Etiket: Metis Yayınları

Ölümü Gömdüm, Geliyorum (Edip Cansever Şiirinde Varolma Biçimleri) – Devrim Dirlikyapan

Modern Türkçe şiirin kökten-yenilikçi şairlerinden Edip Cansever, yayımladığı on yedi kitabın yedisinde uzun, dramatik yapılı şiirler kurmuş, düzyazı ile dramanın olanaklarını seferber ederek lirik şiiri çoksesli, çokgözlü bir anlatıma evriltmiştir. Tektipleştirici hamasetin revaçta olduğu yıllarda “yersiz heyecanlar biriktirmeyen” Cansever, ayrıksı sayılan karakterlerden alternatif bir ekoloji yaratmış, ötekileştirilen insanı teşrih ederek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kapitalizm, Arzu ve Kölelik (Marx ve Spinoza’nın İşbirliği) – Frederic Lordon

İktisatçı Frédéric Lordon, kapitalizm eleştirisinin en canalıcı sorusunu tekrar soruyor: Ücretli emekçiler, her şeye rağmen, neden kapitalizme boyun eğiyorlar, neden başkalarının “efendi-arzusuna” tabi oluyorlar? Klasik “tahakküm” ve “rıza” yanıtlarını tatmin edici bulmayan yazar, açıklama olarak, Marksist siyasal iktisat ile Spinozacı “duygu antropolojisini” birleştirerek oluşturduğu etki gücü yüksek alaşımı öneriyor. Marx

OKUMAK İÇİN TIKLA

Asi Şehirler (Şehir Hakkından Kentsel Devrime Doğru) – David Harvey

ABD’de 2001’den beri spekülatif bir biçimde şişirilmekte olan gayrimenkul ve ona bağlı finans sektöründe 2008’de iktisadi bir kriz patlak verdi ve kısa sürede tüm Avrupa’yı girdabına aldı. Asi Şehirler, neoliberal iktisat tarafından kurgulanan kriz anlatısı ile krizin kendi üzerlerinden telafi edildiği kitlelerin konumu arasındaki makasın giderek açıldığı bu zaman kesitini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Öteki, Düşman, Olay (Levinas, Schmitt ve Badiou’da Etik ve Siyaset) – Duygu Türk

Türkçe yazılmış, bu denli kapsamlı ve yetkin bir felsefe kitabıyla karşılaşmak her zaman mümkün değil. Günümüzün öndegelen üç düşünürünün eseri üzerinden etik ile siyaset ilişkisini araştıran Duygu Türk kitabını şöyle gerekçelendiriyor: “Levinas, Schmitt ve Badiou, çağdaş siyasal düşünceye esin veren ayrıksı konumlara sahipler ve her biri, etik ve siyaset ilişkisini

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Ejderhanın üflediği kendi soluğu / Biz onu alev, ateş sanırız? Murathan Mungan

“Karamsarlığa en çok kapıldığımız noktada önümüze harika bir çiçek, içi ağzına kadar su dolu bir kuyu ya da tıpkı Şairin Romanı gibi yemyeşil kocaman bir ağaç çıkabiliyor. Ejderhalar soluk alıyor, soy devam ediyor.” Günler geçer, kitaplar yayımlanır, okunur, üzerinde düşünülür, konuşulur, sonra bir yenisi, bir yenisi daha? Ancak bazı hikayeler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğanın Düşmanı / Kapitalizmin Sonu mu, Dünyanın Sonu mu? – Joel Kovel

Tutkulu, inançlı bir dille yazılmış “iddialı” bir kitap Doğanın Düşmanı. Bir yandan kapitalizmi tutkuyla eleştirerek ona karşı alternatif üretmenin artan ekolojik kriz yüzünden tarihte hiç olmadığı ölçüde hayat-memat meselesi haline geldiğini gösteriyor. Diğer yandan, çağdaş fizik ve biyolojinin verilerinden yararlanarak, doğanın ayrılmaz bir parçası olması anlamında “insan”ın ne demek olduğuna

