Frankensteingillerin hikâyesi

Eski bir tartışma bu: Bilim iyi güzel de kötüye kullanıldığında ne yapacağız? Her Nobel Barış Ödülü verildiğinde “Ama, ama dinamit” diyesim gelir. Çılgın Dâhiler’i okurken içimden sık sık “ama dinamit” demek geldi. Laurent Lemire’in yazdığı kitap “Arşimet’ten günümüze bilimlerin çılgın tarihini” anlatıyor. Kitap, Kırmızı Kedi Yayınevi’nin Popüler Bilim Serisi’nden Işık

OKUMAK İÇİN TIKLA

Faulkner’ın dünyası

Faulkner’ın yaratım sürecini başından sonuna izleyip anladıktan sonra, büyük yapıtların doğumunun, tümü açıklanamayacak pek çok nedene bağlı olmanın yanında, zorlu bir çalışmanın içinde oluştuğu daha iyi anlaşılıyor. Dünyayla kurduğu sınırlı ilişkinin yanında, yaşadığı Güney ile bütünleşmiş kişiliği, Faulkner’ı hep en iyi tanıdıklarını yazmaya yöneltmiş. Güney, kısıtlılık demekti, içine kapanmak, birbirini

OKUMAK İÇİN TIKLA

Orhan Nurallah Arsal (Orhan Nurullah Adil) Hakkında Bilgi – Ayhan Hüseyin Ülgenay

06.02.1910 İstanbul doğumlu. Baba adı; Abdurrahman Adil Ana adı; Fatma. Evli bir çocuk babası. İstanbul Yüksek Ticaret Mektebinden mezun oldu ( 1926 ). Paris’te Hukuk doktorası yaptı (1931) Fransızca biliyor. Öğretmen, Avukat, Siyaset adamı. ÇALIŞMA HAYATI; 1 – 1932 yılında Ankara Lisesi Fransızca Muallimi 2 – 01.11.1934 – 30.10.1935 Askerliği

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yasaklı kitaplar bir harika dostum!

Çok iyi bildikleriniz de var, 40 yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek romanlar, en olmayacak yazarlar, asla tahmin edilmeyecek ülkeler de… Yasaklanmış, yakılmış kitapların listesi uzun mu uzun. Ne zaman iktidar baskısından, otoriterleşmeden söz etsek, konu gelip kitaplara dayanıyor. “21’inci yüzyılda hâlâ mı?” desek de durum bu. Güzel olan, yasakların kâr etmediği

OKUMAK İÇİN TIKLA

“Ritim ve dil becerisi ilişkili olabilir”

ABD’de yapılan bir araştırma okul öncesi çocuklarda ritim tutturabilme ile okumayı öğrenmeye hazır olma derecesi arasında ilişki olabileceğini ortaya koydu. ABD’nin Northwestern Üniversitesi’nden araştırmacılar, okulöncesi çocuklarda verili ritmi tutturabilme becerisinin, daha sonraki okuma becerilerini ne kadar iyi geliştireceklerinin göstergesi olabileceğini buldular.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yılmaz Güney’in ilk kez yayımlanan İmralı Cezaevi günleri fotoğrafları

Türkiye sinemasının unutulmaz ustası Yılmaz Güney’in yaşamının büyük kısmı cezaevlerinde geçti. Güney’in bir süre yattığı İmralı Cezaevi günleri ise ilk kez gün ışığına çıktı. Yılmaz Güney’in İmralı’da çekilen fotoğrafları kitaplaştırıldı ve Everest Yayınları tarafından yayınlandı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lanetlenmiş Bir Dahi Edgar Allan Poe – Ahmet Ümit

Lanetlenmiş yaratıcılar vardır. Onlar, insan iyidir, güzeldir, mükemmeldir gibi safsatalar yerine benliklerindeki kötülüğü, yıkıcılığı, nefreti anlatırlar. Oysa toplum bunları okumak, bilmek istemez. İnsanların istediği aşkla, sevgiyle, güzellikle örülü, acıklı da olsa sonunda umutlu biten öykülerdir. Gerçekten kaçmak, onunla yüzleşmekten daha kolaydır. Bu yüzden lanetli yazarların kabul edilmesi zordur. Zordur ama

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edebiyatımızın Ağır İşçisi : Orhan Kemal – Ahmet Ümit

Sık sık, köklü bir roman geleneğimizin olmayışından, edebiyatımızın cılız olduğundan söz edilir. Oysa, Batı Edebiyatı kadar görkemli olmasa da edebiyatımız hiç de küçümsenecek bir durumda değildir. Ama farkında olana. Farkında olana diyorum çünkü, yazarlarımızın çoğu edebiyat tarihimizi bilmezler. Kendi dilimizde yazan sanatçıları bilmenin önemini bile kavrayamamışlardır. Biraz da bu yüzden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Puşkin’i nasıl anlatmalı?

