Kategori: İnceleme

Kusursuzluğun o ürkütücü sessizliğiyle Metin Altıok – Turgut Uyar

Metin Altıok birden yetkin bir ozan olarak çıkıyor karşımıza. Kusursuzluğun o ürkütücü sessizliğiyle. Acı, gittiğini geri dönen yavaş at, Gizli ve tekinsiz öksesi yaşamanın Umulmadık sevinçleri tattıran bize, Renklendiren bir kuşun kanadını. Ve gece söküp gündüz örerek, Var gibi gösteren hiç olmayan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yüreği bungun bir şair: Metin Altıok – Ahmet Telli

Metin Altıok önce Soyut dergisinde şiirler yayımlar. Ancak, Köken dergisindeki yazıları onun çıkışında daha önem taşır kanısındayım. Plastik sanatlara yönelik bir dergiydi Köken. Bu dergideki yazılarıyla felsefe, plastik sanatlar ve şiirle bütünleşikli bir sanat anlayışını sergilediği söylenebilir Altıok’un.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nazım Hikmet’in Stalin şiiri – Abidin Dino

1953 yılında Sofya’da Türkçe olarak yayımlanan Nazım Hikmet’in binlerce basılmış tüm eserlerinde “5 Mart 1953” adı altında Stalin’i öven bir şiir yayımlanmış. Yıllar geçmiş. 1983’te Nedim Gürsel bu şiiri Moskova Edebiyat Arşivi’nde bulmuş! Zaten birkaç bin basılıp okunmuş kitapta var olan bir şiiri arşivlerde keşfetmek pek marifet olmadığına göre doğal

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karakterin Yapısı ve Oluşumu – Alfred Adler

Bir karakter özelliği denilince, yaşamın karşısına çıkardığı ödevlerin üstesinden gelmeye çalışan bir insanda belirli bir ruhsal dışavurumun ön plana çıkması anlaşılır. Buna göre “karakter”, toplumsal bir kavramdır. Bir karakter özelliğinden söz açılabilmesi için, insanın çevreyle ilişkisinin göz önünde tutulması gerekir. Örneğin Robinson’un nasıl bir karakter sahibi olduğu hiç önem taşımaz.

OKUMAK İÇİN TIKLA

İtalo Calvino: Örümceklerin Yuvalandığı Patika, yazdığım ilk roman

SUNUŞ Bu, yazdığım ilk roman; birkaç öyküm bir yana bırakılırsa, yazdığım ilk şey olduğunu bile söyleyebilirim. Şimdi elime aldığımda, nasıl bir etki yaratıyor üzerimde? Onu kendi yapıtlarımdan biri gibi değil de, daha çok, İkinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra, bir çağın genel ikliminden, ahlaki bir gerilimden, bizim kuşağımızın benimsediği bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karakter Gelişiminde Toplumsallık Duygusunun Önemi – Alfred Adler

Karakterin inşasında güçlülük eğilim ve çabasının yanı sıra ikinci bir etken olarak toplumsallık duygusu alabildiğine büyük rol oynar. Saygınlık eğilimi gibi, çocuğun ruhunda ilk duygu kıpırdanışlarının baş gösterdiği bir dönemde çevreyle ilişki kurma eğilimi kılığında açığa vurur kendini. Toplumsallık duygusunun oluşumunu hazırlayan koşulları bir başka yerde görmüştük, şimdi bunlara yalnız

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Gece”nin karanlığı aydınlatsın bizleri…

Aydınlık, karanlık, gece, gündüz, işçi, insan kelimeleri kendi anlamlarına gelmez artık bu dilde. Tıpkı bugün demokrasi, barış, savaş, olağanüstü hâl, seçim, millet, irade, sokak ve gazetecinin asıl anlamlarına gelmediği gibi… Bilge Karasu’nun 1975-1976 yılları arasında yazdığı, ilk basımı 1985 yılında gerçekleştirilen ve 1991 yılında “Pegasus Edebiyat Ödülü”nü kazanan Gece romanı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sevgi Soysal, 12 Mart, Yıldırım Bölge ve Şafak – Seval Şahin

Sevgi Soysal, 12 Mart askeri darbesinin ardından tutuklanıp iki kez kaldığı Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’ndaki anılarını anlattığı aynı adlı kitabının başında şöyle der: “12 Mart’ın gelip de kazma kürek yerine insan yakmaya başladığı dönemde insan yakmanın –tutuklamakla insanlar ne kadar yakılabilirse- türlü yolları vardı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gizli Emir: Bir OHAL romanı – Ahmet Ergenç

Melih Cevdet’in Gizli Emir’i nedense bizim ‘darbe/ sıkıyönetim dönemi edebiyatı’ kanonuna pek dâhil edilmez, hâlbuki olağanüstü hal denilen şeyin tuhaf mantığını soğuk metaforlarla en iyi anlatan fikir romanlarından biri. Fikir romanı diyorum çünkü yayımlandığı zamana (1969) özgü tarihsel ve coğrafi detaylardan çok zamansız- mekânsız bir bakışla, dünyanın herhangi bir yerinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Stendhal; “Kırmızı ve Siyah” – A.Ömer Türkeş

