Etiket: Süleyman Deveci

Göçmenler okumayı neden sevmezler? Süleyman Deveci

Çünkü göçmenler çok okuyanın değil çok gezenin, çok görenin daha çok bildiğine inanırlar. Okumak cahil cühela, bir diğer söylenişiyle boşta gezenlerin boş uğraşısıdır. Okumak gereksizdir, yazılan her şey zaten bir gün filmleştirilip televizyon ya da bilgisayar ekranlarıyla önlerine gelecektir. O kadar emindirler. Bunun göçmeni aşağılamak veya hor görmekle bir ilgisi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Neden Yazmak – Süleyman Deveci

Yazı yazmaya başladıktan bir süre sonra (ki bu bazılarında birkaç yıl, bazılarında ise on yıllara sarkan bir süreç içerisinde kendisini gösterebilir) öyle bir an gelir, artık yazmak namus borcu gibi bir şeydir. Bağımlısından öte tiryakisi gibi bir ucube olup çıkmışsınızdır. Yazmasanız dayanamayacağınızı, nefesinizin tıkanacağını, hareket edemeyeceğinizi zannedersiniz. Yazdıkça hava almaya,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yak Gitsin – Süleyman Deveci

Her gün rastladığımız insanların aslında ne kadar komik, ne kadar kinci, ne kadar sahtekâr, ne kadar cani, ne kadar talihsiz olduklarını biliyor muydunuz? Herkesin birbirinden ilginç, dramatik, gülünç ya da ibretlik bir hikâyesi vardır… ‘Yak Gitsin’ insana dair, güldüren, düşündüren, kahreden ve ders çıkarılması gereken öykülerle dolu bir kitap.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hamburg’da Aşk Başkadır – Süleyman Deveci

Ekonomik, politik çıkmazlardan, can güvenliği kaygılarından ya da daha güzel bir yaşam sürme hevesleriyle Almanya’ya göç etmek zorunda kalan Anadolu insanının ”Dünyaya Açılan kapı” olarak adlandırılan Hamburg’da yaşadıkları birbirinden ilginç aşk hikâyeleri… Tertemiz duygularla ölümüne sevenler, kaşla göz arasında birbirlerini aldatanlar, çok eşliliğin ve ihanetin kitabını yazanlar, sevdikleri için her

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hamburg’da Yalnızlık – Süleyman Deveci

Hamburglu yazar Süleyman Deveci, bu defa yeni bir öykü kitabı ile okurlarıyla buluşuyor. Öykülerin genel konusu bu defa yalnızlık. Bugüne kadar beş kitabı yayınlanan ve iki dilli yazan yazarın okurları, onu daha çok ilk öyküleri ?Hamburg’dan Esintiler? ve ikinci romanı ?Hamburg’dan Hayat?tan tanıyorlar. Almanca-Türkçe yazan Deveci’nin bu defaki öyküleri de

OKUMAK İÇİN TIKLA

Faik Baysal’ın ?Voli?si – Süleyman Deveci

?Voli? 1997 yılında yazılmış, iyi öykücü ama kötü romancı usta anlatıcı Faik Baysal’ın zayıf ve yersiz bir romanı. Gemsa İhracat ve İthalat Şirketi’nin sahibi Siat Devlet namı diğer Saido iyi bir voli vurmanın peşindedir. Zaten zengin olan, başarılı, klasik yurdum insanı özelliklerini taşıyan bir tüccar olarak, yağma, talan, rüşvet, ihale

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hamburg´da Hayat – Süleyman Deveci

Basın Açıklaması: ?Hamburg’da Hayat? ?Hamburg’da Hayat? Hamburglu göçmenlerin ilk romanıdır. Oldukça iddialı bu tezin arkasında neler yatıyor kabaca irdeleyelim: Göçmen edebiyatının Hamburg’da yer edinmesi oldukça sancılı süreçlerden geçti, geçiyor. İlk şiirlerle başladık kendimizi ifade etmeye. Duyduğumuz derin özlemleri, yaşayamadıklarımızı, acılarımızı, hüzün ve sevinçlerimizi türkülere, dizelere, şiirlere döktük bilinen ebatlarıyla. Şehrimizdeki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dostoyevski’den Bir Ölünün Hatıraları – Süleyman Deveci

