Stavrogin mi, Şatov mu? Dostoyevski’nin Cinler Romanında Kahramansız Merkez ve Çift Odaklı Anlatı
Fyodor Dostoyevski’nin Cinler (Бесы, 1872) romanı, geleneksel anlamda tek bir “kahraman” etrafında örülmez; aksine, farklı ideolojik, psikolojik ve toplumsal eksenlerin birbiriyle çatıştığı çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Romanın iki kritik figürü olan Nikolay Stavrogin ve İvan Şatov, bu eksenlerin iki ayrı kutbunu temsil eder. Araştırmacılar, romanın merkezinin “kimde” toplandığını tartışırken genellikle Stavrogin’in psikolojik derinliği ile Şatov’un toplumsal ve ideolojik işlevi arasında bir ayrım yapar (bkz. Frank, 2010; Mochulsky, 1967). Bu çalışma, Cinler’de tek bir kahramanın değil, çift odaklı bir merkez yapısının bulunduğunu ileri sürmektedir.
1. Stavrogin: Psikolojik Enigma ve “İçsel Merkez”
Stavrogin, Dostoyevski’nin yarattığı en karmaşık karakterlerden biri olarak değerlendirilir. Joseph Frank, Stavrogin’i “romanın dramatik ve psikolojik ağırlık noktasını belirleyen, ahlaki boşluğun en gelişmiş biçimi” olarak yorumlar (Frank, 2010, s. 487).
Stavrogin’in çeşitli sahnelerde takındığı sakinlik, şiddete yatkınlık ve nihilist umursamazlık, onun yalnızca toplumsal bir figür olmadığını, aynı zamanda romanın insan ruhunun karanlığına dönük içsel sorgulamasının merkezi olduğunu gösterir. Örneğin, Marya Timofeyevna’ya karşı davranışları ve Şatov’la ilişkisinin geçmişi, Stavrogin’in hem başkaları üzerinde hipnotik bir etki yarattığını hem de kendi içsel parçalanmışlığının kurbanı olduğunu ortaya koyar (Dostoyevski, 1872, III. Kitap).
Bakhtin, Stavrogin’i “çok sesli romanın en karanlık odaklarından biri” olarak değerlendirirken, onun romanın ideolojik dinamizmini değil, varoluşsal dinamizmini temsil ettiğini belirtir (Bakhtin, 1984, s. 219). Bu nedenle Stavrogin, Cinler’de “bireysel trajedinin ekseni” olarak işlev görür.
2. Şatov: Toplumsal-Etik Merkez ve Politik Anlamlandırma
Diğer taraftan Şatov, romanın toplumsal ve ideolojik tartışmalarının taşıyıcısıdır. Onun, Rus halkı, inanç, toprak ve milliyet üzerine geliştirdiği fikirler, Dostoyevski’nin Günlük yazılarındaki kavramsal tartışmaların edebi yansıması olarak da okunabilir (Leatherbarrow, 1999, s. 176).
Şatov’un Pyotr Verhovenski ve devrimci çevreyle çatışması, romanın politik eksenini belirler. Bu bağlamda Şatov, yalnızca bireysel bir figür değil, Rusya’nın 19. yüzyıldaki ideolojik ayrışmasının simgesidir. Onun öldürülmesi, romanın doruk noktası olmakla kalmaz; aynı zamanda Dostoyevski’nin nihilist hareketlerin toplumsal dokuda yarattığı yıkıma yönelik eleştirisinin dramatik ifadesidir (Royer, 1971, s. 142).
Şatov, roman içinde “etik ve toplumsal bir direk” olarak durur. Stavrogin’in içsel boşluğunun karşısına Şatov’un ahlaki arayışı yerleştirilir; böylece Dostoyevski, bireysel psikoloji ile toplumsal etik arasında bir karşıtlık kurar.
3. Cinler’de Tekil Kahraman Yoktur: Çift Merkezli Bir Yapı
Romanın anlatı yapısı, klasik roman kahramanı kavramını bilinçli olarak askıya alır. Stavrogin ile Şatov’un işlevleri farklıdır; bu nedenle romanın “asıl kahramanı” sorusu, anlatı stratejisi açısından yanlış konumlanmış bir sorudur.
- Stavrogin, romanın psikolojik odağıdır: bireysel trajedi, nihilist çöküş ve içsel karanlık onun etrafında şekillenir.
- Şatov, romanın toplumsal ve ideolojik odağıdır: politik gerilim, ahlaki tartışma ve Rusya’nın geleceğine dair meseleler onun figürü üzerinden yürütülür.
Bu çoklu yapı, Dostoyevski’nin romanda tekil bir kahramanı değil, kaotik bir toplumsal tabloyu ve bu tablonun eksenindeki farklı insan tiplerini ortaya koyma çabasından kaynaklanır. Stavrogin ve Şatov, birbirinden bağımsız değil, birbirini tamamlayan iki odak olarak romanı birlikte taşır.
Mochulsky’nin ifadesiyle, Cinler, “kahramanı olmayan bir trajedidir”; çünkü romanın asıl konusu birey değil, Rusya’nın ruhudur (Mochulsky, Dostoevsky: His Life and Work, 1967, s. 312).
4. Stavrogin–Şatov Karşıtlığının Metafizik Boyutu
Stavrogin ile Şatov arasındaki karşıtlık yalnızca psikolojik ya da ideolojik değildir; aynı zamanda metafizik karakterlidir. Dostoyevski’nin olgunluk dönemine ait romanlarının çoğunda olduğu gibi, Cinler de insanın Tanrı ile ilişkisini merkeze alan bir dünya görüşüne dayanır. Şatov’un inanç üzerine uzun monologu, insanın “kendi ulusunun Tanrısını bulması gerektiği” fikrine dayanır ve inanç ile ulusal kimlik arasındaki bağı ontolojik düzeyde kurar (Dostoyevski, 1872, II. Kitap).
