Kategori: Anlatı

Yaşar Kemal: “Bana hep sordular, sen romanı niçin yazıyorsun?”

2012 yılında vermiş olduğu bir söyleşi, Yaşar Kemal’in yazıyla olan ilişkisinin nasıl başladığını daha iyi anlamamızı sağlıyor. “Ben edebiyata çocukken başladım. Çocukluğumda bizim köye çok âşıklar, destancılar gelirdi. Onlara çok meraklıydım. Köye her destancı geldiğinde ben onun yanındaydım, sonra onlar gibi şiir söylemeye başladım. Köyün kayalık dağına çıkar dağ üstüne,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Charlie Chaplin: Diktatörler kendi hırsları için halkı köleleştirir.

Charlie Chaplin’in 1940 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen başında, o büyülü sessizliğini bozarak çektiği ilk sesli filmidir Büyük Diktatör (The Great Dictator). Sessizliğini bozmuştur, çünkü artık 20. yüzyıla (ve tabi müthiş öngörüsüyle sonraki yüzyıllara) damgasını vurmuş olan diktatörlere, militarizme, kapitalizme, emperyalizme ve en önemlisi sadece dönemin değil geleceğin de umutsuz,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edip Cansever’in Ahmet Hamdi Tanpınar ile tanışması

Edip Cansever’in çocukluk yıllarının geçtiği Saraçhanebaşı’nda, Nigar hanım adında ve evinde birçok kedi besleyen bir komşuları vardır. Nigar hanım eşi ve iki erkek kardeşiyle yaşar. Kardeşlerden biri sonradan Cansever’in Kumkapı Ortaokulu’nda velisi olan Kenan Tanpınar, öteki de Ahmet Hamdi Tanpınar’dır. Küçük Edip’in unutamadığı bir şey komşu evin odalarından birinin kitaplarla dolu olmasıdır. Cansever’in Ahmet Hamdi’yle

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Karl Marx, Don Kişot konusundaki hayranlığını belirtti.”

ANSELMO LORENZO Kısa süre sonra bir evin önünde durduk. Kapıda saygın, muhterem görünümü olan yaşlı bir adam belirdi. Ona doğru ilerledim ve mahcup bir saygıyla, Enternasyonalin İspanya Federasyonu delegelerinden biri olarak kendimi tanıttım. Beni kucakladı, alnımdan öptü ve İspanyolca sevgi sözleriyle eve davet etti. İşte bu adam Karl Marx’tı. Aile

OKUMAK İÇİN TIKLA

Orhan Kemal, Nazım Hikmet’e bir şiir yazar, ona okur ve ağladığına tanıklık eder…

26 Eylül 1943 Pazar sabahı babamın cezası biter, hapishaneden ayrılır. Ayrılmadan birkaç gün önce Nâzım Hikmet’e bir şiir yazar, ona okur ve ağladığına tanıklık eder. Bu şiiri paylaşmak istiyorum: NÂZIM HİKMET’E Sen “Promete’nin çığlıklarını Kaba kıyım tütün gibi piposuna dolduran adam” Sen benim mavi gözlü arkadaşım Kabil değil unutmam seni.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Stefan Zweig’in Freud’un ölümünün son günlerinde ziyareti ve konuşmaları

Hayatı boyunca bilim dünyasına büyük saygınlık kazandırdığı ülkesinden kaçıp Londra’ya sığınan bu adam, yıllar içinde iyice yaşlanmıştı ve çok da hastaydı. Ama hiç de öyle bitkin ve beli bükülmüş bir hali yoktu. Viyana’da başından geçen bunca işkenceden sonra, korkmuş ve hayata küsmüş bir insanla karşılaşacağımdan biraz korkmuştum. Ama onu her

OKUMAK İÇİN TIKLA

Stefan Zweig’in Tolstoy’un mezarını ziyareti. “Küçük toprak yığınının üstünde ne bir haç ne mezar taşı ne de bir yazıt vardı.”

“Ben Rusya’da Tolstoy’un mezarından daha muhteşem, daha etkileyici bir yer görmedim. Ormanın derinliklerine yerleştirilmiş bu yüce kutsal mekân tek başına ve yapayalnızdı. Hiç kimsenin uğramadığı ve hiç kimsenin korumadığı, sadece birkaç büyük ağacın gölgelediği, dikdörtgen biçimindeki bir toprak yığınından başka bir şey ifade etmeyen bu tepeye, dar bir patika yoldan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Osmanlı’yı savaşa sokan Yavuz zırhlısı ve Nazım Hikmet

