Kategori: Anlatı

Çocukluk – L.N. Tolstoy

Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aşk dolu bir insan: TİP’li Hamdoş

Çok sevgili bir hocamız, ?Kuşaklar, kendilerinden sonra geleni eleştirir, beğenmez ve tabii bu büyük bir yanlıştır? derdi. Bugün de Hoca?nın haklılık payının olduğunu düşünürüm. Çünkü her kuşak, başka bir dünyadır aslında. Öncekinden farklı kaygılarla, olup bitene, insan ilişkilerine, topluma başka bir yerden ve duygularla bakan ?yeni? insanlardır, kuşak denilen. Bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Madenlerde kadın işçiler

Ethem Çavuş?un anıları, Osmanlı?nın son yıllarından itibaren Zonguldak madenlerini anlatıyor. Bu en eski madenci kitabında yerüstünde çalışan kadın ameleler de var: Adalı Sultan, Topçu Emine, Kırdıkaçtı Zülfiye… Türkiye İşçi Sınıfı tarihi söz konusu olduğunda her iş kolu için belli adlar hatırlanır. Mesela ?mürettipler grevi? adını izleyen ad Yaşar Nezihe Hanım?dır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

‘Kırmızı Fare’de Pazarcık – Mehmet Söğüt

Francis Bacon, ”İntikam vahşi bir adalettir?? der. Aslında Bacon, adaletin olmadığı yerde müdahaleci olmamız gerektiğini söyler. Nitekim olan da budur. Bu isyankârlığımızın temelinde, son yüz yıl değil, bin yıllık bir süreç yatar. Kaçan, göçen, görüldüğü yerde öldürülen ve her türlü adaletsizliği yaşayan bir kavmin çocuklarıyız. Öldürülmüş, acıtılmış, zehirletilip iğdiş edilmişiz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gaziantep yollarında bir TİP?li

Türkiye İşçi Partisi?ne Âşık Oldum adlı anı kitabını kâh merakla kâh mahcubiyetle, bazen soluğum kesilerek, çoğun efkârlanarak okudum. Hakkında ne söylense, söylenen sözleri kifayetsiz çıkaracak, kelimelerin boynunu bükecek bazı hayatlar vardır. Azmin, fedakârlığın, hakikate imanın ama her şeyden önce sevginin rehberlik ettiği bu hayatlar, dünya okyanusuna düşmüş mütevazı taşlar gibidir:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Taşrada sosyalistlik etmek

Türkiye İşçi Partisi, Türkiye?de sosyalist solun en büyük seçim başarısını gerçekleştirmiş (1965, yüzde 2,96) olmasıyla, asıl önemlisi sosyalist fikirlerin popülerleşmesine ve meşrulaşmasına yaptığı öncülükle, bir tür efsanedir. Efsaneyi düze indirmek bakımından, TİP deneyimine dair anıların büyük kıymeti var. Zamanın ruhu denen şeyi anlamak için,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Beynimdeki Şeytan Filmi ve Anılar 1966 – Ayhan Hüseyin ülgenay

Ankara’daki provalar bitince İstanbul Efendisi oyununun kadrosu Adana’ya geldi.Ayın tam ortası,maaşlar 17 gün sonra geldi Allahtan hazırlıklı gelmişim bunu düşünemeyenler çok zor durumda kaldı Oyunun bütün kadrosu küçük Saat?e yakın AĞBA oteline yerleştirildi.Birinci sınıf bir otel en üst katında bir gece kulübü var.Sahne alan gurup dünya karması gibi, her ülkeden

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Türkiye İşçi Partisi’ne Aşık Oldum” – Hamdi Doğan

“Gülerek çantamdan bildirileri çıkartıp arkadaşlara dağıttım. ‘Yoluna canımı koyduğum TİP’e âşık oldum. Onun için köy köy dolaşıyorum. Karımı, çocuklarımı bırakmış sabah akşam adam bulmak için çırpınıyorum. Buna aşk denmez de ne denir? Beni bir gün bu yolda öldürürler bunu böyle bilin.’ Seyfettin Çavuş: ‘Senin dinin, Allah’ın var mı? Biz de

OKUMAK İÇİN TIKLA

İşte Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir ve Sibel Erkan Olayının Bant Kaydı

Turhan Feyizoğlu’nun çektiği İki Adalı kitapta Türk siyasi tarihine damgasını vuran Sibel Erkan olayı’nın bilinmeyen yönleri gün yüzüne çıktı. Habertürk’ten Bülent Günal’ın haberine göre; Araştırmacı yazar Turhan Feyizoğlu’nun Alfa yayınlarından çıkan son kitabı “İki Adalı”, Türkiye’nin devrimci gençlik liderlerinden Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardakçı ve Mahir Çayan’ın yaşamlarına, siyasi mücadelerine ışık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mıgırdiç Margosyan, kendi hayat yolculuğunu ekmek üzerinden anlatıyor.

Türkiyeli Ermeni yazar Mıgırdiç Margosyan, Yemek ve Kültür dergisinin sonbahar 2008 sayısında kendi hayat yolculuğunu yemek üzerinden anlatıyor. 1938?de Diyarbakır?da doğan, üniversite eğitimi için İstanbul?a gelen 1952-53, Diyarbakır. Margosyan sağ alttaMargosyan?ın Pelin Özer?e verdiği röportajın ?ekmek?le ilgili kısmı. Oğlum doğacağı zaman, -1976- annesini aldım Zeynep Kamil?e götürdüm. Yine Kadıköy?de bugün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Virginia Woolf’un güncesi

Bir Yazarın Günlüğü eserlerin nasıl kılı kırk yararak kaleme getirildiğinin belgesi. Kimi yazarlara göre Deniz Feneri, Virginia Woolf?un hem en sevilmiş, hem en önemli romanıdır. Ben, uzun yıllar, Oraya Deniz Fenerine diye Türkçe adlandırdığım bu eseri, 1960?ların sonunda rahmetli eniştem Talât Akdağ?ın kitaplığından ödünç almış, bir daha da geri vermemiştim.

