Etiket: Kırmızı Kedi Yayınevi

Faşizm iki insan arasındaki ilişkide başlar

“Kimim ben senin için, kimim bunca yıldan sonra?” diye sorar 20. yüzyılın en büyük romanlarından biri olan Malina’nın yazarı Ingeborg Bachmann hiç gönderilmemiş veda mektubunda Paul Celan’a. Mektuplaşmaları 1948’den 1967’ye kadar aralıklarla ama çok yoğun sürer. Bu kısacık birliktelik, bitmeyen bir aşka dönüşmesinin ardından, Sen Nehri’nin karanlık sularında ve Roma’da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şükrü Erbaş’tan “Pervane”

İnsanların, “yoksunluk ihtiyaçları” adı altında toplayabileceğimiz psikolojik, güvenlik, sosyal ve itibar ihtiyaçları ile “büyüme ihtiyaçları” çerçevesinde görebileceğimiz bilişsel, estetik ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları var. 1950’lerde Abraham Maslow’un ortaya attığı bu çerçeve, kuşkusuz kabul gördüğü kadar da tartışılıyor. Biz, bir başka açıdan… Şükrü Erbaş’ın yeni kitabı, Pervane üzerinden bakalım buna.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kuşatmanın senfonisi

Sarah Quigley Orkestra Şefi’nde, Şostakoviç’in 7. Senfoni’sinin besteleniş öyküsüne ve Leningrad’ın II. Dünya Savaşı sırasında yaşadıklarına bambaşka bir pencereden bakıyor. Dimitri Şostakoviç, 20. yüzyılın en önemli ve üretken bestecilerinin başında gelir. 25 Eylül 1906 günü St. Petersburg’da dünyaya gelmiş, on üç yaşında konservatuvar eğitimine başladığında doğduğu kentin adı Petrograd olmuştu.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çalınmış vals – A. Ömer Türkeş

Antonio Skarmeta, Gökkuşağı Günleri’nde Şili tarihinde dönüm noktası sayılan bir süreci, Pinochet diktatörlüğününün sonunu getirecek olan halk oylaması sırasında cereyan eden olayları anlatıyor. 1988 yılındayız. General Augusto Pinochet’nin faşist askeri darbesinin üzerinden on beş yıl geçmiş ama muhaliflere yönelik baskılar, tutuklamalar, faili meçhul cinayetler sürüp gidiyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çocuk kitabı Fikri Rüyakaçıran dair – Güzella Bayındır

Ben bu hafta yeni bir yazarla ve ilk kitabıyla tanıştım. Lütfen siz de tanışın. “Fikri Rüyakaçıran”; Su Özdoğu’nun ilk kitabı. Kendini tanıttığı ilk cümlelerden itibaren Su Özdoğu’nun sözcüklerle kurduğu ilişkinin sıradan bir ilişki olmadığını anlıyorsunuz. Tıpkı hayatla kurduğu ilişki gibi…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Doris Lessing’den ‘Anılar’

Lessing, edebiyat tarihinin en dikkat çekici kadınlarından biri. Feminist yazının önemli eserlerinden olan “Altın Defter” gibi büyük ilgiyle karşılanmış bir romanın yanında “Hayatta Kalma Güncesi” gibi başarılı bir ters ütopyaya imza atmış, son romanı “Yarık” 2007’de yayımlandığında aynı yıl Nobel Edebiyat Ödülü’ne ve daha pek çok önemli edebiyat ödülüne değer

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gökyüzüne Vurgun Kelebek

Çocuk kitaplarının en güzel konularından biridir bilinmeyeni keşfetme tutkusu. Belki de hepimizin içine en çok işleyen karakterlerden biri olmuştur denizi düşleyen Küçük Kara Balık ve bunu bir gün gerçekleştireceğine dair kararlılığı. Küçük Kelebeğin Rüyası’nda da yine hayallerinin peşinden gitme konusunda tutkulu “kozasından yeni çıkan, kanatlarındaki parlak renklerle” hep daha fazlasını

OKUMAK İÇİN TIKLA

Saramago’nun Mağara’sı – Osman Güven

Kapitalizmin yarattığı sıkışmayı, işsiz kalmaya mahkum bir çömlekçi üzerinden anlatan Mağara, sistemin çıkışsızlığına dair önemli bir anlatı. Nobel edebiyat ödülünün güçlü adayları arasında gösterilen bir yazar “opus mangum”u sayılabilecek kitabını yazarken ne kadar acı çektiğini anlatan röportajlar vermişti bir iki yıl önce. Kitaptan ne kadar nefret ettiğinden, nasıl zor bir

