Namık Kemal ?in İntibah romanına dair ? Süleyman Deveci

1876 yılında Namık Kemal´in Kıbrıs´ta edebiyatta en verimli yıllarında sürgünde iken yazdığı İntibah, diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey yada Son Pişmanlık yazarın edebiyatımızda gördüğü roman eksikliğini giderme hevesiyle kalemini oynattığı ciddi ve kalıcı bir eserdir. Kırık bir aşk öyküsüdür aslında yazarın özünde şairce aktardıkları, o yılların koşulları, dünyası, ilişkileri ve ufku ile.

Kahramanımız Ali Bey zengin bir ailenin bir kaç dil bilen iyi bir eğitim ve terbiye almış tek çocuğudur. O da yaşamı hadi açıkça itiraf etmeli kadını da kitaplardan, kendi yarattığı hayallerinden, şiirsel gözlemlerinden tanır. Bir romantiktir yani, yirmisine dayandığı yıllarda babasının vefatıyla istediği gibi yaşayan biri olmuş çıkmıştır. Ve bir gün bir gezinti esnasında Çamlıca?da Mehpeyker isimli bir kadınla tanışır. Ve kısa bir süre içerisinde abayı yakıp Mehpeyker´e sırılsıklam aşık olur, yıllarını onsuz devirdiğine pinpişman yeni doğan ve yaşamı birden keşfeden malum aşıklardan biri haline gelir.

İntibah´ın en güçlü ve kötülük sembolü kahramanı Mehpeyker hiçte Ali Bey´in tanıdığı gibi masum ve temiz kalpli biri değildir oysa. Bildiğimiz anlamda ve kelimenin gerçek anlamıyla o bir hayat kadınıdır. Belalısı yaşlı pezevenk Abdullah Efendi´dir. Mehpeyker gönlünü Ali Bey´e kaptırdığı andan itibaren o işleri bırakmıştır. Ve bir gün yakasını bırakmayan Abdullah Efendi´ye istifasını sunacağı sırada kaldığı eve Ali Bey gelir. Onu evde bulamaz ve her kıskanç erkek gibi yakar döker ortalığı. Tabi bu arada Ali Bey onun nasıl biri olduğunu arkadaşlarından öğrenmiştir bile. Ama Mehpeyker ikna eder ve tanıştıkları andan itibaren temiz ve namuslu, gönlünü Ali Bey´e kaptıran masum prenses takılır. Yalısında onu göremeyen Ali Bey yeniden bıraktığı hayata döndüğünü ve Mehpeyker´in kendisini aldattığını sanır ki yanılır. O yılların namus anlayışına ve bu kafanın tarihsel gelişimi ve etkileşimi açısısından roman muazzam bir örnek.

Kızarak Mehpeyker ile iliskişini kesip ayrılan Ali Bey´e annesi Fatma Hanım ki oğlunun nasıl bir tehlikeden döndüğünü bilip anlayarak hemencecik evleneceği bir kız bulur. Bu kadın daha önce Ali Bey´i Mehpeyker´den uzaklaştırıp unuttursun diye eve aldığı cariye Dilaşup´dur. Evlenmelerinden kısa bir süre sonra usta bir hafiye gibi çalışan Mehpeyker Abdullah Efendi´nin de yardımlarıyla Dilaşup hakkında onun da bir hayat kadını olduğu sahte bilgilerini ortalığa yayar. Dilaşup?u dövüp evden atarak namusunu kurtaran (!) Ali Bey hastalanıp yatağa düser. Ali Bey Mehpeyker´in tuzağına artık düşmüştür.

Dilaşup bir esirciye sonra da kerhaneciler kralı Abdullah Efendi sayesinde Mehpeyker´e satılır. Onuda kendi gibi yapmak isteyen Mehpeyker´in çabaları fayda vermez. Zamanla Ali Bey´in annesi vefat eder, böylece kahramanımız tam bir yalnızlığa ve bunalıma dahası sefahate düşer. Her daim kahramanımızın kendisine döneceğini ümit eden Mehpeyker tamamen reddedilmesinin öcünü Ali Bey´i ortadan kaldırarak gerçekleştirmek üzere plan yapar. Gerisi de buraya kadar ki kadar acıklı bir aşk hikayesidir. Pişmanlıkların hele hele en sonuncusu olan türündekilerin kimseye bir faydasının dokunmayacağı üzerine kurulu usta bir anlatıdır roman. İlk romanlarımızdan olması vesilesiyle tarihi ve edebiyat açısından ağır ve önemli bir yeri, değeri vardır. Namık Kemal bugünü, bugünün romanlarını, romanımızın uluslararası boyutlarını, Nobel alan yazarımızın olduğunu görseydi herhalde mutluluktan en az hepimiz kadar sevinir bahtiyar olurdu. Nur içinde yatsın.

Bu arada eseri bugünkü dile ustaca çevirenleri de kutlamak ve saygı ile teşekkürler sunmak bir borç.
Yazan: Süleyman Deveci

Yazarın web adresi: http://www.criticus.eu/

Kitabın Künyesi
İntibah
Yazar: Namık Kemal
Yayınevi: Şule Yayınları
Basım tarihi: İstanbul / 2002 – Ekim
Sayfa sayısı: 158

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir