Etiket: Öznur Özkaya

“Çıplak heykeller yapmalıyım, / çırılçıplak heykeller” Sait Faik

Mavinin ve yeşilin bütünleştiği bir adada, Burgazada’da, vapur iskelesinden indiğinizde sizi karşılayan martı çığlıklarıyla yürürken, sakin ve telaşsız bir adam görürsünüz balık tutmaya çalışan. Tuz kokusu karışmış havayı ciğerlerinize doldurup şöyle bir baktığınızda denize karşı, bu adamın tuttuğu balığı öpüp suya bıraktığını fark edersiniz. Ne yapıyor bu adam böyle boş

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kemal Tahir’i Anlamak? – Öznur Özkaya

Edebiyatımızda derin izler bırakan Kemal Tahir; eserleri ve fikirleri çok tartışılan yazarlardandır; marksizmi, Osmanlıyı, Batıcılığı, tarihi bıkmadan usanmadan sorgulamış, hazır kalıplara hep karşı durmuş, marksizmi bile yerli bir söyleme oturtmuştur. Osmanlı haritasına bakıp Evliya Çelebi’yi, Âşık Paşa’yı, Mevlit’i okuyan, Batı’ya barbar deyip Osmanlı’yı göğe çıkaran bir marksisti anlamak tabii ki

OKUMAK İÇİN TIKLA

Varlığından emin olabileceğimiz tek cehennem – Öznur Özkaya

Modern dünya, dünya gelirinin %73’ünün nüfusun %14’üne, gelirin %27’sinin ise nüfusun %86’sına paylaştırıldığı bir dünyadır. Trafiği, kalabalığı, teknolojisi, kapital mevzusu ile dizginlerini binicisinin elinden koparıp almış vahşi bir attır. Sanat ve zanaatla bütünleşen, özgürce nefes almak için çıkarlarından vazgeçenlerin, emekçinin alın terinin simgeleştirdiği gerçek hayat efsaneleşmeye başladı. Ve modern dünya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Didem Madak – Öznur Özkaya

“Biri başımdan aşağı pırıltılarla dolu bir sözlüğü boşaltmış gibi” – Öznur Özkaya Bir çocuk-kadındı o. Şiirlerinde çocukluğunu anımsar bazen sesi kırılır, bazen mutfakta pişirdiği domates çorbası ona teselli olur. Bazen mahallenin bıçkın delikanlısı gibi savurur küfrü, bazen canı çok ama çok acır. Evden kaçarken pembe spor ayakkabıları vardır şiirinin ve

OKUMAK İÇİN TIKLA

O Halde Rastgele! – Öznur Özkaya

Gezi-tatil, son dönemde galiba dünyanın en hızlı büyüyen sektörü. İş veya tatil amaçlı seyahat edenlerin sayısı, onlarca kat çoğaldı. Yollar boyunca, insanlarda bir fotoğraf çekme telaşı! Bir de gittiği yerde nasıl tıkınacağı derdi! Seyahat böyle bir şey olmasa gerek. Faruk Turinay’ın kitabı üzerine Öznur Özkaya’nın yazısı, seyahat konusunun derinliğini, yolculukların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kobane İzmir’in neresine düşer? Öznur Özkaya

Ercüment Akdeniz’in Reyhanlı’dan Antep’e, İzmir’den Çağlayan’a kayıt dışı çalışan pek çok Suriyeli işçiyle yapılan röportajları derleyerek oluşturduğu “Suriye Savaşı’nın Gölgesinde Mülteci İşçiler” adlı çalışması; bize işçi sınıfının vatanının olmadığını, kapitalist ülkelerde mültecilerin ucuz iş gücü olarak görüldüğünü, bunun üzerinden ırkçı bir dalga yaratıldığını, Türk, Arap, Kürt, Sünni, Şii fark etmeden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Vurulduk ey halkım, unutma bizi! – Öznur Özkaya