OKUMAK İÇİN TIKLA

Frankensteingillerin hikâyesi

Eski bir tartışma bu: Bilim iyi güzel de kötüye kullanıldığında ne yapacağız? Her Nobel Barış Ödülü verildiğinde “Ama, ama dinamit” diyesim gelir. Çılgın Dâhiler’i okurken içimden sık sık “ama dinamit” demek geldi. Laurent Lemire’in yazdığı kitap “Arşimet’ten günümüze bilimlerin çılgın tarihini” anlatıyor. Kitap, Kırmızı Kedi Yayınevi’nin Popüler Bilim Serisi’nden Işık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kışkırtıcı bir tarih

Yahudi ulusunun tarihi zorunlu göçün, yersizyurtsuzluğun, bunun yanında paranın ve zekânın tarihidir. ?Yahudiler, Dünya ve Para? ile ?Yahudilerin Siyonizm Karşıtlığı? bu tarihi daha iyi anlamamızı sağlıyor. Slovoj ?i?ek, ?Anti-Semitizmin Paradoksları? başlıklı makalesinde, Yahudi ulus-devletinin kurulmasıyla birlikte yeni bir Yahudi figürünün ortaya çıktığını, İsrail devletiyle özdeşleştirilmeye direnen, İsrail devletinin esas yuvası

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Masal Gibi Bir Dünya İsterim!? – Mehmet Özçataloğlu

Bombalar patlıyor, çocuklar ölüyor! Dünyanın şu andaki durumunu en kısa şekilde sanırım böyle özetleriz. Bütün gözü doymazlıkların faturası çocuklara kesiliyor. Oysa böyle olmamalı dünya. Annemin anlattığı masalları anımsıyorum. Sonunda hep iyiler kazanırdı o masallarda. Dünyanın da böyle bir yer olduğunu düşlemiştim. Bize anlatılan masallarla dünyanın gerçekliği uymuyormuş, bunu gördüm büyüdükçe.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Böyle olur Necib Mahfuz polisiyesi

Mahfuz?un 1952 devriminin ardından kaleme aldığı Hırsız ve Köpekler kısa ama yazarın siyasi görüşleri ve edebi kariyerindeki değişimi yansıtması açısından önemli bir roman. Hırsız ve Köpekler, Necib Mahfuz romanlarının kapsayıcı, panaromik yapısına alışkın okurları şaşırtacak bir roman. Hapiste geçirdiği birkaç yıldan sonra özgürlüğüne kavuşan bir adamın dışarıda geçirdiği iki haftalık

OKUMAK İÇİN TIKLA

?İstasyonda Vals? – Mehmet Özçataloğlu

?İstasyonda Vals? son dönemde okuduğum en saf, en duru kitaptır. Neden saf ve duru diyorum? Çünkü kitap dümdüz bir semt hikâyesi. Fantastik ögeler, çeşitli yaratıklar bu kitapta yok. Düşünceyi zorlayan, dolambaçlı bir anlatım da bu kitapta yok. Bu kitapta mahalle komşumuz Necip Amca var. Alt katımızda oturan Aliye Teyze var.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Auschwitz?ten önce Auschwitz?ten sonra…

Primo Levi?nin bir kimyager olarak maddeye, bir insan olarak da mânâya erişmek için çıktığı arayışın hikâyeleri var Periyodik Tablo?da. Primo Levi, Periyodik Tablo?da kimyacılık eğitimi ve mesleki faaliyetleri ile ilgili anılarını yirmi bir hikâyede toplamış. Kendi aralarında -yazarın hayatı üzerinden- bir bütünlük sağlayan hikâyeler bir romanın bölümleri olarak da düşünülebilir…

OKUMAK İÇİN TIKLA

Emek Yoksa Ben de Yokum! – Atilla Dorsay

“Emek Yoksa Ben de Yokum, aslında pek de sevmediğim türden, cafcaflı ve gösterişli bir başlıktı… Bir yandan yazarın kendisini fazla öne çıkarması diye yorumlanabilirdi. Öte yandan da riskliydi: Eğer amacı gerçekleşmezse ve yazar “Emek’i kurtaramazsa” ne olacaktı? Yazar ömrünü verdiği mesleğini ve köşesini bırakacak mıydı? Ancak, öncelikle bunları düşünecek halim

OKUMAK İÇİN TIKLA

Son Yıllarım – Albert Einstein

Tarihin en büyük ve en etkili beyinlerinden biri olan Albert Einstein’ın 1934-1950 yılları arasındaki yazılarını kapsayan bu kitap, günümüzde de tartışılan ve çözüme kavuşturulamamış konuları ele alıyor. Savaşların sürdüğü, açlığın ve yoksulluğun kol gezdiği dünyamız, Einstein’ın dünyasından pek de farklı değil. Einstein’ın ısrarla üzerinde durduğu devletlerarası rekabetin olumsuz etkileri hâlâ

OKUMAK İÇİN TIKLA