Kategori: Zafer Köse

Bir Livaneli Adası – Zafer Köse

Yeryüzü cenneti bir adada, ormanlar arasındaki kırk konutta yaşayan insanların hikayesi, Son Ada’da anlatılan. Adanın asıl sahibi olan martılarla dengeli ve saygılı bir ilişki geliştirilmiştir. Onların yumurtlamak ve yaşamak için gereksinim duydukları alanlara girilmemektedir. Adadaki insanlar arasındaki ilişkiler de bir cennet anlayışını yansıtır. Hesapsız dostluklar, tasasız günler, huzurlu hayatlar yaşanmaktadır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Cevabı Dostum, Yeni Yılda Bunun – Zafer Köse

Beethoven’a, Nazım’a, Dostoyevski’ye o büyüleyici yapıtları üretme gücünü veren neydi? Gözlerinin içi gülerek insan sevgilisine neden çiçek verir? Bir anne, neden dünyaya çocuk getirir? Cevabı dostum, umutta bunun. İyi müziğin, nitelikli şiirin, katmanlı romanların değerinin anlaşılacağına duyulan güvende. Çiçeği uzatan yüreğin içtenliğinin hissedileceğine inanmakta. Doğan bebeğin dünyaya güzellik katmasında. Yeni

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mimarlık Diye Bir Şey – Zafer Köse

Zülfü Livaneli, zaman zaman Hanns Eisler’ın bir sözünü hatırlatır: “Sadece müzikten anlayan, aslında müzikten de anlamaz.” Sadun Aren, bilindiği gibi, sosyalizm mücadelesinde bedeller ödemiş, yıllarını feda etmiş bir iktisat profesörüydü. Siyasal mücadelesi kadar üniversitedeki hocalığını da önemsiyordu. Derslerin hayatla bağlantı kurularak anlatılmasının ve bilgilerin dünyayı anlamak için kullanılabilecek hale getirilmesinin,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hacerler – Zafer Köse

Onlar hapishanelerde isyan çıkarmadılar. Silahları falan yoktu. İtirazlarını dile getirmek için açlık grevi dışında bir çareleri de yoktu. Devletin denetimde, can güvenlikleri de yasalarca devlet sorumluluğunda olan mahkumlardı. 19 Aralık 2000’de, 20 cezaevinde “Hayata Dönüş Operasyonu” düzenledi devlet. 32 kişiyi öldürdü. Hacer Arıkan, sağ kurtulanlardan biri. “Hastanede aylar boyunca bakıma

OKUMAK İÇİN TIKLA

Melih Pekdemir’in son kitabı – Zafer Köse

İnsanların refahına, yaşam biçimine, varoluşuna yönelik saldırılar kabul edilemez boyutta ve gittikçe artıyor. Ya onursuz kişilikler geliştirip kölelik ortamında yaşamayı kabul edeceğiz ya da direneceğiz. Kendimizden başka, bir araya gelmekten başka güvencemiz yok! Adres: Birleşik Haziran Meclisleri Evet, barbarların saldırıları arttıkça ve karşılığında halk direnişi geliştikçe, birileri buna “kardeş kavgası”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Jestler, Birikimler – Zafer Köse

Bir arkadaşım, o sırada konuştuğumuz konuyla ilgili bir yazıyı okumam için, Nisan 1959 tarihli Yeni Ufuklar dergisini verdi. Dergide, Rauf Mutluay’ın, “Mektup” isimli bir hikayesi var. Böylece, Mutluay’ın ilk kez bir hikayesini okumuş oldum. Hikaye, bir adamın eski karısına veya artık birlikte yaşamalarının anlamı kalmamış olan karısına yazdığı bir mektup

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gerçekliğe Doğru – Zafer Köse

