Etiket: Kırmızı Kedi Yayınevi

Gezi’ye objektifin ardından bakmak – Beste Sezen Ateşpare

Direniş günlerini ölümsüzleştiren 21 foto muhabirin vizöründen özel kareler, fotoğrafın ustalarından Coşkun Aral?ın seçkisiyle yarın Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle raflarda yerini alacak. ?Türkiye?de bir dönem tarih sayfalarına işlenirken dünya fotoğrafın gücüne bir kez daha tanıklık ediyordu? Yüz binlerce insan sokaktaydı: Gençler, ebeveynler, sanatçılar, işçiler, eşcinseller? İnananlar ve ateistler? Ve elbette

OKUMAK İÇİN TIKLA

Murtaza Demir, ‘Ateş-i Aşk’ adlı kitabında Sivas Katliamı’nı mercek altına alıyor…

Murtaza Demir, Sivas Katliamı?nı mercek altına alıyor. Üstelik bizzat tanık olduğu, gördüğü, duyduğu ve belki de en önemlisi hissettiği karmaşık duyguları Ateş-i Aşk?ta anlatıyor. Ateş-i Aşk, Sivas katliamına ışık tutmasının yanında Madımak?ta neler yaşanıldığını, içeride bekleyenlerin hangi atmosferde yardım beklediğini okuyucuya sunuyor. 2 Temmuz 1993 akşamı aslında ne oldu? Yerel

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saramago?nun kilit taşı – Mert Tanaydın

Belki de Nobel?li yazarlar arasında ülkemizde son yılların en çok sevilenlerinden biri José Saramago. Márquez bir adım öndedir belki, Orhan Pamuk?u saymıyorum; okur onun üslubuna, mantığına ve temalarına olabildiğince alışmış durumda. Bugün bakınca, Türkiye?deki kitabevi raflarında üçüncü kez arzı endamına şahit oluyoruz, José Saramago?nun ilk başyapıtı Baltasar ile Blimunda?nın çevirisinin.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ezilenler – Necib Mahfuz

Yoksul bir mahalledeki derviş tekkesinin duvar dibinde bulunan bir bebekle başlar Ezilenler’in destanı: Aşur adı verilen bu bebek büyüdükçe insanlar için büyük ve örnek bir lider haline gelir. Yeri ve zamanı belli olmayan bu mahallede Aşur El- Naci’nin çocukları ve torunları iyi ile kötü, dürüstlük ile düzenbazlık, sevap ile günah,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Baltasar ile Blimunda – Jose Saramago

18. yüzyılda, savaşların ve salgın hastalıkların sarstığı Portekiz’de geçen Baltasar ile Blimunda’da, Nobel ödüllü yazar José Saramago, etkileyici bir aşkı anlatırken tarihsel gerçeklerle dokunmuş iki farklı hikâyeyi de romana ustalıkla katıyor: Bekledikleri veliahtın doğumunu kutlamak için manastır inşa ettiren kraliyet ailesi; insanın uçmasını sağlayacak ilk aleti, Passarola’yı yapmaya çalışan Peder

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çirkin Prenses – Feyza Hepçilingirler

Çok eski zamanlarda bir ülkede çocuklarının olmasını umutla bekleyen, tatlı mı tatlı bir kralla sevecen mi sevecen bir kraliçe yaşarmış. Zaman geçmiş, kara kargalar beyaza, akbabalar karaya dönmüş, kraliçe bir gün krala beklediği müjdeyi vermiş. Bir bebekleri olacakmış. Bebek doğunca tüm ülkede şenlikler, ziyafetler düzenlenmiş. Bir prensesleri olduğu için herkes

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuzin Bette – Honore de Balzac (Honoré de Balzac)

