Etiket: Sel Yayıncılık

12 Eylül?ün Savurduğu Hayatlar – Birgül Can

Emrah Polat?ın yeni romanı Yüzler, İlk bölümden itibaren ironik ve politik bir anlatı olacağını fısıldıyor bize. Peki bu anlatının olay örgüsü ne? Aslında klasik bir dille yazılmasına rağmen romanda klasik bir olay örgüsü bulunmuyor. Sıkça başvurulan geri dönüşlerle 12 Eylül?ün karakterler üzerindeki etkisi işlense de asıl olarak olay bir gün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Franz Kafka’ya kapsamlı bir bakış

Reiner Stach?ın uzun ve titiz çalışmalar sonucu hazırladığı Franz Kafka?nın iki ciltlik biyografisi Sel Yayıncılık?tan çıktı. Dünya edebiyatının en önemli yazarlarından olan ve çalkantılı bir dönemde yaşayan Praglı sigorta memuru Franz Kafka, yapıtlarıyla dünyanın her köşesinde günümüze kadar süren kültürel bir şok dalgası nasıl yaratabildi? Sorunun yanıtını vermek için titizlikle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kapital’i Sahnelemek’e ilişkin – Kansu Yıldırım

Fredric Jameson?ın Kapital?i Sahnelemek kitabını, Kapital?i inceleyen, betimleyen, Kapital?e ilişkin birincil ve ikincil tartışmaları yürüten diğer kitaplardan ayıran en önemli iki özelliği şöyle izah edebiliriz: Birincisi, Jameson?ın ekonomik düzeye gömülü kalmadan, Marx?ın siyasal iktisada dair kavramsallaştırmalarını felsefi düzeyde ele alması; ikincisi, Jameson?ın nevi şahsına münhasır dili ve yorumları. İlaveten belirtmek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kentsel Devrim – Henri Lefebvre

Kent ve kentleşme konusu bugün toplumsal, politik ve ekonomik yönleriyle giderek daha fazla tartışılan bir gündem haline geldi; Henri Lefebvre’in eserlerine daha fazla referans verilmesinin, öneminin artmasının nedeni de bu. Kentsel Devrim, Lefebvre’in Mekan’ı toplumsal analizin merkezine alan ilk eseri. Bu bakımdan mekan ve kent konusundaki çalışmalar kadar, sosyoloji, Marksist

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kapital’i Sahnelemek – Fredric Jameson

Her kriz, küresel kapitalizmin yapısının, ona yön verdiğini iddia edenlerin de kavrayışlarını aştığını gösterirken, Marx?ın Kapital?ini yeniden gündeme getiriyor. Kendi çelişkilerini ve krizlerini, ancak bunları genişletme yoluyla ?aşan? bu karmaşık varlığı resmetmeye girişen Marx, eserini inşa ederken incelediği yapıya ayak uydurur: Sermayenin her öğesinin kendi içinde bir problem olarak ele

OKUMAK İÇİN TIKLA

Paralı Asker – Georges Perec

Perec’in 1957-1960 yılları arasında yazdığı ilk roman olan Paralı Asker yazarın ölümünden otuz yıl sonra bulunur. Farklılığı ve yenilikçiliğiyle öne çıkan Perec dünyasını işte bu roman başlatmıştır. Antonella de Messine’in 1475’te yaptığı Paralı Asker tablosunun sahtesini yapma işini üstlenen Gaspard Winckler’i heyecan ve gerilim dolu, hayat kadar gerçek, sanat kadar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ahraz – Deniz Gezgin

İnsan, başlı başına bir mitolojidir… “Ahraz” olan da, bu mitolojinin kaotik kahramanıdır. Tozlu hayalleriyle balıklara dokunur, onları sever, onlardan nefret eder ya da kaldırımda bir sonraki günün erzağını toplamaya çalışırken, kederin hasadını yapmaya zorlarken bulur kendisini. Su Mitosları’nda tarihi bir yolculuğa çıkaran Deniz Gezgin, bu kez de “Su”dan taşarak gelen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Osmanlı Sosyalist Fırkası ve İştirakçi Hilmi – Hamit Erdem

Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet’in hemen öncesinde kurulan ilk sosyalist partiler, Osmanlı Sosyalist Fırkası ve ardından aynı çevrenin kurduğu Türkiye Sosyalist Fırkası’dır. Söz konusu partiler, 1910 – 1922 yılları arasında İstanbul’da faaliyet göstermiş; dönemin bütün ideolojik ve siyasi rüzgârlarından etkilenmiş, hem İttihatçı diktatörlüğüne direnmiş hem de işgal ordularının denetimindeki İstanbul’da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pantolonun Politik Tarihi – Christine Bard

Nedir pantolon? Belimizden ayaklarımıza kadar olan bölümünü örten ve iki bacağımızı kaplayan bir giysi. Ancak giysi, toplumsal düzeni yansıtır ve onu yeniden üretir. Dolayısıyla pantolonun öyküsünün ardında koca bir anlam yatar, ne de olsa ?kişisel olan politiktir?. Carl Flügel, erkeğin pantolon giymesini ?güzellik iddiasını bırakıp, biricik amacının yararlılık olmasına? yorar.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Protestodan Direnişe – Ulrike M. Meinhof

RAF’ın kurucularından Ulrike M. Meinhof, bugün hâlâ Avrupa solunun en çok tanınan ve en tartışmalı figürlerinden biri: 1970 yılında, sadece söz söylemenin bir hükmünün olmadığına kanaat getirerek, kalemle başladığı politik mücadele hayatını silahla sürdürmeye karar vermesi, Meinhof’u vicdanlara seslenmek yerine, kapitalizme karşı doğrudan eyleme girişmenin sembolü haline getirdi. Yazarın 1959-1969