Bir mimar olsaydı, tasarımını koşarak yapardı. Eskizlerini koşarak geliştirir, bilgisayarda çalışırken verdiği aralarda koşar, ploterden çıktıyı almaya koşarak giderdi. Bir romancı olsaydı, zihnine düşen hikayeyi koşarak sürdürürdü. Temayı işleyecek biçimde olayları ilerletirken, kahramanlarını canlandırırken koşardı. Unutmamak için durup not eder ve koşmaya devam ederdi.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Nerelisin? Zafer Köse

“Zafir’in ve Halime’nin yaşadıkları hayat nasıl “döküntü” kelimesinin anlamını değiştirebiliyorsa, bu hikaye de okurun kafasındaki “Nerelisin?” sorusunun anlamını değiştiriyor. Bu sorunun, bu memleketteki anlamını netleştiriyor.” Zafir, hep örnek aldığı on beş yaşındaki ablasının ardından düşe kalka koşuyor. Ama yetişmekte zorlanıyor. Ablası, elinden tuttuğu en küçük kardeşini peşinden sürüklediği halde, çok

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalınlıkla Süslenen Bir Roman – Zafer Köse

Kitabın arka kapağında verilen bilgiye göre, Factotum, her işi yapan kişi anlamına geliyor. Genelde kahya, ayakçı gibi unvanla, bir vasıf gerektirmeyen işlerde çalışılan kişi. Bu tür işlerde çalışanların, bir işyerindeki ömürlerinin pek uzun olmadığı bilindiğine göre, Factotum sözcüğü, biraz da iş arayan kişiyle özdeşleşiyor. Bir tür “her işi yaparım abi”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Günah Taşları – Zafer Köse

Kalabalık bir grup, recm cezasını uygulamak üzere toplanmıştır. Maria Magdalena, günahkar bir hayat yaşadığı için öldürülecektir. Taşlar hazırdır. Maria çaresizce beklemektedir. O anda, Nasıralı Marangoz Yusuf’un oğlu ufukta belirir. Herkes onun Maria’yı kurtaracağını bilir, ama bunu nasıl yapacağını merak ederler. O kitlenin elinden, böyle bir anda bir kadın nasıl kurtarılır?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeni orta sınıfın Gezi’ye ilerleyişi – Zafer Köse

Son zamanlardaki önemli kitaplardan biri: Ali Şimşek’in “Yeni Orta Sınıf – ‘Sinik Stratejiler’”. Kitap Gezi’nin de bir analizi niteliğinde. Bu ayaklanmanın belki de en önemli bileşeni olan yeni orta sınıfı, ortaya çıkış koşullarıyla, evrilmesine neden olan gelişmelerle, eksik kalan yönleriyle ve en önemlisi, gelecek için verdiği umutla inceliyor. Şirketini kurduğunda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Roman, Film, Müzik ve Livaneli – (Röportaj: Zafer Köse)

Zülfü Livaneli, sinema alanında da önemli çalışmaları olan bir sanatçı. Aralarında Otobüs, Yılanı Öldürseler, Sürü, Yol, Mutluk gibi filmlerin bulunduğu yerli ve yabancı birçok filmin müziklerini besteledi. Çok sayıda en iyi film müziği ödülü kazandı. Bunlardan sonuncusu, Mutluluk film müziği ile 2007 Antalya Altın Portakal’dan geldi. İlk yönetmenlik çalışmasında, Yaşar

OKUMAK İÇİN TIKLA

Roman, Film, Müzik ve Livaneli

* “SON OZAN” KİTABINDA (ZAFER KÖSE, MEVSİMSİZ YAYINLARI, 2007) YER DEMİR GÖK BAKIR FİLMİYLE İLGİLİ BÖLÜMDEN KISA PARÇALAR: * … (1986) Yıllarca hazırlandıktan sonra bir filme başlıyor. 1974 yılında İsviçre’de ‘Otobüs’ filminin müziğini yaptığından beri yüreğini kanırtan bir istekti bu. Otuzu aşkın film müziği vesilesiyle değişik uluslardan yönetmenlerle çalışmıştı. Çoğu zaman