Balzac’ın ölümünden önce yazdığı son büyük romanı olarak kabul edilen Kuzin Bette, intikam, tutku, zaaf ve erdem üzerine klasik bir yapıt. Mutlu bir aile yaşantısı kuran akrabalarına duyduğu kıskançlığın pençesindeki Kuzin Bette, çapkın eniştesinin göz koyduğu güzel ve şuh Valerie’yle baş başa verip entrikalar düzenler ve geniş ailesinin çöküşünü planlar.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saramago?ya Göre İsa – Hüseyin Bul

En başta söylemeliyim ki Saramago?nun Kabil romanından bu yana Tanrıyla bir problemi olduğu aşikâr. İsa?ya göre İncil çevirisi bizde eski olsa da ben Kırmızı Kedi Yayınları?nın yeni baskısından okuma imkânı bulabildim. Aslında Jose?nin hayatına baktığımız zaman Efendi dediği Tanrıyla sorununu tahmin etmenin öyle çok zor olmadığını göreceğiz. Bunda komünist olmasının

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Acıya Kiracı – Metin Altıok “Kıyamet çoktan koptu, haberiniz yok! Siz hala güneşin, her sabah doğuşuna güvenin.”

‘Bir acıya kiracı’ydı Metin Altıok… Pir Sultan Abdal Kültür Şenliği için gittiği Sivas’ta, 2 Temmuz 1993 günü Sivas katliamından ağır yaralı olarak kurtuldu ama 9 Temmuz’da hayatını kaybetti. Geride sevgi dolu yüreğinden, üreten beyninden mısralar bırakarak… ‘Kendime sürgün / Bir garip kişiyim’ diyor ve bir şair sezgisiyle, şu mısraları yazıyordu:‘Tekinsizim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yitik Adanın Öyküsü – Jose Saramago

İber Yarımadası anlaşılmaz bir şekilde anakaradan ayrılmıştır. Dünyanın her yerindeki gazeteler Yarımada’nın o tarihi fotoğrafını kocaman manşetlerle yayınlarken birbirinden ilginç rastlantılarla bir araya gelen beş kişinin her biri de bu kopuşun kendi davranışlarının sonucu olduğunu düşünmektedir. İki atla bir köpeği de yanlarına alarak koyuldukları serüvende, bir karaağaç dalı ile toprağa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Metin Altıok’tan Zeynep’e Mektuplar – Metin Altıok

“Sevgili kızım, biriciğim;  Uzun bir süredir sana mektup yazamadım. Nedenleri vardı. Aramızdaki kopukluk duygusal değil, bir iletişim kopukluğuydu. Senin için canımı bile verebileceğimden kuşkun olmasın. Özlemin taş gibi göğsümde duruyor. Düşlerime giriyorsun. Sokakta bir kız çocuğunun ?baba? diye bağırması yüreğimi kanatıyor. Kaç zamandır bana baba demene hasretim. Bu yazı seninle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Savrulanlar / Dersim 1937-38 Hatta 1939 – Yalçın Doğan

Dersim ile ilgili çok sayıda kitap bulunmasına rağmen, ben burada bir ilki gerçekleştirmeye çalıştım. Dersime ve o yıllara ait resmi yazışmalar üzerindeki gizliliğin kaldırılmasıyla birlikte, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğündeki belgelerden en geniş biçimde yararlandım. Dersim bir zamanlar gizli ama şimdi gün yüzüne çıkan belgeler ışığında tüm çıplaklığı ile gözler önüne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tijo Nehri kıyısında bir çocuk: Suların sessizliğinden kaçamayanlar ? Emel Güneş

Jose Saramago, en saf haliyle çocuk okuyucularının karşısına çıkarken sade ve şiirsel bir dille hikayesini aktarmış. Yazar, kendi çocukluğundan bir anıyı açık yüreklilikle paylaştığı bu kitabını hem didaktik olmadan hem de illa ki çocuklara şirin gözükmeye çalışmadan yazma başarısını göstermiş. Saramago’ nun ustalığına açılan penceresin¬den sonra, şimdi de usta Saramago’

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sıradanlar Arşivinde – Zafer Köse

