Kategori: Denemeler

Bilinen’e hapsolmuşsunuz, sözcüklerden başka konunuz yok: Düşünce varlığa denk düşmüyor.

Cennete ne kadar yakın olursak olalım, ironi gelip bizi oradan uzaklaştırır. “Aptallık,” der, “çok eski ya da gelecekteki bir mutluluk düşünceniz. Özlemlerinizden, zamanın başı ve sonuyla ilgili o çocuksu saplantınızdan kurtulun. Ölü süre demek olan ebediyet ancak güçsüzlerin kafasını kurcalar. Bırakın an soğursun düşlerinizi!”

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ey Eleştiri Sapıkları – Zafer Köse

Koskoca Aziz Nesin’i bile, sadece “Halka aptal demişti” diye anarsınız; üzerinde durulacak onca özelliğiyle ilgilenmezsiniz. İnsanları aşağılayan, halkı küçümseyen “bilim insanlarını” veya “yazarları” baş tacı edersiniz. Oysa cahilce bulduğunuz bu memleket ortamı, “bilgili, eğitimli, üstün insan” konumu hissetmenize fayda sağladığı için, sizi memnun da etmektedir. Ne bu “meşhur düşünürler”in ne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yaz – Albert Camus “insanlara daha iyi yardım edebilmek için bir an onları kendimizden uzak tutmamız gerekir”

Çöl kalmadı artık. Ada kalmadı. Oysa gereksinimini duyuyoruz. Dünyayı anlamak için bazı bazı ona sırtımızı dönmemiz gerekir; insanlara daha iyi yardım edebilmek için bir an onları kendimizden uzak tutmamız gerekir. Ama güç kazanmamız için zorunlu yalnızlığı, usun toparlandığı ve gözüpekliğin ölçüsünün alındığı uzun soluğu nerede bulmalı?

OKUMAK İÇİN TIKLA

Var olan düzeni kabullenip onunla mutlu yaşayan herkes “sosyal böcek”tir. – Albert Caraco

Savaş, erkeklerin iklimi Yeri geldikçe “bilgelerin sesini duymayı bıraktığımızdan beri dünya bambaşka bir hal aldı; pek çok şey kötüye gitti” deyip duruyorum. Onların karamsarlığı veya iyimserliği fark etmez; önemli olan, hayatımızla ve dünyayla ilgili hangi teşhisleri koydukları ve bunda doğruluk payı bulunup bulunmadığı. Şayet bir şekilde doğruluk payı varsa orada

OKUMAK İÇİN TIKLA

Hangimiz Özgürüz Ki – Sibel Özbudun

Adil Okay’ın yeni kitabı “Hapishanelere Esinti Yollayalım” için… “Mektuplarımız gelir Zarfında mapushane kokusu Tanımam çoğunuzu Oturup bir çay içmişliğimiz yoktur Ne de görmüşlüğümüz Bir sigara içimi Ama Nâzım’ın dediği gibi Bir gün ölebiliriz yan yana aynı siperde Aynı ekmek, aynı hasret, aynı hürriyet için” (Metin Demirtaş)

OKUMAK İÇİN TIKLA

Zincirli Zincirsiz Emekçiler – Zafer Köse

“FLAŞ”, “ŞOK!” Keşke yıllardır her konuda böyle ünlemler kullanılmasaydı. Bu flaş “düzelti” bilgisini gerçekten de öyle dikkat çekecek biçimde paylaşmak isterdim. Marx ve Engels’in, bir türlü aklıma tam yatmayan, hem de Manifesto’da geçen bir sözü var(dı). İşçilerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmadığını belirten o söz, meğer bir çeviri hatasıymış.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mimarın Soluğu – İhsan Bilgin

İsviçreli mimar Peter Zumthor, 1990’larla birlikte gelen enformasyon ve iletişim yönelimli ikinci postmodern dalgaya en keskin direnci gösteren kültür muhaliflerinin başında geliyor. Yazılı ve sözlü siyasi bir karşı koyuş değil bu; yaptığı işle, söz ve imge dolaşımı üzerine kurulu bu dünyanın umurunda bile olmadığını bir kez daha dışavurmuş oluyor. Üstelik

OKUMAK İÇİN TIKLA

Din, Günah, Edebiyat – Zafer Köse

Dinselliği ve günahkarlığı yükselten, aynı koşullardır. Onlar birbirinin karşıtı değil, aynı maddi koşulların sonucudurlar. Ya birlikte çoğalırlar ya da birlikte azalırlar. İngiltere’de Victoria Dönemi’nde (1837-1901) dinsellik, sapıklık, hırsızlık hızla yükselmişti. Ticaret, sanayi ve çok bozuk bir dağılımla zenginlik de aynı şekilde yükselmişti. Oscar Wilde’ın ünlü yapıtı Lord Arthur Savile’in Suçu’nu okurken,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yol Boyu Gölgesiz ve Selami Karabulut – Ayşe Kaygusuz

Selami Karabulut, “yol boyu gölgesiz” romanına, Rilke’den, (Duıno Ağıtları)’dan alıntıyla yaptığı girişi okuduğunuzda kitabın tamamında ne anlatılmak istediğini ya da kurgusunu az çok kestirebiliyorsunuz. Hemen arkasından romana girişte, “Zamansız yağan yağmurlar…” sözcüğü, insan hayatındaki zamansızlıkları açığa çıkartıyor bir çırpıda. Hayatımıza erken girenler-erken gidenler; geç gelenler-erken gidenler, yani bir zamansızlık kavramı

