Kibritçi Kız masalı, Hans Christian Andersen

Danimarkalı masal yazarı Hans Christian Andersen, Kibritçi Kız masalını 1835 yılında ‘Çocuk Masalları’ kitabında yayımlamıştır. Kibritçi Kız “Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu. Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Grimm’s Masalları’ndan en ünlü olanıdır. Grimm Kardeşler, Alman halk (folk) masallarını toplamış ve ‘Grimm’s Masalları’ adı altında yayımlamışlardır. “Bir kış günü bir kraliçe pencerenin önünde dikiş dikerken iğne eline batmış. Hemen bir parça pamukla elinden akan kanı silmiş. Keşke demiş kraliçe ” teni şu pamuk

OKUMAK İÇİN TIKLA

Uyuyan Güzel (La Belle au bois dormant), Charles Perrault

Bundan yıllar önce uzak ülkelerin birinde bir kralla güzeller güzeli bir kraliçe yaşıyordu.Kocaman görkemli bir şatoda oturan kral ve kraliçeyi ülkenin halkı çok seviyordu. Özellikle güzel olduğu kadar iyi kalpli olan kraliçeye herkes hayrandı. Bu iyi yürekli kraliçenin hayattaki en büyük dileği bir çocuk sahibi olmaktı. Sonunda bu dileği gerçekleşti

OKUMAK İÇİN TIKLA

Külkedisi (Cendrillon) Masalı, Charles Perrault

Külkedisi (Fransızca: Cendrillon, İngilizce: Cinderella, Almanca: Aschenbrödel ya da Aschenputtel , Rusça: Zoluşka-), ünlü bir Avrupa halk masalının baş kahramanı genç kızın adıdır. Masalda kıskanç üvey annesi ve üvey kız kardeşleri tarafından kötü davranılan bir genç kız (Külkedisi), ona yardım eden bir iyilik perisi, ve onunla evlenip Külkedisi’nin tüm hayatını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sihirli Fasulye masalı, Hans Christian Andersen

Bir zamanlar bir köyde yoksul ve dul bir kadın yaşarmış . Tembel bir oğlu varmış , hep parasız kalırlarmış. Bir gün o kadar zor bir duruma düşmüşler ki, kadıncağız ellerinde kalan tek mal varlığını satmaya karar vermiş. Bu bir inekmiş. İneği oğluna teslim etmiş pazara yollamış. Delikanlı pazara giderken yaşlı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Deliliğe Övgü – Desiderius Erasmus. Avrupa ortaçağ felsefesine dair “delice” bir eleştiri

“Deliliğe Övgü (özgün adıyla: Morias enkomion seu laus stultitiae), Desiderius Erasmus ? un canlılığını, geçerliliğini ve çekiciliğini günümüze kadar değişmeden koruyabilmiş tek yapıtıdır. Bu küçük kitabın taslağını 1509 yazında, İtalya?dan İngiltere?ye yaptığı yolculuk sırasında çıkaran Erasmus, yazma işini İngiltere?de, dostu Thomas More?un evine vardıktan kısa bir süre sonra gerçekleştirdi; kitabı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Eflatun / Aristokles / Platon ‘un Hayatı

Eflatun (d. M.Ö. 427 – ö. M.Ö. 347) Antik Yunan filozofu. Hayatını geçirdiği Atina?daki ünlü akademiyi kurdu. Asıl adı Aristokles’di. Geniş omuzları ve atletik yapısı yüzünden, Yunanca Platon (geniş göğüslü) lakabı ile anıldı ve tanındı. Yirmi yaşından itibaren ölümüne kadar yanından ayrılmadığı Sokrates?in öğrencisi ve Aristoteles?in hocası olmuştur. Atina?da Akademi?nin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Binboğalar Efsanesi, Yaşar Kemal

