Etiket: Evrensel Basım Yayın

Eylem ve Düşünce Açısından 19. Yüzyıl – Necip Alsan

19. yüzyıla devrimler ve buluşlar çağı demek yanlış olmaz. Avrupa’da milyonların toprağını kaybedip fabrikalara akmaya devam ettiği çağ. Buhar gücünün yeni bir çığır açtığı, meta üretiminin devasa ölçeklerde arttığı, milyonların aynı hızla yoksullaştığı bir çağ. Elbette bu tahterevallinin öteki ucunda da zenginliğin bir azınlığın elinde birikmesi var. Bu altüst oluşun

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şairlerimizin Diliyle Barış – Asım Bezirci

Şairlerimizin Diliyle Barış, Asım Bezirci’nin, yayınevimizin daha önce yayınlanan Halkımızın Diliyle Barış Şiirleri’nin devamı niteliğinde. Kitap, “Şirimizde Barış” ve “Barış Şiirleri” adlı iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde önce savaş ve barışın tanımları yapılıyor, özellikleri anlatılıyor, haklı ve haksız savaşlar üzerinde duruluyor. Devamında Balkan, Birinci Dünya, İkinci Dünya, Kore ve Vietnam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deprem 7.2 Irkçılık 77.2 – Tevfik Taş

Irkçılık, insanca ve sevgili hiçbir alanda yer bulamayan duyguların, davranış kalıplarının, devlet politikası ve savaş aracı haline getirilmesidir. Dur durak bilmeden savaşlar, yangınlar çıkaran bu olgu, insanlığın çöp tenekesidir. “Deprem 7.2 Irkçılık 77.2” başlığını taşıyan bu çalışma, Van-Erçiş’te meydana gelen depremden sonra, Türkiye’de ağır bir hastanın kendini koyvermesi gibi bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kızak – Yusuf Nazım

Doğa-insan ilişkisi, Yusuf Nazım’ın öykülerini canlı ve çarpıcı kılan en önemli özelliklerinden biri. Çünkü onun öykülerindeki gidilmedik, bilinmedik uzaklıktaki doğa, bütün çekilen, çektirilen acıları, baskıları, işkenceleri görüp duyandır. Bilene, bilmeyene de yayacak olan odur. Rüzgârlarıyla, fırtınalarıyla, tipileriyle yapacaktır bunu. Görene, görmeyene, duyana, duymayana Yusuf Nazım’ın öykülerinin eşliğinde ulaştıracaktır.  Adnan Özyalçıner

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ülkem Toprağım ve Halkım – Pablo Miranda

Pablo Miranda’nın yayınevimizce Ülkem, Toprağım ve Halkım adıyla yayınlanan bu çalışması, “bize anlatılan tarih” diye başlıyor ve egemenlerin yapıp ettikleriyle başlayıp biten bir tarih anlayışını eleştiriyor. Ardından, okul sıralarında okutulan resmî tarih yerine Ekvador halklarının tarihini yazmaya koyuluyor; Ekvador’un doğal güzelliklerinin, verimli topraklarının içinde yoksul bırakılan, sömürülen halkların tarihini… Ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Medya Gözcüsü – Esra Arsan

İnternet ya da gazete arşivlerinde kaybolup gideceği yerde, derli toplu bir kitap olarak ve her halükarda fikir ve yaklaşım birliği oluşturan bu makaleler, Türk egemen medyasının perişan halini somut olarak gözler önüne seriyor. Ele aldığı konuların çeşitliliği bir yana, hangi konuyu işlerse onu mutlaka hem genel gazetecilik pratiği ve teorisi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ekmeği Taştan – Jean Freville

“Goncourt ödülüne layık, özlü, çok güzel bir kitap. Gelecekteki kitaplarınızla bu ödülü hak edeceğinizi umuyorum, zira böylesi bir yapıt gelecek hakkında da çok şeyler vaat ediyor.” Roman Rolland “Nazi işgalinin kanlı karanlığı içinde, Ekmeği Taştan, bana 1936 yılının güneşli günlerini yaşattı yeni baştan.” Jaques Duclos