Stavrogin ise bu metafizik düzeni tamamen askıya almış bir figürdür. O, Tanrı’dan kopmuşluğun en uç noktasıdır. Frank, Stavrogin’in “mutlak özgürlüğün cehennemî hâlini” temsil ettiğini söyler; çünkü Stavrogin, Tanrı olmadan özgürlüğün yalnızca yok edici bir boşluk yaratabileceğini gösterir (Frank, 2010, s. 493).
Şatov’un inanca dönüş arayışı ile Stavrogin’in Tanrı’dan boşalmış ruh hâli arasındaki karşıtlık, Dostoyevski’nin insanın metafizik temel olmaksızın yaşayamayacağı yönündeki görüşünü dramatize eder. Böylelikle romanın iki figürü, bir yanda Tanrı’ya dönüşün, diğer yanda Tanrı’sız özgürlüğün sembollerine dönüşür.
5. Rus Halkçılığı, Nihilizm ve İdeolojik Arka Plan
Şatov’un temsil ettiği ideolojik çizgi, Rus halkçılığı (narodnik) olarak adlandırılan ve toplumun kurtuluşunun halkın ruhunda ve geleneklerinde saklı olduğunu iddia eden düşünsel geleneğe dayanır. Şatov’un söyleminde halk, ulus ve din, “organik bir birlik” oluşturur; Leatherbarrow, bu birlik anlayışını “Dostoyevski’nin halk ruhuna yönelik mistik inancı”yla ilişkilendirir (Leatherbarrow, 1999, s. 188).
Buna karşılık Stavrogin ve özellikle Pyotr Verhovenski gibi figürler, Rus nihilizmini ve 1860 sonrası radikal devrimci hareketi temsil eder. Neçayev’in “kör itaat” teorisini temel alan bu radikal çizgi, toplumsal yapıyı tümden yıkmayı amaçlarken, değerlerin ve metafizik temelin tamamen yok edildiği bir iradeciliğe dayanır. Royer, Pyotr’ın çevresindeki gençlerin ideolojik değil, “tamamen yapısökücü ve imha edici bir heyecanla” hareket ettiklerini belirtir (Royer, 1971, s. 155).
Şatov’un halkçı etiği ile Stavrogin çevresindeki nihilist çürüme arasındaki gerilim, romanın yalnızca bireysel trajediler -örneğin Şatov’un öldürülmesi- üzerinden değil, Rusya’nın geleceğine dair bir ideolojik çatışma üzerinden de okunmasını mümkün kılar. Bu çatışma, romanın kahramansız yapısını daha da belirginleştirir: kahraman yoktur, çünkü toplumun kendisi bir dönemeçtedir.
6. Stavrogin’in “Günah İtirafı” Bölümü ve Romanın Gizli Merkezi
Dostoyevski’nin sansür nedeniyle romandan çıkardığı, ancak bugün “Stavrogin’in İtirafı” olarak bilinen bölüm, romanın gerçek merkezini anlamak açısından belirleyicidir. Bu bölümde Stavrogin’in küçük bir kızın istismarı ve intiharına sebep oluşunu anlatması, onun karakterinin ruhsal ve ahlaki yıkımının temelini oluşturur.
Bu bölümün çıkarılmış olmasına rağmen, Mochulsky, “İtiraf”ın romanın tüm yapısına nüfuz eden karanlığın kaynağı olduğunu belirtir; ona göre, Stavrogin’in itiraftaki suçu, onun ‘şeytani kayıtsızlığının’ mutlak köküdür ve romanın tüm psikolojik ağırlığı bu sahneden yayılır (Mochulsky, 1967, s. 327).
Bölüm olmadan bile romanın tüm karakterleri Stavrogin’i bir merkez olarak görür:
- Şatov, onu ahlaki yenilenmenin umudu olarak görür.
- Pyotr, onun karizmasını devrimci manipülasyon için kullanmak ister.
- Yüzbaşı Lebyadkin bile, Stavrogin’in karanlığının çekim alanı içinde savrulur.
Bu nedenle Stavrogin, anlatının hem “var olmayan kahramanı” hem de “saklı merkezi”dir. Şatov ise bu merkezin karşısında duran etik ve toplumsal bilinçtir. Bu ikilik, romanın dramatik yapısını belirleyen dinamik eksendir.
***
Cinler romanında Stavrogin de Şatov da “asıl kahraman” değildir; fakat romanın iki farklı boyutunu temsil eden ikili bir merkez oluştururlar. Stavrogin, psikolojik derinliğin ve ahlaki çürümenin odağıdır; Şatov ise toplumsal anlamlandırmanın, etik gerekçenin ve ideolojik çatışmanın merkezidir. Bu nedenle, romanın kahramanını tek bir karakterde toplamak yerine, Dostoyevski’nin bilinçli olarak kurduğu polifonik ve çok eksenli yapıyı kabul etmek gerekir.
Kaynakça
- Bakhtin, M. (1984). Problems of Dostoevsky’s Poetics. University of Minnesota Press.
- Dostoyevski, F. (1872). Бесы [Cinler].
- Frank, J. (2010). Dostoevsky: The Miraculous Years, 1865–1871. Princeton University Press.
- Leatherbarrow, W. (1999). Dostoevsky’s Notes and Drafts. Cambridge University Press.
- Mochulsky, K. (1967). Dostoevsky: His Life and Work. Princeton University Press.
- Royer, A. (1971). The Radical in Russian Literature. Oxford University Press.


