Ezilenlerin Tiyatrosu – Augusto Boal

Augusto Boal, kitabında kişisel sanat hayatı boyunca gerçekleştirmeye çabaladığı tiyatronun kuramsal tezlerini, anlayışını ve duruşunu yansıtmaya çalışıyor. Çarpıcı bir tiyatro şölenine dahil oldum. Fakat beklenenin tersine bir sahne karşısında değil, kitaplar arasında oldu bu. Boğaziçi Üniversitesi Yayınları?ndan çıkan Brezilyalı tiyatro kuramcısı Augusto Boal?a ait üç etkileyici kitabı aynı anda edindim:

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kaplumbağalar da Uçar (Kusîlekaniş Ditwanin Bifirin) – Behmen Qubadi

İranlı Kürt yönetmen Behmen Qobadi?nin üçüncü uzun metrajlı filmi olan ?Kaplumbağalar da Uçar? uluslararası alanda, Uzak Doğu?dan Avrupa?ya, Avustralya?ya büyük bir ilgi gördü. Onlarca festivale katıldı, birçok ödül aldı. Türkiye?de de gösterime giren ?Kaplumbağalar?? bu kez senaryo olarak karşımızda. Behmen Qobadi?nin hayatına ve sanatına ilişkin yazıların da yer aldığı kitapta,

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Anayurt Oteli”ne dair – Tahir Ürper

Kendini yalnızlığa mahkûm etmiş bir adamın, havasız kasvetli bir otelin içinde kendi iç dünyasıyla baş başa kalma acısını, kahrını ve çaresizliğini dışa vurma hikâyesini insanın yüzüne çarpması, doğrusunu isterseniz karamsar bir hava dağıtır içimize. Var olma mücadelesi midir bireyin kendi içine hapsolma durumu? Var olma mücadelesi midir bireyin kendi iktidarını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Darvin – Galip Ata

“Galip Ata’nın “Darvin” kitabı önemini yalnızca bilimsel içeriğinin sağlamlığı ve bilim tarihimiz açısından ilk olmasından değil, devletin milli eğitim politikasının izlediği dolambaçlı yolları göstermesinden de almaktadır. Maarif Vekaleti yayını olarak 1931’de bu popüler Darwin biyografisi basılırken, yaratılışçılığın 12 Eylül 1980 darbesi ardından kurumlaşan bağnazlığın ve totaliterliğin verdiği imkanla 1985 yılında

OKUMAK İÇİN TIKLA

Manfred Werkwerth’le söyleşi. Brecht?in insanı değiştiren yüzü

1929 doğumlu Manfred Werkwerth, 1950 yılında öğretmenlik yaptığı sırada Brecht tarafından keşfedildi. 1951 yılından itibaren Brecht’in öğrencisi olan Werkwerth, ilk oyununu 1953 yılında Viyana Scala’da sahneye koydu. Brecht’ın ölümünden sonra 1969 yılına kadar Berliner Ensemble’de oyunlar sahneye koyan Werkwerth, Berliner Ensemble’nin yönetimininin yanı sıra, Demokratik Alman Cumhuriyeti Sanat Akademisi başkanlığı,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor / Alain Bosquet ile Görüşmeler – Yaşar Kemal

Alain Bosquet, Yaşar Kemal ile 1957?de bir Amerikan dergisi için söyleşi yapmak amacıyla tanışmıştı. Tanışmakla yetinmedi, Yaşar Kemal?i yakından tanıdı. 1984?e gelindiğinde, artık yakın dost olduğu Yaşar Kemal?in ?kendini anlatması? fikri gelişti aralarında. Yazışmalarla yürüyen bu büyük söyleşi 1989?da tamamlandı. Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor?da Yaşar Kemal masalsı öğelerle bezenmiş çocukluğundan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tatar Ramazan (700 Kasaba, 70 Vilayet ve 7 Düvelde Namı Söylendi) – Kerim Korcan