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yüzümde Nazım İzi Var (Nazım’ın Bursa’daki İnsanları) – Güney Özkılınç

Yaşamının 13 yıla yakını hapishanelerde geçen Nâzım Hikmet, Bursa Cezaevinde 11 yıla yakın tutsak kalmış ve Memleketimden İnsan Manzaraları, Piraye İçin Yazılmış: Saat 21- 22 Şiirleri başta olmak üzere en beğenilen eserlerini Uludağ’ın yanı başındaki bu kentte kaleme almıştır. Bursa’da yüzlerce mekânda yüzlerce tanıkla görüşülerek yapılan bu çalışmada görüldü ki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dımdım Kalesi – Ereb Şemo “İlk kürtçe romanlardan”

Kürt edebiyatının önde gelen örneklerinden biri olan Dımdım Kalesi, esin kaynağını 17’inci yüzyılda yaşanmış bir savaştan alan bir tarihsel roman. Kale, adını Kürtler’in huzurlu bir yaşam sürdüğü Dımdım Dağı’ndan alıyor. Canlı bir ticaret merkezi de olan Dımdım Kalesi, bu özelliğiyle hem Osmanlılar’ın hem de İranlılar’ın ilgisini çekmektedir. Bu yüzden de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mavi Defter – Emmanuil Kazakeviç

Mavi Defter, Lenin’in yaşamının kısa ama son derece hareketli bir kesitini anlatan belgesel bir romandır. Rusya’nın en devrimci partisinin, Bolşevik Partisi’nin önderinin, yeraltına çekilme zorunda kaldığı Temmuz günlerindeki yaşamı. Kazakeviç belgesel roman türünün başarılı bir örneğini oluşturan bu kitapta, 1917 Şubat Devrimi’nden sonra, her şeyin büyük bir hızla değiştiği o

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ekmek ve Şarap – Ignazio Silone

Ignazio Silone “Ekmek ve Şarap” adlı kitabında, köy yaşamını ve ?köylü kafası?nı didik didik ederek okuyucuya sunar. Üstelik anlatılan köylüler Güney İtalyalı ve dönem de Mussolini faşizminin görkemli yılları olunca konu daha baştan ilginçleşir: Faşizmin yumruğu altındaki bir ülkede doğal afetleri Tanrı’nın öfkesiyle açıklayan köylülerin içinde isyan filizi yeşertmeye çalışan

OKUMAK İÇİN TIKLA

İlaç Endüstrisinde Küreselleşme – Claudio C. Tarabusi, Graham Vickery

İlaç Endüstrisinde Küreselleşme adlı kitap, iki bölüm halinde hazırlanan ilaç endüstrisi konulu raporun birinci bölümünden oluşmaktadır. Kitapta, uluslararası birleşmeler, alımlar ve azınlık katılımını kapsayan dolaysız yabancı yatırımlar ve firmalar arası ağlar tartışması yer alıyor. Çok uluslu ilaç şirketlerinin pazar ilişkilerinin incelendiği bu kitap, ilacın evimize gelinceye kadar hangi ticari serüvenlerden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Thomas Münzer ve Köylüler Savaşı – Maurice Pianzola

16. yüzyıl başları Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketleriyle bilinir. Bin yıla yakın süren feodal düzen tıkanmış, artık yenileşme ve ilerleme hareketlerini engelleyemez olmuştur. Özellikle Almanya’da köylü hareketleri bütün ülkede çığ gibi büyümekte ve derebeylik sistemini tehdit etmektedir. Bu dönemde Alman toplumu üç büyük kampa bölünmüştür. Bunlardan birincisi, tutucu-katolik kamp, kurulu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Beyaz Mendil – Nevzat Güngör

Nevzat Güngör, Beyaz Mendil’de insanların ellerinden zorla alınan hak ve özgürlüklerini, ayrımcılığın yarattığı çelişkileri, yaşama hakkının vazgeçilmezliğini anlatıyor. Özellikle de bütün bu demokratik haklardan yoksun bırakılan Kürt coğrafyasındaki Kürt insanının hallerini öyküleştirmiş. Bu insanların yaşadıklarını yer yer gerçeküstü gibi görünen aslında gerçeğin ta kendisi, gerçeğin de gerçeği olan bir anlatımla

