Etiket: Öznur Özkaya

Külrengi yalnızlıklar içinde bir aydın: Ahmet Cemal – Öznur Özkaya

Benim için sırf Canetti?yi ve Bachman?ı çevirdiği için bir eli, Benjamin?i ve Kafka?yı çevirdiği için de diğer eli defalarca öpülesi bir insan olan Ahmet Cemal, gerçek bir edebiyatçı ve öğretmen olarak öğrencilerine yaptığı bir konuşmada ?İnsan hayatında bazı değerler ön planda olmalıdır. İnsan, bunları fazlasıyla gözetmeli, fakat bunların içinde para

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Çeviri; aslını gölgeden takip etmektir biraz da…”

“Çevirdim Dilim Yandı”, genç çevirmenlerin zevkle okuyacağı, kuramsal metinlerin sıkıcılığını taşımayan, sıcacık bir kitap. Aynı zamanda edebiyatla, dille ilgilenenlerin ve elbette meraklı okurun elinden bırakamayacağı bir kitap. Çeviri; aslını gölgeden takip etmektir biraz da? ?İnsanın kendi yaşam çevresi dışındaki olgularla düşleri bilme çabasının bir sonucudur çeviri. Değişik toplulukların, ulusların, bilim,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bütün gördüğümüz düş içinde bir düş – Öznur Özkaya

Poe, Amerikan rüyasının görünmeyen kısmını doğru bir biçimde anlatmış, maddeciliğin, aşkın hırsın ve rekabetin yalnızlık ve yabancılaşmaya yol açacağını göstermişti. Poe?nun karakterleri, toplumdan ve toplumsal değişimlerden uzaktır, bireyin zayıflıklarını yansıtırlar. ?Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allen Poe; dingin ve erdemli Goethe?den veya Walter Scott?tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Ölüm bir skandal olacak / acemi hayatımızda!” – Öznur Özkaya

Varlık üstüne düşünürüz de yokluk üstüne eğilmeyiz; korkarız yitmekten, yitirmekten. Aşk ve hayat üzerine yazarız, okuruz da, kaçarız ölüm üzerine düşlemekten. Ölüm; onca didişmenin, savaşın, kayıp skorları tutmanın gereksizliğini, her şeyin bir ipliğin ucunda düğümlendiğini kanıtlar bize. Yaşa, cinsiyete saygısı yoktur, sanıldığından kolay ulaşılır kendisine. Gündelik heyulanın içinde soğuk nefesinin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Walden?da Bir Gezgin: Henry Davıd Thoreau – Öznur Özkaya

18. yüzyıl rasyonalizmine karşı bir tepki ve 19. Yüzyıla damgasını vuran yaygın hümanist eğilimin bir göstergesi olarak ortaya çıkan Transandantal akım; ?kendini gerçekleştirme?, ?kendini dışa vurma? ve ?kendine dayanma? gibi kelimeler üreterek, bireyin benliğinin tüm insanlıkla bir olduğunu vurgulayarak toplumsal eşitsizlikleri sağaltmanın ve insanlığa dair acıları gidermenin ahlaki ve vicdani

OKUMAK İÇİN TIKLA

Matmazel Bach – Öznur Özkaya

Ve bir gün çocuklarından birinin isyanıyla tahtından olacağı korkusuna kapılan Zeus, ilk karısı Metis?i yuttu. Zeus?un kafasında gün be gün büyüyen bir şişlik oluştu. Metis; Athena?yı Zeus?un kafasının içinde doğurdu. Kızını en iyi biçimde yetiştirdi, ona mızrağını ve kalkanını verdi. Bu şişlik yüzünden dayanılmaz baş ağrıları çeken Zeus, demirci ustası

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yazmak neydi, Poe? – Öznur Özkaya

Romanlarıyla tanıdığımız Nilüfer Kuyaş?ın ilk öykü kitabı olan ?Yok Adam?; istisnalar olsa da, erkek kahramanlara eğilen, kendini gerçekleştirememiş erkeklerin gözünden anlatılan bir derleme adeta. Kitapta yer alan yedi öyküden, kitaba ismini veren ?Yok Adam?, acı portakal reçelinin tadını arayan Şehir(li) Hasan?ın kederini yansıtan ?Hayvanların Gece Hayatı?, kadına karşı tacizi ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

