Kategori: Romanlar

Bir öncü yazar ve roman: Henry Fielding, Tom Jones

Henry Fielding’ten söz ederken, onun romancı yanı kadar roman kuramcısı ve eleştirmeni özelliğine de değinmek gerekir. Çünkü, roman yazımının en sorunlu yanlarından birisi olan “anlatıcının kimliği” meselesini ilk tartışan kişidir Henry Fielding. Öyküyü aktarma görevini romanda hiç yer almayan “bilinmeyen bir üçüncü şahsa” vererek, yazarlar arasında en yaygın olarak kullanılan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Örgütlenmemiş bir memnuniyetsizlik, örgütlü bir terörle asla baş edemez.

Zweig’ın Diktatör’e ithafıdır Mağdurken mağrur olan, iktidarın bozduğu bir şahsiyettir Jean Calvin. Reform’u başlatan Luther’in yanında saf tuttuğu için Fransa’dan Basel’e kaçmak zorunda kalır. Dinin dönüşmekte olduğu Cenevre?de belediye meclisi onu küçük bir maaşla vaiz olarak atar. Eğer önemsemedikleri bu işsiz kaçağın, “Vaizler en üsttekilerden en alttakilere, herkese emir verebilir”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Devrimci Burjuva Yazarlarının Konaklarda Gördükleri – B.Sadık Albayrak

Geçen yazıda Nahit Sırrı Örik’in Sultan Hamid Düşerken romanına eğilmiştik ve romanın günümüze taşıdığı devrim sahnelerine bakmıştık. Gerçekçi yazar, devrimin gerekliliğini, hayatı asalaklık üzerine kurulu ve çürümüş egemen sınıfın tasvirinde, Nimet’in halka bakışında, rüşvetle elde edilen konak ve yalılardaki doymaz servet ve iktidar hırslarıyla, genç ve saf devrimciye pençesini geçirip

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saramago Okurları Yaşıyor – Zafer Köse

Olay örgüsü gelişirken Saramago ölüyor; bir roman kahramanı değil, bu kez yazar ölüyor. Kurgunun bir parçasına dönüşüyor bu ölüm. Toplantıda, yolculukta, komşulukta… Türlü ortamlardaki türlü işlerde sahtekarlara rastlayabilirsiniz. Bencillere, zamanınızı harcayanlara, zorbalara. Kötülere. Kötülükten kaçmak imkansızdır bazen. Ama kötü insan olmamak her zaman mümkün! İyiliğin, umudun, bütün olumsuz koşullara rağmen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Maymun bilmeye cüret ederse

Tam da goril Koko’nun Paris’te düzenlenen Dünya İklim Zirvesi’ne gönderdiği mesajın videosunun sosyal medyaya düştüğü günlerde Pierre Boulle’un Maymunlar Gezegeni’ni okudum. Ne tevafuk ama! Koko, “siz insanlar aptalsınız” diyordu. Kendi uygarlığımızın içinden o kadar zeki gözüken “homo sapiens sapiens,” yani “düşündüğünün üzerine düşünebilen” Descartes’ın o muazzam öznesi, kartların bambaşka dağıtıldığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kırmızı Saçlı Kadın’ın eleştirel okuması

Kırmızı Saçlı Kadın’ın birinci bölümünü bitirdikten sonra Orhan Pamuk’un en iyi kitaplarından biri olduğunu düşündüm. İlk bölümde Pamuk’un çok sevdiğim sohbet eder gibi anlatımıyla; aşk, baba oğul çatışması ve 80 sonrasının büyüyen İstanbul’unu oldukça etkileyici biçimde okudum. Damağımda yoğun bir Masumiyet Müzesi tadıyla devam ettim. İkinci bölüm de güzel başladı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir direnişin tarihi: İgbolar

Şiir, roman, öykü, eleştiri ve politika alanında pek çok eseri bulunan Chinua Achebe Afrika Edebiyatı’ının en önemli isimlerinden birisidir. Nazan Arıbaş Erbil’in çevirisi ile Türkçe’ye kazandırılan Afrika Üçlemesi’nden başka bir eseri Türkçe’de bulunmamaktadır. Achebe’nin kendi kültürü olan İgbo’ların beyaz adamdan öncesini ve sonrasını konu alan bu üçleme, çevirmenin Achebe’nin diline

