Gökkuşağının Çocukları – Moris Farhi

(*) Herkes Auschwitz?de 1,5 milyon Yahudi?nin öldürüldüğünü bilir, ama çok az insan aynı ölüm kamplarında 500 bin Çingene?nin de katledildiğinden haberdardır. Zaten sokaklarda kalay yapan, sepet ören, çocuklarını dilendiren Çingeneler?in ölüyor ya da yaşıyor olmasıyla kim ilgilenir ki? Ama onların başlarına gelen en dramatik soykırım hikayesi ne yazık ki Auschwitz?de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adresi Olmayan Sığınak / ?Ölümle Alay? – Nejdet Evren

Onlar olmadan hiç-bir-şey olmuyordu; maskeleri yoktu onların. ?Ne bir adresleri vardı onların yeryüzünde/ Ne de aşktan başka bir sığınakları/ Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında/ Ölümle alay ederler sanki? (*) Aşkın dili/dini/rengi/soluğu/coğrafyası hepsi bir yöne işaret eder; o da, ?insan? denilen sosyolojik/tarihsel canlının kendisidir. Aşk ister geniş, isterse dar yorumlansın,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sıcak Nal (Mart – Nisan) Edebiyat Dergisi’nin ilk sayısı çıktı!

Sıcak Nal, Kapıya Asılmaz! Cemal Süreya?nın bir şiir kitabının ve aynı adlı şiirinin adıydı Sıcak Nal. Ve şairin 20. ölüm yıldönümünde yeni bir edebiyat dergisine verdi adını. Yasakmeyve, Siyahî ve Eşik Cini dergilerini edebiyat ve kültür dünyamıza kazandıran Komşu Yayınları bünyesinde hazırlanan Sıcak Nal, edebiyat dünyasının yakından tanıdığı bir ekip

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şiirin U Dönüşü – Muzaffer İlhan Erdost

(*) Muzaffer İlhan Erdost?un şiir eleştirisiyle ilgili iki kitabı vardı. Birincisi, Üç Şair (1994); ikincisi, İkinci Yeni Yazıları (1997). Şimdi buna üçüncü bir kitabını eklendi: Şairin U Dönüşü. Ama bu üç kitaptaki yazıları iki grupta toplamak mümkün. Birinci grupta; İkinci Yeni?yle ilgili yazılar ve söyleşiler yer almakta, ikinci grupta ise,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tartışma Kültürü ? Nejdet Evren

Var mı gerçekten? Varsa nerelerde gizlenmiş? Yoksa diğer tüm olgular gibi liberalleşerek özgürleşmiş midir? Hiç bir düşüncenin irdelenmeden/düşünülmeden yadsınması bir özgürlük “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” felsefesine mi bürünmüştür? Ya, ne den “bırakınız batsınlar” denmiyor? Düşüncenin bağsızlığı/öznelliğinden ayrılmaz. Her düşünce öznel olmak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Halepçe’den Gelen Sevgili – Suzan Samancı

Suzan Samancı’nın romanı Halepçe’den Gelen Sevgili, yakın tarihte gerçekleşen, herkesin nefretle kınadığı Halepçe katliamını konu alan bir roman. Bu katliamda ailesini kaybeden Delila’nın, Halepçe’den Diyarbakır’a, İstanbul’dan Cenevre’ye uzanan öyküsü… Irak yönetimi, 16 Mart 1988 günü üç saat süreyle Halepçe?nin üstüne kimyasal bombalar yağdırmış, binlerce insan ölmüş, pek çoğu yaralanmış, bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir satır arası şairi: M.Şehmus Güzel – Güngör Gençay

Bugüne kadar yayınladığı eserleri ve Fransa?da sürdürmekte olduğu öğretim üyeliğini esas alırsak, M.Şehmus Güzel?ın öncelikle bilim insanı olduğunu söyleyebılırız. 1947 Erganı/ Diyarbakır? doğumlu olan yazar, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesını bitirdikten sonra yüksek lisans ve doktora tezini Fransa?da tamamlayarak Türkıye?ye döndü. Mezun olduğu Siyasal Bilgiler Fakültesınde profesörlüğe yükseldi. 1982 yılında tekrar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dipten Gelen Dalga (2. Cilt) – İlya Ehrenburg

Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan nehir roman, 20. yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir eserdir. Üçlemenin bu son cildi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan yeni dünyayı anlatıyor. 20. yüzyılın ortasında büyük bir yara açarak beliren dehşet bitmiştir ama, şimdi daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karl Marx’ın “adı yüzyıllar boyunca yaşayacak, yapıtı da!” – Friedrich Engels

“Marx, (…) zamanının en sevilmeyen ve en çok karaçalınan adamı oldu. Mutlakiyetçi olduğu kadar cumhuriyetçi hükümetler de kovdular onu; tutucu burjuvalar ile aşırı demokratlar onu karaçalma ve kargışlara boğmakta birbirleri ile yarışıyorlardı. O bütün bunları, hiç aldırmaksızın, örümcek ağları gibi yolunun dışına atıyor ve ancak çok zorunlu durumlarda yanıtlıyordu. Sibirya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Torunlar ? Fethiye Çetin, Ayşe Gül Altınay

Fethiye Çetin ve Ayşe Gül Altınay ‘ın birlikte hazırladıkları “Torunlar” adlı bu araştırma kitabında, 1915’te ya da öncesinde müslümanlaştırılarak, asimile edilerek Anadolu’da kalmış Ermeni çocuklarının hikâyelerini, torunlarının ağzından dinleyeceksiniz. Şimdilerde orta yaşlarını sürmekte olan bu torunlar Ermeni dedelerini, ninelerini, kendilerini anlatırken yüzleşmesi güç soruları da gündeme getiriyorlar. Bugün Türkiye’de yaşayanlar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Louise Michel – Prof. Dr. M. Şehmus Güzel