24 Ocak 1993’te 12 yaşındaydım. Ailecek güle oynaya başladığımız bir gündü. Sonra öğlen haberleri damgasını vurdu yıllarca sızlayacak sol yanımıza. Uğur Mumcu’nun katledilmesinin farkına vardığım ilk cinayetlerden olması tevellüt hesabıyla anlaşılabilir, yavaş yavaş öğrenecektim nerdeyse her güne bir yas koyduğumuzu; katillerinin ortak, sahiplerinin ayrık olduğunu. Zamanla anlayacaktım bu ülkede insanların

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaşamak, direnmektir kardeşim! – Öznur Özkaya

Yaşamak, sadece nefes almak değildir elbette. Yaş almaktır bazen durduk yere, bazen yaşlanmasıdır gözlerin inceden inceye. Savaşmak da değildir her zaman, çünkü kiminin savaşı başlayamadan biter, kimi zaten savaş nedir hiç bilmemiştir, kimi de her savaşta yenilmiştir. Yaşamak teslimiyettir biraz da. Özgür olmak kimi zaman eşsiz bir hayaldir. Çokça da

OKUMAK İÇİN TIKLA

‘Başbakandan Korkan Kedi’

Siyasi mizahın yazına dönüşmekte zorlandığı günümüz Türkiye’sinde, Kandemir Konduk’un yazdığı “Başbakandan Korkan Kedi”; bir yandan sistemin sunduklarını diğer yandan iktidarın kurulu dizgisini reddediyor, kendine sunulanın alternatifini geliştirmek için belirgin ironiler ve 60’lardan Haziran’a ve günümüze Türkiye tarihinden kesitlerle otoriteye meydan okuyor, “Gezi gençliği”ne umutla bakıyor.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Çizgilerle Nazım Hikmet

Müjdat Gezen’in yazdığı, Savaş Dinçel’in resimlediği “Çizgilerle Nazım Hikmet” 1978’de yayımlanmış ve beş sene sonra sıkıyönetim kitabın yazarı ile çizerini 21 yıl istemiyle cezaevine koymuştu. Toplatılıp Seka kağıt fabrikasında hamur haline getirilen kitap 12 yıl sonra Nazım Hikmet Vakfı tarafından yeniden basılmıştı. Sene 2014. Geliri Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı’na

OKUMAK İÇİN TIKLA

Peki nereye Bingo? – Zübeyde Duran

Yıllar önce üniversitede bir hocamızın, “iyi kitap kendinden öte olandır, yani okunduktan sonra başka kitaplar okunmasına vesile olan, hiç olmazsa kaynaklar taratan kitaptır” dediğini hatırlıyorum. İçinde anlamı bilinmeyen sözcük ve kavramlardan kaynaklanmıyor bu kuşkusuz. Daha önce üstüne ya hiç düşünmediğimiz ya da düşünsek bile bilince çıkarma eylemini gerçekleştirmediğimiz bir konuda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sarkaç ve postmodern Leyla

Yaşam bireyi bir sarkaç gibi tutku ile ıstırap arasında sallar durur. Ancak bu sallanışta onursuzlukla suçlanan hep kadındır, erkeğin hatası, tutkularına bağlı gelişen tutarsızlığı çok da önemsenmez. Nasıl bir ülkede yaşadığımızı gözümüze gözümüze sokan Benjamin AE, günümüz Türkiye’sine yakışır biçimde, postmodern Leyla’nın kanını, kendi onursuzluğunu görmeyip tutkularını sahiplenemeyen kocasının ellerinde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Öldürmenin dayanılmaz ağırlığı – Öznur Özkaya

Suat Ertüzün’ün dilimize kazandırdığı David Vann’ın “Keçi Dağı” adlı romanı küçük bir çocuğun bilinçli bir şekilde kaçak bir avcıyı, akabinde törelere göre erkek sayılabilmesi için bir geyiği öldürmesini ve çocukla beraber babası ve dedesi de dâhil yanındaki erkeklerin öldürme, töre, modernite, din gibi konularda düşüncelerini konu edinmiş. Okurken tüylerinizi ürperten,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Görünmeyen kahramanlar çevirmenler