OKUMAK İÇİN TIKLA

Okurluğun Dikenli Yolları – Onur Koçyiğit

Modern toplumlarda, okur-yazar olmak önemli bir ölçüttür. En azından sistem ve bileşenlerinin bize ?ol? dediği durumlardan birisidir. Mesele, okuma ve yazma pratiğinin ?nasıl? şekilleneceği yönünde fikir yürütülen bir tartışma konusu haline geldiğinde, başka birçok problemi de beraberinde getirir. Okuma-yazma pratiği nasıl yapılacaktır? Yöntemleri nelerdir? Yöntem aramak/yaratmak gerekli midir? Okunması gerekenler

OKUMAK İÇİN TIKLA

Suçun Ritüelle Paylaştırılması – İlker Akçasoy

Ceza avukatı Jacques Vergès?in ?Savunma Saldırıyor? isimli kitabındaki kısa biyografisinde dahi vurgulanmadan geçilemeyen, onunla bütünleşmiş meşhur bir sözü var: ?Her suç topluma sorulmuş bir sorudur.? Ona göre hukuk sanatı ve sanatçısı tam olarak bu sorunun merkezine yerleşmelidir. Ancak hukuk sanatçısı bunu yaparken, özellikle ?masumun suçlu, suçlunun masum? olduğu davalarda, yargılama

OKUMAK İÇİN TIKLA

Acının ve Alçalışın Cehennemleri 12 Eylül Cezaevleri – Naci Eksikoğlu

Bir Dönemin Gençleri Çoğu yaşları 16-22 arasında değişen umut dolu insanlar vardı bu ülkede. Şimdiki gençlere benzemiyorlardı. Ülkelerini seviyorlardı ve ülkeleri için kafa yoruyorlardı. Sadece bunu da yapmıyorlardı. Ülkelerinin daha güzel olması için inisiyatif de almak istiyorlardı. Bencil değillerdi. Kendi hayatlarını bile tehlikeye atacak kadar halkı sevdiklerini söylüyorlardı. Doğru söylüyorlardı;

OKUMAK İÇİN TIKLA

Neoliberalizm ve Şiddet – Ergin Yıldızoğlu

Neoliberalizm, uluslararası mali sermayenin bir kriz yönetme modeliydi. Bu model 1997 Asya Krizi?nde sarsıldı, 2007 mali krizinde iflas etti. On yıldır, ABD önderliğinde, AB?nin de desteğiyle yeni coğrafyalara ulaşmaya çalışarak, yükselmeye başlayan muhalefet dalgasına karşı yeni denetim, disiplin ve cezalandırma önlemlerini devreye sokarak yaşamaya çalışılıyor. Neoliberalizm, artık yalnızca kapitalizmin ürettiği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çevre Yolu – Henry Bauchau

Kanserin son evresindeki gelinini her gün hastanede ziyarete giden anlatıcı, banliyö ile merkez arasındaki mesafeyi katederken geçmişi ile bugün arasında da yol almaktadır. Naziler tarafından öldürülen bir direnişçinin sevgili anısı ve onun celladının koyu gölgesi kırk yıl öncesinden gelip steril hastane odasını dolduruyor. Metanetli bir yazardan ölüme ve yaşama, ümide

OKUMAK İÇİN TIKLA

Egemenlere şifrelerle direnmek mümkün mü?

Assange ve arkadaşlarının düşünce dünyası hakkında ipuçları içeren ?Şifrepunk: Özgürlük ve İnternetin Geleceği Üzerine bir Tartışma?, WikiLeaks?in arkasındaki felsefeyi anlamak için önemli bir eser. Çoğumuz Julian Assange adını ilk defa kurucularından olduğu WikiLeaks adlı internet projesinin ABD?nin elçilik yazışmalarından oluşan büyük miktarda belgeyi yayımlamasıyla duyduk. Aslında Assange, 1990?larda etkin olan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şifrepunk (Özgürlük ve İnternetin Geleceği Üzerine Bir Tartışma) – Julian Assange

Unutmayın, devletler zorlayıcı şiddet gücünün durmaksızın nerede ve nasıl uygulanacağını tespit eden sistemlerdir. İnternetin platonik düzlemine maddi dünyadan ne miktarda zorlayıcı gücün sızacağı sorusunun yanıtı, şifre yazımda ve şifrepunkların ideallerinde gizli. Devletlerin gitgide internetle bütünleştiği, uygarlığın geleceğinin internetin geleceğine bağlı hale geldiği bir süreçte güç ilişkilerini yeniden tanımlamamız gerekiyor. Eğer

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evrim Serüveni (Bir Kuramın Doğuşu, Gelişimi ve Günlük Yaşantımızdaki Yeri) – Sedat Ölçer

