Etiket: Umut

Hayalden Hedefe Umutla HEMEN ŞİMDİ – Zafer Köse

Dünya edebiyatında Don Kişot’un çok önemli bir yeri var. Roman sanatının ilk ve en büyük örneklerinden biri kabul ediliyor. Peki, 400 yıldır değerinden bir şey kaybetmemesini sağlayan özeliği nedir bu romanın? Cervantes, yüzyıllar sonra da geçerli olacak bir hikayeyi nasıl kurmuş? Galiba aslolan, hikayenin perspektifi. Doğru ve geniş bir bakış

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cevabı Dostum, Yeni Yılda Bunun – Zafer Köse

Beethoven’a, Nazım’a, Dostoyevski’ye o büyüleyici yapıtları üretme gücünü veren neydi? Gözlerinin içi gülerek insan sevgilisine neden çiçek verir? Bir anne, neden dünyaya çocuk getirir? Cevabı dostum, umutta bunun. İyi müziğin, nitelikli şiirin, katmanlı romanların değerinin anlaşılacağına duyulan güvende. Çiçeği uzatan yüreğin içtenliğinin hissedileceğine inanmakta. Doğan bebeğin dünyaya güzellik katmasında. Yeni

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aydınlar çoktan unuttu, hatta ona saldırdı da, BU HALK NİYE YILMAZ GÜNEY’İ UNUTMADI? – Zahit Atam

Aydınlar çoktan unuttu, hatta ona saldırdı da, BU HALK NİYE YILMAZ GÜNEY?İ UNUTMADI? Bu çok ilginç bir soru. Yıllar önce SİP üç afiş yapıştırdı, biri Deniz Gezmiş, diğeri Aziz Nesin ve elbette Yılmaz Güney. Nedense afişler yırtılıyordu, birileri afişlere dayanamıyordu. Ama Umut Sosyalizmde sloganı ve faytoncu Cabbar imgesi kalıcı oldu,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Almanya’ya Emek Göçü (Bir Bavul, Umut ve Hayalleriyle Çıktılar Yola) Kolektif

2011 Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün başlangıcının 50. yılıydı. Konuyla ilgili ciddi bilimsel ve politik çalışmalar kamuoyuna pek az yansıdı. Bu anlaşılır bir durum aslında. Egemen yaklaşımlar ve çevreler açısından düşünüldüğünde Almanya’da göçmen işçiler olgusuna, bir entegrasyon sorunu, bir “sosyal sorun” olarak bakılıyor ve teknisist çözümler aranıyor. Göçmenlerin başta işçi sınıfı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yılmaz Güney’in Yazarlığına Bir Bakış – A.Ömer Türkeş

Nazım Hikmet’in, Melih Cevdet’in, Oktay Rifat’ın romanlarını gölgeleyen şair kimlikleriyse, Yılmaz Güney?in romanlarını unutturan, onu bir efsaneye dönüştüren sinema hayatıdır. Oysa sanat alanına hikayeleriyle başlamıştı Yılmaz Güney. “50’lerin başlarında ilk hikayesi Pazar Postası’nda yayımlandığında henüz bir lise öğrencisiydi. Dergiciliği sevmişti; hem yazdı hem kimi dergilerin Adana dağıtımını üstlendi hem de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Üçüncü Dünya Sineması ve Yılmaz Güney’in Direniş Destanı (2) Zahit Atam

Yazının ilk bölümü için TIKLAYINIZ Diyalektik Olarak Umut: Statükoya Muhalif Ama Onun Eteklerinde Filmin adı tümüyle diyalektiğin yansıması olarak, inanılmaz bir yoksulluk içinde çıkış kaynağı olarak giderek çöken insanın hem define bulmayı ümit etmesi, hem de bu insanların çıkışsızlığından gelecek güzel Türkiye?nin mücadele ile yeni bir düzende buluşmasının toplumsal koşullarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Umut (L’espoir) – Andre Malraux

Umut (L’espoir), İspanyol iç savaşını bir faşizm çözümlemesiyle birlikte aktarıyor. Romanın dokusu, mücadelenin seyrini belirleyecek kent olan Madrid´de kurulmuş, Faşist saldırılara karşı sosyalistlerin cumhuriyetçiler, anarşistler ve sendikacılarla kurduğu cephe, ülkenin her yerinde çökmek üzeredir. Askeri karmaşa ideolojilerde de yansımasını bulur. Devrimci ordunun içindeki görüşleri ayırt etmek giderek olanaksızlaşır. Paris Komünü

OKUMAK İÇİN TIKLA