Lizbon Limanında.. – Alkan Darcan

Çimenlerin nemi avuçlarımda, başımın üzerinde dönüp duran martıları izliyorum. Ne Şirket-i Hayriye vapurları, ne simit bilir martılar, hiç biri yok oysa. Martılar denizle, ben onlarla konuşuyorum. Ne kadar da değişik hikayeler anlatıyorlar, boğazın martılarından? Uzaklara yelken açan gemiler yok artık, pervane köpüklerine el sallıyorum, kaşif olmadıklarını bile bile? Cebelitarık görmüş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kötülük Üzerine Bir Deneme – Terry Eagleton

Terry Eagleton, kötülüğü tartışıyor. Geçmişi hatırlatan, ayrıntılara işaret eden, güzel mukayeseler yapan, edebi sakinliğiyle ve o iştahlı üslubuyla kötülüğün tortusuna yoğunlaşıyor. Edebiyatı izleyerek din, siyaset ve gündelik yaşama eleştirel bir dille yaklaşıyor. Önyargıları, nefreti, içine şeytan giren kötüleri, insafsız katilleri, medyayı, sebepsiz cinayetleri, 11 Eylül’ü, körlüğü, ahlakı diline doluyor. Kötülük

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Şairin Günlüğü (1945 – 1951 Günleri) – Yorgo Seferis

İzmir doğumlu büyük Yunan şair Yorgo Seferis, gençlik yıllarından başlayarak düzenli günlükler tuttu. Çoğunluğu özel nedenlerle yayımlanmayan bu günlüklerden bir kısmını “şiir sanatı ve okuma yazma notları niteliğinde olanları” Seferis, 1960’lı yılların sonuna doğru yayımlamaya karar verdi. Ne var ki, Yunanistan’daki siyasi durum buna olanak vermiyordu. Yorgo Seferis, yayımlamaya karar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Altmış Beş Metrede – Celal İlhan

Makine mühendisi Kartal Bey, işletmenin sınırları içinde bulunan lojmanında, uykusunu bölen siren sesiyle açtı gözlerini. Kararsızlığı, siren sesine az bir gecikmeyle katılan telefon sesiyle son buldu. Temkinli, ağır çekim devinimlerle doğruldu yatakta. Sokak lambalarından her gece odaya çağrısız dolan loş aydınlık, yerini kör bir karanlığa bırakmıştı. Almacı bulmakta zorlandı, kulağına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilimsellik, Yasalar ve Marksizm – Mehmet Aksoy

Leverrier ya da Roemer adlarını hiç duydunuz mu bilmiyorum, ama ben kendilerini pek severim. Öyle onları çok iyi tanıdığımdan da değil üstelik. Haklarında da tek bir şey biliyorum desem yalan olmaz. Ama benim için çok şey ifade ediyorlar. Biraz bahsedince siz ne düşüneceksiniz bakalım. Elma! Dediğimde aklınıza Adem babamızla Havva

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kabil – Jose Saramago

Saramago’nun ölmeden önce yazdığı son romanı… José Saramago ölümünden önce yazdığı ve yayımlandığı ülkelerde büyük tartışmalara yol açan son romanında insanlığın kutsal kitaplardaki başlangıcına geri dönüyor. Adem ile Havva’nın oğlu, kardeş katili, “sürgün ve gezgin” Kabil’le çıkılan bu yolculuk, Eski Ahit’in loş ve tekinsiz diyarlarında, zaman ve mekân kavramlarını altüst

OKUMAK İÇİN TIKLA

Virginia Woolf’un Deniz Feneri’ne dair – Tahir Ürper

Virginia Woolf, Deniz Feneri adlı romanında bana göre ilginç bir yazı tarzı denemiş. Bazı cümlelerinde yazarın sesi karakterin sözüne karışıyor, bazı cümlelerde ise karakterin sesi yazarın sözüne karışıyor. Yazarın böyle bir yazı tarzını benimsemenin nedeni ne olabilir? Çağrışımlarla romanını kuran Woolf, okuyucunun zihnini bulandırmaya, anın yaşama zevkini okuyucuya tattırmamaya, karmaşık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türkiye’de Kapitalizmin ve Sosyal Güvencesizliğin İnşası – Ferhat Akyüz