Yaşar Kemal’in 1971 yılında yayımladığı Binboğalar Efsanesi?nde, Toros eteklerindeki Türkmen göçebelerin yerleşik düzene geçmeleriyle ortaya çıkan güçlükleri, düş kırıklıklarını ve geçmiş yaşamlarına duydukları özlemi anlatır. Binboğalar Efsanesi, 1979 Fransa ?Büyük Jüri? En İyi Kitap Ödülü’nü almıştır. Roman Melih Cevdet Anday’ın “Ağlar bu mezarlıkta yörükler her gece Bakıp iri yıldızları davar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Önce Gözlerinden Ayrıldım, Remziye Serap Ekim

Önce gözlerinden ayrıldım. Bir vapur geçti içimden sonra, Martılar selamladı, Dumanına saldığım sevinçlerimi. Önce gözlerinden ayrıldım Hazan esen bir kasımdı, Ağlarım sandım Deniz olurum. Uzun uzun baktım gözlerine Baktıkça uzaklaştın Baktıkça gittin Vapur oldun. Eserin Adı: Önce Gözlerinden Ayrıldım Yazar: Remziye Serap Ekim ( iletişim adresi: serap.ekim@gmail.com ) Yayınevi: Cinius

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bülent Tekin’in Hayatı

1954 yılında Mardin?in Derik ilçesinde doğdu. Aslen Mardin?in Ömerli ilçesi Çınaraltı (Rissin) köyündendir. İDMMA(Galatasaray) Kimya Mühendisliği ve ODTÜ(Gaziantep Kampusu) İnşaat Mühendisliği mezunudur. Üniversite yıllarında ?Duygu? adlı bir senaryo çalışmasında bulunmuştur. Bu eser bir Sinema dergisinde fotoroman şeklinde senaryo edilmiştir. 70?li yılların şartlarında yazmış olduğu, ?Oğul(roman)?, ?Para(roman)?, ?Toplu(msal) Şiirler(şiir)?, ?Şili Sosyalizmi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Savunma, Eflatun – Aristokles – Platon

Eflatun (Aristokles – yunanca Platon) İÖ 399’da yazdığı ‘Savunma’ adlı eseriyle, öğretmeni Sokrates’in savunmasını ölümsüzleştirir. [Sokrates Atina demokrasisi tarafından bilgelik suçundan ötürü yargılandı ve suçlu bulundu. Ve yokedildi. Biçimsel suçlamalar birer uydurmaydı: gençleri yozlaştırmak ve tanrıtanımazlık. Gerçek suç gençleri gerçekliğe eğitmek ve usun gerçekliğini biricik gerçeklik olarak tanımaktı. Gerçek suçlu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çakırcalı Efe, Yaşar Kemal

Yaşar Kemal, Çakırcalı Efe?yi 1972 yılında kaleme alır. Çakırcalı Efe, Osmanlının son dönemlerinde haksızlıklara karşı dağa çıkmış bir eşkıyanın yaşamını konu alır. Çakırcalı Memed Efe, on beş yıldan fazla bir zaman boyunca eşkıya olarak Osmanlıya baş kaldırmış, halka zulmedenleri öldürmüş, öte yandan fakir fukaranın koruyucusu olmuştur. Yaşar Kemal, yapıtında Çakırcalı’yı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yabancılaşma Sorununa Genel Bakış – Afşar Timuçin

Yabancılaşma olgusunu en genel anlamda kendinden başkası olma ya da başkasına dönüşme diye tanımlayabiliriz. Eski felsefelerin yabancılaşma diye bir sorunu yoktu. çünkü bu felsefeler değişim ya da değişimin düşüncesinin ötesinde bir dönüşüm fikrine sahip değillerdi. Yabancılaşma ancak ben?le başkası arasına. özneyle nesne arasına çatışkılı bir ilişki girdiğinde ve buna göre