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Masallar, Mektuplar ve Kuşlar” üzerine – Öznur Özkaya

Şehir; kimi zaman insanı yer yutar kimi zaman da şefkatle sever kollar. Bir gün derinden yaralarken, an gelir baktığında gözlerini acıtır dağlar ve ovalar. Nehirden gelen sesi ninni gibi hatırlamak istedikçe sen, bir bakarsın çağlayan olur kulaklarını yırtar. Yine de yolundan dönmezsin, dönemezsin. Ayaklarının ezberlediği yollarda bazen kaybolur gidersin, bazen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sonsuzluğa Yolculuk (Stephen’le Hayatım) – Jane Hawking

Stephen Hawking’i çoğumuz, tüm sinir sistemini felç eden motor-nöron hastalığı ve kozmolojiye yaptığı büyük katkıların yanı sıra akıl almaz çıkışları ve tabuları yıkan açıklamalarıyla tanıyoruz. Ateist olduğunu ilan etmesine rağmen, Papalık Bilimler Akademisi tarafından XI. Pius Altın Madalyası’yla ödüllendirilmesi, dehasının bir kanıtı olarak kabul edilebilir. Bu sansasyonel ve merak uyandırıcı

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Bir Ceza Hikayesi” – Baha Okar

Suzan Yılmaz Okar’ın Bir Ceza Hikayesi adlı kitabından bahsedeceğim. Suzan eşim; sevdiği içeride olan bir tutsak yakını ne yaşamış, ne hissetmişse onu anlatmış. İnsanın kendisinin de parçası olduğu bir hikâye üzerine yazması kolay değil. Hele de böyle bir hikâye ise. Kolay olan kısmından, Bilim ve Gelecek okurlarının zaten bildiklerinden başlayayım.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Agatha Christie ‘Kürt Kadınları’nı anlatıyor

‘Kürt kadınlar kendi düşüncelerini söylemekte tereddüt etmiyorlar, erkeklerden daha iyi olduklarından süpheleri yok!’? Agatha Christie ikinci eşi arkeolog Max Mallovan?la 1930 yılında Irak?ta Ur antik kentine yaptığı bir gezide tanıştı ve ardından ölümüne dek süren evliliklerinin ilk yıllarında (1930-38) daha güneydeki Ur ve Ninova?nın dışında Yukarı Habur Havzasındaki Tell Arpachiyah,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yıkıntılar Arasında – Zabel Yesayan

Yıkıntılar Arasında, Nisan 1909’da Adana’da yaşanan katliamda yerle bir olmuş Ermeni mahallelerinden ve köylerinden canlı tanıklıklar barındırıyor. Kırımların ardından İstanbul Ermeni Patrikhanesi tarafından bölgeye yollanan yardım heyetinde bulunan Zabel Yesayan, harabeye dönmüş Adana’da geçirdiği üç ayın izlenimlerini, tanık olduğu ıstırap ve yıkımı aktarıyor Yıkıntılar Arasında’da. Kozan’dan Hacın’a, Dörtyol’dan Osmaniye’ye uzanan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Parçalanmış Ermenistan – Arşaluys Mardiganyan

1915?in karanlık günlerinde yaşananları dünyaya haykıran Arşaluys Mardiganyan?ın ibret verici hikâyesi neredeyse bir asır sonra Türkçede. Yazar Ayşe Kulin?in televizyon ekranından, ?Biz Ermenileri, Almanların Yahudilere yaptığı gibi durup dururken kesmedik? deyip daha sonra da ?yanlış? anlaşılmasını, ?Maksadım bana atfedilen, ?Ermeniler hak ettikleri için kesildiler? demek asla değildi. Bunu söylemeyeceğimi, böyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lenin’in İsviçre Günleri’ne Dair – Mehmet Söğüt

Tarihe damgasını vurmuş büyük liderler, edebiyatçı ve sanat adamlarının yaşamına her zaman ilgi duymuşumdur. Uğradıkları mekanlar mistik bir hal alır gözümde. Tarihin kokusu sinmiştir o mekânlara ve değeri milyon kat yükselir içimde. Lenin de bildiğim mekanlarda yaşamış bir zamanlar. Mülteciyken bile boş durmamış ve İsviçre’nin işçi sınıfıyla ilişki kurmuş. Bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şafak Uykusundaki Kent Harput – Necdet Sakaoğlu

Kent kitaplarının öne çıktığı bir evre yaşıyoruz. Kurumsal tanıtım amaçlı, tarihsel kimlik içerikli broşürlerden, lüks albümlere, monografilere kadar tanıtım eserleri pek çok. Bakış açılarındaki çeşitlilik, hitap edilen kitleler, okuyucu düzeyleri, yayın boyutları, metin-görsel oranları, içerik tasarımları… kent kitaplarında önde. Buna karşılık eleştiriler de yine bu alanlarda yoğun. Necdet Sakaoğlu ile

OKUMAK İÇİN TIKLA