Bir Soykırım Tarihi (20 Yıl Sonra Ermeni Tabusu Davası) – Yves Ternon

Türkiye kamuoyu Ermeni sorununa ilişkin ancak tek taraflı, resmi bir bilgilendirmeye sahip. 1915 yılında ne oldu sorusuna verilen yanıt ise; “soykırım olmadı” , “karşılıklı çatışmaydı”, “savaş hali vardı” , “önce onlar saldırdı” biçiminde yani olayların inkarından çok nitelik ve niceliğini tartışmaktan ibaret. Peki, karşı tarafın tezleri ne? Bu, Türkiye kamuoyunca

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalan – Fikret Başkaya

Kavramların ortaya çıkışı, kullanım yoğunluğu ve harekete geçirici etkisiyle, mücadelenin seyri arasında birebir ilişki var. Ne zaman kitle hareketi yükselse, kavramlar da sahneye çıkıyor ve etkin birer araç haline geliyor. Mesela kolonyalizme karşı mücadelenin güçlü olmadığı dönemlerde, kolonyalizm ve anti-kolonyalizm kavramları da ortada yoktu. Ama XX. yüzyılın ilk on yıllarından

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eylem ve Düşünce Açısından 20. Yüzyıl – Necip Alsan

Bilim için dünya, insanın elinde evirip çevirerek incelediği bir küre kadar bilinebilir bir alan haline geldi, 20. yüzyılda. Ötesine geçildi, uzayın derinliklerine ve ardından aya uzandı insanlık. Bir yandan insanlığın merak ve egemenlik tutkusu yeryüzünün sınırları dışına taşarak genişlerken, öte yandan bilimsel bilginin derinliği maddenin gözle görünmeyen birimi olan atomun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Arıza Babaların Çatlak Kızları – Ayten Kaya Görgün

Ayten Kaya Görgün’ün ilk romanı Arıza Babaların Çatlak Kızları, köyden kente göç olgusunu, Ankara’nın varoşlarında kır ve kenti iç içe yaşayan birinci ve ikinci kuşak göçmenlerin 80’lerdeki yaşam öykülerini ironik bir dille işliyor. Anadolu’nun en sahipsiz bırakılmış ıssız köşelerinden, son umutlarını toplayıp atalarından kalma toprakları terketme cesareti göstererek, Samsun Asfaltı’ndan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Düş Satıcısı – Mehmet Ercan

Dersine öylesine yoğunlaşmıştı ki kapı zilinin çaldığını geç duydu. Böyle zamanlarda saatlerin nasıl akıp gittiğini unuturdu. Başarılı bir öğrenciydi. Başarılı olmasını çalışkanlığına borçluydu. Üniversitenin üçüncü sınıfındaydı. Sınavlara hazırlanıyordu. Zilin sesini duyduğunda çalışma masasından kalktı, kapıya yöneldi. Zilin çalması kendisini rahatsız etmişti. ?Bu saate kapımızı kim çalar ki?? diye, düşündü içinden.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eylem ve Düşünce Açısından 19. Yüzyıl – Necip Alsan

19. yüzyıla devrimler ve buluşlar çağı demek yanlış olmaz. Avrupa’da milyonların toprağını kaybedip fabrikalara akmaya devam ettiği çağ. Buhar gücünün yeni bir çığır açtığı, meta üretiminin devasa ölçeklerde arttığı, milyonların aynı hızla yoksullaştığı bir çağ. Elbette bu tahterevallinin öteki ucunda da zenginliğin bir azınlığın elinde birikmesi var. Bu altüst oluşun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Fiziğin Don Kişot?u ? Güven Orhan

