Kategori: Sadık Hidayet

Sâdık Hidâyet: Ölüm; sensin insanoğlunun alçaklığına, bayağılığına, bencilliğine, açgözlülüğüne ve hırsına gülüp geçen ve onun yakışık almaz işlerinin üstüne bir perde çeken.

Ölüm Ne korkunç ve tüyler ürperten bir sözcük! Adını duymak bile ürpertiyor insanı. Dudaklardan gülümsemeyi, gönülden mutluluğu alıp, iç karartısı ve moral bozukluğu getiriyor yerine. Bin türlü karmakarışık düşünceyi gözler önünden geçirtiyor. Yaşamın ölümden ayrı olması mümkün değil. Yaşam olmayınca, ölüm de olmayacak. Gökyüzündeki en büyük yıldızdan tutun da yeryüzündeki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sâdık Hidâyet’in Mektupları – Mehmet Kanar

Sâdık Hidâyet’in elimizdeki mektupları 22 yaşından ölümüne kadarki döneme aittir. Bu mektupların büyük bir kısmının ortak yanı ise mizah ağırlıklı oluşudur. Yazdığı mektuplar daha çok Avrupa’daki öğrenim dönemine, Hindistan’a yaptığı gezi yıllarına ve bunu izleyen çökkünlük dönemine aittir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sâdık Hidâyet ve Ölüm – Mehmet Kanar

9 Nisan 1951 tarihinde, Paris’te kaldığı otel odasında noktaladı hayatını. Kapı altlarını, pencereleri sımsıkı kapatıp havagazı musluğunu açarak. Sessiz ve yavaş bir ölüm. Bu onun ilk ve son deneyimi değildi. Birçok kez düşünmüştü intiharı. Bir keresinde de aynı kentte nehrin sularına atıvermişti kendini. Ama başarısızlıkla sonuçlanmıştı bu deneyim.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gürültülü Bir Dünyada Oluşan Mahremiyet; Sadık Hidayet – Alacakaranlık

İçinde bulunduğumuz ve çok umutlar besleyerek karşıladığımız yeni yüzyılımız tam bir hayal kırıklığı insanlık için. Savaş Felsefesi, büyük umutlarımızın yerine, yüzyılımıza hâkim oldu. Görünmez kara bir el insanlığın en ücra köşelerine kadar sızıp onun güçsüzlüklerinin, zaaflarının, acımasızlığının, kendi türünü ezme, hatta yok etme istencinin kaynağını oluşturdu.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Filozof Ömer Hayyam – Sadık Hidayet

FİLOZOF HAYYAM Hayyam’m felsefesi hiçbir zaman güncelliğini yitirmeyecektir. Çünkü küçük gibi görünen ama içi özlü bu terâneler muhtelif devirlerde insanı derbeder eden önemli ve karanlık felsefî problemleri, cebren insana yüklenen sorunları, çözülmeden kalan sırları ele alır. Hayyam bu ruhî işkencelerin tercümanı olmuştur. Onun feryatları milyonlarca insanın acılarının, ıstıraplarının, korkularının, umutlarının, elemlerinin yansımasıdır. İnsanlar bunları düşünerek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sadık Hidayet, Kör Baykuş – Mavi Tuğba Ateş

“Karakterinin, bazı okuyuculara belki önemsiz görünecek birkaç özelliğini yazıyorsam bu sırf, eserinin daha iyi anlaşılmasına bu notların da bir katkısı bulunabileceği kanısında olduğumdandır. Romanında bir kadını koyun gibi boğazlatan bir yazarın, kendi özel hayatında çok hayvansever bir insan olduğunu ve değil bir insandan, bir hayvandan bile kan akıtılmasına bakamadığını bilmek,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Franz Kafka’dan Sadık Hidâyet’e – “Köy Hekimi”nden “Kör Baykuş”a

Kafka’yı okumayan yoktur. Yılları devirip gelmiş bir yazardır o. Romanlarını, öykülerini iflah olmaz bir acıdan beslenerek yazandır. Metinleri arasında, duygu yüklü satırlar bulamazsınız ama sayfalar kapanınca, puslu bir atmosferde yitik kahramanlar ya da kaybolmuşluk duygusudur size kalan. Her sırrına erişilemez, mantıklı bir bakışla birbirini bütünlemeyen bir anlatı ormanı kurmuştur ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sadık Hidayet kimdir ? Hayatı

Sadık Hidayet (Farsça: صادق هدایت) ‎ (17 Şubat 1903, Tahran – 9 Nisan 1951, Paris), modern İran edebiyatının önde gelen düzyazı ve kısa hikâye yazarı. 17 Şubat 1903 tarihinde Tahran’da dünyaya geldi ve bu kentteki Fransız Lisesi’nde eğitim gördü. 1925 yılında eğitimini sürdürmek amacıyla Avrupa’ya gitti. Bir süre diş hekimliğine

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ölümsüz Bir Gölgedir Sadık Hidayet

Siz hiç kendi gölgenize kendinizi anlattınız mı, yahut anlatmayı denediniz mi? “Bazen tavana bakarak tabutunda sıkışmış olduğunu düşünen bir adam gibiyim, bazen kapının arkasına konulmuş fıstık yeşili elbiseli bir plastik manken. Kendimi görüyorum bazen yollard, yorgunluktan bayılmak üzere aylak bir köpek; bazen ölümle dalga geçen, mezarının başında bekleyen bir ölü.

OKUMAK İÇİN TIKLA