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mavi Kumru Moteli’ndeki Memleket – Selma Sayar

Çevremdeki kitapsever arkadaşların önerileri, hakkında okuduğum yorumlar, Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandığı haberi ve Sema Kaygusuz’un adı; bunların bir araya gelmesi, Barbarın Kahkahası’nı okumak için bir heves, bir heyecan yarattı. Böyle yüksek beklentiyle bir kitaba başlamak, elbette hayal kırıklı yaşamak riskine de neden oluyor. Ama daha ilk sayfalarda felsefesi, meselesi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ne zaman aydının iktidar karşısındaki durumu söz konusu olsa, aklımıza düşen şahıslardan biri: Miguel de Unamuno

Ne zaman aydının iktidar karşısındaki, hele de baskıcı bir iktidar1 karşısındaki durumu söz konusu olsa, alması gereken tavır, geliştirmesi uygun düşen tepki tartışılsa adı ilk aklıma düşen şahıslardan biridir Miguel de Unamuno, -şüphesiz başkalarına haksızlık etmeksizin- yurtdışından Howard Zinn, Eduardo Galeano, bizden Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin gibi isimlerle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tarih, Oblomov’a yalnızca insanlığın ne kadar zavallı olduğunu öğretmişti

Oblomov böyle eve kapanıp ne yapıyordu? Okuyor mu, çalışıyor mu, yazı mı yazıyordu? Evet, eline bir kitap, bir gazete geçerse okurdu. Önemli bir eser çıktığını duyunca da okumaya heveslenirdi; kitabı elde etmeye çalışır, ondan bundan ister, çabuk getirirlerse okumaya koyulurdu. Konuyu şöyle böyle anladı mı, zihni işlemeye başlardı; biraz daha

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Bu maden ocağı, dünyayı yemek üzere çökmüş, doymak bilmez bir yırtıcı hayvana benziyordu” Emile Zola

Kara bir mürekkep kadar yoğun ve karanlık gecede, düz ovada, Marchiennes’le Montsou’yu birleştiren ve pancar tarlaları arasında ip gibi uzanan yolda, bir adam tek başına yürüyordu. Bastığı yeri bile göremiyor, engebesiz vadinin uçsuz bucaksızlığını da, ancak denizi döven sağanağı andıran, çırılçıplak tarlaları ve bataklıkları yalayıp gelirken buz kesen mart rüzgârından

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanat, Hayat ve Livaneli – Zafer Köse

Başarı, mutluluk, yarı aydınlar, pop kültürü, arabesk, tek boyutlu yaşamak, itaat… Hepsiyle meselesi olan bir sanatçı, Livaneli. Rotterdam’da bir otel odası. Zülfü Livaneli birazdan dışarı çıkacak, bir sanat etkinliği için bulunduğu kentte dolaşacak. Bu gece programı yok. Çıkmadan önce bağlamasını alıp akortunu kontrol ediyor. Sazı yatağının yanına koyduktan sonra, herhalde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Viran Dağlar – Necati Cumalı

Necati Cumalı’nın üç ödüllü “Viran Dağlar” adlı romanı (Orhan Kemal Ödülü, 1995 / Yunus Nadi Ödülü, 1995 / Ömer Asım Aksoy Ödülü, 1995 ), Makedonya 1900’ün devamıdır. Fransız ordusunun Makedonyayı işgal etmesiyle dağa çıkan Zülfikar Bey’in biyoğrafisi, Necati Cumalı’nın ailesinden, Ege Bölgesine yerleşen Makedonya göçmenlerinden hayranlıkla dinlediği anılardan hayat buluyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bayram Dağı – Alisa Ganieva

