Etiket: Dağhan Dönmez

Varlığın kökenine yolculuk – Dağhan Dönmez

İnsanın temel açmazıdır, sınırlı beden ile sınırsız tahayyül yetisi arasındaki pinpon topu devinimi. Elbette akledebilen tek varlık değildir insan. Ancak, düşündükleri üzerine düşünebilen biricik varlıktır. Kendine dışarıdan bakabilen… Bir nevi tanrısal! Teori kurabilen iki ayaklı… Teori kelimesinin kökeni de, izlemekten, seyirden gelir. Tanrı, seyredendir çünkü. Teoloji o kelimenin türevi. Güçlü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Duvar Yazıları – Dağhan Dönmez

“Onun taşıdığı seste çağdaş şiir yolumuzun bütün duraklarının izlerini bulmanız mümkün. Kendi sesini kurabilme yolculuğunda umutlu bir bakış, yeni bir söyleyişle karşılıyor bizi Duvar Yazıları.” Feridun Andaç “Bizde şair çoktur. Şiir de çoktur ama şairden azdır. Dağhan şair, şiir yazıyor. Kumral ve gece laciverdi gece bir şiir.” Haldun Çubukçu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karanlığa Mektuplar / Kayıtsızlık Şenliğinden Balon Uçurmak! – Dağhan Dönmez

Hayatta her şey anlamdır. Işıksız, kımıltısız bir gecede, gökyüzünde romantik çağrışımlar yapan yıldızlar dahi, uzak gezegenlerdeki yaşantıları taşır belleğimize. Kahvemden bir yudum alıyorum. Bir çırpıda okuduğum kitabın, son sayfalarını okumamak adına kendime direniyorum Tatlı bir direniş bu! Saygıdeğer okur, bazı kitaplar hiç bitmesin istersiniz. “Kayıtsızlık Şenliği” de bende bu hissi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Küçük çocuğun zihnindeki ev… Dağhan Dönmez

Dışarıda yağmur, ürkek adımlarla yağıyor. Camlarda kesif bir buğu… Pencereye yanaşıyor küçük çocuk. İşaret parmağıyla, dumanı andıran cama ev resmi çiziyor. Altı yaşında; plazalarla, gökdelenlerle, hiç olmadı toplu konutlarla büyümüş bir çocuk “Bak anne” diyor; “Ev çizdim!” Dikkatinizi çekmiş midir bilmiyorum; bugünün çocukları hala tek katlı, bahçe içinde bir dağ

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dostoyevski Aramızda Olsaydı! – Dağhan Dönmez

Evet, on dokuzuncu yüzyıl insanının her şeyden önce karaktersiz olması gerekir, böyle olmak zorundadır. Karakterli olan insan ise herşeyden önce dar kafalıdır. Dostoyevski-Yeraltından Notlar Günlerden bir gün İlber Hoca’nın dersine üç öğrenci girer; girer girmesine de geç girer. İlber Hoca sorar: “Neredeydiniz?” Konuşma nasıl olduysa, öğrencilerin kredi notunu bilmemesine kadar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bana esmeyi anlat, esip geçmeyi anlat? – Dağhan Dönmez

Akşamın kızıllığı, basit bir sıyrık gibi göğü kanatıyor. Usulca yapıyor bu işi, sinsice. Kulağıma anlamını bilmediğim, başka bir dilin kelimeleriyle yüklü ezgiler çalınıyor. Hafif, uçarcasına bir müzik? Parmaklarım tuşlara dokunuyor, bir kadına dokunur gibi. Zihnimden akan görünmez harfleri, toparlamaya; hale yola koymaya çabalıyorum. ?Edebiyat parçalıyorum? belki de? Bilerek yapıyorum bunu.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Alnı sargılı, yüzünden kanlar akan adam? Dağhan Dönmez

10 Temmuz 2011 tarihinde sıcak bir Cumartesi günüydü. Bayraklarla, flamalarla dolu yüzlerce araçlık konvoy, öğle saatlerinde Bolu Dağı?ndaki Topuk Yaylası?na ulaşmıştı. Yaylaya çıkan toprak yollarda, köylü çocukları araçlara su taşıyor, alkış tutuyordu. Gözlerinin içinde, kasabaya sinema gelişini gören çocukların sevincine benzer bir sevinç vardı. Fenerbahçe geliyordu ne de olsa. Neye

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tramvay’ın Kanlı Yolu – Taksim – Dağhan Dönmez

?Kapadım balkonumu, duymak istemiyorum çünkü ağıtları, ama külrengi duvarlar arkasından, bir şey duyulmuyor ağıttan başka?? (Türkçesi: Erdal Alova) Bu satırların sahibi, İspanya İç Savaşı?nın başlarında General Franco?nun faşist askerleri tarafından kurşuna dizilen şair Federico Garcia Lorca?dır. Yüzlerce haneye ateş düşüren, binlerce insanın ölümüne sebep olan savaşın, su üstünde kalan kısmıdır

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın”

Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı… Bir ölüm düşünün. Uzun?Uzun gecelerden daha uzun, karanlık bir ölüm? Sinsi olduğu kadar aleni? Toprağın fersah fersah altında, sessiz, kımıltısız ve bir o kadar da çığlık çığlığa? Madencinin sesi kısıktır oysa. Çığlığı kuru? 1500 lira maaşla çalışır; daima başkalarına çalışır. Kirasını öder, çocuğuna bez alır,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gölgesi Çalınan Çocuklar – Dağhan Dönmez