Uzun Bir Adam?ı Hatırlamak? – Öznur Özkaya

İzmir?de düzenlenen kaçıncı Uluslararası Şiir Sempozyumu?ydu anımsayamıyorum. Can Yücel Sokağı?ndaki Miko?nun da yeni açıldığı dönemlerdi. Etkinlik bitimi akşam şairlerin ve okurların buluştuğu Miko?da, rakının eşlik ettiği şiirsel sohbetler dolduruyordu mekânın atmosferini. Bana uzak masalardan birinde, masaya mesafeli oturup şeyleri duymaya çalışan İlhan Berk?i ilk ve son kez görüşümdü. Bu anla

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Leyla bir özge candır!” – Öznur Özkaya

?Hayri Abi bana vurdu. Başım masaya çarptı. Yere düştüm. Ben onu ittim. Hayri Abi beni pastal masasının altına itti. Ben tekme attım. O kemerini çözdü. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum: ?Kurtarın!? Eliyle ağzımı kapattı. Gene de bağırıyorum. Kimse duyup gelmiyor. Ben ona vuruyorum. Hayri Abi fermuarını açtı. Çırpınıyorum. ?Ömer?e verirken iyiydi!?

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Yola çıkan, öykülerle döner.? – Öznur Özkaya

John Biguenet?in kaleminden çıkan ve ?İşkencecinin Yamağı? adı altında toplanmış öyküler zihnimizin karanlık sularını dalgalandırıyor. Öykü kahramanlarının bir kısmı ahlaki veya toplumsal değerler ile tutkuları arasında sıkışıp kalan yanlarıyla, bir kısmı da bir sır gibi gizlediği karanlık yüzleriyle karşımıza çıkıyor. Dürtüleriyle, saplantılarıyla, kimseciklere göstermedikleri yönleriyle tekinsiz gibi gözükseler de, içlerinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Yazdıkça hatırlar insan!?

?Romanın arkasına saklanabilir yazarlar. Trençkotla siste yürüyen insanlar gibi. Vücut kıvrımlarını göremezsiniz. Sadece gittiği yönü anlayabilirsiniz yazarın. Ama öykü öyle değil işte. En sevdiğiniz öyküyü usul usul yeniden okuyun. Yazarı sizden gözlerini kaçırmaya uğraşacaktır. Ama nafiledir bu da. Bir sarraf tartısı gibi anlarsınız onun kıymetini.? (s. 68) diyor Ahmet Büke

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Yislam Veledkin*, Antakya!?

Şehirler, yaşamımızda asla bir arka fon değildir. Yersiz yurtsuz olduğumuzu hissettiğimiz, karın doyurma telaşına kapılıp yabancılaşma olgusunu tamamen içselleştirdiğimiz anlarda bile, şehir uzun zamanların bazen en mavi bazen de en gri sığınağı olarak yer eder kalbimizde. ?Şehir nedir ki, esas olan insandır!? demişse de Shakespeare, nereye gidersek gidelim ardımızdan gelen,

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Zenabir: Eşek Arıları” – Öznur Özkaya

Tiyatro sanatı gün geçtikçe yara alıyor, çöküş yaşıyor ülkemizde. Devlet & şehir tiyatroları sahnelerinin az sayıda olması ve zor koşullarda çok iş yapmaya çabalaması, özel tiyatroların az ödenek alması ya da hiç alamamasından dolayı bilet fiyatlarını ülke standartlarının üstünde tutması, eğitim sisteminde öğrencilere sanatsal merak, sevgi, ilgi sağlayabilecek içerikte dersler

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Anılar, Düşler ve Önemsiz Şeyler? – Öznur Özkaya