Yel değirmenleri hep vardı ama her dönem farklı şekillerde göründü gözümüze. Bunlara karşı savaşabilecek kahramanlarımız da oldu her zaman. Tüm romantikliğiyle hakikatlerin peşinden koşan, hatta zaman zaman ?hakikat? fikrinin yıkılmasına izin vermeyen kahramanlar. Hakikatimizi koruyan kahramanlardan biri de en az Cervantes?in olağanüstü romanındaki kadar incelikli bir espri anlayışı ile çıktı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çocuklara Doğadan Dersler – Süha Sertabiboğlu

Çocuk kitabı deyince hepimizin aklına hep iyi kalpli dedeler, melek insanlar, yardımsever polislerle dolu ve çocuklara hep, iyilik edenin iyilik bulacağı, kötülerin daima cezasını göreceği, bunun dışında bir şeyi dert etmenin gereksiz olacağı bir dünya sunan sade suya tirit hoşluklar gelir. Oysa bunlar çocukları kandırmaktan, onları hayatın kazığını yemeye hazır,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türkiye Solunun Hapishane Tarihi?ne İlişkin ? Çağlar Mirik

İki yüz yılı aşan tarihiyle hapishaneler, kuruldukları günden bu yana dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de önemli gündem maddelerinden biri oldu. Bu iki yüzyıllık süreçte gün geçtikçe yeni hapishane modelleri ve uygulama yöntemleri de ortaya çıktı. Buna bağlı olarak hapishanelerdeki uygulamalar protesto edildi. Hapishanelerde ve dışarıda kimileri ölümle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tijo Nehri kıyısında bir çocuk: Suların sessizliğinden kaçamayanlar ? Emel Güneş

Jose Saramago, en saf haliyle çocuk okuyucularının karşısına çıkarken sade ve şiirsel bir dille hikayesini aktarmış. Yazar, kendi çocukluğundan bir anıyı açık yüreklilikle paylaştığı bu kitabını hem didaktik olmadan hem de illa ki çocuklara şirin gözükmeye çalışmadan yazma başarısını göstermiş. Saramago’ nun ustalığına açılan penceresin¬den sonra, şimdi de usta Saramago’

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ol!.. – Nilay Özer

(…) bir an yarılması bu yıldırım yanılması yoksulluğun semiz bitleri çoğalırken gazla taranmış saçlarımdaki yangın ihtimali çekiyor seni aralaya -laya teneke kapıları dilimize yasaklı sözcükler iliştiren şimşekleri nekre bulutlara güvenme çünkü tersten okuyunca geri teper bu yağmur alnımıza rastlayıp duraksayan hınç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Protestodan Direnişe – Ulrike M. Meinhof

RAF’ın kurucularından Ulrike M. Meinhof, bugün hâlâ Avrupa solunun en çok tanınan ve en tartışmalı figürlerinden biri: 1970 yılında, sadece söz söylemenin bir hükmünün olmadığına kanaat getirerek, kalemle başladığı politik mücadele hayatını silahla sürdürmeye karar vermesi, Meinhof’u vicdanlara seslenmek yerine, kapitalizme karşı doğrudan eyleme girişmenin sembolü haline getirdi. Yazarın 1959-1969

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sıradanlar Arşivinde – Zafer Köse

Don Jose Nüfus Kayıt Merkezi Arşivi?nde bir yazıcıdır. İnsanların doğumu, ölümü, evlenmesi, boşanması gibi kayıtları tutmaktadır. Yıllar yılı aynı işi yapmakta, aynı hayatı yaşamaktadır. Merkez Arşiv, kişisellikleri törpüleyen, tekdüze hareketlerle çalışılan bir yer. Katı, hiyerarşik bir ortam. Arşiv?de, genel olarak iki ayrı bölmeye toplanmış da olsa, sağlarla ölülerin dosyaları iç

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sözcükleri Sıcak Tutmak – Duran Aydın

Her ne kadar ak kâğıt üstünde kaleminiz kayıyor; sözcükler cilveli bir güzel olup sizinle oynaşıyor, kışkırtıyor, diyelim ?taciz ediyor?sa da; ele geçmesi oldukça zor o sayılı anlarda, hemen daha oracıkta sevişmeye soyunacağınız bir şiir, öykü, deneme, günlük, roman? neyse onunla ?mutlu son?a ulaşmanız, sanıldığı gibi hiç de öyle tereyağından kıl

