‘Hafif Soluk’ adlı öykü – İvan Bunin

Mezarlıktaki henüz taze killi toprak tümseğinin üzerinde meşeden sağlam, ağır ve düzgün bir haç duruyordu. Nisan ayıydı ve günler griydi; geniş taşra mezarlığının anıtları uzaktan, daha çıplak ağaçların arasından görünüyordu, soğuk rüzgâr haçın kaidesinin dibindeki porselen tacın içinde ıslık çalıp duruyordu. Oldukça büyük dış bükey porselen bir madalyon haçın tam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Emek ve Tekelci Sermaye – Harry Braverman

Harry Braverman?ın Emek ve Tekelci Sermaye isimli eseri ilk kez yayımlanmasından tam otuz dört yıl sonra Türkçe?de! Kalkedon yayınlarından çıkan kitap Çiğdem Çidamlı tarafından çevrildi. Braverman, bu eseriyle, işçi sınıfının yapısında ve emek sürecinde meydana gelen değişimleri derinlikli Marksist bir bakış açısıyla anlamak isteyenlere yoldaşlık ediyor. Orijinal Baskıya Önsöz /

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nazım Hikmet ‘Tabu ve Efsane’ – Ataol Behramoğlu

Ülkemiz şiirinin önemli isimlerinden Ataol Behramoğlu, Nâzım Hikmet üzerine yazdığı incelemelerini kitap haline getirdi. Evrensel Basım Yayın tarafından ?Nâzım Hikmet: Tabu ve Efsane? adıyla yayımlanan kitapta, Ataol Behramoğlu?nun, Nâzım Hikmet?in şiiri, tiyatrosu ve kişiliği üzerine incelemeleri yer alıyor. 216 sayfalık kitap, Nâzım Hikmet?in şiirini öğrenip anlamak, yaşamını yakından tanımak, dünya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edebiyat Bilimi – Gennadiy Nikolayeviç Pospelov

“Edebiyat Bilimi”, 1925 yılında bu yana estetik, sanat ve edebiyat bilimi üzerine çalışmalarını aralıksız sürdüren ünlü Sovyet edebiyat bilimcisi Prof. Gennadiy Nikolayeviç Pospelov yönetimindeki geniş bir kurul tarafından hazırlanmıştır. Kitap, genel olarak sanat biliminin ve özelde edebiyat biliminin konularını, öteki bilim ve sanat dallarıyla ilişki içinde en geniş boyutlarıyla ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeni Başlayanlar için Marx – Eduardo del Rio / Rius

Meksikalı yazar ve çizer Eduardo del Rio diğer bir adla Rius?un 1972 yılında İspanyolca kaleme aldığı, 1977 yılında da Can Yücel tarafından Türkçeye çevrilen ?Yeni Başlayanlar İçin Marx?, çizimler yoluyla Marx?ın fikirlerini özetliyor. Marx?ı Don Kişot?a benzeten Rius, ?Herkes ondan bahseder de pek azı bilerek konuşur. Çok daha azı da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kumdan Kitap / Bitişik Şehir ve Medya Hikâyeleri – Ali Mert

Ülkemizdeki “işgal geçeği”ni çarpıcı örnekler ve öykülemelerle ortaya koyan Ali Mert’in Kumdan Kitap / Bitişik Şehir ve Medya Hikâyeleri adlı yapıtı, aynı zamanda politik mizah yönüyle de öne çıkan bir çalışma. İstanbul başta olmak üzere metropollerdeki “büyük satış”a, yoksul semtlerdeki yaşam tarzıyla uydu kentler arasındaki uçuruma, alışveriş merkezlerinde seyre çıkanlara,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Şeftali, Bin Şeftali – Samed Behrengi

Samed Behrengi’nin ‘Bir Şeftali, Bin Şeftali’ adlı çocuk kitabı onun en güzel kitaplarından biri. Bu küçük öyküde iki küçük yoksul çocuk var: Ali ile Mehmet. Ama öykünün asıl kahramanı, dalından kopmuş dünya güzeli bir şeftali . Bu öyküyü bu güzel şeftali’nin ağzından dinliyoruz. Samed Behrengi öyle uygun görmüş, şeftali’yi konuşturmuş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ulduz Kız’ın Kargaları – Samed Behrengi