“Türkiye’de yaşanan sosyal güvenliğe ilişkin dönüşümü analiz eden çalışmasında sevgili Ferhat bu alana ait bildik çalışmalardan farklı bir yol izliyor. Sosyal güvenlik alanında gözlemlenen radikal değişimleri analiz etmek için Cacus’un göz boyama tekniklerinin neler olduğunu anlatıyor. Ferhat çalışmasında sosyal güvenlik alanında neler değişiyor sorusu yerine neden değişiyoru da içeren niçin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeryüzü Masalları – Bülent Habora

Bülent Habora, kendine özgü ustaca stiliyle derleyip aktardığı, gülerek ve düşünerek okunacak Yeryüzü Masalları?nda, Uzak Doğudan Avrupa?ya çok çeşitli ülkelerin geleneksel halk masallarını anlatıyor. Böylece, tatlı dilli bir masalcı misali, bizi uzak ufuklarda dolaştırıp dünyanın dört bir köşesine götürüyor. Masallarda, canlı ve neşe verici, yer yer komik bir tarzda anlatılan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Seni Halk Adına Ölüme Mahkum Ediyorum – Mitka Grıbçeva

Nazi Ordusunun zulmünün doruğa ulaştığı 1940’lı yıllar. Halk günlük gereksinimlerini bile karşılayamaz bir durumda. Büyük bir acı ve önlenemez bir yoksulluk yaşanıyor. Tüm kötü koşullara ve olanaksızlıklara karşın, halk, kadını erkeği, genci yaşlısıyla direniyor. Faşizme karşı direnenler Vatan Cephesi’nde birleşerek, faşizmin en karanlık günlerinde özgürlük için umut ışığı oluşturuyorlar. Bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kamil Sümbül?ün “Ana! Esas Duruşa Geç” kitabına dair – Müslüm Üzülmez

kırk kapı açıldı kırk kapı kapandı iki gözü iki çeşme anam içeri alındı Devrimciler biraz divane olur. Fırtınalara aldırmazlar yürekten menzili uzak umutlara koşarlar. Aşkla yıldızlara bekçilik edip sevdayla güneşin doğuşunu bekler. Gökyüzü mavi özgürlüğün, yaşadıkları topraklar zulmün karanlığı altındaysa geceleri cehennem sıcağında üşürler. Altın başaklı buğday başaklarının herkese yetecek

OKUMAK İÇİN TIKLA

12 Eylül’ün İşkence Merkezi DAL – BirGün Kitap

BirGün Kitap yayıncılık tarafından 12 Eylül’ün İşkence Merkezi DAL kitabı yayınlandı. 12 Eylül darbesinin ardından Ankara Emniyeti içinde bir işkence merkezi olarak kullanılan Derin Araştırmalar Laboratuvarı’nı anlatan kitap, Devrimci Yol Davası’nda Savunma’ya ek olarak sunulan ‘İşkence Dosyası’ndan derlenerek oluşturulmuş. BirGün Kitap, DAL ile ilgili olarak bir bilgilendirme metni yayınladı; 12

OKUMAK İÇİN TIKLA

Soylu Sınıfın Sonbaharı / İngiltere Yılları – Elias Canetti

Tüm dünyada özellikle romanı “Körleşme” ve antropolojik çalışması “Kitle ve İktidar” ile ses getiren edebiyatın kuşkusuz en önemli isimlerinden biri olan Elias Canetti, İkinci Dünya Savaşı tüm çılgınlığıyla sürerken İngiltere’ye yerleşmek zorunda kaldı ve yaklaşık kırk yıl Londra’da yaşadı. Eserlerinin henüz çoğu kimse tarafından bilinmediği zamanlarda, kendisine tamamen yabancı bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kapitalizm Komada (Sosyalist Bir Teşhis) – Sahra Wagenknecht

