Etiket: Aylak Adam

Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam romanının karakteri C.’nin sürekli olarak hayatın anlamını sorgulaması, varoluşçu felsefenin temel sorularına nasıl bir pencere açıyor?

Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam romanının baş karakteri C., sürekli olarak hayatın anlamını sorgulayan, varoluşsal bunalımlar yaşayan ve toplumla uyumsuzluk içinde olan bir karakterdir. C.’nin bu sorgulamaları, varoluşçu felsefenin temel sorularına derin bir pencere açar. İşte bu sorgulamaların varoluşçu felsefeyle olan bağlantıları: 1. Varoluşun Anlamı: 2. Özgürlük ve Sorumluluk: 3. Yabancılaşma

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yusuf Atılgan: Korkuluksuz bir köprüde yürür gibi.

“Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aylak Adam – Yusuf Atılgan “sıradan insanlardan biri olmayı reddeden bir genç aydının yalnızlığı”

Aylak Adam romanı Yusuf Atılgan’ın 1959 yılında yayımladığı ilk romanıdır. Çiftçilik yaparak yaşayan Atılgan, romanını “Cumhuriyet” gazetesinin düzenlediği Yunus Nadi Roman Armağanı ödüllerinin son başvuru gününün son saatinde yetiştirir ve ikincilik ödülünü kazanır. Buradan kazandığı iki bin lira ödülle, köyde yıkılan duvarını yaptırır Atılgan. Cumhuriyet gazetesi birinci ve üçüncü olan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Muzaffer Erdost: Aylak Adam, bilinçaltı komplekslerinin güdüsü ile sürten tipik bir hastadır.

“Romanın esasında Fethi Naci ile ayrıldığımız noktalar var: Fethi Naci’ye göre romandaki Aylak Adam, bunalan aydın gençligin tipik örneğidir. Bence Aylak Adam, bilinçaltı komplekslerinin güdüsü ile sürten tipik bir hastadır. Onun bütün bunalmışlığı, rahatsızlığı çocukluğu ile ilgilidir. (…) İkinci nokta, Aylak Adam’ın tedirginliğidir. Aradığı aşkı, aradığı kadını bulamamasıdır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fethi Naci: Aylak Adam’ın kişiliğinde, henüz yolunu bulamamış aydın gençliğin tipik bir örneğini buluyoruz

“Romancılarımızın çoğunun dilleri temiz, ama üslupları yok, dili kendilerine özgü kullanışları, yoğruşları yok. Atılgan’da bu var. Ortalama bir aydın dilini sürdürmekle yetinmiyor, kendi üslubunu bulmuş. (…) Romanda ayrıntıları, çağrışımları, bir anlık saptamaları çok iyi kullanmış Atılgan. (…) Aylak Adam’ın kişiliğinde, Sadık’ın deyimiyle, ‘bütün değerlerini yitirmiş, dayanarak bir şey’ (sf. 124)

OKUMAK İÇİN TIKLA

Can Yücel: Aylak Adam, toplumsal yönünden alırsak bir yere bağlanması çok güç

“Romanın bütünlüğü ancak, motif tekrarlarıyla, sembol tekrarlarıyla bu refulman açısından bakıldı mı görülebiliyor. Toplumsal yönünden alırsak bir yere bağlanması çok güç. Toplumsallığın başlangıcını kadın erkek ilintilerinden başlar kabul etsek bile, yine roman havada kalıyor. Çünkü o ilintinin toplumsal plana çıkması için gereken cinsel ve ruhi yetkinlikten yoksun bir insanla karşı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aylak Adam’ın nihilizme uzayan arayışı – Berivan Kaya

Kuşatılmış olmak, yalnızlık, her şeyden herkesten sıkıntı duymak, kalabalıklardan kaçmak, insanlardan kaçmak… Aylak Adam’ın başkişisi C, böyle biri. Sıkıntısının nedeni yabancılık. O, “farkında” ve yabancı biri. Toplumun tüm kalıplaşmış davranışlarına karşı yabancı, sıkıntılı, hatta tiksintili. Öyle ki sıkıntı kitabın başından sonuna C ile özdeşleşiyor. Kitabın ikinci cümlesi şöyle: ” …İçimdeki sıkıntı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sordum Durdum – Melek Özlem Sezer