Selam çocuklar; benim adım Ulduz. Farsçası “Sitâre”. Bu yıl on yaşımı doldurdum. Okuyacağınız öykü, benim serüvenimin bir bölümü. Behreng Bey bir zamanlar köyümüzde öğretmendi. Bizim evde kalıyordu. Bir gün serüvenimi anlattım ona. Behreng Bey’in hoşuna gitmiş olacak ki “Senin kargalarla serüvenini öykü yapıp kitap haline getirmek istiyorum” dedi. Ben de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nazım Alpman Beykoz?u Konuşturuyor Ve Dinliyor ? Prof. Dr. M. Şehmus Güzel

Nazım Alpman şirin ve yararlı bir kitap sunuyor okuyucularına. Bunu hemen kitabın başında, « Ben Beykozluyum ! » ve « Teşekkürler Beykoz » başlıklı parçaları okuyunca görmek mümkün. Beykoz sevecen bir ana : Unutulması olanaksız. Çocukları da Beykoz?u seviyor ve sayıyorlar. Bu gerçek kitabın a?sından z?sine kadar ortada. Beykoz da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cemil Kavukçu ile Öyküleri Üzerine Söyleşi – Şaban Özüdoğru ve Ethem Baran

– 2003 Türkiye Yazarlar Birliği hikâye ödülünü aldınız. Daha önce de Yaşar Nabi Nayır ve Sait Faik öykü ödüllerini almıştınız. Bu gibi ödüllendirmeler yazar açısından nasıl bir önem taşıyor? Bunun Cemil Kavukçu üzerinde nasıl bir etkisi oldu? – Önce ilk aldığım ödülden başlayayım. 1987 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü?nü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Arabacı – Kemal Tahir

Çerkeş’ten çıkınca hayvanları durdurttu. Yere atladı. Arabanın üstünde döşeme yoktu. Arkada dingili, sulak çivisine kadar geri çekti. Bu suretle araba, ok boyunca uzamıştı. Çatalın altına asılı yağdanlıktan tavuk kanadını alıp tekerlekleri yağladı. Sağ hayvan, Delikır, huysuzlanıyordu. Arpa çuvalıyle, saman çuvalını arka çatalın üstüne taşıdı. Dikkatle bağladı. Ön tarafa, hayvanların yem

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir İdam Mahkûmunun Son Günü – Victor Hugo

Bir İdam Mahkûmunun Son Günü (Le Dernier Jour d?un condamné de), dünya edebiyatının ölümsüzlerinden Victor Hugo’nun 1829 yılında yirmi altı yaşında yazdığı ölüm cezasına karşı çıktığı bir yapıtıdır. Victor Hugo’nun içerik olarak bu romandaki amacı çok yalın, çok açık: İdam cezasının hem trajik, hem de saçma yanını göstermek. Onun büyüklüğünde,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dönüş – Cemil Kavukçu

Cemil Kavukçu, 1998 yılında yayımladığı Dönüş adlı ilk romanında 12 Eylül’ün öncesi ve sonrasının hesaplaşmalarını anlatıyor. Yazar ustaca anlatımı, kıvrak diliyle daha ilk sayfadan romanın içine çekiyor, sürükleyip götürüyor. Romanın konusu ise şöyledir: Vedat, 1980 öncesinin çalkantılı döneminin yıktığı, dört bir yana savurduğu genç insanlardan biridir İnandığı her şeyi ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kıskançlık – Yuri Oleşa

Sovyet yazar Yuri Oleşa, Kıskançlık adlı romanını 1927 yılında yayımladı. Bu roman ilk kez dönemin Sovyet edebiyat dergisi Bakir Kızıl Topraklar?da yayınlanır ve oldukça övgü toplar. (…) Stalin?in 1934?teki Yazarlar Birliği kongresinde yazarlar için kullandığı meşhur tanımlama ?insan ruhunun mühendisleri? kavramının yaratıcısı olan Oleşa bu romanla devrimin ilk yıllarında yaşanan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yatak – Yaşar Kemal

