Yalnızlık Yenilemeden Kendini – Mahmud Derviş ‘Ağıtlarla gömmeyin beni / Ben yeni ışığın tomurcuklarını biriktirirken.’

Filistin?in en büyük şairi Mahmud Derviş, doğduğu köy 1948?de İsrail işgaline uğrayıp da ailesiyle birlikte Lübnan?a göç ettiğinde henüz 7 yaşındaydı. Yaşamı boyunca şiirleri ve yazıları yüzünden pek çok kez tutuklandı, hapiste yattı; uzun yıllar sürgünde yaşadı. Filistin direniş şiirinin en önemli adlarından biri oldu. Şiirlerinde Filistin halkının direnişini, umutlarını, çektiği acıları lirik bir dille anlattı.
Yalnızlık Yenilemeden Kendini adlı bu kitapta, Metin Fındıkçı, Derviş?in isteği üzerine, şairin son yedi kitabından seçtiği şiirleri bir araya getirdi. Derviş, bu son dönem yapıtlarında, Filistin tarihinin derinlerine uzanıyor, tarihin dönüm noktalarını sorguluyor, daha evrensel bir yaklaşımı benimsiyordu. Aşk şiirleri ise artık daha sıkça yer alıyordu yapıtlarında. Kendi ölümünü gören bir şairin sözleriyle örülü ?Yalnızlık Yenilemeden Kendini?:
Gözlerinin yıldızına ne diyeceğiz?
Uzaklar ne diyor annene? Kuyuda mı uyu diyor? Saldırıya ne diyor?
Ağustos ayında bulutun çığlığında zafere mi ulaştık?
Mahmud Derviş?e hayat ne diyor?
Yaşadın, âşık oldun, tanıdın, ve bütün şeyler ölümüne âşık mı oldu diyor?
Mahmud Derviş?in şiirlerini, Metin Fındıkçı?nın Arapça asıllarından yaptığı çevirilerle sunuyoruz.


ÖLÜMÜN GÖZLERİ KAPILARDA
Hurmanın fidanlarını taşırken kalbimin çölünden geçtiler,
Hurmaları ziyaret ederken kırmızı karanfilin üstünden geçtiler
Ve bekleyen kadının yakınlarının gözlerini çizdiler
Köy evlerinin pencerelerine.
Sözden sonra değiştirdiler
Acıyı ve sevgiyi.
Yaban güvercinlerinin çoğalan ağıtlarından ve
Kafataslarından başka.
Kefir Kasım?a on mumun ışığını neden taşıdın?
O ne ister, ne döner,
Kurbanlık koç gibi, o öylece tek başına dolaşır.
Karşı koyduğu yerde kan yağmura döner.
Gece kapıyı vurdular
Her kapıyı, her kapıyı, tek tek.
Toprakta uğuldayan kana ulaştılar.
Kadın;
Sönen dehlizi gözleri yakar dedi:
Köstebeklerle durup yürüyen,
Ağıtlarla gömmeyin beni
Ben yeni ışığın tomurcuklarını biriktirirken.
Ey Kefir Kasım!
Tabutlardan kurbanlıklar için kalkar bıçaklar.
Bilenin dediği gibi: ensesinden! Ensesinden!
Bekleyin!
Hayır: yavaşça, acıtmadan!
Din fırtınasını tıkayana kadar sen,
Günün gölgesi.
Ey Kefir Kasım! Uyuyacağız… sendeki mezarlarda ve gecende.
Kanın vasiyeti alıp başını gitme derken
Direnişimizle yağmur gibi yağacak kanın vasiyeti.
Direnirsek…

VATAN
Hurmaların örgülü dallarına astılar beni,
Kestiler beni… hurmalarla kardeş yaparak!
Bu toprak benim ve burada çok eskiyim.
İnananların istediği gibi iç yağını süzdüm.
Hikâyeden bir bağı yoktur vatanımın,
Anısı yoktur, akrabalarının ekini değil.
Binlerce yıl dönüp dolaşan ışık değil.
Vatanım garip bir hüznün öfkesinde,
Vatanım bayram ve kabul ister.
Hapishanenin duvarına vurur rüzgâr,
İçinde yaşlıların ve ekinlerin ağladığı
Bu toprak kemiğimin derisidir.
Ve kalbimin…
Çayırında hurma ağaçları gibi uçarım.
Hurmaların örgülü dallarına astılar beni,
Kestiler beni hurmalarla kardeş yaparak!
Mahmud Derviş

Kitabın Künyesi
Yalnızlık Yenilemeden Kendini
Mahmud Derviş
Çeviren: Metin Fındıkçı
Sayfa sayısı: 212
Yayın tarihi: 2009