OKUMAK İÇİN TIKLA

Espas – Selma Sancı

Halen bir Cağaloğlu emektarı olan Selma Sancı, birbirini tamamlayan öykülerinde insani hemen yakalayan sıcak, yalın, anlatacağını içtenlikle anlatan bir dille, yok olup giden dönemlerin üretim tarzlarının kayda geçmelerini sağlıyor, rotatifleri, mücellitleri, mürettipleri, hurufatı hatırlatıyor. Aynı zamanda uzun bir ara (espas) vermeye hazırlandığımız dönemin, 1980 öncesinin bütün karmaşasını duyumsatırken, Kadıköy’e, Adalar’a

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sermaye Muamması (Kapitalizmin Krizleri) – David Harvey

Beden için kan dolaşımı neyse, günümüz toplumunun “politik bedeni” için sermaye akışı da odur. Bu akış yavaşladığında, kesintiye uğradığında ya da durduğunda gündelik hayat da duruyor. Ancak kapitalizmde krizler yalnızca kaçınılmaz değil, aynı zamanda ‘gerekli’. Dolayısıyla her an patlak vermeye hazır olsalar da, ekonomi politikalarına yön verenler tarafından nedense asla

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gündelik Hayatın Eleştirisi 1 – Henri Lefebvre

“Aşina olunan bilinmez,” diyor Hegel. 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Henri Lefebvre, ‘politik dramın’ gündelik temelinin unutulduğu, felsefecilerin hakikati başka yerde aradığı, edebiyatçıların mucize ve macera peşinde koştuğu bir dönemde aşina olunana bakıyor: “Asıl değişim nerede olup biter? Gündelik hayatın esrarsız derinliklerinde!” İktidar ilişkilerinin, meta fetişizminin ve yabancılaşmanın her gün yeniden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ten?deki Izdırap ve Söylemsel Başkaldırı – Bora Erdağı

David Le Breton?un Ten ve İz kitabı [çev. İsmail Yerguz, (İstanbul: Sel Yayıncılık, 2011)] ?İnsanın Kendini Yaralaması Üzerine? alt başlığını taşıyor. Breton beden ve riskli tavırlar üzerine odaklanan bir antropolog ve sosyolog. Yayınladığı bütün çalışmaları beden ve riskli tavırlar konusunun değişik temalarına odaklanıyor, bu da onun çalışmalarının birbirine eklemlenmesini sağlayarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ütopyacılığın Hayal Kırıklığı – Bora Erdağı

9 Kasım 1989?da Berlin Duvarı yıkıldığında henüz dünya demir-perde ülkelerinin çözüleceğine fazlaca inanmıyordu. Aslında 1985?ten itibaren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği?nin başında bulunan Mihail Gorbaçov, Glasnost ve Perestroyka aracılığıyla içeriye ve dışarıya reform sinyalleri verdi. Nitekim Gorbaçov?un 6 yıllık iktidarı sona erdiğinde SSCB?den geriye sonradan adı Bağımsız Devletler Topluluğu olacak bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tamamlanmamış Bir Proje Olarak Paris – Bora Erdağı

Postmodernite tartışmalarının ?şafağı attığında?, Jurgen Habermas?ın da şafağı atmıştı. ?Modernite versus Postmodernite? başlıklı o meşhur makalesinde moderniteyi tamamlanmamış bir proje olarak tanımlamış ve postmoderniteyi enine boyuna eleştirmişti. Bu makale 1980 yılında Theodor W. Adorno ödülü kazanan Habermas?ın, ödül töreninde yaptığı konuşmasıdır. Habermas modernitenin kültürel ve tarihsel boyutlarını, estetik niteliklerini, Aydınlanma

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri – Eduardo Galeano

“Kimse gidecek kadar kahraman, kalacak kadar vatansever değil.” Bir yanda işkenceler, kayıplar, ölümler, katliamlar, sürgünler… Diğer yanda umut, mücadele ve direnç… Sevincin ve coşkunun, acı ve umutsuzluğun yanıbaşında filizlenişinin tanıklığı. Çaresizlikten mücadele, baskılardan direniş yaratan bir halkın fotoğrafı. Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri sahne sahne ilerleyen bir günce niteliğinde.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deney – Mario Giordano

1972 yılında Stanford Üniversitesi’nde hapishanenin insan psikolojisine etkisini araştırmak için gerçekleştirilen ama kontrolden çıkarak 6. gününde bitirilmek zorunda kalan Zimbardo Deneyi’nden esinlenerek yazılmış Deney – Kara Kutu, okuyucularını insana ve insanlığa dair varsayımlarını gözden geçirmeye zorluyor. Bir grup sıradan insan yaratılan cezaevi simülasyonunda mahkum ve gardiyan olarak ikiye ayrılır, ancak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Soylu Sınıfın Sonbaharı / İngiltere Yılları – Elias Canetti

Tüm dünyada özellikle romanı “Körleşme” ve antropolojik çalışması “Kitle ve İktidar” ile ses getiren edebiyatın kuşkusuz en önemli isimlerinden biri olan Elias Canetti, İkinci Dünya Savaşı tüm çılgınlığıyla sürerken İngiltere’ye yerleşmek zorunda kaldı ve yaklaşık kırk yıl Londra’da yaşadı. Eserlerinin henüz çoğu kimse tarafından bilinmediği zamanlarda, kendisine tamamen yabancı bir

OKUMAK İÇİN TIKLA