Almanya’da kazandığı seçim başarılarıyla dikkati çeken Sol Parti’nin parlak teorisyeni ve milletvekili Sahra Wagenknecht’ten bir polemik kitabı… Kapitalizm komada mı? Nasıl yani? Birçok acımasız kapitalist ve sözde bilim adamı, şaşkınlığını böylece belittikten sonra durumu şöyle izah ediyor: “Ama kapitalizm şu anda bizim için kendisini tasfiye etmektedir; gerçi şu anda küçük

OKUMAK İÇİN TIKLA

Diyalektik Soruşturmalar – Bertell Ollman

Günümüz kapitalizmini anlamada Marx ne kadar önemliyse, diyalektik de Marx’ı anlamada o kadar önemlidir. Diyalektiğin Dansı’nda Marx’ın yönteminin analitik yapısını açıkça ortaya seren Bertell Ollman, bu kez Diyalektik Soruşturmalar’da temel toplumsal sorunlar karşısında diyalektiğin nasıl işler kılınabileceğini tartışıyor. Kitap bir yandan Marx’ın teorisinin ve yönteminin temel öğelerinin hem sade hem

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bitmeyen Yolculuk / Oğuzhan Müftüoğlu Kitabı – Adnan Bostancıoğlu

Adnan Bostancıoğlu, 2008 yılında başladığı ve muhtelif fasılalarla yaklaşık üç yıl süren görüşmelerde, Oğuzhan Müftüoğlu ile çocukluğundan başlayarak bugüne kadar olan yaşamını konuştu. Müftüoğlu’nun yaşamı, Türkiye’de devrimci hareketin yükseliş ve yenilgi dönemlerinin de tarihi… Dolayısıyla söyleşinin eksenini, 60’lı yılların Dev-Genç’inden 70’li yılların Devrimci Yol’una uzanan mücadele süreci ve 12 Eylül

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masallar ve Toplumsal Cinsiyet – Melek Özlem Sezer

Timsahlarla aynı ırmakta yüzmezsiniz, vahşi bir ormana silahsız dalmazsınız, bir aslan karşı dağdan bile kükrese kaçarsınız. Ama yemyeşil bir kırda uzanıp göğe bakarken rahat; çimlerden yavaş yavaş zerkedilen bir zehir varsa, savunmasızsınız. Belki de masallarla mışıl mışıl uykuya dalarsınız. Derken günü gelir sorarsınız: Bir ölü olan Pamuk Prenses?in öpülmesi neden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Taylan Coşkun’un Mektubu – M. Şehmus Güzel

28 Kasım 2011’de insanokur.org sitesinde yayınlanan « Dostlar arasında » başlıklı makalemde bir yerde aynen şunları yazdım : « Epeydir haberlerini vermeyen Enis Coşkun?un çıkagelmesi ve bir süre sonra oğlu Taylan?ın da bize katılması neşemizi birkaç misli artırdı. Enis geçmiş günlerinin « raporunu » sundu. Her zamanki gibi merakla ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşasın Yenilenler – Öner Yağcı

“12 Eylülü içeride ve dışarıda yaşayanlara… Aramızdan alınan ve ayrılanlarla aldıkları hasarlar nedeniyle güzel ömürleri kısa sürenlere…” adanan Öner Yağcı’nın yeni romanı Yaşasın Yenilenler, Samuel Beckett’in ?Hep denedin, hep yenildin./ Olsun gene dene, gene yenil…/ Daha iyi yenil!? dizeleriyle başlayıp Walt Whitman’ın “Yaşasın yenilenler!.. Yaşasın savaş gemisi denize gömülenler!..? dizeleriyle

OKUMAK İÇİN TIKLA