Kategori: Mektup
Milena’nın, Kafka’nın ölümünden sonra kaleme aldığı metin
Viyana banliyösü Klostcrncuburg yakınındaki KierJing Sanatoryumu’nda önceki gün, Prag’da yaşamakta olan Alman yazar Dr. Franz Kafka öldü.
OKUMAK İÇİN TIKLAAbraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazılmış bir mektup.
Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona sessiz zamanlar da tanı.
OKUMAK İÇİN TIKLAOnat Kutlar: “Yaşadığımız günlerin toprağına acının, yalnızlığın tohumları ekiliyor her gün”
Yaşadığımız günlerin toprağına acının, yalnızlığın tohumlan ekiliyor her gün. Ama gene de hiç unutmadan yapabileceğimiz bir şey var: Bir insan elinin sıcaklığındaki dayanışmayı gerçekleştirmek. Her şeyi değiştirebilir bu.
OKUMAK İÇİN TIKLAOnat Kutlar “Nasıl bir alacakaranlık… Geceyle gündüzün arasına sıkışmış uzun bir kör saat. Geçmişle geleceğin, doğuyla batının, ölümle yaşamın arasına sıkışmış.”
Nasıl bir alacakaranlık… Geceyle gündüzün arasına sıkışmış uzun bir kör saat. Geçmişle geleceğin, doğuyla batının, ölümle yaşamın arasına sıkışmış. Alacakaranlık görünmez bir çevrintiyle yutup götürüyor her şeyi.
OKUMAK İÇİN TIKLAFranz Kafka: Bu olağanüstü, bu öldürücü gerginlikte yaşamak en doğru yol
Bugün hiçbir şey yapamadım… Oturdum, birkaç kitap karıştırdım, o kadar… Önemli bir şey yapamadım. Şakaklarımın, için için zonklamasını dinledim arada. Bütün gün mektuplarınla didindim… Üzüntü, sevgi ve dert içindeydim; kesin olmayan bir şeye karşı, bilinmeyen bir korkuyla kaplıydı yüreğim…
OKUMAK İÇİN TIKLAFranz Kafka: Adımı da yitirdim! Küçüle küçük “Senin” kaldı yalnız.
Seni gördüm düşümde bu sabah gene. Yan yana oturuyoruz… Sen itiyorsun beni, ama kızmadan; gülerek. Üzülüyorum, ittiğin için değil, seni itmeye zorlayan davranışıma üzülüyorum.
OKUMAK İÇİN TIKLAFidel’in vasiyeti: “Size önemsizliği bırakıyorum”
“Yurttaşlarım, Sonunda size ne bırakabilirim? Son saatimde, şerefle olan sıkı ilişkinin beraberinde getirdiği sıkıntı ve yükümlülüklerle dolu uzun yıllar boyunca en çok özlediğiniz şeyi sizlere hediye etmeye karar verirsem sanırım ki hepiniz onaylayacaksınız. Çok basit:
OKUMAK İÇİN TIKLASevgi Soysal: “Bir ara koğuşta ışıklar söndü, başımı kaldırıp baktım yukarıya, uzakta da olsa aydınlık, umut verici bir şeylerin mutlaka var olduğu inancıyla.”
25 Haziran 72, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu, Ankara Canım Mümtaz, Dün gece, sayımdan önceydi galiba, bir ara koğuşta ışıklar söndü, başımı kaldırıp baktım yukarıya—parmaklıklı pencerenin oraya, uzakta da olsa aydınlık, umut verici bir şeylerin mutlaka var olduğu inancıyla.
OKUMAK İÇİN TIKLASevgi Soysal: “Ayrıntıda ne mantıki şeyler vardır da bir bütün yaptıklarında büyük aptallıklara dönüşürler”
“Günboyu eğleniyorum onla; o da bana kızıyor, bütün kurallarının mantıki nedenlerini anlatıyor bana. Oysa, ayrıntıda ne mantıki şeyler vardır da bir bütün yaptıklarında büyük aptallıklara dönüşürler; tabii babamla böyle “ince!” konular konuşmuyoruz. Göl suyunun ısı dereceleri, kuyu pompasının ne zamanlar çekileceği ve banyodaki tuvalet kağıdının küvete değil de yandaki kovaya
OKUMAK İÇİN TIKLA“Nedense seyircisi en az olan oyun, zulümdür.” Sevgi Soysal’dan iki mektup
“Haksızlık halkaları birbirlerine eklenmeğe başlamaya görsün, bu hain, bu zalim, bu çılgın oyuna o kadar çok insan katılır ki. Nedense seyircisi en az olan oyun, zulümdür. Bu oyuna kolaylıkla, nedenini, niçinini düşünmeden; ince eleyip sık dokumadan katılı-katılınıverilir. Ve bütün bunları düşününce acı çekmenin rasgele acı çektirenlerden olmaktan yeğ olduğunu anlıyorum
OKUMAK İÇİN TIKLAAhmed Arif: Nasılsın diye sorabilirim şükür sana. Yüzüm tutuyor hele! NASILSIN?
Dost, Bunu da alınca gidersin herhal. Bir gitmeden bir de gider gitmez yaz. Hiç sevmem böyle olmayı. Yoksun, garipsi, yenik. Bugünler böyleyim ama. Bir ölçüsüzlük ya da idrâk bulanıklığı bu. Senin oradan göçün, bir yeni ayrılıkmış gibi koyuyor bana. Oysa ha orada, ha daha ötelerde olmuşun. Bunun bir ayrı niteliği
OKUMAK İÇİN TIKLAValerie’nin mektubu: Milliyetçilik” ve “Sadakat Yasası” gibi kelimelerin güç kazandığını,”Farklı”nın nasıl “Tehlikeli”ye dönüştüğünü hatırlıyorum.
“Bunun onların oyunlarından biri olmadığına seni ikna etmenin bir yolu yok ama bu umurumda değil. Bu benden bir mesaj. Adım Valerie. Çok fazla yaşayacağımı sanmıyorum ve birine hayatımı anlatmak istedim. Bu, hayatımda yazma şansına sahip olduğum tek otobiyografi ve Tanrım, onu bir tuvalet kağıdına yazıyorum.
OKUMAK İÇİN TIKLADayanabilecek miyiz “zamanın kamçısına, zorbanın kahrına, kötülere kul olmasına iyi insanın?” Ben değil, “Çağdaşımız Shakespeare” soruyor – Onat Kutlar
Nedendir bilemem. Abdala malum olur. Günlerdir mektup bekliyordum birinizden. Karşılık almıyacağımı bildiğim sorular sormak değil, gerçek bir mektuba karşılık vermek istiyordum. Alçak sesle de konuşsan, karşında gerçek bir yüz gerekli. Bu yüzden pazar akşamı Zeynep’e telefon edip adıma geldiğini söylediği mektubu okumasını rica ettim.
OKUMAK İÇİN TIKLAOnat Kutlar: Yıllar önce bir kez, bir tek kez, bir törene katılmam olanağı bulunmadığı için üzülmüştüm.
Hastalandığından haberim olmadığı için o gün seni uzaktan da olsa görmeye geldim. Hava güneşli ve sıcaktı ama beklediğimiz çevrili, küçük ve her yanını otlar bürümüş avlu serindi… Neredeyse bütün bir yazı güz karanlığında geçirdiğimizden yadırgamadık. Melek hem incelikli hem coşkun mizahıyla bize çevreyi tanıttı.
OKUMAK İÇİN TIKLAİki Mektup – Furuğ Ferruhzad
Bu iki mektubu, Furuğ’un kız kardeşi, Gloria Ferruhzad, bir yerlerde yayımlatmak üzere bana verdi. Mektupları Furuğ Almanya’da iken, Münih’ ten babasına yazmıştır ve hiçbirinin üzerinde tarih bulunmamaktadır. ‘Zarfların birinin üzerindeki damga tarihi 16 Ocak 1957’yi gösteriyor. Her iki mektubu da aynı yıllarda yazmıştır.
OKUMAK İÇİN TIKLARosa Luxemburg: “Gözümüzün önündeki alçaklık ve iğrençlik her gün bir öncekini bastırdıkça sakinliğim ve dayanıklılığım artıyor. “
“Yeryüzündeki canavarlıklara rağmen, çok tatlı anlar yaşayabilecekken, ayların ve yılların böyle boşu boşuna geçip gittiğini görmek ne üzücü. Görüyorsunuz ya, Soniçka, mahpusluğum devam ettikçe, gözümüzün önündeki alçaklık ve iğrençlik her gün bir öncekini bastırdıkça sakinliğim ve dayanıklılığım artıyor. Ahlâkî ölçütleri evreni oluşturan öğelere, bir fırtınaya, bir su baskınına ya da
OKUMAK İÇİN TIKLATezer Özlü: Çevirmek istediğim üç kitap var.
İstanbul, 11 Şubat 1967 Sevgili Ferit, Feriköy’de güzel bir ev tutarak yerleştik. Burada, parke büyük salon, ayrıca iki yatak odası var. Banyo ve mutfak da güzel. Kalorifer ve sıcak su da var ve 600 lira. Kirayı annem ödüyor, ev benim. İstediğimi içeri alırım, istemediğim gelmez, adresi kimsenin bildiği yok. Burada bugün kar yağıyor.
OKUMAK İÇİN TIKLA