Pi?nin Yaşamı filmini bilenler bilir. Roman uyarlaması filmde, bir çocuğun sirk hayvanlarıyla dolu kayıkta, hayatta kalma çabası konu alınır. Kaplanın ortaya çıktığı ana kadar çakal, maymun ve zebra eşlik eder yolculuğa. İzleyenler katılır mı bilmem ama bence filmin en üzerinde durulması gereken sahneleridir bu bölümdekiler. Zira çakal, değişen şartlardan, okyanusun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Borges?in Ötesinde? – Dağhan Dönmez

Körlük görmemek değil, görmediğini bilmemektir. Zweıg?ın ?Satranç?ı, Gestapo faşizminin izlerini taşıdığı kadar; psikolojik öğeler de ihtiva eden, kusursuz bir gerilim öyküsüdür. Ancak bana kalırsa kitabın en göz alıcı özelliği, hikayenin ana karakteri Dr.B?nin, aylarca hücre hapsine kapatılmışken; bir sorgulama öncesi bekletildiği odada, askıdaki montun cebinden satranç kitabı çalmasıyla hayata tutunmasıdır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal?in Kırk Yıllık Sırrı! / Tek Kanatlı Kuş – Dağhan Dönmez

Büyük bir yazarın alamet-i farikası, okuru kendi tenhalığına sürüklemesi; daha önce hiç koyulmadığı bir yola düşürmesidir Bundandır her büyük kalemin mayasında, bir hayal mühendisi oluşu; bir inşacı! Yaşar Kemal de böylesidir işte. ? Alabildiğine bir dil kentinin inşacısı? O kapıdan içeri girdiğinizde, her şeyi kendine özgü bulursunuz. Her şey Yaşar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şair dediğin, yaramaz çocuk! – Dağhan Dönmez

Doğu kentlerinin kum rengi hükümranlığından, İstanbul?a dönmüştüm. Griyi özlemiştim; grinin o menevişli halini? İstiklal Caddesi; insan kalabalığı, tramvay çanları ve dükkanlardan yükselen melodileri ile bir yanardağ ağzı gibi içine almıştı beni. Köşe başında, kucak dolusu kitapla bağıran bir adam gördüm. ?Şiirlerimi okumak ister misiniz?? diye soruyordu. Oysa aynı kaldırımlara, henüz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kredi Kartı Edebiyatın Ürünüdür! – Dağhan Dönmez

Dünya böylesine güzel olur muydu yine diplomasını çerçeveleyip para kazanma derdine düşseydi Dr. Che yüreğini dağlara asmak yerine Sunay Akın Sanatın zinhar muhafazakar olması fermanı, ?ucube? nitelemesi suretiyle eleştiri terminolojisine yapılan katkı, tiyatro oyunlarından suç peyda edilmesi, yazılmamış kitaba darbe donu biçilmesi,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Miller! Haz peşindeki filozof? – Dağhan Dönmez

Max Horkheimer ve Theodor Adorno?nun 1956 yılında yeni bir Komünist Manifesto yazma niyetiyle gerçekleştirdikleri, üç hafta süren tartışmaları bir kitapta toplanmış ve bu yıl içerisinde Metis Yayınları tarafından ?Teori ve Pratik Üzerine Bir Tartışma (1956)? adıyla dilimize kazandırılmıştır. İşte o kitabın 17.-18. sayfalarında Adorno şöyle der: ??Çalışma ideolojisine kapılmamamız gerekir,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sadece Karanlığa Mektuplar! – Dağhan Dönmez

Saygıdeğer okur, bugüne değin yazılarımı hep aynı sesleniş ile bitirdim: ?Çünkü kitap karanlığa gönderilmiş mektuptur!? Bir kitabın saman kağıtları arasından, zihnin dehlizlerine fısıldanan her kelime, her satır; büyük karanlığımıza tutulan fenerdir diye düşündüğümden? Tıpkı Divan şairi Necati?nin o beyitindeki gibi: Görünen yıldız değil yer yer delinmiştir felek Gün yüzünün hasretiyle

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karanlığa Mektuplar / Seraphita, Bir Ömürlük Kitap! – Dağhan Dönmez

“Belki de ölüler, çözülecek bir sır kalmadığı için suskundurlar.” Kumral ??Bu eser neden bilhassa sizin gibi, yalnızlık sayesinde dünyanın bayağılıklarından korunmuş şu soylu ruhlara ait olmasın?? İthaf yazısında böyle der Balzac, Madam Eveline de Honska?ya. Tıpkı Nıetzsche?nin Zerdüşt?ü gibi ruhun tekamülü için tenha bir coğrafyayı mesken tutmuş; adeta mitolojik, münzevi bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Karanlığa Mektuplar / Tezgahımda Şiirler – Dağhan Dönmez

Çağımızda Türk şiirindeki temel sorunun, toplumsal hayatın izdüşümü olarak; ?farklılaşma? çabası olduğunu düşünürüm. Elbette ki, kendi şiirini kurmak, üslup sahibi olmak şairin aşması gereken ilk eşiktir. Gel gelelim, mevzu bahis farklı olma gayreti başkadır. Nüfus artışına paralel, daralan imkanların ve bozulan arz/talep dengesinin nihayetinde, kişiler düzen muhalifi olamamakta mamafih ?moda

OKUMAK İÇİN TIKLA