesini duyuran Yitik Ülke’nin yaratıcısı Kadir Aydemir’in “Aşksız Gölgeler” adlı kitabından sonra yayımlanan ikinci öykü kitabı… Rüyayla gerçeğin, uykuyla uyanışın, yalnızlıkla aşkın birbirine karıştığı büyülü, fantastik kısa öyküler… Şiirin gücüyle kaleme alınmış düşsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aç Harmanı – Mehmet Başaran

Aç Harmanı… Yürek burkan bir deyim. Zorda kalanın, ekinleri yeni olgunlaşmaya başladığında dövdüğü erken harman… Geçmişte kaldığını sandığımız gerçekler, değişik biçimlerle günümüzde de sürüyor. Kent sokaklarında iş bekleyenler, sabahın erinde çöp bidonlarını karıştıranlar, halk ekmek kuyruklarında bekleşenler bir başka aç harmanı dövmüyorlar mı sıkıntıyla…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Harran – Bekir Yıldız

Biçerdöverlerin ağzındaki bir lokma ekmek, tozlu evrakların arasında yaşayan taptaze umutlar, şimdi, dönen tekerleklerin altında çiğneniyor. Buradan doldurduğu umudu, şurada boşaltırken, filizlenen yeni umutları bir gecede Antep’ten İstanbul’a, İstanbul’dan Muş’a aktarıyor. Bekir Yıldız, Harran’da bir yol hikâyesi anlatıyor okuyucuya. İstanbul’dan Harran’a uzanan bu yolculukta, Anadolu insanı yine başrolde.

OKUMAK İÇİN TIKLA