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dewlet – Vladimir İlyiç Lenin

“Dewlet çi ye, çawa derketiye holê, helwesta partiya çîna karker a têdikoşe ku ji bo ji binî ve kapîtalîzmê ji holê rake, ango helwesta partiya komunîst li hemberî dewletê, divê çi be? Pirsgirêka dewletê, pirsgirêka herî zêde ku zanyar, nivîskar û fîlozofên burjûwaziyê dişewişînin, pirsgirêka herî dijwar û tevîhev e.

OKUMAK İÇİN TIKLA

19. Yüzyıl Rus Edebiyatı Üzerine Yazılar – Ö. Aydın Süer

“XIX. Yüzyıl Rus Edebiyatı”, Rus ve dünya edebiyatına damgasını vurmuş baş yapıtları, o günün toplumsal, siyasal ve edebi ortamını da göz önüne alarak ayrıntılı biçimde irdelemektedir. Kitap, kahramanların ortaya çıkışındaki etkenleri, kahramanlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları, geçirdikleri evrimin nedenlerini ortaya koymanın dışında, yazarların dünya görüşlerinin zayıf ve güçlü yönlerini, o

OKUMAK İÇİN TIKLA

Garip Nasıl Okuyacak – Adnan Özyalçıner

Anamı karların arasından, duvarın dibinde beni bekler görünce nasıl sevindim. Hiçbir şey düşünmeden koştum ona. Her şeyi unutmuştum. Anamı görüyordum yalnızca. Kar, soğuk, hepsi silinmişti. Sırtımdaki battaniye ona doğru koşarken yere düştü. Parmaklıkların orda anama kavuştum. El ele verdik parmaklıkların arasından. Bir süre durduk öyle. Anam “Üşüyeceksin, gel hele kınalım,”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kadınlar İçin Söylenmiştir / Anadolu?da Kadınların Şiirli Tarihi – Gülsüm Cengiz

Anadolu çağlar boyu acılı kadın yaşamlarına tanıklık etti. Şairlerin kıvrak, usta dilleri katıldı bu tanıklığa? 20 yıl süren bu çalışmanın amacı; insanlık tarihinin başından bu yana Ege?den Mezopotamya?ya, Karadeniz?den Akdeniz?e kadar yaşadığımız coğrafyada çeşitli evrimlerden geçmiş kadın yaşamlarına şiirli bir tanıklık sunmaktır? Şiirlerin yazıldığı dönemlerdeki toplumsal ilişkilere, değer yargılarına, kadının

OKUMAK İÇİN TIKLA

O, Memnu Elma ? Elif Kutlu

Önce kadın vardı. Kadın her şeydi. Doğurganlığı, bereketi simgeliyordu. Bu nedenle doğaya, toprağa ?ana? diye seslendiler. Yaşamın devam ettirilmesinde kadın önemliydi. Çünkü o mucizeyi gerçekleştiriyordu: Yaratıyordu/ doğuruyordu. Sonra ise her şey değişti. Sınıflı toplumlarla birlikte kadının yeri ve değeri yerle bir edildi. Kadın erkeğe ait bir meta, bir köle oldu.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Geride Kalanlar – Binnaz Öner

Doğu illerinde başlayan zorunlu Ermeni göçü, kulaktan kulağa yayılmaktaydı. Kayalık köylüleri haberi Kulağı Delik Musa’dan duyar. Osmanlı’nın savaşı bırakıp, Ermenilerle uğraşması onlara delilik gibi gelir. Hem bu topraklar onların vatanıdır. Bu arada göç yollarında yaşanan olaylar, Muhtar Kör Yusuf’u çok korkutur. Ergen kızların başlarına gelecek tehlikeleri düşünmek bile istemez.

OKUMAK İÇİN TIKLA