Paris Komünü?ne pek çok kadın katıldı. Sadece eşlerine, sevgililerine, baba ve kardeşlerine yardımcı olarak, sadece yemek yaparak, bakım ve onarım işleriyle ugraşarak değil. Elde tüfek, boyundan kemere fişeklik, kemerinde dönemin en etkili patlayıcıları, birer savaşçı olarak ta. Bunların içinde günümüzde bile ismi unutulmayan Louise Michel?dir. Bunun birçok nedeni var elbette.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Abdülcanbaz / Turhan Selçuk’tan İnsan Manzaraları – Nazife Güngör

Çizgiroman, çizgi ve yazının bir arada olduğu, kolay okunur ve anlaşılır evrensel bir tür. Türkiye?deki en uzun soluklu ve geniş okur kitlesine ulaşan tek çizgiroman ise hiç kuşkusuz Abdülcanbaz? Abdülcanbaz, bir bakıma Türkiye?nin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel tarihinin aynası gibidir? Toplumsal gerçeklikle bire bir bağlantılı olarak kurgulanan bir çizgiromandır?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cemal Süreya ‘nın Kaleminden Turhan Selçuk…

Her sanatçı kendisine sağlam bir dil kurmak zorundadır. Çizgiye dayanan karikatürde bunun daha da gerekli bulunduğunu söylemek fazla olacak. Turhan tam anlamıyla kurmuştur dilini. Bu bakımdan gerçek ve soylu bir sanatçıdır. Hatta Türk karikatür geleneği Turhan’ın kurduğu dille başlamaktadır, diyebiliriz. Turhan’da ide, çizgiden önce gelir. Önce ide belirir, sonra çizginin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal ‘in Kaleminden Turhan Selçuk…

Turhan Selçuk bir edebiyat adamıdır. Bir şair, bir romancı, bir hikayecidir. Bu söylediklerimi şaşırtmak için söylemiyorum. Turhan Selçuk gerçeği budur da onun için söylüyorum. Bunları gene söylerken de karikatür sanatını hiç de küçük görmüyorum, söylediklerim bu düşüncenin tam karşıtıdır. İnsan karikatürde de bir Çehov, bir Sait Faik, bir Mansfield olabilir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çocuk Edebiyatında Gülmece (Mizah) – *Mehmet Kaya

“Mizahın olmadığı yerde yaşamak zor, ama her şeyin mizah olduğu yerde de yaşamak olanaksızdır.” Bertolt BRECHT Gülme bir ihtiyaç, bir savunma, bir karşı çıkış, bir paylaşma eylemidir ve sadece insana özgü bir niteliktir. İnsanlar yadırgadıkları olay, görüntü ya da dil kullanımlarına gülerek tepki gösterirler. Aziz Nesin (2002:48) gülmeyi, ?İnsanın, kendi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler / “Ölülerimiz Konuşuyor” – Adil Okay

(*) Konuşan Onlar Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler, ?Ölülerimiz Konuşuyor? bir kitap başlığıdır. Bu kitap herhangi bir kitap da değildir. Bu kitabın tanıtıma da ihtiyacı yok: Çünkü kendi kendine ve kendini anlatarak konuşuyor. Konuşanların her birini tek tek ve ortaklaşa tanıyoruz. Evet, konuşanlar onlardır. Onlar da bizi/bizleri tanıyorlar. Onlar babamız, anamız,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yazılar (Masallar, Kehanetler, Nükteler ve Diğerleri ) – Leonardo Da Vinci

Leonardo da Vinci (1452-1519) Yazılar – Masallar, Kehanetler, Nükteler ve diğerleri, dünya tarihinin büyük dehalarından, çok yönlü Rönesans adamı Da Vinci’nin doğrudan bilimsel araştırmaları ya da görsel sanatlarla ilgili yazıları dışındaki bütün metinlerini bir araya getiriyor. İlk baskısı 1952’de yapılan Yazılar, Da Vinci’nin bizzat kaleme aldığı, yaklaşık yedi yüz sayfalık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Özgürlük Tutsağı Manuşyan ? Melinee Manouchian

(*) Aras Yayıncılık’tan çıkan Bir Özgürlük Tutsağı Manuşyan başlıklı biyografi, Fransız direniş hareketinin simge isimlerinden Misak Manuşyan’ın bilinmeyen hikâyesini paylaşıyor. Memleketimizden çıkan çoğu kıymeti, okul sıralarından sonra kendi çabalarımızla öğrenmek zorunda kalırız ve bu hem zorunlu hem gönüllü alternatif müfredat, bir ömür boyu sürer. Aras Yayıncılık’tan çıkan Bir Özgürlük Tutsağı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kadın ve Erkek ? Prof. Dr. M. Şehmus Güzel

8 Mart 2010 vesilesiyle gündemin yoğun olduğunu görüyorum ve bunun böyle olmasından sevinç duyuyorum. Geçmiş yıllarla kıyaslanınca aradaki fark son derece olumlu ve kadın erkek eşitliğinde ve kadınların özgürleşmesi meselesinde alınan yolu göstermesi açısından önemli. Bugün hemen hemen bütün kentlerde ve « benim diyen » kasabalarda kadınlık durumu, kadınların mücadelesi,

OKUMAK İÇİN TIKLA