Etiket: Metis Yayınları

Kristin Ross: “Rüyaları ve fikirleri eylemler üretir, tersi değil.”

Ortak Lüks teori ve pratiğin iç içe geçtiği bir çizgide kurgulanmış harika bir kitap. Yazarın başka türlü olmasının olanaksız olduğunun altını çizdiği anlatı, tarihî ve siyasî teoriyi, eylemleri ve fikirleri sımsıkı örüyor. Kristin Ross, 1871 baharında dünyayı sarsan yetmiş iki günün, mucizevi başlangıcı ve trajik bitişiyle, olmuş bitmiş tarihini yazmak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Murathan Mungan’dan Solak Defterler – Aynur Kulak

Bir şiir kitabıyla girdim eve. Çantamı bıraktım, pardesümü çıkardım şiir kitabı hala elimde. Sol elime uzağım. Halbuki şiirler sol elimde. Sol ile Sağ elimin arasında Solak Defterler. Aradan zaman geçti… Nasıl başlasam diye düşünüyorum hala. Bir şiir kitabıyla girince eve niye böyle oluyorum? Sol tarafıma koyuyorum Solak Defterler’i, ilk sayfayı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gözdeki Kıymık : Yeni Türkiye Sinemasında Madun ve Maduniyet İmgeleri

Kadınlar ve genç kızlar, azınlıklar, Kürtler, kent yoksulu genç erkekler, yerlerinden yurtlarından edilip büyük kentlere tıkıştırılanlar, Afrikalı göçmenler, eşcinseller, deliler, travma mağdurları, yaşlılar, ailesini katliamlarda kaybetmiş olanlar, kötü bir eğitimin içinde yönünü kaybeden genç insanlar, engelliler… –– yani başarılı, “normal” erkek dışında kalan büyük çoğunluk. Bütün bu madunlar Türkiye sinemasının

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sartre ile Sartre Hakkında – Jean-Paul Sartre (Söyleşi)

Jean-Paul Sartre, düşünceleriyle eylemleri arasındaki tutarlılık açısından muhtemelen bütün modern tarihin en önde gelen düşünürüdür. Onun biyografisi ve eserleri hem yirminci yüzyıl deneyimlerinin tutanağı gibidir, hem de başkaları üzerinde derin etkileri olmuş etik bir öneridir. Sartre ile Sartre Hakkında’da 60’ların ikinci yarısıyla, 70’lerin ilk yarısında yapılmış üç söyleşi yer alıyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ne Çok İstanbul Var! – Zafer Köse

İstanbul’dasınız. Belki yaşadığınız şehirdir orası; geçim derdiyle işe gittiğiniz sokaklar, çalıştığınız şirket, dostlarınızla buluştuğunuz evler oradadır. Belki de bir akrabanızı ziyarete gitmişsinizdir; daha çok televizyondan bildiğiniz bir kentte konuksunuzdur. Evde uyku hazırlıkları başlamış, siz pencerenin önünde oturmuş kitap okuyorsunuz.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Postmodern Anlatıların Üstkurmaca Dünyasında Yazar ve Okur – Emrullah Çelik

Üstkurmaca, postmodern edebiyatın ana özelliklerinden biridir. Üstkurmaca kendi içinde bir kurmacadır. Kendi içinde başka bir romanı/öyküyü ya da metnin içinde başka bir metni okuyan, yazan bir karakteri anlatan; anlatım devam ederken yazarın araya girip fikirlerini belirttiği, okurla şakalaştığı ve ona kurmaca bir oyunun içinde olduklarını devamlı hatırlattığı; yazarın metnin şahıs

OKUMAK İÇİN TIKLA

İstanbul Kimin Şehri? Hazırlayanlar: Dilek Özhan Koçak, Orhan Kemal Koçak

Bir dönemin “Başka İstanbul Yok!” sözü, öyle görünüyor ki yerini “Bu İstanbul’da kaç İstanbul var?” şaşkınlığına bıraktı. Kent büyük bir hızla genişlerken sınıf ve zenginlik, etnisite, cinsiyet ve yaşam tarzı temelinde farklılaşan kentlilerin her birinin kendi kişisel deneyimlerinden kaynaklanan farklı İstanbul’lar beliriyor. Sırrına eremeyeceğimiz duygusu veren, hem üst üste binmiş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Küreselleşme Dinamiklerinde Yeni Dönüşümler – David Harvey