Bir yanda Rus hükümeti, öbür yanda İslamcı mücahitler. Bütün bunların ortasında günlük yaşamını sürdürmeye çalışan Dağıstan halkı. Bütün bu bulanıklık içinde yönünü tayin etmeye çalışan Şamil’in hepimize tanıdık gelecek hikâyesi. Aile baskısı mı, koca baskısı mı? Şer cephesi devlet yapıları mı, kılıcından kan damlayan mücahitler mi? Bütün rejimlerin ilk önce

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sessizce Anlatan Bir Roman – Zafer Köse

Yitik Bir Aşkın Gölgesinde: Mehmed Uzun’dan Cumhuriyet’in ilk dönemindeki bir Kürt aydınının hikayesi. Bir karanlık bir aydınlık fotoğraflara bakar gibi okuyorsunuz. Bir dostunuz sizi davet etmiş. Oturmuş, karşınızdaki duvara yansıtılan fotoğrafları izliyormuşsunuz. Yavaş yavaş değişiyormuş fotoğraflar. Hemen arkanızdaki cihazdan çıkan ve omzunuzun yanından geçerek duvara ulaşan huzmenin içinde toz zerrecikleri

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kaderin Bir Cilvesi – Hasan Öztoprak

İstanbul üzerine kim bilir ne cümleler kuruldu şimdiye dek, ne sözler edildi, ne hikâyeler anlatıldı. Her defasında bu büyülü şehir biraz daha keşfedildi. Ama her yazarın keşfi başkadır. İstanbul’da zaten buna olanak verir. Hasan Öztoprak da İstanbullu bir yazar. Romanlarında İstanbul’u mekân tutmuştur. 10 yıl aradan sonra yazdığı bu dördüncü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sayısız (Savaş Tanrısına Sunulan Kurbanlar, Yeni Dünyanın Esirleri: Mülteciler) – Elvis Peeters

“Gerçek tüm çıplaklığıyla ortadaysa ona ilave edilecek fazla bir söz yoktur.” Aylardır bu gerçek daha da soyunuyor gözlerimizin önünde, modern dünyada savaş tanrısına sunulan kurbanlar, yani mülteciler, yani ülkesinden sürülenler, yani evsiz barksız bırakılanlar, yani hayatsız, susuz, soluksuz kalanlar. Peki, biz hangi gerçekliğin içinde yaşıyoruz? Bizim rahatımız kaç kişinin uykusuzluğuna,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalnızlar – Zaven Biberyan / Marjinalliğe zorlanmışların içeriden bakışı

Zaven Biberyan, Türkiye’nin yakın tarihine farklı bir açıdan baktığı Yalnızlar adlı bu romanında, siyasi iktidarın el değiştirmesiyle toplumun da hızlı bir dönüşüm geçirmeye başladığı 1950’li yılların başlarında, İstanbul’un Anadolu yakasında bir sayfiye yerinde, Erenköy’de, bir yaz hafta sonunda yaşananları anlatıyor. Yazar, bu iki günde yaşananlarla, toplumsal sınıfların ve beraberinde çeşitli

OKUMAK İÇİN TIKLA

Herkes Tek Başına Ölür – Hans Fallada

“Bir kişi mi savaşır, on bin kişi mi, bu hiç önemli değildir! Eğer tek bir insan savaşması gerektiğini kavramışsa savaşmalıdır!” Dünya klasiklerinin unutulmuş eserlerinden biri olan Herkes Tek Başına Ölür, ilk baskısından yaklaşık altmış yıl sonra tekrar okurlara kavuşarak hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsrail’de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dünya edebiyatının en büyük aşk romanlarından biri: “Genç Werther’in Acıları”

“Genç Werther’in Acıları” Üzerine Birkaç Düşünce Goethe, “Genç Werther’in Acıları” romanını 1774 yılının Şubat-Mayıs ayları arasında yazdı. Aynı yılın güzünde ilk kez yayımladı. Okurlar üzerinde beklenmedik yoğunlukta etki yaratan roman, kısa sürede birçok Avrupa diline çevrildi, aynı etkiyi diğer dillerin okurları üzerinde de bıraktı. 18. yüzyıl Almanyası’nda bireysel özgürlüğün gündeme

OKUMAK İÇİN TIKLA