OKUMAK İÇİN TIKLA

Al Gözüm Seyreyle Salih, Yaşar Kemal

Yaşar Kemal, Al Gözüm Seyreyle Salih adlı yapıtını ilk olarak 1976’da yayımladı. Yazar ilk kez Çukurova dışına çıkarak kenti ve deniz insanını konu edinir. Bir deniz kasabasındaki insanların sorunlarını, uğraşılarını, birbirleriyle ilişkilerini Al Gözüm Seyreyle Salih?te dile getirir. Yapıt, Karadeniz’in küçük bir kasabasında on bir yaşındaki Salih’in, kanadı kırık bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Baruch Spinoza (Benedict Spinoza ya da de Spinoza, ya da Despinoza) Hayatı

Baruch Spinoza (Benedict Spinoza ya da de Spinoza, ya da Despinoza) 24 Kasım 1632?de Amsterdam?da doğdu. Hollanda?ya onaltıncı yüzyılın sonlarına doğru göç etmiş Portekizli bir aileden geliyordu. Ataları belki de Marranolar idiler; daha açık bir deyişle, onbeşinci yüzyılın son on yılında ülkelerinden sürülmekten kaçınabilmek için görünüşte Hıristiyanlığı kabul etmiş ama

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal ‘in Hayatı

Yaşar Kemal’in asıl adı Kemal Sadık Gökçeli’dir. Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi?nin oğludur. Aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü?ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Günseli) köyünden olan ailesi Birinci Dünya Savaşı?ndaki işgal yüzünden uzun bir göç süreci sonunda Adana?nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşmişti.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Savaş Günleri – Lopatin’in Notları, Konstantin Simonov

Konstantin Simonov’un *’Savaş Günleri – Lopatin’in Notları’, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlara karşı açılan Sovyet cephelerinde yaşananlara odaklanıyor. Sözcüklerin tümü masum aslında. Savaş da, sadece bir sözcük. Hepimizin kafasında bomba gibi patlayan, insana, insanlığımıza dair ne varsa paramparça eden bir sözcük. Açlığı, korkuyu, anasız çocukları, çocuksuz anaları, gökyüzünden yağan bombaları,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jean Jacques Rousseau Ve Uluslararası İlişkiler, Faruk Yalvaç

Faruk Yalvaç, siyaset teorisi çalışması olan, ?Rousseau ve Uluslararası İlişkiler?de, Rousseau?nun uluslararası ilişkiler anlayışını değerlendiriyor ve ardından düşünürün uluslararası ilişkiler, savaş ve barış konularında kaleme aldığı üç yazısını bir araya getiriyor. Toplumsal eşitsizliği, şiddetin ve devletler arası savaşların temeli olarak gören Rousseau, devletin de bir kurum olarak bu eşitsizliği yeniden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hegel?in Uluslararası İlişkiler Kuramı: Dünya Tini, Devlet Ve Savaş, Faruk Yalvaç

Faruk Yalvaç, ?Hegel?in Uluslararası İlişkiler Kuramı?nda, düşünürün uluslararası ilişkiler, savaş ve devlet kuramlarını bir araya getiriyor. Hegel için devlet, tanrısal ve ahlaki bir kurumdur. Dolayısıyla devletler arasında bir anlaşmazlık olduğunda, bu anlaşmazlığın gerekirse savaşla çözülebileceğini söyler. Hegel, insanın kendisini ahlaki amaçlar için feda etmesi gerektiğini söyleyerek, savaşa katılan bireyin de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Alberto Moravia ‘nın Hayatı

Alberto Moravia, 12 Kasım 1907’de Alberto Pinchole adıyla Roma’da dünyaya geldi. Babası varlıklı bir mimar, annesi ise Slavik asalete mensup bir kadındı. Dokuz yaşındayken kemik tüberkülozuna yakalanan Moravia, 18 yaşına gelene kadar çeşitli sanatoryumlarda tedavi gördü. Yazarlığa hastalığı devam ettiği sırada başlayan Moravia, 16 yaşındayken “Aylaklar” adlı kitabını kaleme almaya

OKUMAK İÇİN TIKLA