Şimdiki gibi aklımda.Ben, o yıl orta okulun üçüncü sınıfında, bizim Durmuş Ali de ikincideydi. İkimizin de parası yoktu. Köyde, onun bu dul anası, benim bir dul anam vardı. Onlar da kendilerine zar zor geçindirebiliyorlardı.Durmuş Ali’nin umudu, parasız yatılıdaydı. İmtihana girmiş, yüzde yüz kazanacağından emindi. Bana gelince ben, bir umutsuzluk içinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Adı Yok – Cemil Kavukçu ‘Bir gün belki hayattan, geçmişteki günlerden bir teselli ararsan, bak o zaman resmime, gör akan o yaşları…’

Güneşli bir nisan günü mezarlıkta toplanmışlardı. Kalabalık sayılmazlardı. İkindi namazından çıkıp cenazeye katılan cemaatin dışında eski arkadaşlarından birkaçı vardı. Uğur Ankara’dan gelmişti. Hocanın bezgin bir sesle okuduğu duaya kuşların cıvıltısı karışıyordu. Rıfat, içinden ‘Resimdeki Gözyaşları’nı mırıldanıyordu. İlhan’ın en sevdiği şarkı. Ölümü hiçbirinin ciddiye almadığı günlerde, “Moruk,” demişti İlhan, “ben ölünce

OKUMAK İÇİN TIKLA

Israr Falcıları – Mehmet Butakın

Israr Falcıları, 2003 yılında yayımlanan Mehmet Butakın’ın ilk kitabı. Türkçe yazan Kürt şairler arasında yer alan Butakın da, Ortadoğu coğrafyasına mahsus çokdilli, çokkültürlü, çokdinli, masalı ve söylencesi bol bir toplumdan getiriyor şiirini: “Ve remilciler. O yenik yanlarıyla geçtiler / parsın kızıl damarlarından. Beni tutyalı / sedir dallarından neşterle koparılmış tılsım

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türkiye’nin Demokrasi Tarihi (1950’den Günümüze) – Tevfik Çavdar

Tevfik Çavdar’ın ikinci cildi olan ‘Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1950’den Günümüze’ adlı çalışmasında Türkiye’deki demokrasi tarihinin kendi deyimiyle panoramik bir görüntüsünü sunar. Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihini; Demokrat Parti Dönemi, 27 Mayıs’tan 12 Mart 1971 Darbesine, 12 Mart’tan 12 Eylül’e, 12 Eylül 1980’den 1990’lı Yıllara, Koalisyonlardan Temelde İslamcı olan Tek Parti İktidarına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Başkasının Rüyaları – Cemil Kavukçu

Cemil Kavukçu?nun 2003 yılında yayımlanan ‘Başkasının Rüyaları’nda toplam dokuz öykü bulunuyor. Gerçekle rüya arasında gel-gitlerle örülmüş bu öyküler, çocukluktan başlayarak gençlik ve orta yaş sınırındaki kahramanın perspektifinden anlatılmaktadır. Bu dokuz öykü, bağımsız okunabildiği gibi, birbirinin devamı niteliğinde, âdeta bir roman havasında da okunabiliyor. Bir öyküdeki karakterler bir başka öyküde tekrar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Türkiye’nin Demokrasi Tarihi (1839-1950) – Tevfik Çavdar

Tevfik Çavdar iki ciltten oluşan Türkiye’nin Demokrasi Tarihi (1839 – 1950) ve “Türkiye’nin Demokrasi Tarihi (1950 – 1995)” çalışmalarında Türkiye’deki demokrasi tarihinin kendi deyimiyle panoramik bir görüntüsünü sunar. Demokrasi tarihini 1839-Tanzimat fermanı ile başlatan yazar bu tarihsel süreç içinde “Türkiye’de tüm kurum ve kuralları ile bir demokrasi hiçbir zaman var

OKUMAK İÇİN TIKLA