”Arzunun Yüzü Filtreli, Gerçek Eksik”. Eğer Lacan Bugün Yaşasaydı…**

Günümüz insanı Lacan’la karşılaşsaydı, muhtemelen şu yanıtla sersemleyip kalırdı:

“Senin ne istediğini bilmiyorum. Ama sen de bilmiyorsun. Ve bu seni mahvediyor.”

🪞 Lacan’ın Günümüz Selfie Kültürüne Yorumu:

Lacan için özne bir bütün değildir. Bir eksiklikle var olur. Ve o eksiklik, başka birinin arzusuyla kurulan ilişkide şekillenir. Yani insan, her zaman başkasının gözünde olmak ister, ama asla o bakışın tam anlamıyla nesnesi olamaz.

Bugün her yerde selfieler, story’ler, filtreler, ifşalar var. Lacan bunu gördüğünde şöyle derdi:

“Sen kendine bakmıyorsun, sen Başka’sının seni nasıl görmek isteyeceğini düşündüğün bir imgeye bakıyorsun. Ve o imge seni zincire vuruyor.”

Instagram, TikTok, Tinder… Hepsi “ayna evresi”nin modern versiyonlarıdır. İnsanlar bu mecralarda kendilerinden değil, imgesel düzlemde ideal-ben’lerinden bahseder. Ama o imge hep kaygı üretir, çünkü asla gerçek değildir.

💔 “Ne istediğini bilmiyorsun çünkü arzun sana ait değil.”

Lacan, “arzu ötekinin arzusudur” der. Bugün herkes bir şey istiyor ama o isteğin kaynağı belirsiz. “Trend” olanın peşinde koşan bir arzu, yabancılaşmış bir arzudur. Ve Lacan’a göre, bu yabancılaşma patolojiyi üretir:

“Depresyonun adı yalnızlık değil, eksik olduğunu unutmaya çalışmaktır.”

Yani arzunu tanımazsan, yaşamın da sana ait olmaz. Filtreyle süslenmiş yüzler, algoritmik mutluluklar, gerçekte neyi bastırıyor?

📲 Sosyal Medya: Gerçek’in Ötekiliği

Lacan’ın meşhur üçlemesini hatırla: Gerçek – İmgesel – Simgesel.

Bugün Gerçek, bastırılmıştır. İnsanlar imgelerle (Instagram estetiği), simgelerle (emojiler, etiketler) konuşur. Ama hiçbir şey “Gerçek”le yüzleşmez. Çünkü Gerçek travmatiktir.

“Gerçek, sistemin sindiremediği artıktır. O yüzden susturulur, filtrelenir, sansürlenir. Ama geri döner… hep döner.”

TikTok’ta ağlayan çocuklar, gülerken intihar eden fenomenler, mizahın içinde gizlenen travmalar… Gerçek hep geri döner, ama başka bir maskeyle.

🧩 Eksik Olanla Yaşamak

Bugünün insanı, eksikliğini bastırmak için tüketir, gösterir, ifşa eder. Lacan buna şöyle derdi:

“Eksik olanı bastırmak seni doyurmaz. Eksik olanı tanımak seni insan yapar.”

Freud “haz ilkesi”ni tanımladı. Lacan, “hazdan kaçış ilkesi”ni gösterdi. Bugün herkes mutlu görünmek istiyor, ama mutlu olmak istemiyor. Çünkü yüzleşmek yerine “simgesel olarak onay almak” daha kolay.


🧠 Lacan Bugün Ne Derdi?

“Senin sorunun depresyon değil. Senin sorunun arzunu tanımıyor olman.
Kimsenin seni gerçekten görmediği bir dünyada, gösterilmek istiyorsun.
Ama sadece görülen değil, ‘anlaşılan’ olmak istiyorsun.
Bu ise seni kendine geri götürür. Ve orada eksik bir şeyle karşılaşırsın.
İşte o eksiklik… senin Gerçeğindir.”