Bu Gemi Nâzım’a Gitmez!.. Nâzım Paşa, edebiyata ilgi duymasını istese de, annesinin etkisinde kalan torunu suluboya resimler yapmaktadır. Küçük Nâzım, Yavuz zırhlısının resmini yapar bir gün. Nâzım Paşa, Yavuz’un griye boyalı gövdesinden ve düşmana ateş eden topların ucundaki sarı patlamalardan öylesine memnun kalır ki, denizci olmasına karar verir torununun. Böylelikle,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Murakami’den yazarlık öğütleri

Bugün Japon edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen isimlerden Haruki Murakami’nin Koşmasaydım Yazamazdım’ın ardından okurla buluşan ikinci deneme kitabı Mesleğim Yazarlık, tüm yazma heveslileri için esin verecek saptamalarla yüklü. Sadece Japonya’da değil, tüm dünyada oldukça popüler olan Murakami kitapları yayınlanır yayınlanmaz en çok satanlar listesinin en üst sıralarına yerleşiyor. En büyük

OKUMAK İÇİN TIKLA

Elektiriğin Tanrısı Nikola Tesla’nın hayatını borçlu olduğu yazar Mark Twain ile tanışması

“Real Gymnasium’daki eğitimimi bitirmek üzereyken tehlikeli bir hastalık, daha doğrusu bir dizi hastalık geçirdim. Sağlık durumum öyle kötüydü ki doktorlar benden ümidi kesmişti. Bu dönemde sürekli kitap okumama izin verildi. Halk kütüphanesinden temin edilen, ihmal edilmiş, sınıflandırıp katalog için hazırlamak üzere bana emanet edilen kitapları okuyordum. Bir gün daha önce

OKUMAK İÇİN TIKLA

Göğsünde yürek yerine bir “idare lambası” yanan Yahya Kemal – Mina Urgan

Yahya Kemal usta bir Şair, ama küçük bir insandı. Onu tanımadan yalnız şiirlerini okuyanlara gıpta ediyorum. Ne yazık ki, ben yakından tanıdım onu. Nâzım Hikmet’in bir şiirinde dediği gibi, göğsünde yürek yerine bir “idare lambası” yanardı. O idare lambasının cılız ışığı bile sönerdi zaman zaman. Üvey babamın yalancısıyım ama, Falih

OKUMAK İÇİN TIKLA

Birden Friedrich Engels döndü ve Rusça Puşkin’den bir şiir okudu

Konuklar arasında hararetli tartışmalar yapılıyordu, herkes heyecanlanmış, bağırıyor ve Engels’in soruyu yanıtlaması isteniyordu. Birden Engels bana döndü ve benim hiçbir yabancı dil bilmediğimi dikkate alarak, Rusça konuştu. Puşkin’den aktarıyordu: V Yalnızca raslansal eğitim Bize kural diye verdikleri Bizimle şöhretleri çökecek Çünkü ancak ahmaklar öğrenir Kaskatı ve kuşkuya kapılmayan Kafalar birleşti

OKUMAK İÇİN TIKLA

Herkesin Bildiği Sır: Dersim – Derleyen: Şükrü Aslan

Bir eski öyküdür bileceksiniz Masallardan kalmıştır Dersim Ülkemin ortasında gizli Yanık bir türküdür Dersim Yıl otuz sekizdi dağlarda İri ceviz ağaçları ve atım vardı Belki bir gökyüzü savaşçısıydım Bir arpa ekmeği kadar sıcaktı Toprağım, karım ve çocuklarım Oysa soğuk bir kuştur Parıldar süngü Bana niçin uzaksın düşündün mü? Kurda kuşa

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tamama – Pontus’un Yitik Kızı – Yorgo Andreadis

“Savaşın güzeli, adili olmaz. Bütün savaşlar gaddarcadır ve katılanları kötüleştirir, onun ardında yatan ne olursa olsun… Din savaşları, ulusal ve ırk adına yapılan savaşlar, kardeş kavgaları, insanların içinde sakladığı en kötü özellikleri gün ışığına çıkarır. Tamama’nın gerçeklere dayalı öyküsünü anlatan bu çalışmada, bir yanda sadece savaşın kötü bir şey olduğunu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ermeni bir ruhaninin gözünden aymazlıklarımız – Ragıp Zarakolu

Ermeni, Türk ya da Kürt ortak noktamız aymazlık galiba. Tüm “ötekilerin” de diye ekleyebiliriz belki. Örneğin Krikor (Grigoris) Balakyan’ın Ermeni Golgotası adlı kitabı, önemli bir kaynak olmasına karşın, kitabın İngilizce ve Fransızcaya çevrilmesi için 2000’li yılları beklemek gerekti. Bunun nedenlerinden biri, kitabın son derece çarpıcı tanıklıkları barındırmasına karşın o dönemde

OKUMAK İÇİN TIKLA