Yapıtlarının tümünü asıllarından ve birçok kez okuduğum, Türkçede iki kalın cilt tutan anlatı (roman-öykü) türünde yapıtlarını birkaç yıl emek vererek dilimize çevirdiğim, yani üstünde yoğun biçimde kafa yorduğum Aleksandr Puşkin üstüne yazmak bana her zaman güç gelmiştir… Rus edebiyatının herhangi bir başka yazarı üstüne, Gogol, Dostoyevski, Turgenyev, Çehov, Tolstoy vb.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Düzenin dışında, aykırı bir adamın hikâyesi…

Kostas Murselas’ın “Kızıla Boyalı Saçlar” kitabı adeta okura meydan okuyan, yüzüne bir bardak suyu boca edip ayıltan, sorgulatan, kızdıran, güldüren ve dahası hayli sert eleştirilerle dolu unutulmaz bir roman. “Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı: Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Lou Andreas Salome’nin hayat hikayesi

Öyle bir kadın ki neredeyse tüm ünlü düşünürleri kendine aşık etti. Henüz 1800’lerin ikinci yarısında bir kadın olarak, kural tanımadı, yasaklara uymadı… Nietzsche’nin kadınlardan nefret etme sebebi olarak gösterildi, Rilke en güzel şiirlerini onun için yazdı… Lou Andreas Salome,12 Şubat 1861 yılında St. Petersburg da doğdu. Babası, bir Rus generaldi.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Güzel ev (n)için… Müslüm Kabadayı

Merdivenlerden zincir sesi geliyordu. Zincirle bağlı Toraman’ın derin derin inlemesini duyunca yatağından fırladı. Perdeyi aralayıp dışarı baktığında henüz alacakaranlıktı. Köpeğin üst basamaktan alta, alttan üste doğru çırpınarak gidip geldiğini, dikkatli bakınca fark etti. Her gün etle beslenen ve çevreye duyarlı çok iyi eğitilmiş hayvanın huysuzluğu, hayra alamet değildi. Yayladağı’na giden

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mistik Cinayet Romanı Yazarı: Dostoyevski – Ahmet Ümit

Kimi eleştirmenler Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı ile Karamazov Kardeşlerini polisiye roman olarak adlandırırlar. Benzer değerlendirmeler Sofokles’in Oedipus’u ve Shakespeare’nin Hamlet’i için de yapılmıştır. Hamlet’in başına geldi mi bilinmez ama önemli tiyatro okullarında öğrencilerin Oedipus’u dedektif giysileri içinde sergiledikleri bile olmuştur. Gerçekten de bu yapıtların ekseninde suç, dahası cinayet yer alır.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Tuncel Kurtiz’in seslendirdiği dinlemeye doyamayacağınız 6 şiir

1 Şubat 1936 İzmit doğumlu Türkiye sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen, yapımcı, senaristtir. 27 Eylül 2013’te kalp krizi sonucu 77 yaşında hayata gözlerini yumdu. Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Çamlıbel köyünde defnedilmiştir. “Yaşadığım ne varsa sadece haklılıklarımdan bahsetmiyorum, yanlışlıklarımdan da bahsediyorum. Hepsi benim… Onları yaşamasaydım bugünkü Tuncel Kurtiz olamazdım” diyen büyük

OKUMAK İÇİN TIKLA

205 aydından Kobanê bildirisi

205 aydın ortak bir bildiriye imza atarak Türkiye’nin DAİŞ politikasına tepki gösterdi. “Türkiye’nin Kobanê’ye yönelik politikaları Kürtlerle barışın önündeki en tehlikeli engel” diyen aydınlar “IŞİD’e karşı başlatılan askeri operasyon dikkatlerimizi dağıtmamalı, bizleri bölge halkları, Kürtler ve özellikle Kobani halkı ile dayanışma konusunda tereddüde düşürmemeli” uyarısında da bulundu.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Emek’ten kimler geldi kimler geçti

Hülya Uçansu’nun festival yılları boyunca kişisel olarak tanıştığı ve İstanbul Film Festivali’nde ağırladığı 12 yönetmeni anlattığı Nisan, Ayların En Güzeli sinemaseverler için bulunmaz nitelikte bir yapıt. Yüzüncü yılını kutlayan Türk sinemasının bu yılının dolu dolu geçmesi için sinemacılar, kültür sanat çevreleri, sinemaseverler oldukça yoğun bir uğraş içindeler. Türk sinemasının dünya

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Nietzsche yaratmak 2 – Nazê Nejla Yerlikaya

Nietzsche’nin dünyayı anlatmak için edebi sanatsal modellere başvurduğunu biliyoruz. Nehamas’a göre Nietzsche hayatlarımızı sanatçıların yapıtlarını biçimlendirdiği şekilde biçimlendirdiğimizi iddia ediyor. Özgürlüğün kendini yönetme biçimi olduğunu söyleyen Nietzsche sanatçılar için şu cümleleri sarf ediyor: “Başka konularda onlardan daha zeki olmamıza rağmen sanatçılardan ders almalıyız. Çünkü bu incelikli[ düzenleme, şeyleri güzelleştirme] gücü

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bir Nietzsche yaratmak 1 – Nazê Nejla Yerlikaya

“bu benim yolum, ya sizinki nerede? –Bana ‘asıl yolu’ soranlara verdiğim cevap bu işte. Çünkü asıl yol- zaten yok ki” Zerdüşt Böyle Buyurdu Nietzsche’nin çok-üsluplu bir edebi yazma tarzıyla kaleme aldığı yapıtlarının bütününden özel bir karakter inşa ettiğini düşünen Alexander Nehamas, “Edebiyat Olarak Hayat” isimli kitabında bu sorgulamayı derinleştirip Nietzsche’nin

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bilinen, bilinmeyen Diyarbakır – Şeyhmus Diken

Kürtçe adı sîsalik (otuz yıl) olan “meymenetsiz” bir kuş varmış. Otuz sene yaşadığına inanılırmış. Leyleğinse onca göçerliğine rağmen ömrünün hepi topu bir yıl olduğuna inanılırmış. Bu sîsalik denilen “mahlukat” ömrünün bereketine böbürlenip birgün dayanmış leyleğin kapısına; “Seninkisi de hayat mı arkadaş? Bir yıllık hayat! Bak bana, otuz yıl yaşıyorum” demiş.

OKUMAK İÇİN TIKLA