Kerim Korcan’ın en önemli eserlerinden biri olan Tatar Ramazan, 1990 yılında sinema filmine uyarlandı. Başrolde Kadir İnanır’ın oynadığı filmin müziklerini Ahmet Kaya yaptı. Tatar Ramazan, Türk öykücülüğünün en gerçekçi kahramanlarından biri olarak anılmaktadır. Mertliğin, cesaretin, onurun zulme başkaldırısını temsil eder. Cezaevi yaşantısı içindeki karşı konulmayan feodal yaşam biçimine tek başına

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yıkım Çağında Direniş (Arayış ve Sınıf Mücadelesi) – Yüksel Akkaya

Kitapta toplanan yazılar birbirini tamamlayacağı düşünülen üç ana konu temel alınarak seçildi. İlk ana konu “yıkım”a dair: “refah” devletinin dönüşümü, özelleştirme, işsizlik, yoksulluk, yasal değişiklikler ve sonuçları. İkinci ana konu mücadeleye dair: Dünya’da ve Türkiye’de grevler, en sorunlu alan olan belediyelerde grevler ve bu alandaki sendikal örgütlenme sorunu, kentlerin sınıf

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edebiyat Nedir? – Jean-Paul Sartre “Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur” Dostoyevski

Edebiyat Nedir? (Qu’est-ce que la litterature?), 20. yüzyılın en etkili düşünür ve yazarlarından Jean-Paul Sartre’ın deneme türünde 1947 yılında yazdığı ve kısa sürede kültleşmiş kitaplarından. Kuram ve eylem adamı niteliklerini birleştiren, yazar-aydın kimliğiyle yaygın bir etki uyandıran Sartre, döneminde tartışmalara yol açan bu kitabında edebiyat kavramını ‘yazar’, ‘yazarın görevi’ ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Son İstasyon: Tolstoy’un Son Yılı – Jay Parini

Anna Karenina, Savaş ve Barış gibi görkemli başyapıtların yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy, hayatının son günlerini huzur içinde geçirmek amacıyla, 1910 yılının soğuk bir sonbahar günü, meçhul bir yöne doğru evinden, kırk sekiz yıllık karısından, on üç çocuğundan ve gazetecilerden kaçarak trenle yola çıkar. (*)“Bir zamanların görkemli çiftliği Yasyana Polyana’dan çıkarken

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yüzbaşının Kızı – Aleksandr Sergeyeviç Puşkin “İhanet karşısında dürüstlüğün ve cesaretin zaferini anlatan roman”

Yüzbaşının Kızı (??????????? ?????), Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in 1833-1836 yılları arasında yazdığı rus edebiyatında büyük öneme sahip bir romanıdır. Yüzbaşının Kızı, Pugaçov Ayaklanması sırasında Rus bir subayla görev yaptığı kale komutanı yüzbaşının kızı aralasındaki duygusal ilişkileri konu alır. 18. yüzyıl Rusya’sında geçen roman, rejimin çalkantılı ve belirsiz olduğu dönemde orduya katılan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gölgesi Yıldız Dolu: Metin Altıok Kitabı – Zeynep Altıok

Metin Altıok, şiirimizde çağcıl bir ses. Şiirinin gelişip oluşma yatağı bir gelenegin belki de en ışıltılı yerinde durur. Onun, süre süre getirdiği şiirinin debisinde yatan acnın/savrulmanın dilidir o çağcıl sesi bugün bize duyuran. En lirik söyleyişten en kült anlatıya uzanan bir coğrafyanın renklerini/seslerini getirir bize. Onun yazgısı da yazdığı şiirinin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ölü Canlar – Nikolay Vasilyeviç Gogol

“Gogol’e ününü sağlayan “Müfettiş” ve “Palto” gibi, “Ölü Canlar” da Rus toplumsal hayatına yapılmış ağır, ama mizahi bir eleştiridir. Kahramanı Pavel Ivanovich Chichikov’la giderek palazlanan iş bitirici ve şarlatan bir insan tipine; onun “can” denilen serfler üzerine çevirdiği dolaplarla kazandığı güç üzerinden ise Rus kanunlarına ve sınıfsal ilişkilere saldırmıştır yazar. Chichikov’un

OKUMAK İÇİN TIKLA

Evrenin Oluşumu – Henri Laborit. Bilgiyle düşü, bilimle şiiri birleştirebilen aydınlatıcı bir kitap.

