Dostoyevski’de Radikal Bireycilik: Yeraltı Adamı ve Kirillov
Fyodor Dostoyevski’nin eserlerinde modern bireyin “aşırı bilinç”, “radikal özgürlük” ve “Tanrı’nın yokluğu” karşısındaki konumu, en yoğun biçimde Yeraltı Adamı (1864) ile Kirillov (1872) karakterlerinde cisimleşir. Bu iki figür, Dostoyevski’nin 1860–1870 döneminde geliştirdiği ahlaki-felsefi tartışmaların iki aşamasını temsil eder. Yeraltı Adamı, aklın aşırılaşmasıyla kendini felç eden modern bireyin içsel monologunu oluştururken, Kirillov, bu monoloğun “eyleme dönüşmüş ve uç noktaya taşınmış halini” ifade eder. Dolayısıyla iki karakter, yazarın özgürlük, Tanrı ve bilinç üzerine düşünsel evreninde birbirini tamamlayan halkalardır.
1. Aşırı Bilincin Kökeni: Teori ve İç Çöküş
Yeraltı Adamı, kendi bilincinin “marazi derecede keskinliği” nedeniyle eylemsizliğe sürüklenen bir figürdür. Karakter, “fazla bilincin bir hastalık” olduğunu söyler (Dostoyevski, Yeraltından Notlar, Bölüm I). Joseph Frank’ın yorumuyla, Yeraltı Adamı modern bireyin akılcılığının “parodiye dönüşmüş biçimidir”; düşünce o kadar artmış, o kadar incelmiş ve dallanmıştır ki, herhangi bir eylem olanağını yok eder (Frank, Dostoevsky: The Stir of Liberation, 1986).
Kirillov ise aynı bilinç düzeyini taşır, ancak bunu büsbütün farklı bir doğrultuya yöneltir. Onun bilinci eylemi öldürmez; tam tersine, eylemi “mutlak mantığın son adımı” olarak tasarlar. Kirillov kendi ölümünü “insanın Tanrı olmasının kanıtı” olarak düşünür (Dostoyevski, Cinler, III. Bölüm). Mochulsky’nin belirttiği gibi, Kirillov “aşırı bilincin intihara yönlenmiş metafiziği”dir; Yeraltı Adamı’nın çözümsüzlüğü onda bir tür “eylemci nihilizme” dönüşür (Mochulsky, Dostoevsky: His Life and Work, 1967).
2. Tanrı’nın Yokluğu ve Özgürlüğün Yükselişi
Yeraltı Adamı Tanrı’yı inkâr ettiğini söylemez; fakat Tanrı’nın yokluğunun yarattığı ahlaki zeminsizlik onun bilincinde sürekli bir kayma etkisi oluşturur. Bu belirsizlik, onda sürekli bir kendini sabote etme hâline dönüşür. Bychkov’un yorumuna göre Yeraltı Adamı, Tanrı’nın yokluğunun yarattığı “negatif özgürlük” içinde kıvranır; bu özgürlük insanı özerk kılmaz, sadece boşluğa iter (Bychkov, Russian Religious Aesthetics, 1998).
Kirillov ise Tanrı’nın yokluğunu bir postulat olarak kabul eder ve bunun bir sonucu olarak insanın “Tanrı’nın yerini alması gerektiği”ni savunur. Ona göre insanın kendi ölümünü seçmesi, Tanrı’nın ölümünü insan eliyle ilan etmek ve böylece mutlak özgürlüğü kanıtlamaktır. Razumnik, Kirillov’u “Tanrı’sız özgürlüğün ontolojik sınır deneyimi” olarak değerlendirir (Razumnik, History of Russian Social Thought, 1923).
Yeraltı Adamı Tanrı’sızlığı bilinçte yaşarken, Kirillov Tanrı’sızlığı ontolojik bir eyleme dönüştürür.
3. Eylem Karşısında Tutum: Felç ile Mutlak İrade
Yeraltı Adamı’nın en belirgin özelliği eylem karşısındaki acizliğidir. O, her eylemi daha başlamadan boğan bir “karşı-teori” üretir. Böylece hiçbir zaman somut bir eyleme geçemez. Catteau’ya göre Yeraltı Adamı, “düşünceyi eyleme karşı silah olarak kullanan modern bireyin özüdür” (Catteau, Dostoyevsky and the Process of Literary Creation, 1989).
Kirillov ise tek ve nihai bir eylemi mutlaklaştırır: intihar. Onun eylemsizliği yoktur; aksine, tüm varoluşu bu tek eyleme doğru yönelmiştir. Bu eylem, politik bir bağlamda değil, “insanlık adına metafizik bir jest” olarak sunulur. Bu nedenle Kirillov’un eylemi, Yeraltı Adamı’nın eylemsizliğinin negatif bir görüntüsü değil, aynı mantığın uçta ters çevrilmiş biçimidir.
4. Özgürlük Anlayışında Karşıtlık ve Paralellik
Her iki karakter de özgürlüğü “mutlak ve koşulsuz” bir alan olarak düşünür. Ancak sonuçları farklıdır:
- Yeraltı Adamı: Özgürlük, insanın kendi çıkarına bile aykırı davranabilme hakkıdır. Bu özgürlük bir kendini yok edişe sürükler.
- Kirillov: Özgürlük, Tanrı’nın yokluğunda insanın Tanrı’ya dönüşmesidir. Bu da nihai bir kendini yok edişle sonuçlanır.
Dolayısıyla iki figür iki uçta olsalar da özgürlüğü kendi benliklerini silen bir deneyime dönüştürmeleri açısından paraleldirler.
***
Yeraltı Adamı ve Kirillov, Dostoyevski’nin modernlik analizinin iki aşamasını temsil eder. Yeraltı Adamı, modern bilincin kendi içine kapanmasının yarattığı varoluşsal felci somutlaştırırken; Kirillov, aynı bilinç ve aynı Tanrı’sızlık temelini insanın kendi ilahlaşmasını kanıtlamak amacıyla radikal bir eyleme dönüştürür. Böylece iki karakter, aşırı bilincin psikolojik çöküş ile metafizik intihar arasında nasıl farklı sonuçlara evrilebildiğini gösteren iki ana eksen olarak okunabilir.
Kaynakça
- Bychkov, Victor. Russian Religious Aesthetics. Routledge, 1998.
- Catteau, Jacques. Dostoyevsky and the Process of Literary Creation. Cambridge University Press, 1989.
- Dostoyevski, Fyodor. Yeraltından Notlar. (1864).
- Dostoyevski, Fyodor. Cinler. (1872).
- Frank, Joseph. Dostoevsky: The Stir of Liberation, 1860–1865. Princeton University Press, 1986.
- Mochulsky, Konstantin. Dostoevsky: His Life and Work. Princeton University Press, 1967.
- Razumnik, Ivanov. History of Russian Social Thought. 1923.