“İnsanın kendi yaşam çevresi dışındaki olgularla düşleri bilme çabasının bir sonucudur çeviri. Değişik toplulukların, ulusların, bilim, sanat, düşünce alanındaki çabalarını birbirleriyle paylaşabilme yoludur. (…) Bu yönüyle tek tek dillerin ötesinde bir ortak dildir, dillerin dilidir. Kıskanç bir tanrının, insanoğlunu bölüp dağıtmasından doğan olumsuz sonuçlara, Prometheusça bir başkaldırmadır.” (Göktürk 2002: 5)

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim” Pablo Neruda

Neruda, dizeleriyle halkları özgürlüğe davet ederken, tıpkı pek sevdiği dostu Nâzım gibi aşkı devrimle bütünleştirdi. “Buğdayın Türküsü”nde bağımsızlığı, hürriyeti vurgularken, “Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı”yla da aşkın büyülü rüzgarını estirdi. 23 Eylül 1973’te sonsuzluğa adını yazdıran Neruda’nın şiirleri nesilden nesile aktarılmaya, dilden dile dolanmaya devam ediyor. Pablo Neruda,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Süt Rengi: Özgürlük deyip düşmek lazım yollara

Hardy?nin Tess?ini anımsatan Mary, para karşılığında bir paket gibi satılmış, ailesi tarafından umursanmamış bir çiftlik kızı. Pek çok kez ?başka bir seçeneğim yok, değil mi?? diyerek yaşadıklarını sorgulama durumunda olsa da, ne yazık ki feci sona gelmeden bir seçim yapma şansını yakalayamıyor. Mary, bu kitabı kendi elleriyle yazarken noktalamalarda, imlalarda

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yıkıcı, boyun eğmez ve asi?

Edebiyatın dünü ve bugünü üzerine yazan iki Latin Amerikalı yazar, Mario Vargas Llosa ve Carlos Fuentes, Edebiyata Övgü başlığı altında toplanan yazılarında tartışıla gelen pek çok konu üzerinde odaklanıp edebiyatın neden baş tacı edilmesi gerektiğini anlatıyor, bizleri edebiyat üzerine düşünmeye, gerçek edebiyatı yapay olandan ayırt etmeye davet ediyor. Edebiyat, özgürlüğe

OKUMAK İÇİN TIKLA

Reclaim the night* – Öznur Özkaya

Esra Birkan tarafından çevrilen, takıntılı bir erkekten kaçmaya çalışan bir kadının, Clarissa?nın yaşadığı psikolojik gerilimin öyküsünü anlatan Claire Kendal?in enfes romanı ?Senin Kitabın?, kadınların ve erkeklerin eşit şartlarda yargılandığı bir hukuk sisteminin ve kadına gerçek anlamda değer veren bir dünyanın elbet bir gün geleceğine inananlara ve yıkılmadan bu uğurda mücadele

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak”

Verimli bir yazar olarak kısacık ömrüne ?Yaşama Uğraş?ı adıyla yayımlanan günlüğünün dışında ?Senin Köylerin?, ?Tepedeki Ev?, ?Yoldaş?, ?Güzel Yaz?, ?Ay ve Şenlik Ateşleri?, ?Yalnız Kadınlar Arasında?, ?Ağustosta Tatil, ?Leuko İle Söyleşiler? adlı kitaplarını ve şiirlerini sığdırmış olan Cesare Pavese?nin ölümünün ardından 64 yıl geçti. Torino’nun Santa Stefano Belbo köyünde, 9

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kalbiyle gören adam: Borges – Öznur Özkaya

Tıpkı Cemil Meriç veya Aşık Veysel gibi kalbiyle gördüğüne inandığım bilge adam Jorge Luis Borges 115 yaşında. Kimi zaman politik hatalarından dem vurduk, kimi zaman şiirlerine hayran olduk. Yazılarıyla uzun uzun düşünüp, aklımızı havalandırıp yerine geri koyduk. Yazdıkları ve okuyup yorumladıklarıyla dünya edebiyatına bunca katkı sağlayan Borges?in Arjantin edebiyatı, kültürü

OKUMAK İÇİN TIKLA