Madde dünyası, taşların, ağaçların, yaprakların, dalların, hayvanlarla insanların, gördüğümüz, dokunduğumuz, kokusunu aldığımız, sesini işittiğimiz her şeyin dünyası nedir acaba? Neden yapılmıştır? Ve insanların yüzyıllarca, yıldızlarıyla birlikte tepelerine asılı sandıkları, Dünya çevresinde döndüğüne inandıkları gökyüzü nereden geliyor? Ve bütün bunların ortasındaki insan nedir? Bu gibi en yalın sorulardan en karmaşık sorunlara

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yolgeçen Hanı – Pınar Selek

Yolgeçen Hanı, Pınar Selek’in darbe sonrası yılların acılarını, tüm renk ve sesleriyle hayatın ve insanların canlılığına sarmalayarak anlatmayı başardığı; gücünü, samimiyetinden ve doğallığından alan ilk romanı. Bir kaçışın hikâyesi ve 12 Eylül’ün ardından gelen şarkılar… Kimliklerinin peşine düşmüş dört genç: Devrime olan inancını asla yitirmeyen ve bu uğurda sevdiklerini terk

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ermeni ozan Sayat Nova, büyük aşkı Prenses Anna ve ?Bir Sözüm Var Sana? şiiri

1712 yılında doğup 1795 yılında ölen Ermeni ozan Sayat Nova (Harutyun Sayatian), üç dilde şiirler yazmış. Azerice, Ermenice ve Gürcüce. Sayat Nova’yı henüz tanımıyoruz. Çünkü henüz Türkçeye çevrilmiş değil. *”Ne zaman resimdeki aydınlık yüzlü adama baksam, onun dinlediğim en güzel aşk şarkılarına ve şiirlerine imza atan büyük ozan Sayat Nova

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hem Türk hem Ermeni ilk roman, Akabi Hikâyesi ? Hovsep Vartanyan / Vartan Paşa

Avusturyalı Türkolog Andreas Tietze’nin Paris?teki bir kütüphanede bulduğu, Hovsep Vartanyan (Vartan Paşa) tarafından 1851 yılında Ermeni harfleriyle ama Türkçe olarak yazılmış Akabi Hikâyesi adlı romanı hem Ermeni edebiyatının hem de Türk edebiyatının ilk romanıdır. 1872?de Arap alfabesiyle yayımlanan Şemseddin Sami?nin ?Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat? adlı yapıtı Türk edebiyatının ilk romanı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Küller Arasında / Acının Terazisinde İki Halk: Türkler ve Ermeniler ? Halil İbrahim Özcan

(*) ‘Küller Arasında’ , 1915 Tehcir Kanunu’yla Haçin’den sürgüne gidenlerden bir kısmının 1918’de yeniden Haçin’e dönmelerini ve döndükten sonra yaşadıklarını, hüzünlü ve tarafsız bir dille anlatıyor. Hikâye, Ermeni ve Türk halklarının bin yıllık kardeşlik duygusuyla kaleme alınmış.. “Ben sana ne diyebilirim ki Aram? Şimdiye kadar yoktu böyle şeyler, gavurmuş, Müslüman?mış…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Biletimiz İstanbul?a Kesildi ? Mıgırdiç Margosyan ?Diyarbakır?da gavurduk İstanbul?da Kürt olduk?

Mıgırdiç Margosyan’ın 1998 yılında yayımladığı ‘Biletimiz İstanbul’a Kesildi’ öykü kitabında, 1940’lı 50’li yılların Diyarbakır’ı ve İstanbul’unda tadına doyulmaz bir gezintiye çıkarıyor okuru. Mıgırdiç Margosyan anadilini öğrenmesi için, birkaç arkadaşıyla İstanbul’a Ermeni Yetimhanesi’ne gönderilmesiyle başladığı kitabında zaman zaman çocukluğuna, Diyarbakır’da doğup büyüdüğü Gavur Mahallesi’ne dönüyor. Ve yazar öyküsünü şöyle anlatıyor: “Diyarbakır’da,

OKUMAK İÇİN TIKLA