İktisatçıların İktisadı – Erhan Bilgin

İktisat uzun süredir günlük ekmeğimiz haline getirildi. Umutlar ekonominin iyiye gitmesi ve iyileşmesine bağlandı. Büyüme, cari açık, likidite kavramları çoktandır sohbet konularımız arasında. Siyasetçiler bile tüm kötülükleri faiz lobisinin faiz hobisine “endeksledi.” Artık ABD Merkez Bankası başkanının adını biliyor ve vereceği faiz kararını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kesap: Suriye’de savaşın kırılma noktası – Müslüm Kabadayı

Doğayı, doğal yıkımlara karşı güzelleştiren insandır aslolan; çünkü o, yaşamın kaynağını bilendir. Bu bilinçteki insan, aynı zamanda içsel donanımını da zenginleştirir. Yani vicdanı her daim duyarlıdır ve kötülükler karşısında ayağa kalkar. Doğal ve toplumsal çevreyle ilişkide eşitlik ve özgürlük bilinci kazanamamış, vicdani duyarlıkları körelmiş insan ise, sürünün bir parçası haline

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mithars’ın Cennetine “Adınla Çağır Beni” – Onur Köybaşı

Bana aşkın tanımı nedir diye sorsalar; hiç tereddütsüz Andre Aciman?ın ?adınla çağır beni? kitabı derim. Aslında sadece aşk değil, tutku ve hayranlık. Diğer bir bedenden kendine varma duygusu, tamamlanma ve eksilme hissi… Hepsi aşk değil midir zaten? On yedi yaşındaki (Elio) bir genci muazzam bir ustalıkla konuşturan Aciman?ın kitabından

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türkiye’nin Kalbi, Kabul Günleri – Sevgi Soysal

Türkiye?nin Kalbi, Kabul Günleri 12 Mart 1971 askerî müdahalesini izleyen günlerde, Sevgi Soysal?ın farklı gazetelerde yayımladığı köşe yazılarını bir araya getiriyor. Bu yazılar 12 Mart?ı yoğun kişisel tecrübelerle yaşayan yazarın döneme dair ilk izlenimleri olarak görülebilir. Sıkıyönetimin boğucu ortamında nefes almaya çalışan, siyasi kıyımlarla yaşadığı sarsıntıyı büyük bir seferberliğe dönüştüren,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Masal ile büyülü gerçekçilik arasında

Gündelik hayatın içindeki olağanüstülüklerin hiçbir şaşkınlığa yol açmadığı, hayvanların konuştuğu, rüzgarların uzun kuyruklarıyla mağaralarda yaşadığı, cinlerin insan ve hayvan kılığına girebildiği bir hikaye. Çocukluğun büyülü bir bahçe olduğu hep söylenir. Erginleşme ise büyü bozumudur. Masalların gücü buraya dayanır, fantastik bizi bu yüzden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Özelleştirmeye Karşı Alternatifler – David A Mcdonald, Greg Ruiters

Özelleştirme neoliberalizmin en temel politikalarından birisi. Temel kamu hizmetlerinin neredeyse tümünün özele devredilmesi, yani halka ait kamusal malların özel sermayeye devri tipik bir ilkel birikim yöntemi olarak büyük tartışmaları beraberinde getirdi. Bu tartışmalar yaklaşık 30 yıldır sürüyor. Özelleştirmeye karşı çıkanlara daima ve en önce sorulan soru “Peki madem karşı çıkıyorsunuz,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ferah Bir Gezinti – Zafer Köse

Okuma Günleri kitabında; bir kişi, bir durum veya bir olguyla ilgili başlayan bir cümlede bazen karşılaştırma, bazen sorgulama, bazen de başka bir yolla devam ederken, Proust?un sözü alıp bir ara yola saptığı, orada bir açıklama yaptıktan sonra tekrar ana yola döndüğü, bu şekilde, bir düşünceyi bağlantılı başka düşüncelerle ilişkilendirip ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Diyelim ki, beni boğmakta olan bir eli boynumdan söküyorum. O eli söküp atan kendi elimin, beni kurtarırken boynuma bir ip geçirdiğini farkediyorum.”

“Ömrüm boyunca hayatımı ezen koşulların bazılarından kurtulmak istediğim, buna karşılık kendimi benzer koşullar tarafından kuşatılmış olarak bulduğum çok oldu, olayların belirsiz örgüsünde bana karşı kesin bir düşmanlık vardı, desem yeri var. Diyelim ki, beni boğmakta olan bir eli boynumdan söküyorum. O eli söküp atan kendi elimin, beni kurtarırken boynuma bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali romanına Kürk Mantolu Madonna adını vermeden önce hangi isimleri düşünüyordu?

Kitabın adına gelince, Cevdet Kudret Sabahattin Ali’nin bu roman için “Lüzumsuz Adam” adını düşündüğünü ancak içindeki “z” ve “s” seslerinin kakofonisinden hoşlanmayarak bu addan vazgeçtiğini söylemektedir. Pertev Naili Boratav ise Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’yı ilk önce bir öykü olarak tasarladığını ve başlığını da “Yirmi Sekiz” koyduğunu, öykünün ilk sayfasını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sait Faik’e “Balık Gözlü Adam” denmesinin nedeni

Sait Faik bir gün Ada’dan bir balıkçıyla balığa çıkmış bir Karagöz yakalamış. Oltadan çıkarınca bakmış çok küçük, öpüp denize bırakmıştır. Yanındaki ne yaptın diye söylenince “Bak demiş artık denizde benim öptüğüm bir balık dolaşıyor..” Çoğunluk Sait Faik’in gözlerini balık gözü gibi olduğunu söylemiş ve ona “Balık Gözlü Adam” lakabını takmışlardır…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Faşizm hep var