Dört dönüşüm dikkat çekiyor: l. Finans sektöründe kontrollerin kaldırılması 1970’lerin başında ABD’de başladı. Bu alanda serbestleşme, iç piyasada durgunluk ve enflasyonun bir arada oluşması, dış piyasalarda ise, büyük ölçü­de Euro dolar piyasasındaki kontrolsüz büyüme yüzünden, Bretton Woods uluslararası ticaret ve kur sisteminin çökmesi karşısında zorunlu bir seçenek olarak benimsendi. Finansal kuralsızlaşmanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Akıl Tutulması – Max Horkheimer

Akıl Tutulması (The Eclipse of Reason, 1947), 1923 yılında kurulan Frankfurt Toplumsal Araştıma Entitüsü’nün (Frankfurt Okulu’nun) ve kurucusu Max Horkheimer’in temel yapıtlarındandır. Horkheimer, “akıl’ kavramının tarihini, Batı’da aklın önce hurafelerle ve mitoslarla verdiği mücadeleyi, ardından kendinin de bir hurafeye dönüşmesini anlatır. Aydınlanma’nın mitoslardan sıyrılayım derken kendinin de bir mitosa dönüşmesini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bellek ve Akdeniz – Müslüm Üzülmez

(Tarihle İlgili Okuduğum Kitaplar 3) 5. Bellek ve Akdeniz Fransız düşünür Fernand Braudel, Bellek ve Akdeniz(*) kitabında tarihin bir belleği olduğunu ve bu belleğinde Akdeniz ve Akdeniz kıyıları olduğunu ileri sürer: Okuyucuları tarihöncesi ve antikçağa bir yolculuğa çıkarır ve bu yolculuk tarihsel derinlik içinde, tarihöncesinden Roma fethinin tamamlanmasına kadar devam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tarih Üzerine, Tarih Nasıl Yazılır? – Müslüm Üzülmez

Tarih Üzerine, Tarih Nasıl Yazılır? (Tarihle İlgili Okuduğum Kitaplar 2) 3. Tarih Üzerine Alman düşünür Friedrich Nietzsche, Tarih Üzerine(*) kitabında tarihi felsefi açıdan sorgulayarak bilgi, tarih ve değerler alanına eleştiriler yöneltir. Tarihin, büyük yaratmaların, uygarlığın özünü kuran geliştirici ilkelerin, insanı aşamalı olarak başarının en yüksek doruğuna ulaştıran girişimlerin, kendi varlığında

OKUMAK İÇİN TIKLA

Miras kalan suskunluğun poetikası

Tüh ve ah… Ağrıyı, pişmanlığı, perişanlığı en iyi anlatan iki ünlem… İlk buluşması bundan beş yıl önce olan ‘Yüzünde Bir Yer’, her sözcüğün değerini bilen bir yazarın, Sema Kaygusuz’un kaleminden bir kitap. İşte bu iki ünlem kitabın bölümleri aynı zamanda. Yazar da can havliyle ağızdan çıkan bu ünlem ifadelerinin hakkını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adalet duygunuz yolunu şaşırdı

Ayşegül Devecioğlu yeni kitabı Ara Tonlar’da devrimci mücadele içinde “küçük burjuva” olmayı, devrimci mücadelenin kendisiyle birlikte ele alıyor. Ayşegül Devecioğlu’nun edebiyatı, politikayı edebiyattan kışkışlayan ya da araçsallaştıran karşı eylemlerle birlikte düşünülmeli. “Edebiyatın içinde” kalmak, hayatı kurgulamakla mümkünse ve kurmak politik bir eylemse, yazarın, zeminini bilen tutumu belirleyici. (Bu zemin konusu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Filmlerin Politik Okuması