OKUMAK İÇİN TIKLA

Estetik Kalkışma (Roman – Öykü Nasıl Yazılmalı, Nasıl Okunmalı) – Cengiz Gündoğdu

Bu yapıtta iki amaç güttüm. İlki, gerçeki bir roman gerçekçi bir öyküyü estetik konuma getiren öğeleri örneklerle göstermek. Ama şu bilinmeli. Gerçekçi öykü, gerçekçi roman yazmak için bunlar yeterli değildir. Yazarda gerçekliği derinden kavrama gücü, sağlıklı tür bilinci, bir de düş gücü olmalıdır. İkinci amaç okurlar için. Türkiye’de okur, bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şairlerimizin Diliyle Barış – Asım Bezirci

Şairlerimizin Diliyle Barış, Asım Bezirci’nin, yayınevimizin daha önce yayınlanan Halkımızın Diliyle Barış Şiirleri’nin devamı niteliğinde. Kitap, “Şirimizde Barış” ve “Barış Şiirleri” adlı iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde önce savaş ve barışın tanımları yapılıyor, özellikleri anlatılıyor, haklı ve haksız savaşlar üzerinde duruluyor. Devamında Balkan, Birinci Dünya, İkinci Dünya, Kore ve Vietnam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Altın Buzağı – İlya İlf ve Yevgeni Petrof

Altın Buzağı, bir mizah romanı; “On İki Sandalye´´nin devamı niteliğinde. İlya İlf ile Yevgeni Petrov adlı iki gazetecinin imzasını taşıyan kitap, On İki Sandalye gibi, yeni yeni oturmakta olan Sovyet sisteminde hala varlığını sürdüren aksaklıkları hedefe koyuyor. Sovyet mizahının başyapıtları arasında sayılan bu romanların ilkinde yazarlar 12 sandalyenin peşi sıra

OKUMAK İÇİN TIKLA

Köprülerim – Howard Fast

Köprülerim, bir yandan Hıristiyan bir dünyada acılar yaşayan Yahudilerin öyküsünü dile getirirken, onların yaşadığı soykırımı anlatırken, tam bir serüven, umut ve umarsızlık romanıdır; öte yandan ölümü, yıkımı anlatmakla yetinmeyip etkileyen, acı veren bir aşkı da dile getirir; tanımadığı, hayalini bile kurmadığı bir dünyayla karşı karşıya gelen Hristiyan bir Amerikalının öyküsüne

OKUMAK İÇİN TIKLA

On İki Sandalye – İlya İlf ve Yevgeni Petrof

Türkiye?de ilk kez basılan On İki Sandalye, hemen her Sovyet yurttaşının okuyup filmini izlediği, pek çok dile çevrilmiş bir mizah klasiğidir. İlya İlf ve Yevgeni Petrof adlı iki gazeteci tarafından 1928 yılında yazılan bu popüler mizah romanında, yeni yeni oturmakta olan Sovyet sisteminde hâlâ varlığını sürdüren bürokratizm, yetkiyi kötüye kullanma,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Etik Nedir? – Fred Feldman

Çoğumuz ahlaki görüşler hakkında epeyce eksik bir sınıflandırma yaparız. Belli türdeki davranışların ahlaken doğru olduğuna, belli türdeki davranışların ise ahlaken yanlış olduğuna inanırız. Bazı davranış türleri hakkında ise ne düşüneceğimizi bilemeyiz. Fakat nedenler sıralamamız gerektiğinde, bazen daha baştan kafa karışıklığı sergileriz. Bir mesele hakkında düşünürken, görüşümüzü genellikle bir ilkeye başvurarak

OKUMAK İÇİN TIKLA