Roger Griffin, yükselen milliyetçi dalgayı çağrıştıran biçimde faşizmin bir dönem parlayıp sönen bir alev olmadığını ve hâlâ sahnede olduğunu hatırlatıyor. Ulusalın yerini gittikçe uluslararası toplum hayallerinin aldığı bir dönemde, faşizm üzerine, hele kısa bir dönemde birkaç ulus devletin izlediği özel gelişme biçimi olarak görülen faşizm üzerine yazmak tarih bilimine bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yola çıkan şiirler: Başım Kirazlı – Ömer Turan

Gevelediğim cümlelerden Kırık sessiz sözcükler kaldı Aklımın yardımına koşan kitap Yine de umut mu diyorsun Başım kirazlı bekliyorum Abuzer Gülpınar?ın Tekin Yayınevi?nden çıkan ?başım kirazlı? şiir kitabını okuyorum. Hani Sait Faik diyor ya: ?Anlatsam şu kiraz mevsiminin / Para kazanmak mevsimi değil / Sevişme vakti olduğunu??

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sanki Devrim (Bir Devrim Gezi’sinden Notlar) – Barış Yıldırım

Mahir’in gördüğü düştü Gezi, İbo’nun sezdiği altın çağ. Deniz’in sehpada son haykırdığı, Mazlum’un hücre demirine ateşten bir bayrak gibi astığı. Kuşaklar boyunca bir karanfil tarlası halinde düşen devrimcilerin yenilgide, tutsaklıkta, ölümde ele-ve bazen söze bile- vermedikleri umuttu. Pir Sultan’ın çaldığı sazdı Gezi, veziriazamın elleriyle boğduğu bir çocuğun Celali babasının elindeki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Orhan Kemal’in “toksöz”lü babası

1924 yılında gazetesi Toksöz?de, ?Ben demokrasi isterim? diye yazan Kemali Bey, hem keskin bir kalem hem iflah olmaz bir muhalif siyasetçiydi. Abdülkadir Kemali, Türk siyaset tarihinin en renkli simalarından biridir. Bu cümleyle giriş yaptıktan sonra, bir açıklama yapmayı zorunlu görüyorum. Zira bu çağın okurlarının, yukarıdaki tespit için şöyle böyle yarım

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Aşkın Metafiziği: Aşka ve Kadınlara Dair” – Kıymet Ceviz

Dikkat Uzun Bir Yazıdır ! Karamsar Arthur, 1788-1860 yılları arasında yaşamış Alman filozoftur. Felsefe tarihinin, “iradesini öldüren” filozofu olarak da bilinir. Ona göre; “Aklın denetiminde olmayan bu irade, insanları parmağında oynatıyor ve geçici tatminlerle ve ulaşılamayan hayallerle, insanı hiçbir zaman dışına çıkamayacağı bir bıkkınlık ve acı döngüsüne sokuyordu.” Kurtuluşun tek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tramvay’ın Kanlı Yolu – Taksim – Dağhan Dönmez

?Kapadım balkonumu, duymak istemiyorum çünkü ağıtları, ama külrengi duvarlar arkasından, bir şey duyulmuyor ağıttan başka?? (Türkçesi: Erdal Alova) Bu satırların sahibi, İspanya İç Savaşı?nın başlarında General Franco?nun faşist askerleri tarafından kurşuna dizilen şair Federico Garcia Lorca?dır. Yüzlerce haneye ateş düşüren, binlerce insanın ölümüne sebep olan savaşın, su üstünde kalan kısmıdır

OKUMAK İÇİN TIKLA

Büyük Budapeşte Oteli’nden Stefan Zweig’a

Wes Anderson?ın son filmi Büyük Budapeşte Oteli Berlin Film Festivali?nden sonra, 33. İstanbul Film Festivali?yle Türkiye prömiyerini yaptı ve sinema salonlarına Nisan ayında girdi. Kara komedi türündeki yapım epeyce ilgi çekti ve uzun zamandır da vizyonda. Nazi döneminde Avrupa?daki değişimi Wes Anderson?ın ruhuna özgü farklı, masalsı bir dille anlatan filmin

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Leyla bir özge candır!” – Öznur Özkaya

?Hayri Abi bana vurdu. Başım masaya çarptı. Yere düştüm. Ben onu ittim. Hayri Abi beni pastal masasının altına itti. Ben tekme attım. O kemerini çözdü. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum: ?Kurtarın!? Eliyle ağzımı kapattı. Gene de bağırıyorum. Kimse duyup gelmiyor. Ben ona vuruyorum. Hayri Abi fermuarını açtı. Çırpınıyorum. ?Ömer?e verirken iyiydi!?

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Charlie Small ve Yer Altının Gizemi!? – Mehmet Özçataloğlu

Çocukluğunuzda defter tuttunuz mu hiç? Ya da çocuklarınıza defter tutturuyor musunuz? Eğer yanıtınız ?Hayır? ise tez elden bir defter edinip çocuklarınıza tutturun. ?Evet? demişseniz de defter tutmanın ne demek olduğunu, yararlarını biliyorsunuz demektir. Uzmanlar her gün duygu ve düşünceleri yazılı olarak kaydetmenin kişiler için çok geliştirici ve yönlendirici olduğunu savunuyorlar.

OKUMAK İÇİN TIKLA