Don Jose Nüfus Kayıt Merkezi Arşivi?nde bir yazıcıdır. İnsanların doğumu, ölümü, evlenmesi, boşanması gibi kayıtları tutmaktadır. Yıllar yılı aynı işi yapmakta, aynı hayatı yaşamaktadır. Merkez Arşiv, kişisellikleri törpüleyen, tekdüze hareketlerle çalışılan bir yer. Katı, hiyerarşik bir ortam. Arşiv?de, genel olarak iki ayrı bölmeye toplanmış da olsa, sağlarla ölülerin dosyaları iç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çatıdaki Pencere – Jose Saramago

Çatıdaki Pencere, Jose Saramago’nun yazarlığının erken döneminde yazdığı, ama ölümünden sonra yayımlanan romanı. Eşi Pilar del Rio’nun dediği gibi, Çatıdaki Pencere Saramago’ya giriş kapısıdır ve her okur için bir keşif olacaktır. Sanki mükemmel bir halka tamamlanıyormuş gibi. Sanki ölüm yokmuş gibi. “Ölmek, varolmuş olmak ve artık olmamaktır,” derdi Jose Saramago.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Suların Sessizliği – Jose Saramago

“Kıyıya geri döndüğümde güneş batmıştı bile, oltamı attım, bekledim. Dünyada suyun sessizliğinden daha derin bir sessizlik olduğunu sanmıyorum.O saatte onu hissettim ve asla unutmadım.” Tijo Nehri’nin kıyısında bir çocuk saatlerce büyük bir balık yakalamaya çalışır. Sonunda oltasına bir balık takılır ama çocuk onu elinden kaçırır. Usta yazar José Saramago bu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kel Güvercinci – Samed Behrengi

Bir zamanlar uzak bir ülkede annesiyle birlikte küçük bir evde oturan bir delikanlı yaşarmış. Bu delikanlının on, on beş tane güvercini varmış, onları eğitir, çeşit çeşit numaralar öğretirmiş; bir de keçisi varmış. Delikanlının başında hiç saç olmadığı için herkes ona Kel Güvercinci dermiş. Anneyle oğul çok yoksullarmış; kulübelerinin tam karşısındaysa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Proust’un Paltosu – Lorenza Foschini

Marcel Proust 1922 yılında Kayıp Zamanın İzinde’yi tamamlamasının ardından hayata gözlerini yumduğunda arkasında düzenlenmesi gereken düzinelerce defter, sayısız mektup, eskiz, müsvedde ve elbette kişisel eşya bırakmıştı. Modern edebiyatın çehresini değiştiren bu büyük yazarın hayatına dair ayrıntılar bugün bile yeni bulgularla araştırmacıları şaşırtmaya devam ediyor. Zengin bir Proust okurunun, Guérin’in, giderek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Merdivende Üç Şair – Orhan Tüleylioğlu

Otelin merdiveninde basamaklara oturmuş bekleyen üç şair: Metin Altıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar…. Otelin adı, yaylalarda açan çiçekti, Madımak’tı. Otelin içindekilerse ülkenin yazarları, şairleri, araştırmacıları, ozanları, karikatürcüleri, tiyatrocuları, semahçıları. Sekiz saat süren bekleyişin sonunda bir kibrit çakıldı. Otuz beş eli kolu bağlı insan alev alev can verdi. Otelin etrafını saran

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Çocuk, Bir Kadın, Bir Anne – Elif Kutlu

Bu bir kadının ve onu çok seven çocuğunun öyküsü gibi görünse de ?yaşanan her şeyi Kenan aktarsa da- aslında bütün hikâye Dilber Hanım?ın imgesiyle ifade edilen Anadolu kadınının hazin öyküsüdür. Bir kadının yaptıkları, yapamadıkları, yapmak istedikleri ve yapmak zorunda oldukları ile oğlu Kenan?ı ?okutmak? uğruna verdiği mücadele ile örülmüş bir

OKUMAK İÇİN TIKLA