Türkiye’de pek çok konuda olduğu gibi sinema kuramı konusunda da yayınların yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Hala çevrilmemiş bir sürü temel eserin varlığı hepimizin malumu. Yine de özellikle 1990’lı yılların sonu, 2000’li yılların başında bu konuda önemli bir atılım gerçekleşti. Bugün pek çok yayınevi önemli sinema kuramı kitabını dilimize kazandırıyor. Bu atılımın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kendi Dünyasını Yaratan Sanat

Daniel Frampton’un 2006’da “sinemayı yepyeni bir tarzda anlamak için manifesto niteliğinde yazdığı, Filmozofi adlı kitabı 2013 tarihinde Cem Soydemir’in çevirisi ile Metis yayınları tarafından basılmıştır. Sinema izleme deneyim ve pratiklerinin giderek değişime uğramakta olduğu günümüzde, Frampton kitabında “sinema ile gerçeklik arasındaki kavramsal bağı” sorgulamayı dener ve “sinemanın istediği her sahne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Konuşmak Hayattır Oysa…

Andrey Platonov, yalınlığın ve duruluğun anlamını birkaç çizgide yoğunlaştırarak anlatan, kısa öykülerinde bile sayısız etkiler üreten bir söz büyücüsü. Yaşadığı dönemin ruhunu, doğayı ve içindeki nesneleri, nesnelerin kurduğu düzeni, düzenin kararlı bir çizgide ilerlerken saptığı noktaları, insanın doğayla birlikte kat ettiği devinimi, devinimi gören gözün yanılma payını rastlantılara izin vermeden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tarihyazımının Sarmalındaki “Tarih” – Gülçin Ayıtgu

“Tarih“in ne olduğuna ve tarihsel gelişimin nasıl gerçekleştiğine ilişkin soru uzun yıllar boyunca “tarih nasıl yapılır?” şeklinde sorulmuştur, bugün ise bu sorunun “tarih nasıl yazılır?”a dönüştüğünü görmekteyiz. Bu soru zaman zaman failin içinde bulunduğu koşulları değiştirebilme gücüne ket vuruyor gibi görünse de aslında hala tarihin nasıl yapıldığını ve neyin tarihsel

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Bekleme Odası”: Tarih – Yasin Karaman

Isadore Twersky, Harry Austryn Wolfson’un 1974’deki ölümünün ardından onun hakkında yayınladığı bir yazısında, bu ünlü felsefe tarihçisinin yorulmak bilmez çalışkanlığını ve mesleki titizliğini vurgulamak isterken, onun “modası geçmiş bir gaon”u andırdığını söyler. 7. ve 13. yüzyıllar arasında Talmud araştırmacılarına ilişkin dini ve toplumsal bir onurlandırma nişanesi olan gaon, İbranicede aşağı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kadınların Tarihi – Melike Uzun

“Her zaman meçhul askerden daha meçhul birisi vardır. Meçhul askerin karısı.” Komünist Manifesto’dan beri tarihsel bilgi üretiminin yalancı bir iktidar edimi olduğunun farkına varıldı. Tarih generallerin ve kralların başarı ve başarısızlık hikâyelerinden değil, cephede savaşan erlerin, yapıya taş taşıyan kölelerin, kendilerini savaşa sürükleyenle, köleleştirenle mücadelesinden oluşuyordu. Böylece er ve kölelerin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yapıtın Anahtarını Sunan Eleştirmen: Nurdan Gürbilek – Sibel Doğan

Nurdan Gürbilek, ?Her yazar etkilendiği yapıta kendi kapısından girer,? der. Bazıları da o kapının anahtarını sunar okura, Gürbilek gibi. Edebiyatımızda eleştiri denince aklımıza gelen ilk isimlerden biri olsa da yazılarını denemeye daha yakın bulanlar da var. Nurdan Gürbilek, incelemelerinde egemen edebiyat anlayışına göre doğru ve yanlışları sıralamak yerine bilindik düşünme

OKUMAK İÇİN TIKLA