OKUMAK İÇİN TIKLA

Paul Lafargue’den “Tembellik Hakkı”: Çalışmak-Çalıştırılmak – Zafer Köse

Bazı kitaplar vardır ki hiç eskimez Paul Lafargue’ın “Tembellik Hakkı” kitabı da onlardan biri. Her daim yeni ve her daim gündemde tutulması gerekir. Çoğu marksistin bu kitabı okumuş olduğunu biliyorum; ama yine de üstüne yeniden konuşmak gerekir. Bu yazı bir tanıtım değil, bir eleştiri değil ama aynı zamanda da her

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yalana Karşı Duran – Zafer Köse

Bir deprem olur bir yerlerde. İnsanlar enkaz altında kalır, umutlar ezilir, hayaller yıkılır. Felaketle ilgili haberleri duyarsınız, okursunuz. Çeşitli rakamlar ulaşır size. Bir sürü görüntü, açıklama, yorum… Bir adam işsiz kalır bir yerlerde. İş ilanları takip edilir, yaşama hevesi azalır, akşamları eve gitmek zorlaşır. Çeşitli rakamlar ulaşır size. Bir sürü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Dincilik, Eğitim, Altyapı – Zafer Köse

“İnsanlar istediğini yapabilir, ama istediğini isteyemez” der Schopenhauer. Dincileşme sorununa, “başını örtmek isteyenlerin istedikleri gibi giyinme hakkı” açısından bakınca, konuşacak fazla şey olmaz. Herkesin tercihine saygı duymak gerek. Hatta, sadece kabul etmek de yeterli değil, tercihini uygulayamayan insanların yanında yer almak gerek. Oysa dincileşme, insanların istediğini yapma hakkıyla değil, onu

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sermaye, Siyaset, Medya – Zafer Köse

SERMAYENİN ÜRETTİĞİ Bunca mal ve hizmet, elbette bir üretim sistemi içinde, bir yönetim anlayışı ile üretiliyor. Üretim ilişkileri; toplumdaki değer yargılarının, güzellik anlayışlarının, kişisel görüşlerin oluşmasında belirleyici oluyor. Paylaşım meselesi ve yaşam biçimi konusu, üretim biçiminden bağımsız olamıyor. Sonuçta eğitim sisteminden şehirlerin yerleşim planına, akrabalık ilişkilerinden modaya kadar birçok olgu,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Motivasyon – Zafer Köse

TANIMI VE ÖNEMİ Motivasyon, bireyi davranışa sevk eden içsel güç, olarak tanımlanıyor. Bir davranışı başlatan, bu davranışın yönünü ve sürekliliğini belirleyen bir içsel güç. Bu gücü oluşturan en önemli etken ise bireyin bir gereksinimi karşılama isteği. Motivasyon hiç sağlanamasaydı, insanları çalıştırmak için sürekli baskı yapmak, hatta doğrudan fiziksel şiddet uygulamak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Umudun Gölgesi – Zafer Köse

Sevgili Gülay, ne güzelsin sen. Ne kadar saf, ne kadar insan, ne kadar onurlu. Hep haklı olanlar kazanır sanıyordun. Ve siz haklıydınız. Barbarların, zulmetmek için kendi kurallarıyla gelip egemenlik kurdukları o 12 Eylül gününden sonra, bak, ne çok zaman geçmiş. O günden sonraki her gün, sizin haksız olduğunuz, kötü olduğunuz

OKUMAK İÇİN TIKLA

Satranç Üzerine – Zafer Köse

İnsan hiçbir şey düşünmeden, algılamadan, iletişim kurmadan yaşayabilir mi? Yapabilse, zihnini boşaltabilse bile, bunun süresi ne kadar olabilir? Vedat Türkali?nin ?Bir Gün Tek Başına? romanındaki bir kahraman, insan zihnini değirmen taşına benzetiyor. Hiç durmadan dönüp duran değirmen taşına. Araya öğütülecek bir malzeme atmazsanız, değirmen taşının kendini aşındıracağını söylüyor. ?Kafayı yemek?

OKUMAK İÇİN TIKLA