Bir insan niçin yazar, yazmak ister? Kafka?nın ?Bir şey söylediğim zaman, söylenen o şey anında ve kati olarak ehemmiyetini yitiriyor. Bir şey yazdığım zaman da öyle; ama yazılan şey, bazen yeni bir ehemmiyet kazanıyor.? sözüne mi kulak kabartmalı, Umberto Eco gibi ?Çünkü çocuklarım büyümüştü ve artık kime hikâye anlatacağımı bilemiyordum.?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Okuma Üzerine – Öznur Özkaya

?Okumak; başka hayatların, insanların, fikirlerin dünyasına yapılan bir yolculuktur, ötekini anlayabilmenin en erdemli yoludur.? diye cümleler kurarız durmadan, lakin çok şeye zaman bulabildiğimiz halde kitap okumaya zamanım yok, deriz; kitaplar pek de pahalı, deriz. Oysa kitap okuyabilmek için zamanımızın olduğunu fark edebilsek ve kapısının önünden geçmeyi unuttuğumuz kütüphanelerin varlığını

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Masallar, Mektuplar ve Kuşlar” üzerine – Öznur Özkaya

Şehir; kimi zaman insanı yer yutar kimi zaman da şefkatle sever kollar. Bir gün derinden yaralarken, an gelir baktığında gözlerini acıtır dağlar ve ovalar. Nehirden gelen sesi ninni gibi hatırlamak istedikçe sen, bir bakarsın çağlayan olur kulaklarını yırtar. Yine de yolundan dönmezsin, dönemezsin. Ayaklarının ezberlediği yollarda bazen kaybolur gidersin, bazen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeryüzüne Âşık Gezgin Bir Şair: Achım Wagner – Öznur Özkaya

Şiire tutkun bir milletiz diye övünürüz, şiir kitaplarımız çok satmasa da. Her şairden birkaç dize bilir, şiire duyduğumuz hayranlığı durmadan dile getiririz. Dostlarla bir araya geliriz zaman zaman, biriktirdiklerimizi masalara dökeriz. Hiçbirimizin aklına gelmez şiirin izini sürmek için şairin yurduna gitmek, dizelerini anlayabilmek için hayatımızı değiştirmek. Gezmeyi pek bilemeyen halklardan

OKUMAK İÇİN TIKLA

?Göğe bakar bir çocuk usanınca coğrafyadan? – Öznur Özkaya

Bir söyleşisinde ??Dürüstçe itiraf etmem gerekiyor: sanatı ve özelde şiiri politikaya hizmet aracı olarak görüyorum, bu şiirin ve sanatın bir üstyapı olduğunun da altını çiziyorum. Dolayımlı olarak da şiiri büyük insanlıktan ayıramayacağım bir varlıkbilim ve etik sorunu olarak algılıyor ve şiirle bu tez üzerinden ilişki kuruyorum. Bir hesaplaşma veya yüzleşme

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir çırak çocuk gelmiş öyküleriyle – Öznur Özkaya

Tomris Uyar?ın ?Gerçek bazen gerçeğe tıpatıp benzemeyebilir. Gerçekçi sanatçı, eğer sanatçıysa bize yaşamın sıradan bir fotoğrafını sunmaya çalışmaz, tam tersine gerçekten daha üstün, daha çarpıcı, daha inandırıcı bir gerçek önsezisi aşılar bize. Sanatın özü, önsezinin belli bir biçimde kullanılışı, ustalıklı, bulgucu geçişler aracılığıyla ve yalnız kurgu becerisiyle, önemli olaylara güçlü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Politikaya Taşınan Zarafet – Öznur Özkaya

?Cepleri ölü kuş sesleriyle dolu / Bir bayram günü.? (s. 14) yaşanıyorken ülkemizde, ?yangında yitirdiği defterini? arayan, ?yüzünü içindeki çığlıkla yıkayan? bir kadın şiir yazıyor yana yakıla. Nehirlere sığmıyor yalnızlığı, ?çiçek bozuğu bir baharda? kelebeklere şarkılar söylüyor, ?akrebe gerili yelkovanı? kovalıyor. ?Bir kalemin yolunu kestiler dün / kırlangıçların evcilik oynadığı

OKUMAK İÇİN TIKLA