OKUMAK İÇİN TIKLA

Paris’in Nabzı Metroda Atar – M.Şehmus Güzel

Yaklaşan yeni yıl vesilesiyle, ve geçmiş yıllarda da kimi kez yaptığım gibi, eş, dost, arkadaş, tanıdık, akraba ve düzenli yazı yayınladığım sitelerimizin okuyucularına yeni yıl armağanı olarak bir çalışmamı pdf biçiminde sunmak istiyorum. insanokur sitesine ve okuyucularına Paris’in Nabzı Metroda Atar başlıklı çalışmamın yakışacağını umarak ekte iletiyorum.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Sorularla aydın olmanın çelişkisi üzerine notlar – Nejdet Evren

.Nesnel ve öznel olma durumları aynı kimlikte bir araya geldiğinde –ki, bu her zaman kaçınılmaz görünmektedir- evrensel olma biçimi bir çerçeve olarak, sınırlandırılmış bir alanda öznelin gizlenebildiği, saklandığı bir yer işlevi görmektedir. Bu durum, öznelin içinde biçimlendiği ve yeri geldiğinde sığındığı göreceli ve mistifike edilerek sınırlandırılmış evrenselin aydını tek yönlü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Kutsal Değil, Onurludur Bizim Öğretmenlerimiz – Zafer Köse

Her 24 Kasım’da “öğretmenlik” ve “kutsallık” lafları dolaşır ortalıkta. Öğretmenler günü ilk kez 24 Kasım 1981’de kutlandı. Bunu başlatanlar 12 Eylül darbecileriydi. Seçtikleri gün olan 24 Kasım ise, 1928’de Mustafa Kemal’e “Başöğretmen” unvanı verilişinin yıldönümüydü. Darbecilerin ikiyüzlülüğü ve utanmazlığı bu uygulamayla bir kez daha tarihe geçiyordu. Atatürkçülük adına onlarca öğretmen

OKUMAK İÇİN TIKLA

Gezgin – Halil Cibran

Cibran ölümünden sonra yayımlanan Gezgin’de insana özgü duyguları, yanılgıları ve duraksamaları çözümlerken, tıpkı bir yol kavşağındaki tesadüfi karşılaşmalar gibi, her gün yaşadığımız sıradan olaylardan yola çıkar. Hayatın dünyevi yanlarından yüzyılların bilgeliğini damıtır. Sevgi, dostluk, ahlak, mutluluk, hüzün, güzellik, haz, emek, din, ölüm ve diğer temel meseleler üzerine kafa yoran bütün

OKUMAK İÇİN TIKLA

Denemeler – Montaigne

Montaigne tarafından kaleme alınan ‘Denemeler’ (Essays), özellikle eğitim ve felsefe konularında Ortaçağ dogmatizmini yıkan bir aydınlanma kitabı. Montaigne, 1571’de yazmaya başladığı ‘Denemeler’in 1. ve 2. kitaplarının ilk baskılarını 1580’de yayımlatmış, 1585 yılında son cildini yayımlatarak çalışmasını tamamlamıştır. Montaigne’nin ‘Denemeleri’ geniş bir öz anlatımdır aslında. Kendi türünde yazılmış eşsiz bir yapıttır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Ecevit’in Ardından – Zafer Köse

O tarihi CHP kurultayında İsmet İnönü kaybediyor, Ecevit genel başkanlığa seçiliyor. İsmet Paşa; Garp Cephesi Komutanı, Lozan Kahramanı, devletin kurucularından, çok partili rejime geçişin öncüsü… ayağa kalkıyor, önünü ilikliyor, 87 yaşının yorgun adımlarıyla “Bülent”i kutlamak üzere yürümeye başlıyor. Bunu fark eden Ecevit hemen yerinden kalkıyor, Paşa’ya doğru ilerliyor, ortada buluşuyorlar,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yeni Dönem – Zafer Köse

Yüz yıllık bir projeydi bu Cumhuriyet. En önemli hedeflerinden üçü şunlardı: 1- Müslüman ümmeti Batılı topluma dönüştürmek. 2- Kürtleri Türkleştirmek. 3- Köylerde ve kentlerdeki milyonlarca emekçinin ürettiği değerlerin toplanmasıyla bir zenginler kesimi yaratarak ekonomiyi büyütmek.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bizim Cumhuriyet – Zafer Köse

AKP öncesindeki onlarca yıl boyunca uygulanan zulümlerin listesi uzundur. Onca baskı, inkar, vahşet… Bütün bunlar cumhuriyetin gerçek nitelikleriyle yerleşmesi için değildi, onu halktan koparmak içindi. Kuşaklar boyunca biriken hınç ve öfke sonucunda halk, doğal olarak, düzene karşı gördüğü hareketleri destekleyecekti. Ve 12 Eylül nedeniyle ortada bir sol muhalefet kalmadığı için,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tarih, bizlere yalnızca vatansever vatandaşlar, geleceğin askerleri, iradeden yoksun toplum bireyleri olalım diye kaşık kaşık yedirilmişti

… bizler, özellikle Avrupa’da yaşayanlar, tarihi nasıl öğrendik? Açıkça söylemem gerekir ki, bunu ben çoktan unutmuştum. Ama yakınlarda bir taşınma sırasında, Avusturya’da gitmiş olduğum liseden kalma tarih kitabım elime geçti; bu arada, eski okul kitaplarımızı bir yana fırlatıp atmakla haksızlık ettiğimizi de belirtmeliyim, çünkü zamanımızın tasarımlarının ve bakış açılarının ne

OKUMAK İÇİN TIKLA