Sibirya diyerek geçmemek gerekir. Hala bugün dahi dünyada ağır cezaevi koşulları, sürgün, zor hayat şartları, soğuk denilince ilk akla gelen doğal ve gerçek zindanların en meşhurlarından biri. Romanın babalarından Dostoyevski’nin de burada dört yıl sürgünde kaldığını biliyoruz. Bir yazar için dünyanın neresinde olursa olsun cezaevi, insanı, insanın ruhunu mahkumlar özgülünde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Erdal Öz’ün Yaralısın yapıtına dair – Süleyman Deveci

Erdal Öz “Yaralısın”ı Mayıs 1973’te yazmış. Konu işkence. Edebiyatta işkenceyi bu denli anlatan yapıt maalesef çok az, işkence görenlerin sayısı ülkemizde milyonları bulmuş olmasına rağmen hem de. Osmanlıdan, cumhuriyetin kuruluşundan beri süregelen, uluslararası insan hakları kuruluşlarının belgelerine, envai ve Avrupai kurumların raporlarına kadar yansımış acı ve utanç verici bir gerçeğimiz.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hamburg’dan Esintiler – Süleyman Deveci

Süleyman Deveci’nin Türkçe ilk öykü kitabı ?Hamburg’dan Esintiler? den bir okuma parçası… Lahmacuncu Hava soğuktan öte dondurucu, karlı ve haddinden fazla ölümcül, beyaz kar ve yoksulluk kokuyor ortalık, kışın eşsiz bucaksız hüzünlü romantizm kokusu. Sanki en son bir günmüş, daha sonrası, ardı arkası gelmeyecekmiş gibi sırıtan kıyamet habercisi bir gün.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kaçak Bir Şair Öğretmen – Süleyman Deveci

Mustafa Ural 1944 yılının Haziran başlarında tutukevinde bir hücrededir. Aradan günler geçer birkaç yüz mahkumla yan yana getirilerek uzun bir zincir aralarından uzatılıp kelepçelerine geçirilmek suretiyle zoraki yola çıkartılırlar. İstikamet bir cezaevidir. Yolda giderlerken Ömer isimli mahkumla konuşmaya başlayan Mustafa’ya Çavus tüfeğinin süngüsüyle müdahale eder. Olaya şahit olan ama tam

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sabahattin Ali´den Bir Namus Cinayeti Romanı – Süleyman Deveci

1903 yılında Aydın’da Kuyucak isimli bir köyü eşkiyalar basarlar. Bir karıkocayı öldürürler ve Yusuf isimli küçük bir çocuğu yetim bırakırlar. Ertesi gün olay mahaline ilgililerle birlikte ulaşan Kaymakam Salâhattin Bey yaptığı incelemelerden sonra öldürülen Etem Ağa’nın artık yetim oğlu Yusuf’u, çocuğu da ikna ederek yanına evlatlık olarak alır. Kaymakam Salâhattin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Edebiyat Öğretmenin Dünyası – Süleyman Deveci

Cevdet Kudret deyince aklımıza hep edebiyat tarihçisi, eleştirmen bir yazar gelir. Üstadın çok yönlü muazzam derecede üretken bıkmaz tükenmez bir yazın enerjisi olduğunu çoğumuz bilmeyiz. Edebiyat en azından ülkemizde hala solundur, dahası solda hem üretkenliğini hem yaşama ihtiyaçlarını, dahası kendini bulur. Havada Bulut Yok başlı başına bunun kanıtına yetmeli. Yarattığı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Şemsettin Sami´den ilk yerli romanımız: Taaşşuk-u Talat Ve Fitnat – Süleyman Deveci

İlk yerli romanımız sayılan Taaşşuk-u Talat Ve Fitnat, ilk defa 1872 yılında yazılmış ve bir gazetede yayınlanmaya başlamış kitaplaşmış halini ise ancak üç yıl sonra bulmuş. Talat ve Fitat´ın aşkı diye de adlandırılabilecek bu ilk romanımız olanaksız, gerçekleşmesi imkansız bir aşk öyküsünü anlatır ve romantik romana en iyi örnektir. Tanzimat´tan

OKUMAK İÇİN TIKLA

Franz Kafka: Şato – Süleyman Deveci

Praglı Franz Kafka denilince akla her şeyden önce Max Brod adı gelmelidir. Zira onun bu arkadaşı olmadan ne edebiyatçılar ne de koca dünya böyle bir yazarın varlığından haberdar olurdu. Kafka´nın 1924´de Viyana´da bir sanatoryumda kırkbir yaşında vefatından sonra Max Brod isimli yirmi yıldır arkadaşı kendisine imha edilmeleri için verilen yazılarının

OKUMAK İÇİN TIKLA