Masal Kahramanlarına Sorular Pek çok masalda, doğru olmayan kimi mesajların gizli olduğunu biliyor muydunuz? Pamuk Prenses, Hansel ve Gretel, Külkedisi, Kırmızı Başlıklı Kız, Fareli Köyün Kavalcısı, Keloğlan ve daha niceleri… Adlarını sürekli duyduğunuz ve maceralarını hep dinlediğiniz bu masal kahramanlarını daha yakından tanımaya var mısınız?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kentli Flâneur; Atılgan – Özgür Akbulut

Varlığı,düşsel algısı,herdaim yazı ve yalnızlığı imleyen,sinematografik yalınlığında gözleri içine akan,kişisel arayış sarmalındaki modern kaotik bireyi dıştalayan sendromu ile patolojik kavrayışın son hâli: Atılgan varoluş ile yalıtılmış olma durumu,taşra sıkıntısına içkin ve bir o kadar da ardıllarını içeren iki kavrayış,iki kozmik durum.Bu hal-i ahvâl bir bakıma kaçış,yaşamsal bir dayatma değil,kimi değer/siz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ferah Bir Gezinti – Zafer Köse

Okuma Günleri kitabında; bir kişi, bir durum veya bir olguyla ilgili başlayan bir cümlede bazen karşılaştırma, bazen sorgulama, bazen de başka bir yolla devam ederken, Proust?un sözü alıp bir ara yola saptığı, orada bir açıklama yaptıktan sonra tekrar ana yola döndüğü, bu şekilde, bir düşünceyi bağlantılı başka düşüncelerle ilişkilendirip ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

?En acıklı öykü?

İngiliz yazar Ford Madox Ford, başyapıtı sayılan İyi Asker?de dışarıdan bakıldığında ?mükemmel? görünen iki çifti ve İngiliz yaşam tarzının çöküşünü anlatıyor. Ford Madox Ford, ?Bu kitaba harcadığım emekten, atıflardan ve karşı atıflardan oluşma karmaşık düğümler karşısında şaşkınlığa düştüğümü söylemeden edemeyeceğim. Bu kitabı hızlı yazmama karşın on yıl öncesinden başlayarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyüyünce Ne Olmalıyım? – Vladimir Mayakovski

Sevgili Çocuklar! İleride hangi mesleği yapacağınıza karar verdiniz mi? Büyük Rus şairi Mayakovski’nin bu kitabında her işin, her mesleğin gerekli ve vazgeçilmez olduğu anlatılıyor. Mayakovski’nin biricik dileği ise sizlerin keşfeden, sorgulayan, cesur ve eğlenen bireyler olarak yetişmeniz… Unutmayın, her emek değerlidir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Okuma Üzerine – Öznur Özkaya

?Okumak; başka hayatların, insanların, fikirlerin dünyasına yapılan bir yolculuktur, ötekini anlayabilmenin en erdemli yoludur.? diye cümleler kurarız durmadan, lakin çok şeye zaman bulabildiğimiz halde kitap okumaya zamanım yok, deriz; kitaplar pek de pahalı, deriz. Oysa kitap okuyabilmek için zamanımızın olduğunu fark edebilsek ve kapısının önünden geçmeyi unuttuğumuz kütüphanelerin varlığını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Devrim Bir Giyotindir – Paul Lafargue

“Son otuz beş yılda Hugo’nun şimşekler çaktıran cümle kuruş biçimi, sözcükleri dehşete düşüren büyük korkakların; Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik, İnsanlık, Dünya Yurttaşlığı, Avrupa Birleşik Devletleri, Devrim sözcükleriyle ve liberalizmin diğer salıncaklarıyla oynayan bir cambaz olduğu için Prudhomme’ların tüylerini diken diken ediyor. Hugo, bir devrimci, hapsedilmezse kurşuna dizilecek olan bir sosyalist. “Victor

OKUMAK İÇİN TIKLA