Adını ordunun kırmızı giysileri ile ruhban sınıfının siyah cüppelerinden alır “Kırmızı ve Siyah”. Hikaye Kral X. Charles’in tahtta oturduğu 1820’lerde geçer. Verrieres köyünden Julien Sorel isimli akıllı ve yükselme tutkuları ile dolu bir gencin hayatı üzerinden dönemin Fransa’sının bütün kesimlerine yönelik ağır bir eleştiri yöneltir Stendhal.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilim İnsanlarına Göre Zihinsel Anlamda Çok Güçlü Olduğunuzu Gösteren 17 İşaret

Zihinsel olarak güçlü olmak ve kalmak zordur; ve bunu yapabilmeyi öğrenmesi vakit alır. “13 Things Mentally Strong People Don’t Do” isimli kitabında, psikoterapist Amy Morin zihinsel olarak güçlü insanların yaptıklarını ve yapmadıklarını incelemiş. Morin’e ve diğer araştırmacı bilim insanlarına göre, zihnen kuvvetli biri olduğunuzu gösteren işaretler şöyle:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Filozoflar dünyayı değiştirmelidir

Marx’ın en önemli katkısı, düşünce ve eylemi birleştirmiş olmasıdır. O, felsefenin bu yeni boyutuna, maddi temeline oturtulan Hegelci diyalektik ve politik mücadelenin doğrudan deneyimi yoluyla ulaşır. Marx, Hegelci üslubu son derece özgürce ve büyük bir ustalıkla kullandı. Hegelci düşünce ve anlatım yöntemini öylesine özümsemişti ki, onun ilk yapıtlarını anlamakta, çağdaşlarına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sâdık Hidâyet’in Mektupları – Mehmet Kanar

Sâdık Hidâyet’in elimizdeki mektupları 22 yaşından ölümüne kadarki döneme aittir. Bu mektupların büyük bir kısmının ortak yanı ise mizah ağırlıklı oluşudur. Yazdığı mektuplar daha çok Avrupa’daki öğrenim dönemine, Hindistan’a yaptığı gezi yıllarına ve bunu izleyen çökkünlük dönemine aittir.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Orhan Veli: Değişmemek – Murat Belge

Şu günlerde, içinde Orhan Veli’nin de olduğu edebi tema üstüne bir yazı hazırlamaktayım. Onun için de Orhan Veli’nin toplanmış yazılarını okuyorum. Bunların küçük bir kısmı daha “siyasi” denebilecek konularda, büyük kısmı ise edebiyat üstüne; ama kültürle siyasetin kesiştiği alanlarda Orhan Veli’nin söyledikleri, bu yeni okuma sırasında, ilginç geldi.

OKUMAK İÇİN TIKLA

İç Monolog ve Bilinç Akımı – Cemal Süreya

Bilinç akımı (courant de conscience) ve iç monolog (monologue intérieur). Roman üstüne yazılmış yazılarda bu iki kavrama sık sık rastlanıyor. Kimi zaman öyle rastlanıyor ki okur bunların bambaşka, birbiriyle ilgisiz şeyler olduğu sanısına kapılabiliyor. Çünkü bakıyorsunuz, Tolstoy üstüne yazılmış bir yazıda bu yazarın yapıtının iç monologlarla geliştiği belirtilirken, Virginia Woolf’un

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Yanılsamanın Topografyası Olarak Aşkın Zihinsel Haritalarında Schopenhauer Okumaları

İnsanın tanrıları mümkün olduğunca fazla görmesini sağlayan kutsal bir bilgi olarak aşk, özneyi tanrılar dünyasına aktarmak için önemli bir işlev yüklenir. Aşk, arzunun kalın katmanları arasında geçiş sağlamak için gerekli ağır bir alettir. Değişik duygu katmanları arasında sert geçişkenlik aslında bir sıçramaya işaret eder ve bu sıçrama, öznenin bütün metafiziğini mitler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cadı Avının Tarihi

Tarihte ilk olarak eski Roma’da karşımıza çıkan cadıları Ortaçağ boyunca ve yakın tarihe kadar Avrupa’nın her ülkesinde ve yakın bir döneme kadar da Güney Afrika’da bulmak mümkün. 430′lu yıllarda büyü, iyi veya kötü bir özellik taşıyıp taşımamasına bakılmaksızın şeytanla yapılmış bir anlaşmanın sonucu olarak kabul edildi; oysa eski Roma’da sadece

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gürültülü Bir Dünyada Oluşan Mahremiyet; Sadık Hidayet – Alacakaranlık

İçinde bulunduğumuz ve çok umutlar besleyerek karşıladığımız yeni yüzyılımız tam bir hayal kırıklığı insanlık için. Savaş Felsefesi, büyük umutlarımızın yerine, yüzyılımıza hâkim oldu. Görünmez kara bir el insanlığın en ücra köşelerine kadar sızıp onun güçsüzlüklerinin, zaaflarının, acımasızlığının, kendi türünü ezme, hatta yok etme istencinin kaynağını oluşturdu.

OKUMAK İÇİN TIKLA