Sedat Ölçer kitabının ilk kısmında evrim kuramının doğuşuna tanıklık ettikten sonra günümüze dönüp şu soruların izini takip ediyor: Bugünkü biyoloji biliminde evrimin yeri nedir? Evrim olgusunu gerçeklikle bağı olmayan bir varsayım olmaktan çıkararak güçlü bir bilimsel kuram haline sokan gözlemler ve unsurlar nelerdir? Evrimleşme hangi mekanizmalara dayanır? Yeni bir tür

OKUMAK İÇİN TIKLA

Birgül Oğuz’un “HAH” adlı öykü kitabından “Dur” adlı öyküsüne dair – Tahir Ürper

?Eylül güneşi, ipekli mor perdenin ardında ikindi ayı gibi kararsız ve soluk, asılı kaldı.? Asılı kalan yaşanmamışlığın derin acısı aslında. Henüz gülümseyişler tazeyken, yasa düşen bir bedenin yorgunluğu? Kalkıp gitmeli, görmemeli taziye evlerini! Mümkün mü bu? Eve düştüğünde keder ?yerinden edilmiş bir kavme benziyor?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler – Ursula K. Le Guin

Bu kitaptaki on sekiz öyküde Le Guin okuru tekinsiz evlere, tekinsiz konulara, zihnin gerisinde fark edilmeyi bekleyen duygulara, hayata tutunmak için verilen ince mücadeleye, bakış açısını azıcık değiştirdiğiniz anda değişiveren gerçeklere yolculuğa çağırıyor. Durduğu yerde durmayan ücra kasabalardan, kırılmış hayatını toplamaya çalışan yalnız insanların evlerinden, tuhaf ayinlerin yapıldığı yaz kamplarından,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ahlak Felsefesinin Sorunları – Theodor W. Adorno

Ahlak Felsefesinin Sorunları, Adorno’nun 1963 tarihinde Kant’ın ahlak felsefesinden hareketle verdiği on yedi dersi bir araya getiriyor. Adorno’nun sağlığında yayımladığı kitaplarının dışında, Almanca’da 90’lı yıllarda yayımlanmaya başlamış, ders notlarından, teyp kayıtlarından ve yazılarından oluşan geniş bir külliyatı vardır. Bu külliyatın ciltlerinden biri olan Ahlak Felsefesinin Sorunları, bir yandan Minima Moralia’nın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Söz Üzerine – Erinç Büyükaşık

Bir sessiz çığlık yazmak eylemi. Kendinle baslayan yolculukta kılavuzunun sözcükler olduğunu fark ettiğinde yalnızlığınla barışırsın bu eylemci tavrında. Korkunla yuzleşemediğinde söz büyüsüyle kuşanır. Yola çıkılmıştır artık, yeni ülkeler ve yüzler sığıverir anlatılan her öyküye. Öykü sensin, siz, onlar ve herkes. Yeter ki büyüsünü yitirmesin söz ırmağı.Sözün olduğu yerde başlıyor insanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doğu, Batı (*) ? Nejdet Evren

Gün-güneşin- doğuşu ve batışını ve buna göre yönlerin bir kısmını açıklayan, kavramlaştıran ?Doğu, Batı? (*) neye ve kime göre doğu ve neye ve kime göre batıyı ifade etmektedir? Oryantalist Avrupa merkezli aydınlanma dönemi ile başlayıp günümüze kadar paradigması ile taşınan öğreti Avrupa?yı batı, Ortasında-Asyayı doğu olarak tanımlamıştır. Batının uygarlaşmasına koşut

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tamamlanmamış Bir Proje Olarak Paris – Bora Erdağı

Postmodernite tartışmalarının ?şafağı attığında?, Jurgen Habermas?ın da şafağı atmıştı. ?Modernite versus Postmodernite? başlıklı o meşhur makalesinde moderniteyi tamamlanmamış bir proje olarak tanımlamış ve postmoderniteyi enine boyuna eleştirmişti. Bu makale 1980 yılında Theodor W. Adorno ödülü kazanan Habermas?ın, ödül töreninde yaptığı konuşmasıdır. Habermas modernitenin kültürel ve tarihsel boyutlarını, estetik niteliklerini, Aydınlanma

OKUMAK İÇİN TIKLA